13 Ekim 2017 Cuma

CAM SİLME

11/10/2017 Çarşamba, Tire

İnsanoğlu çok enteresan. Sabah fırçasıyla başlıyoruz güne. Kaybedeceğimiz ne var ki. Nasıl olsa her işe bulaştık bir kere. Sadece biraz daha fazla yoruluruz bir süreliğine, kervan yürür bir şekilde. İlk zamanlarımızı hatırlıyorum. Hiç bir özelliği olmayan çalışanlarımız yanımızdan ayrılırsa ne olur halimiz diye onların ne kaprislerini çekmiştik. Diğer bir husus da şu ki; Aynı işi birden fazla kişiye vermemek, ortaya konuşmamak lazım. İki kadın, camları silmekten kaçıyor. Birinin yükseklik korkusu, diğerinin kolesterolü. Yükseklik korkusu neyse de, kolesterolün cam silmeyle ne alakası var? Fırça etkisini gösteriyor. Camlar pırıl pırıl temizleniyor.

Yukarı yaylaya çıkıyorum, ceviz toplamaya. Sukutuhayal. (Yazılışı saçma gelse de TDK'da doğrusu buymuş.) En azından bir çuval çıkar dediğim ağaçlarda bir tane yok. Çuvalım boş dönüyorum. Akşama doğru Bayram Usta telefon ediyor. Çay ocağını almaya gidiyorum. Bu kez oldu gibi. 

Konuşması son derece saygılı ve kibar bir hanımefendi telefonla arıyor. Yarın öğlen yemeğine on hanım arkadaşını getirmek için rezervasyon yaptırmak istediğini söylüyor. Büyük bir olasılıkla bir gün buluşması bu. Uzun zamandır hanımların gün toplantıları olmuyordu. Bunun birinci sebebi restoranda çekirdek yemelerini kabul etmeyişim. Doğrusu da bu zaten. 

Tanıtım filmi çeken arkadaşlar geliyor. Son bir kaç poz daha almak istiyorlar. Bu kez Ankara'dan gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz. Bayındırda bir kamu kuruluşunun başındaki beyefendinin yanında getirdiği misafirler müfettiş.

İki çocuklu sıcak bir aile konuğumuz oluyor. İlayda kocaman bir genç kız olmuş. Geçen geldiklerinde henüz iki aylık olan kardeşi Mete büyümüş, artık mama sandalyesine oturuyor. Belli ki bugün onlar için de özel bir gün. En güzel mezelerimizden ve ızgara et çeşitlerinden sipariş ediyorlar. İlayda'nın karnı çok acıkmış, onun için özel çocuk menüsü önceden hazırlanıyor.

Akşam misafirlerimiz erken kalkıyor. Elemanları bıraktıktan sonra yaylaya dönüyoruz eşimle. Uzun zamandır fırsat bulup izleyemediğim "Kim milyoner olmak ister." programını izliyoruz.

4 yorum:

  1. Hahaha kolesterolle cam silme ilişkisini ben de kuramadım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geline "Oyna" demişler, "Yerim dar" demiş. Yer açmışlar, bu kez "Yenim dar" demiş. Gönlü yoksa er kişinin ne yapsan nafile:)

      Sil
  2. Sükut-u Hayal şeklinde de yazılır. Ama bu bileşik kelimenin transkripsiyonu sükutuhayaldir. Sükut da hayal de arapça menşeli kelimelerdir. Sükut, suskunluk olduğu kadar kökeninde düşmek vardır. Sakata düştü demek. Düşen ne olur kırılır mantığıyla hayal suskunluğu, düş suskunluğu. Bir anlamda çok ceviz bekliyorken, yerinde yeller esmesi gibi. Aslında böyle durumlarda eskiler inkisara uğradım da der. İnkisar kırıklık demek. Camın kırılması gibi hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Vücudumda bir kırıklık var derken gribe yakalanıyorsunz demektir. Daha ilerisi güç kaybedeceksiniz ve takattan kesilebilirsiniz.
    .....
    Kim milyoner olmak ister güzel bir format, biz de izliyoruz zaman zaman. Bazen en başta heyecandan olsa gerek elenebiliyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, yeri gelmişken ben de araştırdım. TDK en güvenilir kaynak dedim. Ve sükut-u hayale uğradım:) Bahse konu bileşik kelime dediğiniz üzere Arapça kökenli. Ancak TDK sözlüğünde aynı kelimeyi sukutuhayal olarak bulabiliyorsunuz. Edebiyat öğretmeni eşim bile şaştı bu işe. Her iki yılda bir imla kılavuzunu kafalarına göre değiştirdikleri için eğitimciler zor durumda kalıyormuş.
      Sonuç olarak ben de sükut-u hayal olarak biliyordum kelimeyi. Emin olayım diye baktım TDK sözlüğüne. Bakmaz olaydım:)

      Sil