6 Temmuz 2016 Çarşamba

TAŞ EV'DEN GECE MANZARASI

05/07/2016 Salı, Tire

Bugün bayramın birinci günü. Gece boyunca sıcaktan bunaldık. Sabah alışverişinden sonra çıktık yine yaylamıza. Bayram boyunca devam edecek bu sıcaklarda yapacak daha güzel bir şey gelmiyor aklımıza. Yaylaya günü birlik turlarımız bunaltıcı sıcaklardan kaçmamızı sağlarken Taş Ev'de geçireceğimiz hayata alıştırıyor bizleri. Her geçen gün daha da çok ısınıyoruz bu yeni mekanımıza. Burada eksiklerimizi görüyor, türlü hayaller kuruyoruz. 

Öğleni bulmuş olsa da vakit, masayı serpme kahvaltı tarzında döşemek niyetimiz. Peynir ve reçel çeşitleri, zeytinyağı ve kekik soslu domates ve salatalık söğüş, tereyağı, bal, zeytin, okma salatası (Çingen pilavına benzeyen yöresel bir peynir salatası), karpuz ve menemenden oluşan menü, hayli güzel bir sunumla morallerimizi yükseltiyor. Gerek hazırlık gerek sunum safhalarında kızım yine başrolde. 

Veranda her zamankinden daha çok esiyor bugün. Üşütmeyen, insanın tenini tatlı tatlı okşayan, rahatlatıcı bir rüzgar. Bir yandan cevizler kırılırken hamak kurulabilecek yer arayışlarına giriyoruz. "Ne güzel uyku çekilir bu havada." iç çekişleri karışıyor ceviz tıkırtılarına.

Şöyle iki saatte bir gidip buz gibi kaynak suyu getiriyorum. Kızım bir ara gözden kayboluyor. Ona gösterdiğim yerde biten kekikleri toplamaya gitmiş. Oluşturduğu iki sebze bahçesini güneş çekildikten sonra sulamayı unutmayalım diye bizi sıkı sıkıya tembihliyor. Akşama doğru onunla birlikte yukarı yaylaya çıkıyoruz.

Genellikle orman içi patika yolu üzerinden gitmek daha kestirme ama bu sefer kızım yeni yoldan gitmemizi istiyor. Geçen yıl açtırdığım bu yoldan arabamla çıkabiliyordum ancak geçen kış mevsiminde bozulmuş. Yolun üzerini yabani otlar bürümüş. Geçen yıl buradan topladığımız yabani semizotlarını arıyor gözlerim. Sanırım henüz zamanı değil. Yukarı yayla girişindeki ağaçlarından erik topluyoruz. Çekirdeği etinden kolaylıkla ayrılan güzel bir cins. Mürdüm eriğine benziyorlar ama değil. Aslında armut ve kayısı toplamaktı geliş amacımız. Yarım sepet erik topladıktan sonra havuz başına doğru ilerliyoruz.

Havuz başında bizi bir sürpriz bekliyor. Üzeri meyve dolu kayısı ağacında yine meyve kalmamış. O yetişemediğimiz yüksek dallar bile bomboş. Sincaplar mı yedi kuşlar mı belli değil. Yabancı biri gelip toplamış olabilir mi? Belki, ama düşük bir ihtimal. Ağacın yüksek dallarında birkaç tane kalırdı öyle olsa. Buna benzer bir durum aşağı yayladaki kayısı ağacında gelmişti başımıza. Üzeri meyve dolu koca ağacın bir gün içinde bütün meyveleri yok olmuştu.

Armuttan yana da çok şanslı sayılmazdık. Olgunlaşan armutları kuşlar yemiş, diğerleri ise henüz toplanacak kıvama gelmemiş. Havuzun üzerinde iki büyük kızılcık ağacı var. Yukarı doğru tırmanıyoruz. Ağaçların bulunduğu yere geldiğimizde yerlere düşen kırmızı renkli kızılcık meyvelerini arıyor, göremeyince ağaçların yanına doğru çıkıyorum. Ağacın eteklerine dökülen az sayıda kızılcık var ama ağaçlar meyve dolu. Bu ağaçları arada kontrol edip kurda kuşa yem etmemeli... Geçen sene bu iki ağaçtan topladığım meyvelerle yaptığımız marmelat harika olmuştu.

Geldiğimiz yoldan geri dönüyoruz. Yayla yoluna yaklaşınca orta yaylada toplama zamanı gelmiş elma ağaçları ilişiyor gözüme. Hava kararmak üzere olduğu için burada oyalanmamayı tercih ediyoruz.

Telefon rehberim yanlışlıkla silindiğinden dolayı gelen bayram mesajlarının kimin tarafından gönderildiğini çözemiyorum. Zaten bu tür mesajlara robot mesaj diyorum ben. Seçilen mesajı bir tuşa basarak rehberinde kayıtlı kim varsa hepsine birden tek hareketle gönderebiliyorsun artık. Bu mesajların dışında telefonumu çaldıran bir numarayı tanıyamadım. Çalıştığım dönemdeki iş arkadaşlarımdan Önder Bey'miş. Altınoluk'ta kalıyorlarmış. Yarın bize gelmeyi düşündüklerini söyledi. Memnuniyetle davet ettik. Eşim trileçe yapmaya koyuldu. Mutfakta ilk kez kullanacağımız tezgah tipi buzdolabını çalıştıramadık. Bayramın sürprizlerinden biriydi bu. Bildiğimiz buzdolapları soğutur. Bu dolap tam tersine ısıtıyor. Bayramdan sonra servis gelecek.

Gece Tire manzarası ayrı güzel. Resmini çekiyorum ceviz ve kestane ağaçları arasındaki bu güzelliğin. Yeni şeyler deniyor eşim mutfakta. Damak çatlatan son tatlarından biri de "muhammara". Akşam masamızı süsleyen güzelliklerden biri oldu. Kendi bahçemizin sızma zeytinyağı ve cevizi ile pek güzeldi. Kızımın spesiyali ise özenle hazırladığı cacık.  Aramızda kalsın buraların meşhur keşkeğini deneyeceğiz yarın... 

2 yorum:

  1. Taş Ev'den dev bir pırıltılı taşlı gerdanlığa bakar gibi gözüküyor kare...

    YanıtlaSil