18 Ağustos 2016 Perşembe

YAYLA TOSTU


27/07/2016 Çarşamba, Tire

Sabah kahvaltısını yine tostla yapacağız ama bu sefer peynirleri eritip tost makinesini batırmadan. Cihaz istenen sıcaklık derecesine gelene kadar sucuk, kaşar ve domatesi itinayla dilimliyorum. Nohut ekmeklerini makineye yerleştirdikten sonra bastırıyorum. Hemen kızarmaya başlıyor. Ekmeklerin üzerine tereyağı sürüyorum. Sucuklar piştikten sonra kaşar ve domates dilimlerini yerleştiriyorum. Ekmeğin sıcaklığıyla içine koyduğum kaşar dilimleri erise de servis tabağına aldığımdan artık tost makinesine akmıyor.
Kahvaltıdan kalkmak üzereydik Kadir aradığında. Askere gidene kadar yayla işlerinde hemen her gün yevmiyeli çalıştırmıştım Yakup Ustanın yanında. Yakup Ustayla birlikte dedesi Cambaz Ali’nin bahçelerindeymiş. Çağırdım her ikisini de. Acemi birliğini Tokat’ta tamamladıktan sonra şansına bu sefer Mardin çıkmış. Bayağı kilo verdirmiş askerlik. Verandada oturduk, kahve içtik. Yakup Usta benden haber bekliyordu yol ve depo binalarına başlamak için. Her ikisini de hallettiğimi söyledim. Yukarı yayladan gelen su azalmıştı. Birlikte çıkalım yukarı bir bakalım dedim. Yakup Usta ne yapsak gibisinden yüzüme bakarken Kadir daha gönüllü davrandı. “Hadi çıkalım bakalım o zaman” deyip çıktık yola.
Önce orta yaylayı kontrol ettik. Su az geliyordu buraya. Ana boru yer altında gömülü olduğundan takip etmek çok zor. Orta yaylanın orman ile sınır olduğu noktada boru görünüyor. Hemen devamında patika bir yola girdik. İlk kez görüyordum bu patikayı. Boruyu gözden kaybettik. Yolun sonlandığı yer yaylanın giriş tarafındaki en alt kesim. Geçen sene diktiğim şeftali fidanlarının olduğu yer. Dün gece boyunca sulamaya verdiğimden havuz boşalmıştı. Ancak havuza gelen su iyice azalmış. Kaynakları biraz eşeleyip kaçan suları toplamak şart. Havuzun alt kısmındaki boru ek yerine baktık. Bu noktadan gayet güzel geliyordu su. Büyük bir olasılıkla orman içi patika yolda bir tıkanma olmalı.
Aşağı inip Yakup Usta ve asker Kadir’le vedalaşıyoruz. Çocukluk arkadaşım iki gün aradan sonra cevaben arıyor. Uzun uzun konuşuyoruz. O kadar uzun ki neredeyse arabamın muayene randevusunu kaçıracağım. Telefonu kapattıktan sonra tesadüfen saate bakıyorum. Yarım saat zaman kalmış randevuya. Yetişiyorum. Egzoz muayenesi de eş zamanlı olarak yapılıyormuş. Sağ stop lambasının ampulü yandığı için ağır kusur yazıyor teknisyen. Bir sonraki randevu en az on gün atar. Yine bir günümü bağlamak istemiyorum. Teknisyenin tavsiyesi üzerine sanayiye gidip ampulü beş dakikada değiştirtiyorum. Kısa zamanda TÜV istasyonuna gelip tekrar randevusu alıyorum. Sondan bir önceki araç olarak olumlu neticeyi alıyorum sonunda. Eşim iyi ki yukarıda kalmış. Bütün günüm anlamsız bir şekilde beklemekle geçti.
Eve uğrayıp bazı eşyalarla birlikte ev yapımı yoğurt yapmak için süt alıyorum. Daha sonra çarşıdan katran satan bir yer buluyorum. Evin etrafına dökersem kokusuna yılan, çıyan gelmezmiş. Buranın belki en sevdiğim yanlarından birisi de şarküterilerde bile taze süt bulunabilmesi. Ankara’da bir litre taze süt bulabilmek için köy köy dolaşırdık.
Yaylaya dönüp Taş Ev’e geldiğimde demir kapıyı kilitliyorum. Pazarcı Ahmet arıyor. Eşiyle birlikte çay içmeye geleceklermiş. Buyur ediyoruz. Hemen çıkıp demir kapıyı yeniden açıyorum. Verandada hoşça vakit geçirirken aniden biri çıkıyor avludan karşımıza. Tabelayı görmüş önce. Arkasından kapıyı da açık bulunca dalmış içeri açıldık diye. Çukurköy’de oturuyormuş ama bizim bahçede yevmiye usulü çok çalışmış. “Bütün kestane ve cevizlerin yerini bilirim ben.” diyor. Buyur ediyoruz, sohbete o da katılıyor. Elinin başparmağını dudağına değdirerek “İçki olacak mı?” diye soruyor. Anlıyorum ne demek istediğini. Onun anlayacağı şekilde cevap veriyorum. “Olacak amma, eşinle birlikte gelirsen.” Burada garipsediğim bir olaydır bu. Gece vaktine kadar kadınlar ev gezmesi yapar, erkekler de arkadaşlarıyla kafayı çeker. Ne adamlar ne de eşleri şikâyet etmez bu durumdan.
Verandaya elektrikli sivrisinek cızbız cihazını koymayınca daha az kanatlı böcek çıktı bu gece. Hava oldukça sıcak. Şehirde klimasız yerde durmak çok zor.

8 yorum:

  1. Nohut mayalı ekmekle tost. Yayla güzellikleri içinde. Çok selamlar size ve ailenize :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nohut mayalı ekmek buraların meşhur güzelliklerinden sadece birisi. Bizden de size selam ve sevgiler... :)

      Sil
  2. Ekşimaya ekmeğin yanısıra Tire'de tatmlımaya tava ekmeği meşhurdur. Ayrıca dolmalık ekmek de Tire'nin meşhur mutfağında önemli yer tutar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nohut mayalı ekmek zaten tatlı maya ekmeği. Ekşi maya ekmek yapımı çok daha uzun süre ve uğraşmak istiyor. Ekmek dolmasını biliyorum. özellikle Ramazan ayında çocukluğumun geçtiği İzmir'deki evimizde yapılırdı.

      Sil
  3. Özlemişim sizi.. Yine neler neler yapmışsınız. Yapmak istediklerinizi tamamladığınızda kimbilir ne hoş olacak. Zaten bu kadar emek verilen birşey kötü olabilir mi? Tüm yorgunluklara değecek eminim. Sevgiler,

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim. Ben de sizleri çok özledim. Umarım değecektir :) Benden de size kucak dolusu sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Ev yapımı yoğurt gibisi var mı? Alışan market yoğurdu yiyemez.

    YanıtlaSil
  6. Kesinlikle. Market yoğurdu bana yoğurt gibi gelmiyor artık.

    YanıtlaSil