31 Ekim 2016 Pazartesi

İNSANLAR, İNSANCIKLAR...

30/10/2016 Pazar, Tire
Pazar günleri bizim kabul günümüz. Sabah kalkar kalkmaz telefonuma baktım, arayan var mı diye. Arayan yoktu ama biri mesaj göndermiş. Bahar'dan geliyor. Hani dün havamızı değiştiren, birbirimizden pek bir memnun kaldığımız yüksekokul öğrencisi. Gece saat iki buçukta çekilen mesaj aynen şöyle "Acil İzmir'e gitmem gerekiyor, bilginiz olsun."

Kız kardeşi ile birlikte geleceklerdi sözde. Var mı böyle şey? Bu insanlar hayatta nasıl başarılı olacaklar? Ben şimdi bir daha nasıl güvenirim bu insanlara? Sabah dokuz oluyor, telefon ediyorum, "Yerine birini bulsaydın bari" demek için. Telefon çalıyor, açan yok. Geçen gün aradıktan hemen sonra kalp krizi geçiren arkadaşı arıyorum. O da açmıyor telefonu. Bu pazar da servis bakımından sıkıntı çekeceğiz.

Dün dört kişilik bir doktor aile gelmişti kahvaltıya. Kısa bir süre sonra rezervasyonlu bir aileyi de hemen yanındaki masaya aldık. İlk gelenler ısıtıcı istiyorlar. Şömine sobayı yakmasını istiyorum Hüseyin'den. İkinci gelen aile, "Çok açız, çok acıktık." diyerek aklımızı çeliyor. Bu arada kızım Ankara'da katıldığı kongreden mesaj gönderiyor. Gelenler facebook 'ta yer bildiriminde bulununca onların  hastaneden tanıdığı mesai arkadaşları olduğunu ve alaka göstermemizi istiyor. İkinci aile, ilk gelenlerin aksine güler yüzlü. Daha önce her iki aileyi de görmediğimizden ikinci ailenin kızımın güzel ağırlayın dedikleri olduğunu düşünüyoruz. Yine yanlışlıkla ilk servis ikinci gelenlere yapılıyor. İlk gelenler doğal olarak bozuluyorlar bu işe. Biz farkına vardığımızda iş işten çoktan geçmiş. Muhtemelen iki aile birbirini tanıyor ve birbirlerinden pek hoşlanmıyor. Bu durum da tuz biber ekiyor üstüne. Ben ayrı, eşim ayrı defalarca özür diliyoruz. Beyefendi biraz insafa gelip hafifçe gülümsese de. Eşi hanımefendi bu olayı öyle bir gurur yapıyor ki, gözlerinden ateş fışkırıyor. Biz özür diledikçe daha fazla asıyor suratını.

Akşam Kaystros Taş Ev Restaurant'ın sayfasına bakıyorum. Kadıncağız yememiş içmemiş, gece yarısından sonra oturmuş bizim facebook sayfasına beş üzerinden üç yıldız vermiş. O ana kadar yirmi sekiz kişi beş üzerinden beş yıldız verirken ortalama yıldız puanımız beş yıldız üzerinden beşti. Ancak bir kişinin üç yıldız vermesi büyüyü bozuyor ve ortalama ilk kez 4,9 a düşüyor. Eminim hanımefendi biraz olsun rahatlamıştır bu eylemiyle...

Bu gelişmenin üzerine garson kızların gelmemesi günün zor geçeceği konusunda endişelerimizi daha da arttırıyor. Hava serin. Sabah kahvaltısına geçen haftalara göre daha geç saatte geliyor misafirlerimiz. İleri saat uygulamasından vazgeçilmesi bunun nedeni olabilir mi diye tartışıyoruz. Gerçekten bir saat sonrasında sökün ediyor insanlar. Favori mekan yine teras. Üşüyenler için içeride şömine soba yanıyor. Kahvaltı sonrası yemek servisi başlıyor. Bir ara telefonum art arda çalıyor. Çoğu yola çıkmış, on dakikaya ya da yarım saat sonra gelecek olanlar. Bu haftanın genel karakteri içki satışının geçen haftalara göre azalmış olması. Ancak yine de mezelere rağbet büyük. Izgaralar da çok beğeniliyor. Servis sıkıntılı. Dışarıdan bir kişi buluyoruz son anda ama o da ancak boş tabak ve bardakları taşıyor. Servis sıkıntısını ilgimizle kapatmaya çalışıyoruz. Bugün gelenler doktorların tam aksine o kadar hoşgörülüler ki anlatamam. Ödemiş'ten tavsiye üzerine gelen kalabalık bir grup. Usulünce serviste yaşadığımız problemleri aktarıyor. "Bir bira söyledik 45 dakika sonra geldi." diyor. Olgunlukla karşılıyorlar bu durumu ama biz yerin dibine batıyoruz mahcubiyetimizden ve onların gösterdiği toleranstan. Devam ediyorlar. "Izgaralar yediğimiz en leziz olanları. Mezeler, harika, hele kabak çiçeği dolması, hayatımda yediğim en güzel kabak çiçeği dolması." diyor içlerinden biri.  

Sabah kahvaltısına kızlarını getiren dünyalar iyisi bir bey, öğlene iş arkadaşlarıyla geliyor yemeğe. Ağzından çıkan her kelime bize ilerisi için hem ümit hem de moral veriyor.

Öneriler geliyor. Mesela yayık tabaklara biraz zeytinyağı ve kekik, bir ucuna yöresel çamur peyniri koyun diyor. Bunu ikram olarak verirseniz hem yemekleri beklerken açlıkları diner insanların hem de güzel bir jest olur. "Güzel bir fikir, değerlendireceğiz." diyorum. Bir başkası veranda için UFO cinsi elektrikli ısıtıcılar konmasını istiyor. Hem içkisini içecek hem de sigarasını tüttürecek insanlar için.  Şarap için eski kaşar isteyenler oluyor.

İçki içen az olunca pazar olmasına rağmen servis de erken bitiyor. Elemanların maaş ödemelerini yapıyorum. Tip box açılıyor. İçinde biriken bahşişler özenle sayılıyor ve elemanlara dağıtılıyor. Oğlum, ben de garsonluk yaptım ben de payımı isterim diyor şakasına.

Kapıyı, pencereyi kapatıp düşüyoruz yola. Bu gece Tire'de taş olmayan evimizde kalacağız. Bilgisayarımı alıyorum yanıma, günlüğümü yazıp blogları okurum diye. Uyku teslim alıyor hemen. İyi bir uyku çekiyorum sabah dokuz buçuğa kadar. Sabah yedi buçukta içmem gereken antibiyotik zamanı geçeli iki saat olmuş. Akşamları da geciktiriyorum nasıl olsa. Aç karnına içiyorum bir tane.

9 yorum:

  1. İşiniz zor ama zevkli. Farklı karakterde insanları memnun etmek zordur. Ama bazen masaya konmuş bir küçük çiçek, biraz güler yüz, bazen rezervasyona göre adıyla hitap çoğu insanı memnun edebilir sanırım. Değişik 1-2 ekmek çeşidi de fark yaratmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet efendim. Zor ama zevkli... Katkılarınız çok değerli. Söyledikleriniz mutlaka fark yaratır da. Benim adlarla ilgili ciddi bir problemim var. Ne olacak bilmiyorum. Belki bir anda yüzlerce insanı birden tanımak beynimin sulanmasına sebep oldu:) Ancak rezervasyon için arayıp isimlerini söylüyor bazı misafirler. Kaç kişi gelecekler, saat kaçta gibi soruları sorunca rezerve ettirenin adını unutuyorum :( Şansıma konuşmayı duyan biri varsa yanımda, o bana hatırlatıyor:)

      Sil
  2. O düşük puan veren hanım çok ayıp etmiş efendim,
    Buradan teesüflerimi yoluyorum kendisine :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklıydı aslında. Yerden göğe... Ben de bozulurdum, önce gidip benden sonra gelene servis yapılana. Ancak defalarca özür dilemek, yapılanın kasıtlı değil bir hata olduğunu kabullenmek karşısında affederdim yapılan hatayı. Bazıları affetmiyor işte...

      Sil
  3. İnsan laboratuvarı aslında Taş Ev :)

    YanıtlaSil
  4. Yanda feysbuk adresinizi verseniz.... Ben de beğen yapmak istiyorum. Taş Ev diye arayınca apayrı şeyler çıktı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Web adresi aşağıda. Sayfada da daha sonra gösteririm:)
      https://www.facebook.com/kaystroskaplan/?ref=aymt_homepage_panel
      Teşekkür ederim. Taş Ev bir sürü ama Kaystros Taş Ev bir tane ;)

      Sil
  5. Are you looking for free YouTube Subscribers?
    Did you know that you can get these ON AUTOPILOT & ABSOLUTELY FREE by registering on You Like Hits?

    YanıtlaSil