Aşağı inerken yol kenarında toplanan işçi kadınları görüyorum. Bayır araziye sağlı sollu yayılmış zeytin ağaçları silkinip toplanmayı bekliyor. Arabanın sıcaklık göstergesi dışarıda havanın sıfırın altında iki olduğunu gösteriyor. O eller zeytini nasıl tutacak bu soğukta bilinmez.
Yaylaya döndüğümde henüz gelen giden yok. Salonu ısıtmak için o muhteşem şömine sobamız bile zorlanıyor. Hüseyin'in hazırlamış olduğu odun dev bir kestane ağacının parçaları. Henüz gövde tam manasıyla kurumadığından zorlukla ateş alıyor. Yukarı yaylanın kuru ceviz ağaçlarından hazırlık yapmayı öneriyor Hüseyin. Eğer böyle giderse bugün doğru dürüst ısınamayacak bu salon. Depoya stokladığımız kuru odunlardan getiriyor. İki parça atınca şömine canlanıp eski haline dönüyor.
Sabah misafirlerimiz bugün için beklentilerimizin altında. Hava ve yol durumu etken buna tabii. Vardır her işte bir hayır diyoruz. Yine de akşama doğru hareketlenme başlıyor. Gelen misafirlerden bir hanımefendinin merdiven çıkması mümkün gözükmüyor. Yanındakilere "Siz yukarı çıkın, ben aşağıda bir yerde otururum." diyor. Aşağısı soğuk, bütün yerlerimiz yukarıda. Geri dönmek zorunda kalıyorlar. Ben de engelli olmanın yarattığı eksikliği içimde hissediyorum.
Uzun zamandır haberlerden bihaberim. Çok şey kaybettiğimi düşünmüyorum aslında. Buna karşın terör olaylarından öyle ya da böyle haberdar oluyoruz. Terörü bu ülkede normal yaşantımızın bir parçası haline getirenlerin kitabi söylemlerinden en az teröristler kadar nefret ediyorum.
Kızım arıyor, uzun uzun konuşuyoruz. Origami yapmış Taş Ev'i süslemek için. "Gelirken yanımda getireceğim." diyor. Akşam hava kararıyor "Genel tuvaletlerin ışığı yanmıyor." diyor Hüseyin. Hemen koşup panodaki anahtarı gösteriyorum ona. Birkaç gündür hidroforu devre dışı bırakıyorum, kazanı donup çatlamasın diye. Tuvaletlerin aydınlatmasına da aynı anahtar kumanda ettiğinden kapalı kalmış. İki üç gün evvelki suların donmasından sonra bir daha aynı durumun tekrarlanmaması sevindirici.
Galiba yaygın bir elektrik sorunu vardı bugün. Bu sabah göz açar açmaz duyulan ses jenaratörün sesiydi. Balkona çıkınca da bu yüksekliğe jenaratörün yakıtının kokusu çıkmıştı arka tarafta. Çok uzun zaman da elektrik gelmedi. Telefon da gitti. Yerleşik internette. Silsilesiyle sürdü. Neyse modem etkilenmiyor bunlardan.
YanıtlaSilİzmir'den soğuk havaların haberini almak... İzmir'de de olsa yayla, yayla sanırım.
İzmir'in soğuğu hasta eder bilirsiniz. Yaylanın havası bile sahilin havasından daha sağlamdır. Erzurum'un -25 ini İzmir'in sıfırına tercih ederim. O kadar yani:)
YanıtlaSilBu yıl zorlu bir kış geçireceğiz herhalde. Yağmur, kar bekleniyor ama dondurucu soğuklar fırsat vermiyor.
YanıtlaSilEngelli hanımefendinin durumu üzücü olmuş.Bazı yerlerde merdiven sandalyesi korunaklı bir çıkış sağlıyor. Bedeli yüksek midir bilemiyorum.
Kızınızın Japonların ünlü sanatı origami'yi uygulaması ne güzel. Yılbaşı süslerine yönelik renkli katlamalar ne güzel olur.
Günlüğünüzün yıl dönümünü de kutluyorum.Her gün yazabilmek çaba gerektiriyor.
Evet, öyle gözüküyor. Yağış olsa biraz soğuklar kırılacak ancak o da yok. Yağışın olmaması en kötüsü. Bu ara kuru soğuklar var. Güneş ısıtmıyor, soğutuyor adeta.
Silİmkanım olsa tek kata çıkan bir asansör en iyisi ama bu aralar yapamam maalesef:(
Kızım meraklı ilginç bulduğu her şeye:)
Teşekkürler. Evet haklısınız ama bir bakıma terapi de oluyor sanki:)
Origamiyi ben de çok severim :) Sadece bir kâğıt parçasıyla yapılabilen şeyler harika :)
YanıtlaSilBurası da üç gündür çok çok soğuk, güneş var ama eller donuyor. Dılarıda olanlara Allah kolaylık versin.
Biraz el becerisi, biraz yaratıcılık biraz da zaman:)
SilYağış olmazsa kuru soğuk bizi donduracak...
Soğuk! :))
YanıtlaSilYes:))
Sil21Taş Ev; iki kelime. Taş ve Ev'in birleşimi. Birleşik isim. Fakat nedense ayrı yazılmış ve ayrık duruyorlar birbirinden. biliyorsunuz yer isimleri genelde bileşik yazılır. Kocamastafapaşa gibi. Sadece benim bildiğim New York ayrık yazılmış. Bunun da bir hikmeti olmalı. Dikkat ettiyseniz ben bloğunuza ilk misafir olduğumdan beri Taş Ev'i bitişik yazıyorum. Taşev'in okunuşunda bir sıkıntı yok. İki kelime birbiriyle kaynaşmış gibi bir reflekste okunabiliyor. Yani diyazon yapabiliyoruz. Fonetik yapısı da güzel.
YanıtlaSil.....
Zaman zaman bu sayfada farklı şeyler de paylaşabiliyoruz. Müşterilerimizi misafirlerimiz dediğimiz gibi, blog takipçilerini yani bizleri de aynı aile içinde görebiliyoruz. Daha çok yapıcıyız. Daha çok iyi şeyler olsun idealindeyiz. Daha çok insanların birbiriyle kaynaşması ve dost olmasından yanayız. Belki de topyekün bizin dostane duruşumuz farklılıklarımızla bile güzel oluyor ve birbirimizi daha iyi anlıyoruz.
.....
Hani önemli günler ve haftaları geride bırakıyoruz. Günlerin ve haftaların da özel durumları ve anlamları var. Öğretmenler haftası gibi. Anneler günü gibi. Sultan nevruz gibi. Ramazan gibi. bayram gibi. Yılbaşı gibi. Düğünler, dernekler vel hasıl o günleri ed bir nevi kodlanmış oluyoruz. İnanıyorum ki Taşev de bu tür değerleri içselleştirerek misafirlerine süprizler hazırlayabilir.
......
Taşev fenomen. Havalı değil, müteazi. İnsani ve kadim yerleşim kültürünün örfi bir yansıması. İnsana güven aşılarken onun doğallığı. Kara kışta buranın sıcaklığı. Yazın cehenneminde buranın serinliği. Vel hasıl bilen bilir ama; Taşev bir nevi huzur ve mutluluk.
Sevgili Profösör, dilbilimci değilim. Ancak eşim dilbilimci:) En yakın zamanda kendisine soracağım bu konudaki fikrini. Bu arada Google amcada tırnak içinde hem "Taşev" hem de "Taş Ev" i arattım. İlki 176.000, ikincisi 476.000 sonuç gösteriyor. Doğrusu neyse öğrenmek isterim ancak bana ayrısı daha güzel geldi:)
SilSizden ve dostane yorumlarınızdan memnunum. Fikirlerimiz uymasa bile birbirimize saygılı olmamız güzel. Sizin Taş Ev konusunda son derece yapıcı değerlendirmeleriniz bana büyük şevk ve heyecan veriyor.
İnşallah her şey düşündüğünüz gibi olur.
Sağ olun, var olun:)
Haberlerde iyi olan hiçbir şey yok; ışıklar bir bir sönüyor.
YanıtlaSilHer şey anlamını yitiriyor birer birer...
Sil