3 Aralık 2019 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 14

Sevgili Sade ve Derin (Deeptone) ile Konumuz Kitap (İrem Can) tarafından sürdürülen Ağaç Ev Sohbetlerinin 14. haftasına girmiş bulunuyoruz. Bu haftanın konu önerisi benden geldi. Önerimi uygun gören moderatörlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Konu, anlamı kişiye göre değişen ve bir münazaraya dönüşebilecek "başarılı olma" sorunsalı. Fazla uzatmadan konumuzu hatırlatıp yazımıza başlayalım. Evet, Ağaç Ev Sobetleri 14. Haftanın sorusu şu;

"Başarılı olmaktan ne anlıyorsunuz? Başarılı olmak için sizce her şey yapılmalı mı? Başarıya giden yolda sizin etik bulmadığınız ve asla kabul edemeyeceğiniz davranışlar nelerdir ve bu yapınızla başarılı olabileceğinizi düşünüyor musunuz?"

Başarı denince toplum nazarında ilk akla gelen makam sahibi ve varlıklı olmak. İkisi birlikte olursa çok başarılı kabul edilir, saygı görürsünüz. Toplumun bir parçası olarak benim de ilk bakışta aynı algıya sahip olduğumu saklamaya çalışırsam kendimi kandırmış olurum. Ne yazık ki dünya gerçekleri böyle. Büyük paralar kazanan ve ülke ekonomisinde söz sahibi bir iş adamına başarısız diyebilmek mümkün mü? Ama onun hangi usulsüzlükleri yaptığı, kimlerin hakkını yediği veya etik olmayan ne tür işlerde parmağının bulunduğu akıllara gelmez. Bir de tersini düşünelim. İflas etmiş bir iş adamını yani. Hiç usulsüzlük yapmamış, kimsenin hakkını yememiş ve hiçbir kirli işe bulaşmamış. Muhtemelen bu yüzden de işini sürdürememiş, yokluk içinde. Sizce bu adamcağız başarılı mıdır?

İşte bu noktada biraz derine inmekte fayda var. Başarı hedefe varmak, bir işin üstesinden gelmektir. Herkesin hedefi farklıdır. Kimi insan şan şöhret için çabalar, bazılarının daha çok para kazanmaktır hedefi. Bir kısım insanlar için kariyer her şeyden önemlidir. Bazen bunların hepsini hedefine alır birileri, nadir de olsa birilerinin de hiçbirinin hedef tahtasında yoktur bu tür dünya işleri. Bu çerçevede düşünecek olursam (gençlik yıllarımdan farklı olarak) bilmek, ileriyi görebilmek ve kimseye muhtaç olmadan ayakta kalabilmektir benim için başarı. Bugünleri düşünerek, gençlik yıllarımda kariyer ve çok para kazanmak hedeflerim arasındaydı şüphesiz. Her ikisinde de hedeflerime makul ölçülerde ulaştığım için kendimi başarılı addederim. Kişi hedeflerini gereğinden fazla yüksek tutarsa motivasyonu artsa da başarı oranı düşer. Kendini başarılı bulmayan kişi de mutlu olamaz. 

Diğer taraftan çok varlıklı kişileri, yüksek makam sahiplerini ve şöhretli kişilerin çoğunu kişisel yönden başarılı bulmam. Bazı söylem ve eylemleri başarılı olabilir bu kişilerin. Ancak bu seviyeye gelmeleri için şans faktörünün yanı sıra mutlaka birilerinin hakkını yemişler, adaletli davranmamışlar, ya da etik olmayan bazı işlere göz yummuşlardır.  Başarılı bulduğum kişiler, belli bir hayat görüşü olan (ortama göre fikir değiştirmeyen), sorgulamasını bilen ve işini üst düzeyde icra eden sanatçılar, bir bilinmezi ortaya çıkaran bilim adamları ve son olarak emperyalizme, ırkçılığa karşı bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini kazanan devlet adamlarıdır. Bu ülkede toplum nazarında başarılı olmak için her şey yapılmalı. Başka türlü başarı şansı olamaz zaten. Belirttiğim üzere toplumun başarı kriteriyle benimkiler tamamen farklı.

Başarıya giden yolda etik bulmadığım ve asla kabul etmediklerim arasında yalakalık başta gelir. Düşündüklerimi açıkça söyleyegeldim hep muhataplarıma. Özellikle üstlerim pek hoşlanmazlardı bu huyumdan ama yine gözden çıkaramazlardı beni. Bunun dışında birilerinin hakkını yemek, adil davranmamak, adam kayırmak, saygısızlık, hakaret, sözünde durmamak, rüşvet alıp vermek gibi bir sürü etik olmayan davranışlar başarı yolunda karşılaşılması muhtemel hususlardır. Başarıya ulaşmak için bunların en azından bazılarını yapmak ya da göz yummak zorunda kalır insan. Dürüst olmak gerekirse gençliğimde bunların hiçbirini yapmadım ya da asla göz yummadım diyebilmek isterdim. Bu yapımla makul ölçülerde yine başarılı olabileceğimi düşünüyorum. Fakat iyi bir sanatçı olarak başarılı olmak en güzeli. 

20 yorum:

  1. İnsanlar birbirinin elini tuttukça, birbiriyle yardımlaştıkça, birbiririnin eksikliklerini tamamladıkça, toplumsal bir dayanışma içinde oldukça eylemlerini başarılı bulurum. Yoksa bireysel başarı diyebileceğimiz ne var ki!. Dediğiniz gibi başarının ahlaki boyutlarına hiç girmeyeceğim. İnsan toplumsal varlık olduğu kadar bireysel bir vicdana sahiptir. Ne zaman insanlık idealinde bir bilinç oluşur o zaman toplumsal başarıda bizim de bireysel bir payımız olur. İnancın, ümidin, sevginin, şefkatin ve merhametin bir manası olur. elbette bir lokma bir hırka kültürü içinde fakirliğe razı olmak miskin miskin oturmak anlamına gelmez ama, fakirliğin içinden gelip gönlü zengin olmak başarıdır. Znginliğin içinden gelip fakir olarak yaşamak bütün varlığını fakirlerle ölçülü paylaşmak da önemlidir. Bizim inancımızda dünyada rahatlık yoktur. Ama arayan için huzur vardır huzur. Bütün mesele vesveseden kurtulup arı duru bir inanca, bir zihniyete, bir anlayışa, bir yaşam biçimine ihtiyaç vardır. Umarım yaşadığımız toplumda bütün insanlar kalbi bir irtibat içinde olur. Her insanın iyi tarafları var, keşke birbirimizin iyi tarafından tutabilsek ve birbirimizi yüceltebilsek. Nerede olursak ve nerede durursak duralım vicdanımızın karartılmasına kendimiz engel olalım. Nefes alabiliyor muyuz ve tebessüm birbirimize edebiliyor muyuz, bütün mesele budur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki, toplumun kesin hatlarla çizilmiş bir başarı algısı var. Bunu değiştirmek mümkün değil. Güzel ahlâk sahipleri ne kadar takdir ediliyor görünse de varlıklı ve makam sahibi insanlar kadar saygı ve rağbet görmüyor. Bu realiteden yola çıkarak başarıya giden her yol mübahtır düşüncesi adaletsizliğe, sömürüye kapılarını açıyor. Emek vermeden kariyer yapmayı, çok para kazanmayı kim istemez ki! Bunlara tez zamanda sahip olmak için izlenecek yolda ahlâk aranmaz. Kısa yoldan köşeyi dönmek, benim memurum işini bilir mantığıdır bu.

      Bir yandan toplumun bu başarı algısı içinde mücadele ederken vicdan muhasebesi yaparız. İyi ahlâk sahibi olmak, insanları sevmek, yardımlaşmak, yoksula destek çıkmak erdemli olmanın gerekleridir. Evet, iç huzuru sağlamak da bir başarıdır ancak toplum nazarında bunun hiçbir önemi yoktur. Bir anlamda yapmaya cesaret edemediğimiz kirli işlerden dolayı bir züğürt tesellisidir ancak.
      Keşke toplumdaki başarının ölçüsü dile getirdiğiniz şekilde olsa. Dilemek başka bir şey. Madem bu dünyada yaşıyoruz, onun acımasız çarkları arasında parçalanmamak için belirlediğimiz asgari hedeflere ulaşmak zorundayız. Bunun için mücadele gerekir. Mücadele içinde az ya da çok mutlaka iyi ahlâktan sapmalar ya da sapanlara göz yummalar olacaktır. Tecrübelerime göre aksini düşünmem mümkün değil.

      Sil
  2. Başarı ve başarının algı şekli, çok güzel bir tartışma konusu.
    Ben kendimi hiç başarılı bulmam ama etrafımda hep parmakla gösterilmişimdir. Bunun üzerine çok düşündüm ve dediğiniz gibi, toplumsal başarı algısı ile kişisel başarı algısının ne kadar farklı olabildiğini gördüm. Benim için başarı; özgür olabilmek. Yani tüm seçimlerini, tüm toplumsal yerini, diğerlerinin başarı diye gördüğü getirilerini, bırakıp gidebilme ve kendine en baştan bir yaşam kurabilme mesela başarı benim için. Ya da çok üstdüzey bir yönecisinin çocuğunun okul kermesinde kek satmak için işi bırakıp çıkabiliyor olması bir başarı. Ya da senden üst düzeydeki birine fikrini korkmadan açmak, savunmak bir başarı. Ya da çocuğuna "sen herkes gibi olmak zorunda değilsin, ne olursan ol kalbim sana açık, seni seviyorum" diyebilmek bir başarı.. Yani kriterler bence özgürlükten geçiyor...
    Hiç dayanamadığım davranış; kendini övmek. Şöyle başarılıyım böyle harika işler yaptım şöyle üstünüm herkesten... Buna hiç gelemiyorum, o insan çok başarılı bile sayılsa gözümde yerin dibine batıyor. Ama samimi, alçakgönüllü, sadece benim başarım değil hepimizin başarısıdır diyen insanlar, işte onları bulursan çalış çabala ille o takıma gir, asla başarısız olmazsın derim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sohbetimize katıldığın için teşekkür ederim:) Dediğiniz gibi başarıyı toplumsal algı ve kişisel hedeflere ulaşmak suretiyle mutlu olmak şeklinde ayırmak gerektiğine inanıyorum. Toplum başarıyı nasıl algılıyor belli, makamda yükselmek ve varlığını arttırmak.
      Kişisel başarılarımızın yanı sıra başarısızlıklarımızı da kabul etmek lâzım. Örneğin özgürlük başarı ise sizin için, kendinizi kısıtlanmış hissettiğinizde bu bir başarısızlık değil midir? Aslında bu durum da ayrı bir tartışma konusu! İnsanın kendini kısıtlaması başarısızlık olarak düşünülse bile çevre koşulları sebebiyle oluşan kısıtlanmalarda bireyin bu durumu değiştirecek gücü yoktur çoğu zaman. Dolayısıyla kişisel ve özgürlük anlamında kontrolümüz dışındaki kısıtlamalar karşısında alacağımız yenilgiler başarısızlık olarak anlaşılmamalı.

      Genel anlamda toplumun başarı algısına aykırı bir yaşam tarzı seçmek başarıdır. Seçimimiz bu yönde olsa da koşullar bu konuda başarılı olmamıza engel ne yazık ki.
      Verdiğiniz örneğe gelince; anne babalar çocuklarının iyi bir eğitim görmesini, iyi bir işi olup çok para kazanmasını, mutlu bir aile kurmasını isterler. Çoğunluk için bu istediklerinin olmasıdır mutluluk. "Sen ne olursan ol, kalbim sana açık, seni seviyorum" deme başarısını gösteren kaç kişi vardır acaba?
      Başarı başkalarının kendi kıstasları dahilinde takdiridir. Yoksa ben başarılıyım demekle başarı kazanılmaz. Bunu diyen kişi zaten eksiktir:)

      Sil
  3. Başarı; bir çok insanın fikir sahibi olduğu fakat uygulamda bilgi sahibi olmadığı bir olgu bana göre. Güzel yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir konu önermişsiniz bu hafta. Güzel ve hakkında uzun uzun konuşulabilecek derin bir konu. Benim için başarı nedir diye düşündüğümde aklıma sadece hedeflediğim şeylere ulaşabilmek geliyor. Eğer istediğim bir şeyi çabalayıp yapabilmişsem kendimi başarılı görüyorum. Bu para biriktirmek yada bir yere gidebilmek gibi küçük bir şey bile olsa. Başka insanların hakkını yeyip, üzerlerine basarak tepeye çıkıp nasıl başarılıyım diye düşünülebilir bilmiyorum. Sanırım burada konu başarıdan çıkıp insanlığa, hakka, adalete gidiyor. İnsan gibi kaldığım, küçük başarılarım bana yetiyor bu konuda diye toparlayabilirm sanırım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Haklısınız, konu derin. Dediğiniz gibi en basit şekliyle başarı hedefe ulaşmaktır. Zaten olay burada düğümleniyor. Herkesin farklı hedefi var. Hemen ilk akla gelen çok para kazanmak, istediğin, hayalini kurduğun şeylere ulaşmak. Arkasından makam, mevki sahibi olmak geliyor. Yani başkalarının saygı duyması, imrenmeleri hoşumuza gidiyor. Her ikisi de bir doyum, mutluluk veriyor insana. Problem bu dünya duzeninde onlara ulaşmada. Namusuyla çalışıp, emeğinin karşılığını alarak zengin olan kaç kişi var? Ya da ayak oyunları, adam kayırmaları olmadan tamamen liyakat esasına göre kaç kişi yüksek makamlara gelmiş?
      Yok ben bu işlere bulaşmam diyorsanız, hedeflerinizi küçültüp küçük başarılarla avunmak zorunda kalacaksınız. Cebiniz boş, işiniz sıradan ama vicdanınız tam olacak. Gerçeklere gözümüzü kapatmadan doğrusunu söylemek gerek. Misâl, aynı görevi yapan iki memursunuz. Bir üst kadroya terfi ettirildiniz ama bunun arkadaşınızın hakkı olduğunu düşünüyorsunuz. Terfi demek, daha çok kazanç, daha fazla itibar demek. Böyle bir durumda, dilekçe verip, sizin yerinize arkadaşınızın terfi etmesinin daha adil ve doğru olacağını, bu nedenle verilen terfi kararını kabul edemeyeceğinizi dile getirebiliyorsanız, yukarıda yazdıklarımın hiçbir hükmü yoktur.

      Sil
  5. Ağaç Ev sohbetleri çok hoş bir etkinlik oldu. Biz uzun zamandır yokuz. İlerleyen zamanlarda ilgimizi çeken konularda biz de katılırız tabii. Başarı kavramını birçok yönüyle ele almışsınız. Evet usulsüzlük yaparak başarı olmamalı. Başkalarının hakkı yenerek elde edilen bir başarı, başarı değil bence de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirdeyim, sohbetlerde eksik günüm yok şimdiye kadar. Hiç ilgi ve bilgim olmayan konularda bile yazmaya başlayınca devamı geliyor, bu arada yeni bilgiler elde ediyorum. Bence de hak yiyen ve istediğini elde edene başarılı denmemeli. Ancak toplum, başarıya ulaşan insanların bunu nasıl elde ettikleriyle pek ilgilenmiyor maalesef.

      Sil
  6. Çok güzel yazmışsın!!! Konun ve katıldığın için çok teşekkür ederim... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Ben de size önerimi uygun gördüğünüz için bir kez daha teşekkür ederim:)

      Sil
  7. ay evet de miiii, patronun çantasını filan taşırlar yaniii :) eh hımm o zaman cevaplasaydın farklı olcakmıştı demekkisiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, evet:))) Yazdıklarım ve düşüncelerim aynı fakat davranışlarım biraz farklı olurdu sanırım. Olmak da zorunda zaten, hamama giren terler, mecbursun yani:)

      Sil
  8. "kem âlât ile kemâlât olmaz" demiş eskiler.Yani kötü malzeme ile iyi iş yapılamaz.Başarıya götüren yollar da kesinlikle etik kurallarına uygun olmalı diye düşünüyorum.Evet başarı göreceli.Bana tecrübe kazandıran başarısızlığı da başarı haneme yazarım kendimce.Aslında uzun bir konu.Biraz düşüneceğim bu konuda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Cam Güzeli, yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak için bir şeyi ortaya koyalım. İdeal başka, realite başka. İdealler yaşam şartlarımızla örtüşmüyor çoğu zaman. Eskiler "Kem âlât ile kemâlât olmaz" demiş ama "Eski çamlar bardak oldu". Ben fikrimi veya bana göre doğru olanı söylemiyorum. Dünyada başarı algısını anlatmaya çalışıyorum. Bu durumu görmezden gelmek bizi rahatlatmaz. Başarıdan ne anladığınıza bağlı olmakla birlikte, çok para kazanmak, şan, şöhret ve makam sahibi olmak başarıysa eğer, tecrübelerime dayanarak bunun etik kurallara uygun bir şekilde sağlanamayacağına inanıyorum. Derslerde başarılı olmaya, sadece zekana ve çalışmana dayanan bir denkleme benzemiyor dünya işleri yani:) Başarısızlık hatırı sayılır bir tecrübedir. Bir sonraki adım için atılan bir adımdır. Bence düşünün biraz, sonra yine tartışırız:)

      Sil
    2. Elbette ki idealler ve realite örtüşmüyor çoğunlukla.Soruda, toplumsal kabul değil de başarının bizcesi sorulduğu için, kendi başarı tanımımı yaptım zaten.Toplumda "başarı" kabul edilen hedefe götürecek yolların da meşru ve etik olması gerektiğini düşünüyorum.Sonuç kadar süreç de önemli.Toplumsal kabullere rağmen, idealler için mücadele edebiliyor olmanın başlı başına bir başarı olduğunu kanısındayım.Yoksa genel geçer algılar üzerinden hayat pratiklerini kurgulamak kısır döngünün bir parçası haline getiriyor insanı.

      Sil
    3. Toplumda başarı kabul edilecek hedefe götüren yollar meşru ve etik olması gerekirken maalesef gerçekte öyle değil. Buna rağmen ideallerinden taviz vermeyen insanları takdir ediyorum fakat ne yazık ki bu tür insanlar hiçbir zaman hedeflerinde başarılı olamıyorlar. Tam tersine başarılı olarak toplumun önüne koydukları genellikle kirli yollardan geçen, başkalarının hakkını yiyen, yalancı ve sahtekârlar.

      Sil
  9. Başarı konusunda özellikle kızımı yetiştirme konusunda ikileme düştüğüm zamanlar oluyor. Çünkü iki başarı anlayışı var; biri toplumun kabul ettiği, diğeri aslında olan ;) Bir yazımda bahsetmiştim ben de, sokak canlarını besleyen olmak da başarı, ama toplumun başarı algısı normları daha genel geçer şeyler üzerine kurulu. Ve toplum tarafından onaylanmak, sevilmek de biz insanları mutlu eden bir durum. Ve bence en büyük başarı, sadece kendisiyle yarışanların oluyor. Yaşadıklarının hazzına varan ve yaşayacakları güzellikleri çabayla keşfedenlerin.
    Üzerinde en çok durulması gereken konulardan birini seçmişsiniz. Çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aytül Hanım, bu konuda düşündüklerimi çok güzel özetlemişsiniz. Benimle aynı fikri paylaştığınıza sevindim. Bazı konularda toplumca kabul gören tutum, anlayış ve davranışlara isyan edesim geliyor. Ne yazıktır ki, ahlâkın tanımı, toplum tarafından uygun görülen davranış biçimi olmuş. Toplum kurallarını koyan güç ve iktidar olunca böylesine tuhaf, insana yakışmayan durumlar çıkıyor ortaya. İşin zor tarafı bu kurallar içinde yaşamak zorunda olmak. Oysa algılar yıkılıp değişmeli. Başarının ölçüsü para, makam, şan ve şöhret değil, sevgi, mutluluk, yardımseverlik ve hak yememek, bilim ve sanatta belli yol katetmek olmalı.

      Sevgili kızınıza gelince; onu hayatta karşılaşması muhtemel zorlukları yenebilmesi için mecburen toplumun empoze ettiği başarı kriterleri doğrultusunda yönlendirmek zorundasınız. Bizim düşündüğümüz ve olması gereken başarı kriterlerini zaten aileden almış olacak.
      Teşekkürler:)

      Sil