4 Ekim 2016 Salı

AÇILIŞI FETÖ VURDU

03/10/2016 Pazartesi, Tire


Bugün bizim resmi açılış günümüz mü? Aslına bakarsanız kimseye açılıştan bahsetmedik. Tanıtım daveti belki daha güzel oturacak bu etkinliğe. Sabah alış verişe çıktım. Davetli misafirlerimiz dışında misafir kabul etmeyeceğiz bugün. Yaylaya dönüp eşyaları bırakıyorum. Dün gece takatsiz kaldığım için yarım kalan günlüğü tamamlamak var kafamda. Hüseyin'e içerideki masaya dokumamasını istiyorum.

İki araba yanaşıyor öğlene doğru. Rüzgar santrallerinin yöneticileriymiş. Karınları acıkmış, gelmişler yemek yemeye. Nasıl geri çeviririz şimdi. Verandaya alıyoruz. Bonfile söylüyorlar hepsi. Bonfile fiyatımız düşük kalmış benzerlerinin yanında. Fiyat ayarlaması yapacağız ama menüyü değiştirecek zaman bulamıyorum bir türlü. Misafirler yemeklerini yerken ben içeride dün gece yarım kalan günlüğümü tamamlıyorum.

Hüseyin dışarıda sigara içiyor. Ne yapacağını bilmiyor çocuk. Eşim oğlumla birlikte saçlarını yaptırmaya gitti. Saatler çabuk geçiyor. "Hadi" diyorum Hüseyin'e. "Yapacak çok şeyimiz var." Yukarı çıkıp masaları düzene sokuyoruz. Üç sıra halinde masaları birbirine ekliyoruz. Her taraftan rahatlıkla servis yapılabilecek. Burada  elli hatta atmış kişiye davet verebileceğimiz çıkıyor ortaya. Kırk kişilik bir oturma düzeni kuruyoruz. Servis tabakları, bardaklar, çatal, kaşık, bıçak masalara yerleştiriliyor. İçki servisi Hüseyin'de. Üç garson dışarıdan gelecek. Yemek servis işleri onlarda.  

Açılış organizasyonları ya da önemli yemekler her zaman sürprizlere açıktır. Her şeyi düşündüğünüzü zannederken mutlaka bir şeyler atlanmıştır. Ya da hiç beklemediğiniz bir gelişme olur, tören bambaşka bir havaya bürünür. Sünnet düğünleri evlerin önünde yapılırdı eskiden. Çalgıcılar gelir sabahtan akşama kadar oynak havalar çalardı. Kapı komşunuzun vefat ettiğini düşünün. Yanınızda cenaze evi varken siz düğün yapabilir misiniz? Düğün bütün havasını kaybeder, sönükleşir birden.

Karadeniz Ereğli'sinde görev yaparken DSİ Genel Müdürü, Barajlar Daire Başkanı şantiyemi ziyaret edecekti. Genel Müdür iki tane kuzu dolması hazırlat aşçılara demişti. Bir gün önceden her şey en ince ayrıntısına kadar ayarlanmış misafirler bekleniyordu. Bir gün öncesinden hazırlanan kuzuların içi doldurulup fırına sürülecekti. Kasaptan kuzuları almaya adam gönderdim. Fırında bir kaç saat kalması gerekiyormuş kuzu dolmasının. İşler yolunda giderken aşçı telaş içinde geldi yanıma. "Şefim kuzuları parçalamışlar." Ne olduğunu anlamadım. "Nasıl parçalamışlar?" Aşçının panik havası devam ediyordu. "Şefim, dolmayı falan unutun, etler parça parça gelmiş." İçime bir ağırlık çöktü. Bir sıkıldım ki sormayın. Ben nasıl derim bunu şimdi müdürüme. Yüzümü allar bastı. Ne yapacağımı bilemedim. Öyle cep telefonları da yok o zaman. Araç telefonları yeni çıkmış. Genel Müdürü aradım. "Remzi Bey, kuzu dolması yapamayacağız, parçalamışlar kuzu etlerini." Adam haklı olarak ağzına geleni söyledi. Ne beceriksizliğimiz kaldı ne dikkatsizliğimiz. "Takip etmezsen böyle olur işte." Yahu kasabın neyini takip edeceksin. Edeceksin işte, takip etmen gerekiyormuş demek. Misafirleri gezdire gezdire geliyor müdür. Henüz Safranbolu'ya yeni gelmişler. Son kez şansımı denemek istiyorum. "Müdürüm siz misafirleri biraz oyalasanız oralarda." Küfürü yiyip telefon kapanıyor yüzüme. Normal olarak asla kabul edeceğim şeyler değil bunlar. Ama adam haklı. Hemen kasaba koşuyorum, iki kuzu daha kesiliyor. Alelacele temizlenip dolduruluyor ve fırına sürülüyor. Nasıl olduysa bir mucize gerçekleşiyor ve kuzu dolması yetişiyor misafirlere. Çok da övgü alıyoruz. Kamera arkasını müdürümden başkası bilmiyor elbette.

Bugün benzer sürprizlere hazırlıklıydım aslında. Aşkın Şefin elinden çıkan yemekler harikaydı. Kusursuz bir servis yapıldı. Gelgelelim Fetö'nün gazabına uğradık. Örgüte yeni yapılan baskınlar bölgede bütün emniyet birimlerini teyakkuza geçirmiş. Kaymakam başta olmak üzere, emniyet müdürü, jandarma komutanı davetimize katılamadı. Belediye Başkanının sağlık problemlerinden dolayı İzmir'den ayrılamayacağını biliyordum zaten. Yine de güzel bir gece oldu. Daha önce tanıma fırsatı bulamadığım önemli şahsiyetlerle tanıştım. Genel olarak sıcak bir atmosferde geçti gecemiz.

Taş Ev gibi nezih bir yerin ilçeye değer kattığı vurgulandı. Sembolik açılışı OSB Bölge Müdürü Sn. Galip Kılınç, Süt Koop Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük ve Tire'nin tanınmış simalarından iş adamı yakın dostum Fikret Namlı yaparak kurdeleyi birlikte kestiler. Yine Tamtad konservelerinin sahibi Kürşat Bey eski anılarından bahsederek geceye renk kattı.

Galip Bey ile meslektaşmışız. Sınıf arkadaşlarımdan Işıkhan Güler ortak arkadaşımızmış. İki hafta önce üniversiteden en sevdiğim hocam Prof. Ayşen Ergin Tire'deymiş. "Daha önce tanışsaydık sizi de davet ederdim." dedi. "Ne demek, Ayşen Hocamın geldiğini bilseydim, sizi burada ağırlamak isterdim." dedim. Ayaklı kütüphane Orhan Aksay hoca onur konuğumuzdu. Yanında çerçevelenmiş Atatürk maskları ve resimler getirmeyi ihmal etmemiş. Mahmut Bey de eli boş gelmemiş, Tire Koop un ürünlerinden kocaman bir hediye paketi hazırlamış. Çok hoş sohbet bir kişi.

Üniversiteden arkadaşım Ali Becet eşiyle birlikte gelmişler. Aile dostumuz Atilla Bey ve eşi Şenay Hanım bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmayanlardan. Ticaret Odası Başkanı şehir dışında olduğu için gelemedi ama eşi hanımefendi bizimle birlikteydi.

"Taş Ev konaklamalı olmalı." dedi misafirler. Bungalov tipinde prefabrik binaların burada büyük bir açığı kapatacağı yönünde görüşler paylaşıldı. Balık işine girme dedi Kürşat Bey, burada yapılırsa av etleri güzel gider. "Sülün, bıldırcın, ördek etleri yapılmalı, eğer balık girerse bütün tılsımı kaçar Taş Ev'in." dedi. 

Akşam saatlerinde klasik müzikle başladık. İlerleyen saatlerinde Türkçe, Rumca karışık rembetiko ve taverna müzikleri geceye renk getirdi.

Bizim için bu özel geceyi paylaşanlara minnettarız. İçlerinde benim çok özel bir yere koyduğum birileri var ki assolist gibi sona sakladım onları. Haber Tire gazetesinin ayrılmaz kardeşleri Ercan ve Ergün Beyler gecemizde bizi yalnız bırakmadılar. Çektikleri güzel resimleri de paylaşacaklar benimle. Bir gazeteci için haber gerektiğinde canını tehlike atmaya değer bulunur. Bu gece Tire örgüt baskınlarıyla sallandı. Onlar emniyet güçlerinin teyakkuza geçtiği bu gecede haber peşinde koşmak yerine bizi tercih ettiler. İki kardeş birlikte saatlerce destek verdiler gecemize. Unutmayacağım.

İzmir'den gelen kardeşim Ahmet ve yeğenim Ece bize destek olsun diye onca yolu göze almışlar. 

Böylesine geceler çabuk geçer. Öyle oldu. Misafirlerimizi teker teker uğurladık. Şükürler olsun ki, hiçbir aksaklık olmadı. Mesela elektrikler kesilmedi. Eğer kesilseydi henüz jeneratör almadığımızdan kötü bitebilirdi gece. Tabaklar, bardaklar yeter mi acaba diye düşünmüştük. Önceden planladığımız şekilde servis yapıldığından sıkıntı olmadı.   Kısaca her şey güzeldi. Alnımızın akıyla çıktık bu organizasyondan.

Kısa bir konuşma yaptım yemeğin başlarında. Bu fikir nereden doğdu anlatmaya çalıştım. Bizi bu özel gecede yalnız bırakmadıkları için gelen misafirlere teşekkür ettim.

8 yorum:

  1. Hayırlı uğurlu olsun. Dilerim bundan sonra da hep böyle yüzünüzü güldürecek misafirler ağırlarsınız.

    YanıtlaSil
  2. Haydi hayırlı olsun :)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel geçmiş,tebrikler. Bir aşama daha geçti Taş Ev, bakalım günler neler getirecek. Muhteşem bir yere geleceğinden eminim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, samimi ve sıcak bir yemek oldu. Kaymakam, Belediye Başkanı ve Jandarma Komutanı da gelselerdi daha da güzel olabilirdi ama ne yapalım, olmadı. Eğer sık sık eleman değişimi olmazsa Taş Ev iyi tutulur burada bence de.

      Sil
  4. Hayırlı uğurlu olsun çok güzel geçmiş umarım her zaman böyle güzel gün ve geceleriniz olur. Bol bereketli kazançlar diliyorum.

    YanıtlaSil
  5. Hayırlı uğurlu olsun çok güzel geçmiş umarım her zaman böyle güzel gün ve geceleriniz olur. Bol bereketli kazançlar diliyorum.

    YanıtlaSil