10 Nisan 2017 Pazartesi

VENÜS & FİFİ

10/04/2017 Pazar, Tire

Her pazar olduğu gibi erken çıktık yola. Bugün olası yoğunluk nedeniyle ilave bir destek elemanı gelecekti sözde. Balıkesir'e gitmiş. Bugün bizde çalışmaya söz vermişti oysa. Telefonda neler demişti, yüzünü bile görmediğim halde. Çalışmaya çok ihtiyacı varmış, ne zaman çağırırsam gelirmiş...

Neyse ki kalan ekip sağlam. Yaylaya gelir gelmez temizlik işlerini bitiriyorlar kısa sürede. Bir gün önce gelen bankacılar grubundan bir misafir, eşini alıp kahvaltıya gelmiş. Çalışma saatimize daha on dakika var. Buyur ediyoruz ama henüz çay suyu bile kaynamamış. Terasta oturup güneşlenmeyi tercih ediyorlar. Eşim çocuklu gelen olursa üşüyebilirler diye sobayı yakmamı istemişti. Artık sobayı yakmak iş değil benim için. Ceviz kabuğu dolu bir naylon poşetin içine yumurta viyolünden bir tane parçalıyorum. Şömine sobanın tam ortasına içi dolu poşeti yerleştirdikten sonra çadır kurar gibi ince ve kuru odunları diziyorum. Geriye  torbaya bir delik açıp tutuşturmak kalıyor. Ne soba yakacağı, ne çıraya ihtiyaç var.

Sobayı kendime yakmış gibiyim, kahvaltıya gelen misafirlerin hepsi terası tercih ediyor. Grupların dışında dünden hiç rezervasyon olmadığı halde yoğun bir gün yaşanacağının sinyallerini alıyorum. Telefonum durmuyor. Şehirden bir hanımefendi otız kişilik bir grup getirmek istediğini söylüyor. Gününü ve satini soruyorum. Olacak şey değil. Anlaşmışlar gibi İzmir'den gelecek otuz kişilik sağlık çalışanlarının tam geliş saatini söylüyor. "Yer konusunda sıkıntı yaşarız, salonumuz bu kadar kişiyi kaldırmaz." diyorum. Sadece onlar olsa neyse. Grup harici gelenleri de düşününce kapasitemizi hayli aşmış olacağız. Eşim kızıyor bana, yerimiz yok dedim diye. Telefondaki hanımefendi ısrarla gelmek istediklerini söylüyor. Neyse, hava güzel olduğuna göre gruplardan birini dışarıda diğerini salonda ağırlarız. Menü fiyatını soruyor. Örnek menü fiyatlarını veriyorum. Arkadaşları ile konuşup bana döneceğini söylüyor. 

Bir fırsatını bulup sağlık çalışanlarını organize eden hanımı arıyorum bir. Telefona cevap vermiyor. İki grup da gelmeyecekse biz normal olarak misafir kabul edelim bari. Bir müddet sonra diğer grup liderini arıyorum. Yürüyüş grupları gelecekmiş çevre ilçelerden. Yemeğin iptal edildiğini bu yüzden aramadığını söylüyor. Arkasından diğeri arıyor. Hastanede nöbette olduğu için telefonuma cevap veremediğinden özür diliyor. "Size e-posta ile ala kart ve menü fiyatları göndermiştim, bana dönmediniz." deyince "Daha önümüzde çok zaman var" diyor. "Siz bugün gelmeyecek miydiniz?" diyorum şaşkın vaziyette. "Hayır, biz mayıs ayının yedisinde, pazar günü geleceğiz demiştim. Çok kalabalık olur, erken rezervasyon yaptırırsanız yer bulursunuz demişlerdi." Tevekkeli bir ay sonra yer bulduğu için çılgınca sevinmişti.

Rahatlıyorum. Çünkü soluk alacak zaman bulamıyoruz. Masalar doluyor, boşalıyor. Nefes almak için ara sıra çıktığım avluda Fifi ile Venüs şakalaşıyorlar. Akşamın ilk saatlerinde ekmek tükeniyor, bonfile kalmıyor. Benim ayrılmam mümkün değil. Kızım hızır gibi yetişiyor. Ne zaman gitti, ne zaman geldi farkında bile olmuyorum. 

Akşam yine nefis bir doğum günü yemeği var. Torbalı'dan gelen hanımefendi eşine güzel bir sürpriz hazılıyor. İki gün önce telefonla arayıp özellikle pastayı eşimin hazırlamasını istemişti. Güzel bir ordövr tabağı hazırlamamızı istiyor bizden. Sohbet esnasında hanımefendinin aslen Antakya'lı olduğunu öğreniyorum. Aklıma eşimin yaptığı meşhur fellah köftesi geliyor. Öyle bir anlatıyorum, öyle bir anlatıyorum ki, meraklarına yenilip "Bir porsiyon gelsin bakalım." diyorlar. Mutfağa inip siparişleri verirken Aşkın Şef fellah köftesi kalmadığını söylüyor. Beni alıyor bir telaş. Şimdi ne diyeceğim ben bu insanlar? Eşim "Beklerlerse yaparım." diyor. Salon dolu, herkes siparişlerini bekliyor. Ne zaman yapacağız fellah köftesini. "Yok, gerek yok, gidip izah ederim durumu." diyorum. Anlayışla karşılıyorlar. Genç çift iki çocuklarıyla güzel bir gece geçiyorlar ve memnun ayrılıyorlar. 

Gece eşimi kızımla gönderiyorum. Venüs de onlarla birlikte tabii. O da gününü gün etti bugün. Arabaların altına girip çıktı, kirlendi. Ama en ilginci Venüs'ün sosyete mamalarını Fifi götürürken Venüs gidip Fifi'nin et suyuna ekmek ufalamasını yedi. Bir ara sarmaş dolaş oldular, zaman zaman Fifi kıskançlık krizlerine girdi.  

8 yorum:

  1. Trafik hızlanıyor ve trafik bazen felç olabiliyor. Özellikle rezarvasyonlarda yanlış anlaşılmalar, geleceğim deyip de gelmemeler ve haber vermemeler insanın canını sıkabilir. Siz de ciddi hazırlıklar yapabilirsiniz. Elbette rezervasyonlarınız yazılı belge ve teyit oyarak bilgisayarınızda, telefonunuzda mahfuz kalır.
    .....
    Sanki otobanda seyir halindesiniz. Durmak yok; yola devam!.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Nerede hareket orada bereket" demiş atalarımız. Hazırlık iyi ki yapmışız. Çok yoğun bir hafta sonu geçirdik. "Kime niyet kime kısmet" oldu biraz sadece. Kaldı ki dediğiniz üzere yanlış anlaşılmalar veya haber vermeden gelmemeler olabiliyor. Hiç önemi yok bunların. Hatayı sıfırlamak çok zor. Ara sıra olacak mutlaka. Önemli olan telafisi olmayan hataları yapmamak.

      Sil
  2. Pratik soba yakmayı ne güzel tarif etmişsiniz.
    Organizasyonları yönetmek biraz politika gibi galiba.
    Venüs ile Fifi zamanla ne güzel anlaşmışlar. Yiyecek kavgası bile yapmıyorlar.
    Kolaylıklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şeyin bir püf noktası varmış. Eskiden ne kadar uğraşırsan uğraşayım bir türlü yakamazdım. Şimdi ateş yakmak, sobayı tutuşturmak bir dakikalık iş benim için:)

      Hayırlısı gelsin. Bugünlerde biraz politik oldu ama olsun varsın:)

      Çok iyi dost olacaklarını sanıyorum. Fifi ona ablalık yapar artık.:)

      Teşekkür ederim.

      Sil
  3. Ünye'de kışın fındık sobaları vardı özel biçimde, küçücük ve onda fındık kabuğu yakılırdı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, Karadeniz'in fındığı neyse Egenin cevizi o. Her şeyi kullanılıyor.

      Sil
  4. Merhaba bloğunuzu tesadüfen gördüm ve katıldım, ben de beklerim :))bugün yeni bir çekiliş de başlattım umarım ona da katılma imkanının olur sevgiler.. http://kozmetikpsikolojisi.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil