16 Ocak 2020 Perşembe

MASALIN MASALI - ORTAK ÖYKÜMÜZ

Ortak öykümüz heyecanlı bir şekilde sürüyor. Masal maceradan maceraya koşuyor. Ailesi onun peşine düşmüş, kasabadan gençlerle birlikte endişe içinde her yerde onu arıyorlar. Daha önce masalımızın "Cadının Öfkesi" adındaki 7. Bölümün yazmıştım. 18. bölümde sevgili Ebrar arkadaşımızın kaldığı yerden devam ettim. Öykünün bütün bölümleri Sessiz Gemi arkadaşımızın blogunda. Bu güzel öyküye yeni katılmak isteyenler ya da daha önce katılan arkadaşlardan yine yazarım diyenler sevgili Sade ve Derin / Deeptone veya Sessiz Gemi / Kavanozdaki Beyin arkadaşımıza bildirsinler. Kim bilir bu sayede ortak bir masal kitabımız olur belki ileride. İşte benim Masal'a yaptırdıklarım: 

MASALIN YALANI

Endişeyle Ermiş Dede'ye dönerek "Geldiler işte!" diyerek fısıldadı Masal. Ermiş Dede işaret parmağını dudağına götürüp sesini çıkartmamasını işaret etti. "Sen benim dediklerimi yap ve sakın heyecanlanma." dedi sessizce.
Tok sesiyle kapıya doğru seslendi. "Kim o kapımı vuran?"

Masal'ın büyük ağabeyi cevap verdi. "Küçük kardeşimi arıyoruz, bize yardımınız dokunabilir belki." 

Ermiş Dede kapıyı açtığında karşısında Masal'ın annesini, ağabeylerini, simyacıyı ve kasabadan bir kaç köylüyü gördü, hepsi merak içinde kendisine bakıyorlardı. "Buyurun içeri girin." dedi. Kasabadan yardıma gelen köylüler Ermiş Dede'nin Masal'ı kaçırmış olabileceği ihtimalini düşünüp evin çevresini araştırmak için dışarıda kalmak istediler.    

Masal, annesi ile ağabeylerinin kendisini aramaya çıkacaklarını tahmin etmişti. Köpük'ün bir an önce iyi haberlerle yanına dönmesini bekliyordu. Ondan haber almadan Orman Perisi İzu'nun yanına gidemezdi. Karşılarında kendisini bir oğlan çocuğu olarak gördükleri vakit başından geçenleri nasıl anlatabilirdi ailesine Masal. Kolay kolay kimseye inandıramazdı başından geçenleri. Anlatmasa ağabeyleri haksız yere Ermiş Dede'ye yüklenip onu incitebilirlerdi. Masal bunları düşünüp çaresizlik içinde ağlamaya başlayınca Ermiş Dede ona plânını açıklamıştı. "Aslında gerçek adının Ökkeş olduğunu, ormanda ailenle piknik yaparken kaybolduğunu, yolunu ararken sana benzeyen Masal isminde bir kız çocuğu ile karşılaştığını, ondan ayrıldıktan sonra önünü kesen kasaba korucularından korktuğun için gerçek adını değil, Masal'ın adını verdiğini ve daha sonra seni korucuların elinden alıp  evime getirdiğimi söyleyeceğiz." dedikten sonra emin olmak için bir de "Anlaşıldı mı?" diye sormuştu Masal'a. Masal yaşlı gözlerle başını sallamış, yalan söylemeyi sevmediği halde çaresiz kabul etmişti Ermiş Dede'nin önerisini.

Önce Masal'ın annesi, daha sonra ağabeyleri eve girdiler. Son olarak Simyacı kapıdan geçerken Köpük de sessizce içeri süzüldü. Salonun bir köşesine sinmiş Masal'ı gören annesi neşeyle onun yanına yaklaşırken önüne kedi fırlamış araba gibi durdu aniden. "Aman tanrım, bu bizim kızımız değil, bir oğlan çocuğu. Ne kadar da çok benziyor Masal'a" Ağabeyleri de şok olmuşlardı. Gerçeği Merhamet Cadısından öğrenen Simyacı, Masal'ın ailesinin karşılaştığı bu duruma vereceği tepkileri endişe içinde izliyordu. Ermiş Dede, "Kızınıza benzettiniz sanırım bizim ufaklığı." dedi Masal'ın annesine. Bu arada köpük Masal'ın yanına sokulup işlerin yolunda olduğunu müjdeledi.

Ermiş Dede, Masal'ı yanına çağırdı. "Gel buraya korkma Ökkeş oğlum, hadi anlat ormanın derinliklerinde gördüğün küçük kızı misafirlerimize." dedi. Ağabeyleri sabırsızlıkla sıkıştırmaya başladılar Masal'ı. "Hadi anlat bize nerede gördün kardeşimizi, neler konuştunuz onunla?" Masal, yaşlı gözlerle anlatmaya başladı. "Ona evin arka taraflarındaki ormanın derinliklerinde rastladım. İkimiz de kaybolmuş, ailemizi bulmaya çalışıyorduk. Adının Masal olduğunu söyledi. Bir süre birlikte yürüdükten sonra yol ayrımına geldik. Tamam, bu yolu hatırladığımı sanıyorum dedi ve vedalaşıp ayrıldı benden. Uzun bir süre yalnız başıma yürümeye devam ettim, hava iyice kararmıştı. Daha sonra kasabanın korucuları  ellerinde tüfekleri olduğu halde yanıma gelip ormanın içinde ne işin var senin diye kızdılar bana. Çok korkmuştum. İşte tam o sırada Ermiş Dede beni alıp evine getirdi, karnımı doyurdu." dedi.

Masal'ın ağabeylerini bilerek yanlış yere yönlendirdiğini anlamıştı Simyacı. Hemen ayağa kalktı, Masal'a çaktırmadan göz kırptıktan sonra ortaya konuştu. "O zaman niye vakit kaybediyoruz biz burada, çocuğun dediği yöne, evin arka tarafına doğru yola çıkıp bir an önce aramaya başlamak lâzım Masal'ı." dedi. Hepsi evden dışarı çıktılar, kapıda onları bekleyen korucularla birlikte evin arkasındaki sık ağaçların arasına dalarak gözden kayboldular. Masal'ın içini büyük bir huzursuzluk kaplamıştı annesi ve ağabeylerine hayatında ilk kez yalan söylemek zorunda kaldığı için.

Köpük, martının orman perisi tarafından verilen ökse otunu kokladığını, perinin böylelikle habercisine kavuştuğunu ve Cennet Gözü kasabasında bulunan mezarlıktaki iris çiçeklerinden istedikleri kadarını toplayıp Merhamet Perisine götürebilmek için önlerinde artık hiçbir engelin kalmadığını söyledi. Ermiş Dede, "Öyleyse bir an önce çıkın yola karanlık çökmeden." dedi Masal'a. Yanlarına birkaç parça çörek ve kurabiye verip uğurladı evinden. Köpük önde, Masal arkada, ölüm çiçeklerinin bulunduğu yere doğru yola koyuldular. Ağaçların arasında ilerlerken birden kuşların cıvıltısı kesildi,  yakınlardan gelen korkunç bir homurtu sesine ürkerek kulak kabarttılar.

20 yorum:

  1. süperr, yazmışsınız hemen :) ay ne ola ki o homurtu, ayı filan çıkmasın karşılarına maazallah :d yalnız kızceğiz ne çekti elimizde yhaa, salın artık beni bii diyordur kesin =~>>

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürlerrr:) Aslında hızımı alamadım, daha uzun yazmak isterdim. Homurtu canavardan mı, ayıdan mı yoksa başka varlıktan mı geliyor artık devam eden arkadaşın hayal gücüne bırakalım:) Fakat Masal'ın başına her ne gelirse gelsin, çantasında taşıdığı Lacivert Taşı sayesinde Merhamet Perisinden yardım alabilecek:)

      Sil
    2. o taş aklımdaydı çok kullanmak istedim ama bölümüme uygun bir yer bulamadım bakalım ilerleyen bölümlerde Masal, Lacivert Taşı’nı kullanacak mıı çok heyecanlı :))

      Sil
    3. Bakalım kim çıkaracak Lacivert taşını ortaya:)

      Sil
  2. ooooooo güzel olmuş. ökkeş dee iyi buluş olmuş. ailesi masalı ararken, masal ile köpük iris çiçeklerini bulsa bariii. :) hımm, homurtu pekiiii :) oleey vallası bu öykü oldukça iyi oldu yaaa. ay geç görmüşüm. az önce bloga ebrarın bölümünü koymuştum. hımms seninkini de sonra koyayım barik. yorumlara ekleyim senin de yazdığını. şimdi, hayata dair arkadaşımız yazacak. homur homur kim acabaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Masal güzel yani. Yıllar sonra ilk kez kendi masalımızı okuyorum:) Çocukluğuma dönmek istiyorum:) Belki psikolojim düzelir:)
      "Morarmış bulutlar, hortumları su yüklü fil sürüleri gibi korkunç homurtularla arkamızdan geliyor."- Y. Z. Ortaç. Bak mor bulutlar da homurdanırmış:)

      Sil
  3. çok merak ediyordum karşılaşma sahnelerini, yalan söyledi demek süper olmuş :) yine heyecanlı bitmiş homurtunun sahibi kim ki umarım başlarına bir şey gelmeden atlatırlar :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Masal, bu sorunu yine kendisi çözmek zorunda:) Homurtu'nun ne olduğuna devamını yazacak arkadaş karar verecek, ben de merak ediyorum:)

      Sil
  4. Ayy çok heyecanlı olmuş. Ökkeş de iyi uymuş. Homurtunun sonrasında bakalım ne çıkacak? Merakla bekliyorum. Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Masal'ın bu heyecanlı serüveni bitmeyecek gibi:)

      Sil
  5. Hımmm bakalım nasıl getireceğim devamını🤔Düşünmeye başladım ve inşallah 2 gün içinde yazacağım.. Çok güzel olmuş bu bölümde, kaleminize sağlık ve özellikle lacivert taşı hatırlattığınız için teşekkürler 🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir bölüm yazacağınıza eminim:) Başlayınca devamı dökülüyor. O lacivert taşı kullanmadan Masal Merhamet Perisinin yanına dönerse eksik kalırdı masalımız:) Rica ederim:)

      Sil
  6. yaaa sonunda gelebildim okumayaaa :) ailesi sonunda onu buldu ama masal saklanmak zorunda kaldı onlardan kıyamam yaa ne olacak şimdii? yabancı simyacı masalın ne yapmak istediğini anladı peki yardım edecek mi onaa umarım yardım etmek için geri döner :) ormandaki o homurtu ne ola kii? bi de herkes yorumlarda lacivert taşından bahsetmiş ama okurken göremedim ben gözden kaçırdım herhalde diye baktım birkaç defa ama değişti sanırım yazı anlamadıım :) eline sağlık bu arada çok güzel bir bölüm olmuş ve yine detayların toparlanıp konuya bağlandığı bir bölüm olmuş çok iyiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin:) Sanırım Masal erkek çocuk kılığında ailesinin karşısına çıkamaz. Bu nedenle büyüyü bozdurmak istiyor bir an önce. Belki eski haline döndüğünde anlatır annesine. Yabancı simyacı olayları biliyor fakat şu anda üstlendiği görev Masal'ın ailesini oyalamak. Homurtunun ne olduğu devamını yazacak arkadaşın hayâl dünyasına kalmış:) Fakat muhtemelen Lacivert taşına iş düşecek:) Gözden kaçırmış olmalısınız, Lacivert taşı, Merhamet perisinin azık çantası içinde Masal'a verdiği bir taş. Başına bir belâ gelirse kendisi ile temas kurabilecek. Bundan sonraki bölümlerde belki başka bir nedenle de kullanabilir bu taşı Masal. Teşekkür:)

      Sil
    2. ah ben şimdi anladım bu bölümün içinde lacivert taşı aradım da sadece yorumlarda bahsedilmiş aslında :D önceki bölümlerde taştan bahsedilmişti onu biliyorum da bu bölümde tekrar ortaya çıktığını ve göremediğimi sandım ben :)

      Sil
    3. Lacivert taşını da kullansaydım yeni karakterler oluşturmak gerekebilirdi belki, süreklilik arz etsin diye:)

      Sil
  7. Ökkeş ismi çok hoş olmuş:) Güzel bir bölüm, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. bayıldım ya her bölüm müthiş. emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, güzel bir öykü çıktı ortaya:) Teşekkürler.

      Sil