30 Ekim 2019 Çarşamba

ANLAT BAKALIM - MİM


Anlat Bakalım Mimini başlatan Sessiz Gemi, Bahçada Yeşil Çınar isimli ilk bölümü yazdıktan sonra ikinci bölümü Sade ve Derin - Masal, üçüncü bölümü Kuyruksuz Kedi Manxcat - Yabancı, dördüncü bölümü Ebrar - Felsefe Taşı, beşinci bölümü Ebemkuşağı - Kendini Aramak ve altıncı bölümü Fatoş- Mor Yaratık isimli bölümlerle devam ettirdi. Yedinci bölümü, Cadının Öfkesi bölüm başlığı adında ben yazdım. Benden sonraki bölümü yazması için Sevdiğim Günlük'ü mimliyorum. Emeği geçen ve okumaya zaman ayıranlara teşekkür ediyorum. 
Cadının Öfkesi

Mor yaratığın gösterdiği bölge karanlıktı, bir şey göremedi Masal. Hafiften bir ürperti yayılmaya başladı bedenine.

Kayanın içine oyulmuş yirmi metrelik dar bir tünel mağaranın dışarıyla olan bağlantısını sağlıyordu. Cadının bulunduğu geniş mağarayı Masal'ın görmesine izin vermeyen Yabancı, dün henüz tünelin içindeyken kolundan tutup onu dışarı çıkarmıştı. Sağa sola serpiştirilmiş onlarca mumun loş ışığı altında etrafına şaşkın gözlerle baktı Masal. Cadının çalışma atölyesi olarak kullandığı mağarada bir büyücü için gerekebilecek her şey vardı. Bir köşede eski bir masa ve arkalığı çatlamış ahşap sandalye, yan raflara dizilmiş renkli iksir kavanozları, sihir sopaları, şamdanlar, cadı süpürgesi, oymalı bir asa, bir kaç tane siyah cadı şapkası, yüksek bir askının kollarında tünemiş, kıpırdamaksızın iri gözleriyle etrafı gözetleyen bir baykuş, yukarıdan aşağı doğru sarkan örümcek ağları arasında durmadan yer değiştiren kocaman kara bir örümcek, korlaşmış odun ateşi üzerindeki üçgen sehpaya oturtulmuş isli bir kazan...

Transa geçmiş halde ağzından anlamsız kelimeler dökülen cadı, kazanı karıştırmaya devam ediyor, yanındakilere hiç aldırmıyordu. Merakını yenemeyip büyük bir cesaretle girdiği mağarada sadece cadıyı görmeyi hayal eden Masal, mor yaratığın uzun parmaklarını omzunda hissettiği andan itibaren yasaklı bölgeye geldiğine çoktan pişman olmuştu. Korku bütün bedenini sarmıştı. Titreyen eliyle masanın üzerindeki çift mumlu şamdanı alıp mor yaratığın işaret ettiği köşeye doğru yaklaştı. 

Mum ışığı, mağara duvarına sırtını dayamış halde oturan cesedi aydınlatınca bunun Simyacı'ya ait olduğundan emin oldu Masal. Mor yaratığın sözleri aklına geldi. Hemen dönüp masanın üzerindeki kara kitabın kapağını kapatmasıyla birlikte mor yaratık korkunç sesler çıkarıp bağırmaya başladı. "Yapmaaa". Kısa süre sonra mağara duvarlarında yankılanan sesler uzaklaşmış, mor yaratık gözden kaybolmuştı. Mor yaratığın gidişiyle birlikte yerdeki simyacının cansız bedeni hareketlenmeye başladı. Hemen ayağa kalkıp eliyle üzerinde biriken tozları silkeledi.  

"Burasının senin için tehlikeli bir yer olduğunu söylemiştim küçük kız ama sen beni dinlemedin." dedi yabancı. Masal, simyacının yaşama dönmesine çok sevinmişti. Mahçup, ürkek ve titrek bir sesle konuşmaya çalıştı. "Ama, ama kuşlarla konuşabilme sihrini istiyorum ben." 

Mor yaratığın kaybolmasıyla kendine gelen cadı öfkeyle kara kazanı karıştırmayı bırakıp korkunç bir çığlık atarken baykuş kanatlarını çırptı. "Bana buraya kendini aramaya geldiğini söylemiştin. Beni kandırdın küçük kız, şimdi bana yalan söylemenin bedelini fena ödeyeceksin." 

Simyacı sesini çıkarmaksızın olan biteni izlerken küçük kızı cadının elinden kurtarabilmenin yollarını düşünüyor, aklına bir çözüm gelmiyordu. Masal, az önce ağzından kaçırdığı mağaraya geliş sebebinden sonra cadının kendisine nasıl bir ceza vereceğini tahmin etmişti. Eğer aklına gelen olur da başına gelirse ailesine bu durumu nasıl izah edeceğini düşünüyordu. Masanın yanına gelen cadının kara kitabın kapağını açmasıyla birlikte pembe mavi renklerin karıştığı sis bulutları yükseldi. Mumların bütün ışıkları birden sönüp tekrar yandı. Simyacı Masal'a baktı, gördüğüne inanamadı.  

20 yorum:

  1. Ayyy en heyecanlı yeri bırakılır mı banaa :D Çok heyecanlıyım en kısa sürede yazmaya çalışıcam. Harika bir bölüm olmuş ama betimlemelere bayıldım, kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu öykü serisi tam da dizi film gibi oldu. En heyecanlı yerinde ya bölüm bitiyor ya da araya reklam alınıyor.:) Teşekkür ederim güzel sözlerin için. Senin daha güzelini yazacağına inanıyorum. Şimdi cadının Masal'a ne yaptığını senden öğreneceğiz. Kolay gelsin:))

      Sil
  2. Pek harika olmuş (: Adım adım sona yaklaşıyor hikaye (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Belki bir tur daha yaparız üstüne:))

      Sil
  3. Heyecan artıyor, gerilim bir azalıp bir tırmanıyor :) çok güzel yazmışsınız.

    YanıtlaSil
  4. Mor yaratıktan tırsıp hazır elim deymışken geldiği yere gönderdim onu:) Bakalım Sevdiğim Günlük cadıya neler yaptıracak. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir bölüm olmuş, kaleminize sağlık ben de cadıyı kötü hayal etmiştim hep :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cadı, adı üstünde, hiç iyi olur mu diyecektim ki aklıma tatlı cadı geldi:)))

      Sil
  6. ama olmaz ki 😊en heyecanlı yerinde kalmış acaba masala ne oldu heyecanla bekliyoruz devamını 😊 emeğine sağlık canım benim çok güzel olmuş gerçekten 😊 sevgiler 👏

    YanıtlaSil
  7. Masal'ın başı belada:) Bakalım cadı ona ne yapacak? "Sevdiğim Günlük" ün hayal gücüne kalmış artık. Çok teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  8. Çok detaylı ve heyecanlı bir bölüm olmuş, devamını çok merak ettim şimdi:) elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Devamı pek de güzel yazıldı:)

      Sil
  9. anneeee korkunçlu olmuş hihi. rüya görmüyon amaaa hayalllerin maşallah. tam da yerinde kesmişsin yaniii. simyacı, mor şey, cadı vee masala ne olduuu dırım dırım dırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru diyorsun hayallerde sınır yok:) Masal'ın başı belada:)

      Sil
  10. amanıın mor yaratıktan çok korkmuştum hemen yok oldu ama cadı daha korkunçmuş attığı çığlığı mumların sönüp yanmasını hayal ettim çok güzel betimlemişsin :) bir de o ortam, cadı şapkaları örümcek, asalar, iksirler müthiş bir ortam ben olsam masal gibi ben de merak ederdim oradaki her şeyi karıştırmak isterdim :D simyacı öldü sandım bi an geri gelmesine sevindim yaa üzülürdüm öyle olsaydı :D hayal gücüne sağlıık :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet mor yaratık en korkuncuydu. Salak Masal'a kopya verdi. Masal kara kitapta onun sayfasını açınca simyacının ruhunda çıkmıştı ortaya. Kitap kapanınca geldiği yere postalandı.Teşekkürler:)

      Sil
  11. hikaye giderek güzelleşiyor derinleşiyor :) emeğine sağlık.

    YanıtlaSil