15 Nisan 2016 Cuma

14/04/2016 Perşembe, Tire

Akşam saatlerine kadar yolunda gitti işler. Elektrikçi Ali ile aksesuarları tespit etmek üzere cumartesi sabahına randevulaştık. Marangoz Ünal ile konuştum, sıva boya işleri bittikten sonra ahşap işlerini elden geçirecekler. Sezai Usta'yı aradım, birkaç gün içinde tuvaletin sıva, yer duvar seramiği, taş evin sıva rötuşları ve boya işlerine girebileceğini söyledi. Yarın ya da yarından sonra ustaları gönderebilecek sözünde durursa...


Yakup Usta ile Kadir bahçenin uygun yerine kocaman bir kümes yapmaya başladılar. Yakında kendi köy tavuklarımızın yumurtalarını yiyeceğiz. Yırtıcı kuşlar kapmasın diye gündüz gezmelerini tamamladıktan sonra gece girecekleri bölümün üzerini kümes teli veya delikli bir örtüyle kapatacağız. Ortalık yemyeşil. Canlı, parlak, hayat dolu.

Erikler büyümeye devam ediyor. Her gün bir ağaç tanıyorum bahçede. Kümes yaptıkları yerin hemen yanında bir tane de nar ağacı varmış.

Akşam saatlerinde bir telefon geldi. Arayan kişi İzsu'dan bir yetkili olduğunu söyledi. Bu iş beklediğimizden de erken olacak diye sevindik. Yer göstermek için gelip gelemeyeceğimizi sordu telefondaki. Ne demek, derhal fırladım. Eşim yeni dönmüştü arkadaş toplantısından. "Ben de geleyim." dedi heyecanla. Yarım saate kadar yukarı çıkarız demiştim.

Bekletmeyelim diye adeta uçarak vardık köy meydanına. Bir çeyrek saat geçmesine rağmen gelen giden olmayınca aradım arayan numaradan. Biraz işleri varmış onları halledip geleceklermiş. İşte bunu ben anlamıyorum. Niye insanlar randevu saatine benim gösterdiğim özeni göstermiyor burada. Kendi zamanları önemli de başkalarınınki mi önemsiz mi? Ne var ki gelenler bizim için önemliydi. Sırf bu yüzden zamanlarının önemli olduğunu kabullenmek zorunda kaldık! Hani biraz zıt gitsek, olacak işimiz de suya düşebilirdi.

Bir çeyrek daha bizi beklettikten sonra pikapları göründü. "Beni takip edin" dedim. Bahçe kapısına vardığımızda kapıyı açmak için arabadan indim. Onlar da arkamdan gelip arabalarını perk ettiler. "Kapıyı açmanıza gerek yok" dedi yaşlı olanı ve devam etti. "Olumsuz" 

"Ne demek bu?" dedim. "Depodan buraya su veremeyiz kot kurtarmaz." dedi. Ana hatları bizim arazilerden geçiyor, oradan branşman almalarını önerdim. Su temini belediyeden İzsu'ya geçtikten sonra alınan karar gereği klorlamadan önce su vermeleri yasakmış. Daha önce verdikleri? Onlar eskiden belediyeden aldıkları için devam ediyorlarmış. Al sana, sadece yurdumuzda görülecek bir uygulama. Ben gerekirse klorlama tesisimi kendim kurarım desem de nafile. "Müdürümüzle konuşun." dedi gelen yetkili, yapacak bir şey yok. Yapacağı tek şey "olumsuz" rapor tutup dosyayı kapatmaması. Önümüzdeki hafta sonuna kadar rapor tutmayacağı konusunda söz aldık. İşte akşamki bu gelişme sıktı canımı. Hayat bu, bazen sevineceğiz, bazen sıkılacağız, ne yapalım?  


5. gün (EK)'im:
BAŞLANGIÇ 75,2 KG




HEDEF
70,0 KG 

GÜN SAYISI
BUGÜNKÜ   
  KİLOM        


DEĞİŞİM (+/-) KG
HEDEFİME KAÇ KG VAR
          5
    73,2
    - 2,0
     3,0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder