9 Nisan 2016 Cumartesi

08/04/2016 Cuma, İzmir

Gece boyunca hiç uykum gelmedi. Böyle durumlarda hiç uyumaya zorlamam kendimi. Güncemin eksik günlerini tamamladım ben de bu sayede. Bir gün atlarsam eğer, sanki büyüsü bozulacakmış gibi geliyor.

Evet memlekete döndük. Bugün biraz kararsızlık var üzerimizde. Diş doktoruma görünsem İzmir'de birkaç gün daha kalmamız gerekecek. Kızım arkadaşlarıyla kendi programını çoktan yapmış bile. Alaçatı Ot Festivaline gitmek istiyoruz. Eşim Kaystros ile ilgili çok heyecanlı, Gıda Çarşısına gidelim diyor, eksiklikleri tamamlamak için bir an önce. Göz doktorumdan son kontrol için kızım Pazartesi günü saat 11.45'e randevu almış. Onun evinde de hala eksikler var. Salon takımı, vestiyer montajları yapılacakmış bugün. Eşyaların yerlerinde değişiklik yapınca TV'nin yerini de değiştirmek gerekiyor.

Sabah kahvaltısı yapmayacağım dememe rağmen kızım çağırıyor sofraya. İsteksizce kalkıp gidiyorum mutfağa. Her zamanki gibi bardağıma light kola dolduruyorum. Artık kimse söylenmiyor etrafımda sabah sabah soğuk kola içmenin ne kadar kötü bir şey olduğuna dair. Söylenseler de zaten duyacak durumum yok kimseyi. Çay bana göre değil hala. Gecenin yorgunluğu sabah saat dokuza doğru çöküyor yavaş yavaş üzerime. Koltuğa uzanıp birkaç saat kestiriyorum.

Karar vermek lazım bir an önce. Nihayet ilk kararımızı veriyoruz. Pazartesi günü, göz doktoru randevusu için hiç uygun değil. Bugün için randevu almasını istemiştik kızımızdan oysa. Pazartesiye kadar hoca yokmuş da o yüzden Pazartesi'ye vermişler randevuyu. Telefon edip Salı günü saat 12.00'ye değiştiriyorum. Diş hekimine uğrasak iyi olacak. Belki ölçü falan alır bugün diyoruz. Ama o da implantların üzerine ölçü almak, porselenleri yerleştirmek için Pazartesi gününün uygun olacağını söylüyor. Ona da anlatıyoruz Pazartesi olamayacağını. Pazartesi günleri benim ödeme günüm zira. Zaten geçen Pazartesi de yoktuk memlekette. Salı günü saat 14.30'a değiştiriliyor randevu.

Tire'ye, evimize dönmek için başkaca bir engel kalmıyor artık. Kızım Gaziemir'e, minibüslerin kalktığı yere bırakacak bizi. Derken bu sefer ard arda ustalar geliyor eve, bir türlü  çıkamıyoruz evden.

Saat 20.30 servisine yetişiyoruz zor bela. Eve vardığımızda rahatlıyoruz. Yine kendi evinde olduğu kadar rahat edemiyor insan. Yarın neler yapmalı düşünmek bile istemiyorum. Canım bu akşam opera izlemek istiyor. İnsanın istediğini anında yapabilmesi ne büyük mutluluk!

Alexandre Cesar Leopold Bizet yani bilinen adıyla George Bizet'in (1838-1875) dünyaca meşhur Carmen operasının en ünlü aryası "Habenera" takılıyor ağıma. Neden bu harika insanlar genç yaşta ölürler? Topu topu adamın yaşadığı yıl sayısı 36 bu dünyada.

"Habanera" aryasını en iyi seslendiren sanatçılardan biri 82 yaşında yaşamına devam eden Yunan Nana Mouskouri. Sözleri de müziği kadar güzel.

"Aşk, Aşk, Aşk..."
"Aşk asi bir kuştur, kimse onu evcilleştiremez"
"O yasa tanımayan Bohemyalı bir çocuk"
"Seni seviyorsam bunu anla"
"Beni sevmesen bile ben seni seveceğim"   


4 yorum:

  1. Bende de çok fena bir kafein tutkusu var. Günde iki kutu kola deviriyorum, kahveler de cabası. Bu yüzden iştahım çok fazla olmuyor. Oğlum görüp örnek almasın diye kolaları o yokken içiyorum. Kafein bağımlılık yapıyor işte.

    YanıtlaSil
  2. Bir sene öncesine kadar beş altı adet 330 cc light kutu kola içiyordum. Neyse ki şimdi o kadar fazla değil. Bana su sevilmez mi diye sormayın. Hakikaten garip bir insanım; suyu ve çayı sevmiyorum. Bağımlılık mı yoksa tercih mi bilemiyorum.

    YanıtlaSil
  3. Muhteşem bir ses gerçekten de. Tanıştırdığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil