27 Kasım 2017 Pazartesi

FİNAL

25-26/11/2017 Cumartesi, Pazar Kaplan, Tire


Yaşam bir devinimdir. Yaşadığımız süre içinde devamlı durum değiştiririz. Devinim döngüye dönüştüğünde yeni arayışlara gereksinim duyarız. Çoğu zaman bir şeyler kazanırken kaybettiklerimizin farkına varamayız. Yoğun iş hayatı kör eder insanı. Bugün hayatımızda önemli bir gün. Kaystros Taş Ev Restaurant'ı açarken "Bir tarihin sonu ve bir diğerinin başlangıcı..." demiştik. Eskilerin "Kule" dedikleri bir taş ev vardı, geçmiş nesillerin birçok anılarına şahitlik eden. Kısa bir süre de olsa bizler gibi ağırladığımız misafirler de orada birer anı, birer iz bıraktılar. Ve bir sabah vakti, ani bir kararla diğer bir başlangıca son noktayı koyduk.

Ne başlarken büyük umutlar taşıdık ne de kapatırken hüzün çöktü içimize. Hizmet sektörü zordur dediler. Hangi iş kolaydı ki yaşamak için. Akıl verenler çok oldu. "Burada konaklama olsa ne güzel olur." diyenler mi ararsınız, av etleri bulundurmamızı önerenler mi yoksa manzara tarafına teras isteyenler mi? 

Çok para kazanmak değildi amacımız. Paraya ihtiyacımız yoktu bu işi yapmak için. Ama güzel şeyler hayal ettik. Hayallerimizin çoğunu gerçekleştirdik de. Keyif yeri olsun dedik Taş Ev. Hem keyif alalım, hem de keyif yapmaya gelsin misafirlerimiz. Bahçemizde tavuk besledik, yaşamımız boyunca yemediğimiz kadar taze ve organik yumurta yedik, misafirlerimize ikram ettik. Taş Ev sayesinde köpekleri daha çok sevdik. Fifi ve Venüs bizlere gerçek sevgiyi, dostluğu gösterdi.

Cuma günü öğretmenler günüydü. Kalabalık bir grup. Bahçe arabalarla dolu... Biz dahil hiç kimse bu gecenin  bir son olacağından habersiz. Birkaç boş masa kalmış ama sadece gruba yetecek durumdayız. Rezervasyonsuz gelenleri kabul etmeyince eşim bana karşı çıkıyor. Dönüp tekrar kabul edeceğimizi söylüyor, geri çeviriyorum. Salondaki son boş masanın misafirleri de yerini alınca hummalı bir çalışma başlıyor. Şömine soba tüm azametiyle salonu ısıtıyor. Herkes halinden hoşnut. Bütün masalara yetişiyoruz. İlave elemanların yanı sıra kızım da bize yardımcı oluyor. Gece çabuk bitiyor ancak çıkan bulaşıkların yıkanması ve ortalığın temizlenmesi gece yarısını buluyor. Eskiden saat 22.00 deyince uykuya dalan eşim oldukça yorgun görünüyor. Vitrinin önünde borcam tepsilere bakıyoruz. Neredeyse bir şey kalmamış. Yarın hafta sonu, bütün mezeler yeniden yapılacak, pazar günü için kahvaltı hazırlığı, börekler, kekler...

Cumartesi sabahı. Eşim erkenden kalkmış, işlere koyulmuş. Uykusuz, bezgin görünüyor. Endişeleniyorum durumuna.  "Gel bugün kapatalım." "Olur mu hiç?" diye cevap veriyor. "Senin sağlığın daha önemli." diyorum. Elemanı almak üzere şehre iniyorum. Niyetim bir an önce dönüp eşimi yalnız bırakmamak. Eleman yok yerinde. Beş dakika sonra arıyorum telefonla. "Yoldayım, hemen geliyorum." diyor. Tam on beş dakika sonra varıyor yanıma. Zaten sinirlerimiz iyice gerilmiş. Söyleniyorum ona biraz. Yaylaya dönünce ısrar ediyorum eşime. "Kapatalım bugün." Eşim, "Her şey hazırlandıktan sonra mı?" Durumunu iyi görmüyorum. "Mangalı, yakmayacağız, hiçbir şeye elimi sürmeyeceğim." diyorum. "Bugün kapatırsak, bir daha açmayız." diyor tehdit edercesine. "Tamam, diyorum, "Senin sağlığının üzerine hiç bir şeyin önemi yok." Vitrin tamamen mezelerle donatılmış. Hafta içinden her türlü et ürünü hazırlanmış. Ve biz o önemli kararı veriyoruz. Emine Hanım, şaşkın. Bu kararımızda geç kalmasının  ne kadar payı olduğunu düşünüyor kendince, suskun. Kızım sevinçli, gözlerinin içi gülüyor. 

Emine Hanım temizliği büyük ölçüde tamamlamış, bulaşıkları yıkamış, soğutucuların camlarını siliyor. "Madem karar verdik, bu ince temizlik niye?" diye soruyorum. Eşim, "Ne olursa olsun, temizliğin ne zararı var?" diye cevap veriyor bana. Akşam saatlerine kadar verdiğimiz ani kararın sarhoşluğunu yaşıyoruz. "Venüs, Fifi, kara kızlar ne olacak?" "Venüs'ü ben alırım." diyor kızım. "Belli bir süre her gün gidip geliriz zaten." diyorum. Rezervasyon telefonları durmak bilmiyor. "Sağlık nedenleriyle bugün kapalıyız." Bugün? Tamamen kapattık demeye dilim varmıyor. "Geçmiş olsun." deyip kapatıyorlar kibarca. Karar verdikten hemen sonra gidip demir bahçe kapısını kilitlediğim için kapıdan dönenlerden haberimiz yok. Bir an önce çıkıp bir yerlere gitmek istiyoruz. "Nereye gidelim?"

Kuşadası'ndan gına geldi. "Şirince?" diye bir fikir ortaya atıyor kızım. "Şirince'de ne varmış?" Geçen sene Söke'de güzel bir balıkçı lokantasına gitmiştik, eşimle kızımın hoşlanacağı alışveriş merkezleri de var orada. Yola çıkıyoruz. Selçuk üzerinden otobana çıkıyoruz. 70 km'lik yol çabuk bitiyor. Hepimizde büyük bir rahatlık, ama en büyüğü eşimin yüzünden okunuyor. Görmemişler gibi yiyebileceğimiz balığın iki katı kadar balık sipariş ediyoruz. Yanında mezeler, kalamar, midye dolması. Kutluyoruz özgürlüğümüzü adeta. Yeniden doğmuş gibiyiz. Oradan çıkıp alışveriş merkezine giriyoruz. Bir sürü dükkan. Ne kadar çok yemişiz? Asitli bir içecek lazım sindirebilmek için. Büyük bir Kipa mağazasına dalıyoruz. Geç vakitlere kadar oyalanıyoruz çarşıda. Evimize dönüyoruz. Bu sefer şehirdeki evimize. Facebook sayfalarımızda Taş Ev'in faaliyetlerine son verdiğimizi duyuruyorum. 

Pazar sabahı kahvaltı rezervasyonu yaptırmak üzere arayanlara Taş Ev'i kapattığımızı söylüyorum. Kızım Uzak Doğu gezisinin planlarını anlatıyor. Bir ara Julia Roberts'in "Eat, pry, love" isimli filmini seyretmeye koyuluyoruz. Film, konusu gideceği ülkelerden biri olan Bali'de geçtiği için kızım tarafından özellikle seçilmiş. Gün boyu rezervasyon telefonları gelmeye devam ediyor. Akşama doğru yaylaya çıkıyoruz birlikte. Bugünün misafiri de ev sahibi de bizleriz. Salonun en güzel masasını bu kez kendimize tahsis ediyorum. Mangalı yakıyor, ızgaraları hazırlıyorum. Eşimi ve kızımı ilk kez rakı içerken görüyorum. Manzara harika. "Hep ne kadar keyifli derlerdi burası, anlamazdım. Şimdi ilk kez bu keyfin farkına varıyorum." diyor eşim. Ziyafet soframızın fotoğrafını çekmekten ziyade şehrin gece manzarasını seyretmek geçiyor gönlümden. İphone kullanmaya alışkın olan ben kızımın bana yeni aldığı Samsung telefondan acemice ilk fotoğraf karesini çekiyorum.

Otuz yaşında genç bir şantiye şefi iken DSİ Bölge Müdürlerinden biri, "Sen hiç masanın bu tarafına geçtin mi?" diye sormuştu. Bu şekilde taşıdığı sorumluluğa dikkat çekiyordu aklı sıra. Restoran işletmeciliğinde masanın diğer tarafına geçtik biz ailece. Yorucu, eğlendirici, zaman zaman yıpratıcı günlerimiz oldu. Yirmi yıl üst düzey yöneticilik yapan ben, yeri geldi garsonluk, hatta bulaşıkçılık yaptım. Sosyal bir deney olarak gördüm yaşadıklarımı. Pek çoğu garipsedi bu durumu. Ama ben yaptığım her işten zevk aldım. Çok şey öğrendim, her şeyden önemlisi yazacak çok malzemem oldu. 

Güzel insanlar tanıdık Taş Ev sayesinde. Çok keyifliydi onları ağırlamak... Birisi vardı ki, her rezervasyon yaptırdığında tatlı bir telaş kaplardı içimizi. Alçak gönüllü, kibar bir insan. Dışarıdan gelen misafirlerini gönül rahatlığıyla bize getiren meslektaşım ve zarif eşleri. İlk açıldığımızdan  bu yana kar, buz dinlemeden bizi hiç yalnız bırakmayan başka bir hanımefendi. Kararımızı öğrendikten sonra göz yaşlarını tutamayan harika insan. Ne güzeldi sizleri ağırlamak.

Bundan sonra ne yapacağız?

Her şeyden önce biraz dinleneceğiz. İşletmeyi kapatma işlemlerine başlamam lazım. Taş Ev'i kiraya vermek gibi bir düşüncemiz yok ama devren satmayı düşünüyoruz. Eğer bu gerçekleşirse Ankara'ya dönmek kuvvetli bir ihtimal. En az on yıl daha mühendislik mesleğimi yapacak kadar kendimi dinç hissediyorum. Oğlum Taş Ev'i kapatma fikrine en çok sevinenlerden. Tanzanya'da bir projeye harıl harıl müdür arıyorlarmış. Eşime hadi desem benimle gelecek. Tek korkum işkolik yanım. Artık, okumaya, yazmaya, gezmeye, konsere, tiyatroya gitmeye daha çok zaman ayırmak istiyorum. 

Kızımızı uğurladıktan sonra İzmir'deki evine varır varmaz ilk işi bize Roma'ya bilet ayarlamak olmuş. Telefon edip bilgi veriyor. Roma'yı işim icabı defalarca gördüm. Eşimle ilk kez birlikte gideceğiz Şubat'ın beşinde. Oradan Venedik ve Napoli'ye arkasından Barselona'ya geçebiliriz. Seyahate çıkmadan önce kızımın mecburi hizmeti için gideceği yerde onu yerleştirmek üzere yanında olmak istiyoruz.

Hayallerimizin çoğunu gerçekleştirdik Taş Ev'de demiştim yazımın başında. Evet, büyük yatırım yaptık bu işe. Daha fazla da yapılabilirdi belki. Ne yazık ki, bölgenin en nezih mekanını yaratmamıza rağmen yaklaşık bir buçuk senedir 1.200 metrelik yolumuzun tamiri yapılmadı, yol kenarındaki drenaj hendekleri açılmadı, büyük tehlike arz eden menfez başları onarılmadı. Her yağış sonrası daha da kötüleşen yol şartlarında araç kullanmak insanları korkutmaya devam ediyor. Oysa Kaplan biraz el atılsa Şirince'den daha fazla ilgi görebilecek turistik bir yer. Eğer yolumuz yapılsaydı, on beş dönümlük bahçemize güzel bir peyzaj yapmayı, on tane bungalow tarzı konaklama imkanı yaratmayı, araç park yerlerini düzenlemeyi düşünüyordum. Bölgeden kalifiye, işini seven, düzgün eleman bulmanın neredeyse imkansız olduğunu anladım. Aslında dışarıdan kalifiye personel temin edip beyaz masa örtüleri üzerinde servislerin açıldığı, papyon kravatlı beyaz gömlekli garsonların hizmet ettiği, kısacası mutfağından servisine kadar "Fine dining" denilen birinci sınıf bir işletmeydi hedefim. Ne var ki, bir süreç meselesiydi bu. Kanaatimce Taş Ev'in faaliyetlerine son vermesi her şeyden önce Tire için bir kayıp oldu. Zira misafir potansiyelimiz daha ziyade Ödemiş, Bayındır, Torbalı, Kuşadası, İzmir ve Aydın'dan gelenlerden oluşuyordu. Bu durum şehre dışarıdan daha fazla para girişi demekti. Sebzesinden mandıra ve et ürünlerine kadar her şey bölge pazarları ve şehir esnafından karşılanıyordu.

Mutlu anların adresi oldu Taş Ev. Mütevazı masa süslemeleriyle pek çok genç, evlilik tekliflerini burada yaptı. Evlilik yıl dönümleri, doğum günleri için tek adresti. Şehir sakinlerinin dışarıdan gelen misafirlerini ağırlayacak en güzel mekan olma özelliğini son güne kadar korudu. OSB'de faaliyet gösteren iş adamlarının, yöneticilerin, şehrin gürültüsünden uzak doğa içinde bir yer arayan insanların aklına ilk gelen yerdi. Tam bir aile yeriydi. Akşamcıların yeri olmadı, olamazdı. Yeri geldi dört hanımefendi yalnız başlarına rahat ve huzur içinde, gönüllerince sohbet ettiler. Ne bir taşkınlık, ne bir kavgaya şahitlik etti Taş Ev bu sürede. Ne mutlu bize ki tarih içinde bizim de küçük bir imzamız oldu.

26 yorum:

  1. Buruk bir gülümsemeyle okudum bu yazınızı, hayırlısı olsun demek adetten olmuş. Bundan sonrası çok daha güzel olsun sizler için, her şey kısmetle. En çok üzülen köpecikler olacak, neolur onları sahipsiz komayın. Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, hayırlısı olsun. Çok sevdiğim bir dilek. Verdiğimiz bu karar belki de birçok musibeti önledi, belki güzel kapıların açılmasını sağlayacak. Köpeciklere biz çok alıştık, onlar da bize. Bir süre her gün birlikte olmaya devam edeceğiz. Onları düşünmeden adım atmamız mümkün değil.

      Sil
  2. Hayırlısı olsun, sağlık her şeyden önemli. Venüs'ü kızınızın almasına çok sevindim, Fifi'yi de siz alırsınız sanırım içimden öyle geçti. Çünkü size çok alışmıştır, kokunuza, sesinize....başkasıyla olamazlar...:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Sağlıktan önce gelen ne olabilir? Fifi olağan üstü bir köpek. Eşim eve hayvan sokmak istemiyor ama o da Fifi'yi Venüs'ten daha çok seviyor. Çözmemiz gereken en önemli konu bu. Şimdilik Taş Ev'de misafir etmeye devam ediyoruz.

      Sil
  3. Çok emek verdiğinizi bildiğimden aslında beklediğim bu gelişmeyi yine de buruk karşıladım. Ancak Nükhet Hanım da siz de, oralar için müyhiş bir kazanım olan bu çift Taş Ev'de konuk gibiydi. Hani ağırlayan değil de ağırlananlardan gibiydiniz. Çünkü evveliyat ve yaklaşım başka. Ankara'yı ve bürokrasiyi biraz bilen, kıyısından köşesinden dolanmışlar için daha kuralları farklı, sabahı akşamı karışmış, hafta sonu olmayan bir çalışma temposunda ikili oarak uzun zaman dayandınız yine de.

    Roma tatilinde keyifli anlar dilerim.

    Taş Ev gibi bir güzellik kazandırdınız oralara.

    Ankara^da belki komşu oluruz. Ankara başkadır her haliyle.

    Önce eşiniz ve size iyi tatiller, bol dinlenlenmeler sona da henüz belli olmayan yeni başlangıcınıza, işinizde keyifli çalışmalar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel özetlemişsiniz. İşte bu fark yüzünden eşimin en çok yaşamak istediği şehir Ankara.

      Teşekkürler:)

      Kıymetini bilenlere;)

      Kim bilir, belki de:)

      Çok teşekkür ederim. Taş Ev yolculuğumuzda bizi yalnız bırakmadığınız için de...

      Sil
  4. Yazmayı bırakmasanız.. okumak çok keyifliydi sizi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmayı elim klavye tuttuğu, aklım yerinde olduğu sürece bırakmayacağım. Restoran işletmesini bırakmamın ilk nedeni eşimin üzerine çok yük binmesi ve her ikimizin bu işe soluk almamacasına bağlanmamız ise ikinci neden okuma ve yazma imkanımın kalmamasıydı. Nazik sözleriniz için teşekkürler:)

      Sil
  5. Okurken sanki bu karar çok rahatlıkla verilmiş gibi geldi bana.Doğrusu biraz şaşırdım. Bir aile işletmesini severek, benimseyerek kuralları uygulayarak ne güzel yönetiyordunuz. Çoğu kez yorgunluk hissetmiyordunuz. Ekstra rezervasyonları en uygun şekilde çözümlüyordunuz. Şömine için kışlık odunlar hazırlamıştınız. Sizinle üzüldüğümüz ya da sizinle sevindiğimiz daha pek çok ayrıntı.
    Umarım ani bir karar değildir. Hayırlı olsun. Yolunuz açık olsun. Yeni yaşamınızda aileye kolaylıklar ve bol şans diliyorum. Kızınıza başarılar.Sağlıkla-mutlulukla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız kararımız ani ama bir o kadar rahatlık içinde oldu. Çünkü bu işi yapmaya ihtiyacımız yoktu. Sadece keyifli vakit geçirelim istedik. Güzel de yönettiğimizi sanıyorum olabildiğince. Özellikle eşimin mutfağa girmesiyle çok sayıda övgüler aldık. Yorgunluk hissedecek zamanımız olmuyordu. Özellikle de benim. Bir sürü elemanla sinir harbi yapmak yerine az sayıda çalışanla huzuru yakaladık. Sakin geçen günlerde daha mutluyduk. Hafta sonları, hele pazar günleri işin keyfi kaçıyor, ciromuz yükselse de yaptığımız iş işkenceye dönüşüyordu. Her saniye yapılacak işlerin olmasından hiç şikayetçi değildim. Gelen seçkin misafirlerimizin hemen hemen tamamı da güzel insanlardı. Onlarla yaptığımız kısa sohbetler eğlenceliydi. Ne var ki, en acil durumlarda bile mekandan ayrılmamız mümkün olamıyordu. Sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar çalışıyorduk. Haftada bir gün tatilimiz bile alışveriş ile geçiyordu. Bizim rahat etmemiz ancak işini bilen güvenilir eleman bulmamız halinde mümkün görünüyordu. Aradığımız nitelikte eleman bulmak imkansız buralarda. Tecrübeli aşçı aldık, yumurta kırmayı beceremedi. Sonuçta iş başa düştü ama nereye kadar? Eşimden sürekli olarak "Bu işi yapmak zorunda mıyız?" serzenişleri duyar oldum. Kararımız ani oldu. İnanması güç ama cumartesi sabahı kapıları kapatacağımı cuma gecesi hayal dahi etmiyordum. Teşekkürler.

      Sil
  6. Yazının başında, ben bir şeyler mi kaçırdım arada dedim. Meğer ani bir kararmış. Doğrusu bir oh çektim. Çok güzel bir karar vermişsiniz. Sağlığınızdan önemli olmamasının yanı sıra kendinize ayıracak hiç vaktiniz kalmıyordu. Eşinizle birlikte bol bol gezip, okuyup, dinlendikten sonra eminim boş duramayacaksınızdır. Ama daha dengeli bir düzen oturtup, sadece sevdiklerinize enerjinizi harcamanız çok iyi gelecek eminim:)

    Bloğu bırakmayın ama, şimdiden Roma'yı merak ediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Bloğunuzda yazdıklarınızı okurken size gıpta ediyordum son zamanlar. Bu iş bizim elimizi kolumuzu iyice bağlamıştı. Şimdi Acemi Demirci'nin kuşları kadar özgür hissediyoruz kendimizi:)) Eşime daha fazla gaddarlık edemezdim, bu yüzden kararım ani oldu, evet. Şimdi ne planlar yapıyoruz, bilseniz gülmekten kırılırsınız:))

      Bloğu bırakmak mı? Yok canım, hiç bırakır mıyım? Baktım ki yazmaya vakit bulamıyorum, o zaman yaptığım işi bırakırım:))

      Sil
  7. O oldu, bu oldu, şu oldu; derken kapatma kararı gönül rızasıyla oldu. Herşeyden hayır umarız ya olumsuzluklar içinden de olumlu ve insan hayrına çıkan şeyler olur. Bizim bilmediğimiz ve aklımızın ermediği bir takim hikmetler de vardır. Bence güzel bir deneyimdi. En azından bir tatmin duygusu yaşadınız. Eşiniz, çocuklarınız ve ailenizle birlikte iyi insanlarsınız. Bundan sonra sadece iyilik yapın. İnsanlık adına nice gönüllerde yeriniz olur. Bir keliem bile hayat kurtarabilir. Yazmaya devam edin; birbirimizden alacağımız çok şeyler var. Allah hepimizin hakkında hayırlısını versin. Sağlık sıhhat versin. Huzur ve mutluluk versin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, önemli olan kapatma kararının gönül rızasıyla olması. Sıra dışı bir durum bu. Hani işler iyi gitmez, ya da işi kıvıramazsın ya da maddi olarak altından kalkamazsın da kapatırsın dükkanı. Yok öyle bir şey. Güle oynaya açtık ve güle oynaya kapattık. Şükürler olsun ki ne borçla başladık ne de borçla kapattık. Güzel bir deneyimdi bizim için. Her şeyin hayırlısı... Bu kararın neleri önlediği ve nelere yol açacağı bilinmez. Sağlık, huzur en önemlisi. Bundan sonra yazmaya, okumaya daha fazla zamanım olacak İnşallah. Kalbinizden geçen güzel dilekleri ben de sizin için diliyorum.

      Sil
  8. Ama benim Taş Ev'e gelme hayalim ne olacak şimdi :) Şaka bir yana, elbette önce sağlık. Şimdi artık hayatı rolantide yaşamanın zamanı. Beklesin Roma, beklesin Barcelona.

    Yeni hayatınızda herşeyin gönlünüzce olması dileklerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç dert etmeyin:) Taş Ev'e ne zaman isterseniz gelebilir, misafirimiz olursunuz. Yine de elinizi çabuk tutun derim, bizim bu maceracı kafayla nerede olacağımız belli olmaz:) Evet, iki senedir ara verdiğimiz gezilere dönmekte fayda var. Her şeyin başı sağlık. Teşekkür ederim.

      Sil
  9. Bazen "anlık" gibi görünen kararlar, günlerce üzerinde düşünülerek varılan kararlardan daha sağlıklı oluyor. Kendi hayatımda bunu defalarca deneyimlemişimdir. Özellikle de kararın üzerinden biraz zaman geçince bunu daha iyi görebiliyor insan. Dolayısıyla bu yaklaşımınızdan dolayı sizi tebrik ederim.
    Hayat oyunu uzun... Şimdi yeni sahne için dekor hazırlanıyor bir yerlerde. Ve biz yine sizi keyifle izlemeye devam edeceğiz :)

    Eşinize de selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum size. Taş Ev bizde güzel anlar yaşattı. Bedensel ve ruhsal sağlımız bozulmadan bırakmak en iyisiydi. O kadar çok şey öğrendik ki bu sayede. Çok teşekkür ederim. Eşim selamınızı aldı, o da size selam söyledi:)

      Sil
  10. Açıldığı günlerde İzmir'den Taş Ev'e büyük bir grup olarak gelmiş; hem mekana hem de çevrenin güzelliğine hayran kalmıştık. İşletmeyi kapatma kararınıza gerçekten üzüldüm. Umarım, Taş Ev başka ellerde yine var olmayı ve nitelikli hizmet vermeyi sürdürür. Keşke devam edebilseydiniz. Hayırlısı olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir mekanın kapanması beni de üzmedi desem yalan olur. Ancak kendi adımıza sevindik Hülya Hanım. Kapatmamızın tek nedeni düzgün eleman bulamayışımız. Olayı ticari görmediğimiz için kimsenin tafrasını çekemezdik. Böyle olunca da bütün yük üzerimize kaldı. Keyif süreceğiz derken, gecesi, gündüzü, tatili, pazarı olmayan bir sarmalın içinde bulduk kendimizi. Kararımızda inanın "keşke"nin yeri yok. Hayırlısı olsun diyelim.:) Ha, bir de belirttiğiniz dileğe canı gönülden katılıyorum. Taş Ev başka ellerde nitelikli hizmet verirse en çok sevinen ben olurum.

      Sil
    2. Size ve eşinize çok selam ve sevgiler...

      Sil
    3. Teşekkürler, Nüket de size selam ve sevgilerini iletmemi istedi:)

      Sil
  11. Hayırlısı olsun. Çok zor bir karar olmuştur sanırım ama aniden vermeniz belki kolaylaştırmıştır...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Zor bir karar olmadı. Ya sağlığımızı kaybedecektik ya da son noktayı koyacaktık. Sağlık söz konusu olunca kararımız kolay ve ani oldu. Allah'a şükür ne kaybımız ne de borcumuz var:)

      Sil
  12. Taş Ev'i kapattığınızı ilk öğrendiğimde üzülmüş ve Osman Bey mutlaka bir yazı yazar demiştim. Sonrası ha bugün ha yarın derken aklıma düştünüz ve ertelemeyip bakıcam dedim kendime. Yazınızı okuyunca sizin adınıza sevindim bu defa. Bir ayrılık ancak böylesi güzel hislerle yaşanabilir, anlatılabilir. Her şeyin hayırlısı olsun hakkınızda, sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  13. Çok teşekkür ederim. Bu kadar ani olmasına ben bile şaşırdım:) Her şeyden öncesi sağlık olunca istemesek de kararımız kaçınılmaz oldu. Böylelikle yazmaya ve okumaya daha fazla zaman ayırmayı düşünüyordum. Tam olarak beklediğimi bulamadım ama yeniden okumaya yazmaya başladım uzun bir aradan sonra... Kendinize iyi bakın:)

    YanıtlaSil