7 Eylül 2017 Perşembe

ESKİ DOSTLAR

06/09/2017 Çarşamba, Tire

Hava bir açıyor, bir kapıyor. Cevizlerin hasat zamanı. Kara kızların bir kısmı kümesten ağaçlara, oradan bahçeye inmişler. Venüs bağlı olduğu için sorun yok. Elimde sebze kovasını görür görmez çığlık çığlığa peşime takılıyorlar. Yanlışlıkla üstlerine basmamak için büyük çaba harcıyorum. Kümesin içinde kalanlar kapıda toplanmış. Kapıyı açıp içeri giriyorum. Kovayı önlerine boşaltınca sesleri kesiliyor. Biraz da kuru yem atınca sıra yumurtaları toplamaya geliyor. Venüs ve Fifi'ye yemeklerini veriyor, sularını tamamlıyorum. Gün geçtikçe her ikisiyle güçlü bir bağ oluşturduğumu hissediyorum. Güçlü bir bağ, insanlarla kurulamayan cinsten. Çünkü onların karınlarını doyurduğunda minnetlerini gösteriyorlar. Riyasız, aldatmadan...

Bugün keyfimi kimse kaçıramaz. Huzurluyum, çünkü Allah'a şükür kimseye borcum yok, Tahtakale'deki tuhafiyeci dışında. Bir türlü yolum düşmedi 1,5 TL lik borcumu ödemek için. Eşime de söyledim, hani ölür kalırsam ödesin diye. O 1,5 TL bile hep aklımda. Biberleri dizmek için yorgan iğnesi alacaktım, bozuğu yokmuş, "Sonra verirsin." demişti.

Hava iyice serinledi. Misafirleri salona almak lazım bu havalarda. Öğlen yemeğini kiraz ağacının altında yiyoruz. Sincaplar kestane ağaçlarının dallarında seri hareketlerle dolaşıyor. Avlu ve veranda inceden inceye temizlendi. Tavuklar kirletmesin diye Fifi ile birlikte onları uzaklaştırıyoruz. Verandanın altında havuzun giderinin boşaldığı yeni bir yer buluyorlar kendilerine. Geçen sene orası sirken otlarıyla doluydu. 

Akşamın şeref konukları üniversiteden arkadaşım ve ailesi. Onlarla birlikte gelen dostları, güzel insanlar. Mezelere, yemeklere övgüler yağdırıyorlar. Tabaklar tertemiz dönüyor. Terasta kuruyan domateslerden bahsediyorlar. Belli ki bu sayfaların sıkı takipçileri. Kuruması için terasa serdiğimiz son parti bu. Arkadaşımın değerli eşi "Kırk kilo değil mi?" diye soruyor gülerek. Gülüyorum ben de, "Hayret, nereden bildiniz?" Elbette yazılarımı okuduğunu ima ediyor. Dost insanlar, gerçek dostlar. Kırk yıldan fazla oluyor tanıyalı Ali'yi. Eski günlere gidiyor aklım. Gözlerimin önünde o çocuksu hallerim. Altı kişi kaldığımız yurt odası. Dün gibi... Vedalaşırken dostça öpüşüp sarılıyoruz, eski günlerin sıcaklığında. 

Mekanın mimarisini inceliyor iç mimar olan genç. Fonda Yann Tiersen. Elemanları evlerine bırakıyorum. Misafirlerimizi uğurluyoruz. Kimi İstanbul, kimi Almanya kimi de İtalya yolcusu. "Ta Karelia" çalıyor. Venüs'ü bağlıyorum kulübesinin yanı başına. Sabah kara kızları top zannedip oynamasın diye. Kapıları kapatma zamanı. Hafiften üşüyorum. Bu gece gökyüzünü seyretmeyeceğim. Gece kuşlarının sesini dinlemeyeceğim. Ne kadar erken geldi bu sonbahar?  

Eşim içeriden sesleniyor, "Gel bak adamın çıktı televizyona." Ayhan Sicimoğlu, hastasıyım. Saat ikiyi geçmiş. Keyif zamanı. Bir bira açıyorum, bendeki keyif kimde var? Müzik harika, Taş Ev'i kapatmışım bu saatte. İnsanın şair olası geliyor...

2 yorum:

  1. Bu günlerde geceleyin terasta dolunay izlemeyi ihmal etmemeliyiz. Kelimelerin efendisi olanlar, şuurlandıkça kelimelerin büyüsüne kapılıverirler. Kelimelerin kulu ve kölesi oluverirler. Şair şiirinde bir kelime yerinde kullanılsın diye, bir kelimenin ilhamını yirmi yıl beklediğini biliriz. Bir kelimenin de yerinde kullanılması adalet duygusunun yerine getirilmesi demektir. Hayattan keyif almak ve kaam almak, insanın sadece maddi güce sahip olmasını ifade etmiyor. Doğruluk ve dürüstlük bir disiplin haline geldiğinde, ahlaki kisvemizi de refleks olarak üzerimizde taşıyoruz demektir. Sorumluluk adalet ve ahlakla eşdeğerdir. O zaman bedenen ateşin içinde de olsak, ruhen gül bahçesindeyiz.
    ....
    Üç gündür dolunayın karşısındayım. Yaşadığımız kent megapol olmasına rağmen geceleyin yıldızların pırıldayışı ve göz kırpışı dolunayın büyüsündedir diye düşünüyorum. Durup düşünmek gerek... Durup hissetmek gerek... Kafagözüyle gördüğümüz ve şahit olduğumuz bu güzellikler, kalpgözüyle de doğrulandığında tek kelimeyle şükretmemiz gerekir.
    .....
    İnandığınız değerler, ümidettiğiniz bütün hayaller, yaptığınız işler, sizin, ailenizin, ve sevdiklerinizin huzur bulduğu bir iklime dönüşsün. Yaşadığınız güzellikleri de kalbe dokunan kutsal bir kitaba dönüştürün. Kitabınız çocuklarınıza, torunlarınıza ilanihayet miras olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaplan köyünün sırtını dayadığı Güme Dağlarından dolunayı seyretmek hayli keyifli. Gece kuşlarının dalga dalga ötüşleri sessizliğin içinde düşünmemize, hayaller kurmamıza yol açıyor. Yazdıklarınız çok doğru şeyler.

      Teşekkür ediyorum size, aynı dilekler üzerinize olsun. Kitap konusunu düşünmüyor değilim. Zaman en büyük engel. Yapılacak çok şeyin olması bana hayat veriyor. Bedenen yorulsam da ruhen huzur içindeyim.

      Sil