Hava tahmin raporlarına göre yağışlı görünüyor. Hıdrellez kutlamaları için yoğun hazırlıklar yapılıyor. Ekipte Elmas yok. Dün annesinin rahatsızlığı nedeniyle akşam üzeri geleceğini bildirmişti. Dere Kahve'nin önünde kurulu sergilerin arasından geçiyoruz güçlükle. Yoğun bir araç ve yaya trafiği var.
Henüz açılış saatimiz gelmeden arabalar bahçeden içeri girmeye başlıyor. Biraz beklemeleri gerektiğini söylüyorum. Bir yandan mutfaktaki hummalı hazırlık diğer yandan çay ve ekmeğin hazırlanması bunaltıyor. İyi ki, yaylaya gelir gelmez temizlik işlerine dört bir koldan girilmiş, veranda süpürülüp yıkanmış, misafirler gelmeden bütün işler tamamlanmıştı. Sabahın ilk saatlerinde Elmas'ın yokluğu hissediliyor. Hafta sonları çayın hazırlanması işini hiç birimizin üstlenmemesi ufak çaplı bir kriz yaşanmasına sebep oluyor.
Kahvaltıya gelen misafir sayısında geçen haftaya göre artış var. Telefonum çalıyor. Arayan kişi telefonumda kayıtlı misafirlerden biri. Bir otobüs dolusu misafirin Taş Ev'e gelmek istediklerini söylüyor. Eğer otobüs büyükse, yayla yoluna çıkamaz ki. Gelecek oldukları saat de belli değil. Aşağı, alışveriş için şehre iniyorum. Misafirler geliyor. Elimi çabuk tutup geri dönüyorum. Gelen 27 kişilik bir midibüs. Manevra yapamayız endişesiyle kapıda park eden otobüsün başında şoför ve muavini bekliyor. Onları içeri davet ediyorum. Otobüste uyumakta olan bir çocuğu beklediklerini söyleyip teşekkür ediyorlar.
Taş Ev'in önündeki havuzun etrafında ve verandadaki masalar insanlarla dolmuş. Gelenler Ege ve 9 Eylül Üniversitesi sağlık çalışanları... Hepsi hallerinden son derece memnun görünüyor. Bir biri arkasına tatlı siparişi veriliyor. Defalarca ikaz etmemize rağmen şefin porsiyonları inanılmaz ölçüde büyütmesi rahatsız edici. Misafirler kestaneli dondurma tabağını görünce ağızlarını kocaman açıp "Aaa bu ne, bu kadarını yiyemeyiz, bir ordu doyar bununla." derken ilave dört beş kaşık istiyorlar arkadaşları ile paylaşmak için. Şefin bu anlamsız ısrarı onu her geçen gün gözden düşürüyor.
Akşama doğru gelen misafirlerle teker teker ilgileniyoruz. Bu onların hoşuna gittiği kadar bize de mutluluk veriyor. Son gelen misafirlerimizden biri opera sanatçısı. Diğer misafirler gittikten sonra müziği kapatıyor, bir şeyler söylemesini rica ediyoruz. Söylediği güzel arya Taş Ev'in salonunu çınlatıyor. Aşağı katta hep birlikte alkışlıyoruz. Taş Ev kaliteli misafirleri ağırlamaya devam ediyor. Şefin istediği zam kabul görmeyince yollarımız ayrılacak yakında. Bazen tebdil-i mekanda olduğu gibi tebdil-i personelde de fayda var...
Akşama doğru gelen misafirlerle teker teker ilgileniyoruz. Bu onların hoşuna gittiği kadar bize de mutluluk veriyor. Son gelen misafirlerimizden biri opera sanatçısı. Diğer misafirler gittikten sonra müziği kapatıyor, bir şeyler söylemesini rica ediyoruz. Söylediği güzel arya Taş Ev'in salonunu çınlatıyor. Aşağı katta hep birlikte alkışlıyoruz. Taş Ev kaliteli misafirleri ağırlamaya devam ediyor. Şefin istediği zam kabul görmeyince yollarımız ayrılacak yakında. Bazen tebdil-i mekanda olduğu gibi tebdil-i personelde de fayda var...
Kısa bir süre olsa da blogta yazı paylaşılamyınca merak eder oldum. İşlerin yoğunluğunu düşünerek olumsuz düşünceleri üzerimden atmış oluyordum.
YanıtlaSilHem babamın durumu hem de işlerin yoğunluğu ve şefle yolumuzu ayırmaya karar verişimiz... Hepsi bir araya gelince günlük yazmak aksadı doğal olarak.
Sil