23 Kasım 2016 Çarşamba

UNE ÉTOILE

23/11/2016 Çarşamba, Tire

Sabah tatsız başladık. Hüseyin'in telefonunu duymamışım. Geri döndüğümde Ödemiş'te duruşması olduğunu söyledi. Ne olduğunu sordum, söylemedi. "Döndüğümde anlatırım." dedi. Öğlen onsuz yaptık haftalık toplantıyı. Öğlen gelen misafirlerimiz toplantıyı sonlandırmış oldu.

Sabahki güneş bulutların arasına gizlenince sıcaklık aniden düşmeye başladı. Dünkü pazar alışverişinden sonra mutfak sıkı bir çalışmaya içerisinde. Mezeler yenileniyor, yenileri ekleniyor.

Facebook sayfasında tam puanı yakalamaya çalışırken bugün yapılan değerlendirme bütün hevesimi kırdı. Daha önce üç yıldız veren ailenin haklı olduğu yönler vardı ama bugün bir yıldız, yani en düşük değerlendirme notunu veren kişi bana göre hiç de haklı değil. Beyefendi tavsiye üzerine gelmiş eşiyle. Saat iki buçuğa doğru teşrif buyurmuşlar. Bizzat kendim ilgilendiğim için bütün detayları biliyorum. Yoğun bir talep vardı o gün. Allah biliyor ya kahvaltı servisinin sona erdiği saati dört gözle bekliyordum. Saat iki civarıydı. Puanlama yapan beyefendi geldiğinde ilk öğrenmek istediğim şey kahvaltı için mi yoksa yemek için mi geldikleriydi. "Kahvaltı için." deyince saatime baktım ve "Sanırım kahvaltı saati geçti, ama ben içeriye bir sorayım." dedim. İçeride hemen eşimle konuştum, madem onca yoldan kahvaltı için gelmiş, rezervasyon yaptırmadığı halde geri çevirmek istemedik. Eşimden onay alınca servis saatinden sonra olmasına rağmen kahvaltı servisi açtık muhteremlere.

Kahvaltı standartların altında eleştirisi komik. Sözünü etmeye bile değmez. Çay ücretinin yazılmasını eleştirmiş. Tam hatırlamıyorum ama muhtemelen o da şöyle olmuştur: Kahvaltıda sınırsız çay veriyoruz. Çoğu zaman da bu her masaya bir termos çay oluyor. İki saat oturup kahvaltıları bittikten sonra çay içmeye devam edenlere daha sonra içtikleri bardak çayları yazıyoruz. Belki de uyanıklık yapıp üç kişi gelmiş, iki kişilik kahvaltı istemişlerdir. O zaman yazdığımız çay üçüncü kişinin içtiği çaydır. Düşük bir ihtimal de, kahvaltı servisi tamamlandı diye düşünülüp yanlışlıkla çayın ücretlendirilmesi olabilir. Bu durumda da sonradan haksız yorum yapacağına hesaba itiraz edebilirdi. Zira serpme kahvaltıda çayın sınırlama olmaksızın ücretsiz olduğu menümüzde var. Facebook sayfamızda, internet sayfamızda da aynı bilgi mevcut. Amaç üzüm yemek olmayınca hiç bir şey görülmüyor.

Şimdi bu eleştiriyi yapan muhterem gibiler Taş Ev'e yakışmayan tiplerdir. Onların kahvaltı edecekleri yerler de yemek yiyip çay içecekleri yerler de farklıdır. Bu ve benzeri insan tiplerinin verdiği bir yıldız benim için beş yıldızdan değerlidir. Bu şahıs beş yıldız verseydi eğer, bazı şeylerin yanlış gittiğine inanır, kendime çeki düzen vermem gerektiğini düşünürdüm. Daha fazla üzerinde düşünmeye değmez zaten.  

Muammer Ketencoğlu dinlettim misafirlere bugün akşam üzeri. İlerleyen saatlerde Frank Sinatra. Şimdi Yan Tiersen'den Amelie. Ruhumu okşuyor adeta bu adam. Notalardan ses değil söz çıkıyor, konuşturuyor akordeonu. Canım Fransızca başlık atmak istiyor. Özgürlük ne güzel. "Hayır, bunu yapamazsın." diyen yok.

Hüseyin'den hala ses yok. Babasını aradım, o da benden öğrendi nerede olduğunu. Dedesi aradı az önce. Hüseyin'i sordu. Nerede bu çocuk?  

4 yorum:

  1. Nasıl insan sarrafı olunur sorusunun cevabı böylesi anlar olmalı :)

    YanıtlaSil
  2. İnsanlarla uğraşmak cidden zor.Ne yaparsanız yapın herkesi memnun etmek mümkün değil.Sizin içiniz rahatsa gerisi çokta önemli değil boşverin.

    YanıtlaSil