3 Şubat 2016 Çarşamba

İTİRAF EDİYORUM

Bir itirafta bulunacağım bugün sizlere. Hem de çok büyük bir itiraf. Çok düşündüm bunu sizlerle paylaşmaya karar vermeden önce. Kalan yaşamımı alt üst edecek bu kararım, biliyorum. Sevenlerimi de çok şaşırtacak. Şaşırmaları üzülmelerinden daha şiddetli olacak, bunu da biliyorum.

Kimseler inanmayacak bunu yaptığıma. "Şaka yapıyorsun" diyecekler. Ama şaka falan değil, yaptım bunu ben, hem de kendi ellerimle. Artık saklayamıyorum içimde. Vicdanım rahatsız, geceleri yıllardır uyuyamıyorum. Bıktım, usandım artık bu sırrı içimde tutmaktan.

Kimse suçlayamaz beni aslında. Ama ben kendi kendimi suçlamaya başladım artık. Gidip savcılığa teslim olacağım. Davacı olacağım kendimden. Davalı da ben. Mahkemeler kurulacak. Şahit olarak da beni gösterecekler. Kimsenin haberi yok ki bu durumdan, benden başka.

Neden yaptın bunu diyecekler bana, ne zorun vardı? Kazaen mi oldu yoksa? Hayır, diyeceğim. İsteyerek yaptım. Yani planlanmış bir hareket. Ama kusursuz bir plan. Ne iz var ne şahit. İzler silinmiş, tek şahit yine ben. Yetti artık bu kaçış. Kendimden kaçıyorum, beni ele verir diye. Ne yapacağı belli olmaz onun bilirim. Hoş etmemi ister gönlünü her daim. "Yoksa attırırım seni içeri" der, "İki dudağımın arasında sırların, biliyorsun"

Korkuyorum, korkuyorum ama korkum kodese tıkılmaktan değil. Kendimden korkuyorum. Bir kez itiraf edersem cezamı çeker, kapatırım bu defteri. Bu tehdit, bu şantaj canıma tak etti artık. Ne olacaksa olsun.

Şeytan bile benim yanımda kendime karşı. Bak bana hala "İtiraf etme bu sırrını" diyor, sana rağmen. Ama sen kazandın. Şeytana bile üstün geldin. Evet, sonunda sayende itiraf edeceğim. Annem, babam, eşim. çocuklarım şaşıracak. Vay be, diyecekler, nasıl saklamış bunca yıl, hiç birimize sezdirmeden. Ama bilmiyorlar hiçbiri neler çektiğimi.

Ne olmuş yani, idam cezası yok nasıl olsa. Yaşadığımı da yaşadım artık. Bundan sonra yaşasam ne olacak. Belki de yaşıma hürmet gösterirler içerde. Her şeyden önce artık yanımda sen olmayacaksın ya, benim yol arkadaşım, tek şahidim. Başta biraz zor olacaktır hapishane hayatı. Tuvalet yıkatmazlar umarım artık bana. Yıka derlerse de yıkarım, ne yapalım. İyi geçinmeye bakarım. Sensizliğin keyfini çıkara çıkara.

Artık istemiyorum cezamı çekince serbest kalmayı. Sonunda seninle yeniden karşılaşmayı. Kim bilir daha neler açacaksın başıma? Benim unuttuğum, senin silinmez yazılarla duvarına astığın. Bitti artık, işte şimdi burada korkmadan anlatacağım, senin bana anlatırım diye korkuttuğun her şeyi. Sana hiçbir şey bırakmayacağım geride, beni korkutacak neyin varsa anlatacağım herkese.

Ne zaman gelirler beni almaya? Fazla zaman geçirmeseler bari. Kimseyi görmek istemiyorum artık. Kendimi baştan yaratacağım ben içeri girince. Sen dışarıda ne yaparsan yap umurumda bile değil. Git, kime takılırsan takıl. Ama benden uzak dur artık.  

2 yorum:

  1. İnsan sırlarla gizemlerle doludur. En yakın arkadaşlardan bile gizlenir bazı şeyler. Ama içten içe de kemirir insanı bu gizemli düşünceler. Açığa çıksa halbuki kuş gibi rahatlatacaktır insanı.

    Bu yazı bana özetle Dostoyevski nin Suç ve Ceza romanını hatırlattı.

    Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler. İnanın yazıya başlarken tamamen farklıydı düşüncem. Ancak farkında olmadan başka bir yöne evrildi yazım. Yazdıklarım beni de şaşırttı:)

    YanıtlaSil