27 Mart 2020 Cuma

KARANTİNA KORONA - 3

RAHMET, RAHMAN, RAHİM
Yağmur başladı, sıkıntılı hava ağırlığını atıyor biraz üzerinden. Eskiler "Rahmet yağıyor." derlerdi yağmur yağıyor yerine. Güncel hayatta kullandığımız kelimelerden çoğunun anlamını bilmiyoruz. Mesela hiç sözlüğe bakmadan rahmet kelimesinin karşılığını "bereket" olarak verirdim. Bunun nedeni yağmur yağışına bazen "bereket yağıyor" denmesinden dolayı olsa gerek. Oysa Arapça kökenli bu sözcüğün dini ve halk ağzında iki anlamı varmış. Dini anlamı, merhamet etmek fiil kökünün mastarı. Diğer taraftan "ana rahmi" kökünden türetilip "birinin suçunu bağışlama, merhamet etme" anlamına gelen bu sözcük, halk ağzında "yağmur" yerine kullanılmakta. Aslında yine Arapça "ana rahmi" kökünden gelen "rihma", "ince ve sürekli yağan yağmur" anlamıyla halk ağzında kullanılan "yağmur" un karşılığı. Hadi diyelim "rihma" dilimize yanlışlıkla "rahmet" olarak geçmiş. Yağmur da halk ağzında bereket olarak kullanılıyor. Aristo mantığıyla, yağmur=bereket; yağmur=rihma/rahmet, o halde rahmet=bereket der, aaa, doğru biliyormuşum deyip sevinebilirim.

Bir de "Rahman" sözcüğüne değinelim. Hatta hem besmelede geçen hem de Kur'anda ayrı bir sureye adını veren bu sözcükle birlikte ilk bakışta aynı anlamı içeren "Rahim" sözcüğünü birlikte inceleyelim. Bu konuya ilişkin yeterince kaynak var, hemen hepsinde üç aşağı beş yukarı aynı açıklamalar yapılmış. Rahman daha kapsayıcı bir anlama sahip. Allah'ın sıfatlarından biri olan bu sözcük bütün insanlık alemine mümin ya da kafir ayırt etmeksizin onları esirgeyen, bağışlayan ve fark gözetmeden ihsan, lütuf ve ikramlarını sunan anlamına gelmekte. Rahim ise sadece müminlere yani iman etmiş kişilere özel olarak maddi ve manevi imkanlar sunan, onları şefkatle koruyup kucaklayan manasında. 
  
Peki, bu sözcüklerin ortak kökeni, "rhm" sözcüğünün karşılığı olan "ana rahmi, döl yatağı" anlamıyla nasıl bir ilişkisi olabilir? İşte bu konuya değinen güvenilir fazla bir kaynak bulamadım. Sadece adını önceden duymadığım bir yazar olan Ayhan Özcimbit'in Milliyet Blog sitesinde kaleme aldığı 12 Eylül 2012 tarihli  bir yazı çıktı karşıma. Görüşlerinin çoğuna katılmadığım bu zat Said-i Nursi'ye hayranlık duymakta. Bu beni ilgilendiren bir husus değil.  Esas merak ettiğim konuya en azından kendi penceresinden ele alıp "Rahim, neden hem Allah'ın hem de kadın cinsel organının ismidir?" sorusuna cevap aradığı için ilgimi çekti. Özcimbit kelimelerin sözcük anlamlarının dışına çıkarak "Rahman" olan Allah'ın, bu isminin tecellisi ile uzayın sonsuz yokluk ve soğuk boşluğunu varlığa dönüştürdüğünü ileri sürüyor. Özetle bu süreç ve işleyişte kaynağın "Rahman" sözcüğüyle, varoluş sürecini yapan Allah'ın ise "Rahim" sözcüğü ile sıfatlandırıldığından bahsetmekte. Yokluğa varlık tohumunun "Rahman" la atıldığı, varlık sürecinin ise "Rahim" in bir yansıması olduğunu ifade eden yazar, bu bedensel varoluş sürecimizde başlangıç noktasının "Ana rahmi" olduğunu iddia ediyor. Bir adım daha da ileri gidiyor yazar; Rahman "1" dir diyor ve devam ediyor. "Rahim'se "0". Bir olan Rahman, sıfır olan Rahim'i gebe bırakır. Zira, sıfır olan Rahim, merhametle (acıyarak, şefkatle) var edildiğimiz analarımızın rahmiyle aynı adı taşıması tesadüf değildir." 

Bu durumda Rahman, yaratıcının iradesi, Rahim ise dişinin üreme organı ise, erkeğin rolünü merak etmekten kendimi alamıyorum doğal olarak. Ki, bu düşünce İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğu iddiasını da epey güçlendiriyor aynı zamanda. Yok, buna olmaz dersek, erkeğin yaratıcı rolünü üstlendiğini, kadının bir hiç olduğunu kabul etmek durumunda kalacağız.

Sahi, ölülerimizin arkasından saygıyla "Rahmetli" sözcüğünü kullanarak ne demek istiyoruz? Sayın Özcimbit'in yorumuna göre, ölen şahsın "doğurgan" olduğuna mı işaret ediyoruz, yoksa onu "yaratıcı özelliğe sahip olan" biri olarak mı görüyoruz? Yazarın düşüncelerine katılmayıp kelime anlamına bakacak olursak, önceden bilme imkanımız olmamasına rağmen, ölen yakınlarımızın otomatikman Tanrı'nın şefkat ve korumasına hak kazanmış olduğunu mu düşünüyoruz?  

23 yorum:

  1. Allah benim rahmetim her şeyi kapsamıştır diyor. Biz beşeriz ve aynı zamanda günahkarız. Hatalarımız ve eksikliklerimiz dluyor. Biz şuurlu olduğumuz kadar insanız ve şuurlu olduğumuz kadar müslümanız. Şuurlu olduğumuz kadar yazar çizer, mühendis, doktor ve avukatız. Şuurlu olduğumuz kadar çöpçü ve hizmetçiyiz. Arapçada yada başka dillerde bütün kelibelerin birbiriyle yakınlık ve akrabalık ilişkileri vardır uzaktan yakından. Kutsal kitapların da içinden bir ayeti çıkartadak yorum ve meal yapmanın eksikliğini de bilmeliyiz. Kutsal kitap bir bütündür. Sevginin şefkatten, ve merhametten bağımsız bir anlamı olduğunu düşünemeyiz. Adaletin, ahlakın, vicdanın ve insanlığın da birbiriyle kuvvetli bağları vardır. Yağmurun yağmasını eskiler rahmet yağıyor demesi Tanrının mahlukatı acıması değil midir. Sevmesi şefkat duyması değil midir? Su hayat olduğuna göre, suya her mahlukat muhtaçtır. Suyla dirilir herşey, Taibat kanunlarını da idare eden külli bir irade vrdır. Belli mi olur bu yağmurlar virüslerin azgınlığını giderebilir. Onları teskin edebilir. Onları ehlileştirebilir. Onları başka bir zaman ve mekan boyutunda ışınlayabilir. Bize düşen dedbir almak, tevekkül etmek ve sonuçta da takdiri ilahiye boyun eğmektir vesselam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Profösör, itiraf edeyim, bu konularda tartışmayı severim:) Lakin bu yazıyı kaleme alırken seçilen sözcükler tamamen bir tesadüf. Yağmurun yağmasından yola çıkarak rahmete ulaştım. Tek amacım kullandığımız sözcüklerin anlamını bilmediğimizi vurgulamaktı. Kaldı ki, çoğumuz aynı sözcükten farklı anlamlar çıkarıyor, algılar oluşturabiliyoruz. Rahmetle çıktığım yolculuk aynı "rhm" kökünden türeyen Rahman ve Rahim'le buluşturdu beni.

      Ortak noktamız, insan olmanın gereği birbirimize duyduğumuz saygı. Taban tabana zıt fikirlerimiz olabilir. Amacımız birbirimizi ikna etmek değil. Birbirimizden bir şeyler kaparken düşünmek ve manevi açıdan daha fazla zenginleşmek.

      Her zaman olduğu gibi esas amacım doğruyu, gerçeği anlamaktı. Bunu yapmak için düşünmeye aklımı kullanmaya ihtiyacım var. Aklımın almadığı maddi ya da manevi herhangi bir şey benim açımdan yok hükmünde. Her şeyin bir nedeni ve sonucu olmalı. Fakat nedenini ve sonucunu henüz bilmediğimiz çok şey var daha. Rahim sözcüğünün neden çift anlam taşıdığını ve varsa bunların birbirleriyle nasıl bir ilişki içinde olduğunu merak ettim sadece. Merakımı giderebildim mi? Yeni şeyler öğrendim fakat tam olarak aradığımı bulduğumu söyleyemem vesselam:)

      Sil
  2. Mr. Kaplan beyin kıvrımlarım biraz sancıdı yazdıklarını takip edip düşünürken :) Ben hiç öyle sözlük karıştırmadan kendi yorumumu yazmak istiyorum. Bence "rhm" kökü "ilahi/kutsal" anlamı katıyor bir şekilde kelimeye. Yani "rahmet" ilahi bir merhamet, yani önce "Allah rahmet eylesin" (merhamet etsin) diyoruz, sonra da dileğimizin gerçek olduğunu varsayarak "İlahi güç tarafından merhamet görmüş" anlamına gelecek şekilde "Rahmetli ..." diye bahsediyoruz sevdiklerimizden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlahi/kutsal anlamı "rhm" e sahip yani doğurgan özelliğe sahip olması, tarih boyunca kadına bir yaratıcı gözüyle bakılmasıyla karşılık buluyor aslında. Aynı durum Orta Asya'daki Türk kavimlerinde mevcut. Ne zaman ki erkek olmadan yaratıcılık olmadığını keşfediyor insan oğlu, "rhm" değerini kaybediyor ve kadına saygısını yitirip onu küçümsemeye, aşağılamaya başlıyor.
      Merhamet de aynı "rhm" kökünden. Esirgemek, korumak, gözetmek anlamında. "Rahmetli" konusuna yazımın son kısmında değinmiştim. Hesap günü gelmeden nereden biliyoruz ölen birinin İlahi güç tarafından korumaya alındığını. Orada da torpil mi var yoksa?:)

      Sil
  3. "Rahîm" ve "rahim" kelimeleri aynı kökten olsa da yazılış sebebiyle birbirinden ayrılıyor aslında. Rahîm kelimesi temel düzeyde aşırı derecede merhametli anlamına gelirken rahim kelimesi dölyatağı anlamına geliyor ama yine "rhm" köküne bağlarsak ikisinde de bir ilahilik söz konusu bence. Sözlüğe bakmadım tabi ki. Sadece bendeki yansıması böyle bu kelimelerin :) Kısacası rahman, rahim, rahmet kelimelerini duyunca aklıma insani olmayan - insanı aşan- ilahi bir merhamet ve affedicilik geliyor. Rahim kelimesi de yine ilahi bir güç olan yaratma/büyütme yetisini barındırıyor bence. Tamamen böyle çağrışım odaklı bakıyorum ben günlük hayatta kelimelere :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence her iki kelime de köken ve anlam bakımından birbirinin içine geçmiş. Sadece Arapça okunuşları farklı. İlki uzatma işaretiyle esirgeyen, ikincisi dişi üreme organı olarak ayrılmakta. Başlangıçta döl yatağı, dişi üreme organı olarak kullanılan sözcüğe atıfla sonradan koruyan, gözeten, acıyan, merhamet eden anlamları eklenmiş ki canlının döllenmeden sonra korunup gözetildiği yegane yer olarak bu tanımdan türetilen sıfatların olması doğal.
      Diğer taraftan söz konusu sözcüğün İslamiyetten çok daha önce değişik medeniyetler tarafından kullanıldığını ve sonradan Arapça'ya girip dini bir muhteva kazandığını biliyoruz. Vikipedi aşağıda alıntıladığım gibi net bir şekilde konuyu açıklıyor.

      “Bu kökten gelen kelimelerin eski dünya dillerinde meşhur ve yaygın olduğunu görüyoruz; Akadcada dölyatağı, rahîm (remu), merhamet eden tanrı (remânu), Aramice rahîm, merhamet (rhm), İbranîce rahîm, merhamet (raham), Hintçe iyilik tanrısı (Brahma) hep aynı kökten… Sevginin ve merhametin babası anlamına gelen Eb-Raham’ın bütün Sami dillerinde ve hatta Hintçede bile kullanıldığını görüyoruz. Buralardan evrilerek Arapçaya İbrahim olarak geldiği anlaşılıyor.”

      Elbette Arapça'dan dilimize geçen "Rahîm" kelimesine ilahilik bahşedilmesi doğal.Onu bir tarafa koyalım. Fakat, dişilere has bir organ olan "rahim" sözcüğüne bir kutsiyet (قدسيت) atfederseniz kavga çıkar:)))) Al sana bir tartışma konusu daha:)))
      Neyse, "Kadın bir çiçektir." deyip kenardan uzaklaşayım:)))

      Sil
    2. "Kadın bir çiçektir" derseniz de kavga çıkabilir :)))) Mevcu uzar, iyisi mi tez elden sözlüğe dönüp gerisini hayatın akışına bırakalım :)

      Sil
    3. Tamam dediğiniz gibi olsun:)))))

      Sil
  4. Bence kısaca, esirgeyen ve bağışlayan çevirisi en uygunu.. koruyup kollama, destekleme, geliştirme.. artık istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.. yağmur veya gökten inen faydalı her şeye de rahmet demiş atalarımız bu nedenle.. insan zihni her şeyi olduğu gibi bunu da dallandırıp budaklandırmakta mahir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buna itirazım yok. Sözcük kökeni ile anlam ilişkisi arasındaki bağı bulmaya çalışıyoruz:) Bazen anlamak için dallanıp budaklandırmak, sonra doğruyu bulmak için yanlış bildiklerimizi budamanın zihni rahatlatacağına inanıyorum:)

      Sil
  5. özet..konumuz din ve korona..😊

    YanıtlaSil
  6. Çocuklar konuşmaya başlayınca babalar "hadi kızım/oğlum söyle bakayım ,anneni mi seviyorsun beni mi " diye söylenir ya , ondan bir miktar gördüm :)

    Ebeveynler varken söz bana düşmez ama diyeceğim , çiftler çocuk sahibi olacaklarını öğrendikleri andan,çocuğu kucaklarına alıncaya kadar geçen süreçte (sonrasını katmıyorum şimdilik :) ) anne ve baba adaylarının yaşadıkları göz önüne alındığında, babaların "ee peki ben" demeyeceklerini düşünüyorum.Yok hala diyiyorsa ,kıskançlık damarları tutmuş o zaman diyiyorum,sevimli bir kıskançlık elbette:)

    Rahim ismi için daha çok ahiret vurgusu yapılıyor okuduğum yazılarda.Rahman ismi için yaratılmış olan dünya ve içinde ki her şey..insan,hayvan,bitki vs.

    Kelimelerin asıl manaları olduğu gibi mecaz anlamları da var. Yani bir kelimeyi sadece kök manası ile almak hata olur.Her dilin farklı farklı özellikleri var.Misal bizde de aynı yazılan ama aynı anlama gelmeyen kelimeler var.İlk aklıma gelenler

    kar- kâr
    yar-yâr

    aynı harfler ama aynı anlamlar değil.

    Bizler döl yatağı diye tabir edilen şeye rahim diyiyoruz ama bu , bir bizden kaynaklı olabilir. İki benzetme yapıyoruzdur.(ki ben bu taraftayız daha çok,yani ana rahmi ile Rahim ismini kesinlikle aynılamıyorum) .Döl yatağı içinde ki bebeğin yemesi ,içmesi,gelişimi, güvenliği her şeyi mükemmel,üstelik oldukça korunaklı bir alan.

    merak edip baktığımda bizim rahim dediğimiz döl yatağı şu şekilde الْاَرْحَامِ (hacc 5)
    yaratıcı sıfatı olarak rahim dediğimizde şu şekilde الرَّح۪يمِۙ yazıldığını gördüm.(fatiha 2)

    arapça bilenler (ve elbette bu konularda bilgi sahibi olanlar) şüphesiz bu konuda daha doğru bir yorum sunacaklardır. ben google amcadan ancak bu kadar öğrenebildim:)


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Rahim ismi için daha çok ahiret vurgusu yapılıyor okuduğum yazılarda.Rahman ismi için yaratılmış olan dünya ve içinde ki her şey..insan,hayvan,bitki vs." kesinlikle katılıyorum:)

      Her dilin farklı özellikleri var, evet. Ancak, Rahim, Rahman, Rahmet ve Merhamet sözcüklerinin hepsi "rhm" kökünden türetilen ve Arapça'dan dilimize giren sözcükler. Yani elma ile armutu birbirine karıştırmıyoruz. Fakat sizin verdiğiniz örneklerde böyle bir karışıklık mevcut. Türkçe Kar ve yar sözcüklerinin anlamları, Farsça kâr ve yâr sözcüklerinden tamamen farklı.

      Rahim sözcüğünün Arapça'da tek kökeni döl yatağı, dişi üreme organı. Bizden kaynaklanan bir bakış açısı değil. Fakat buradan hareketle sizin de belirttiğiniz üzere rahmin koruyucu, güven verici, güvenliği sağlayıcı özellikleri "Rahîm" sözcüğüne yüklenmiş.

      Hac 5, ayetinde geçen "El Erhami" (الْاَرْحَامِ) sözcüğü tamamen kendi kökeninde geçen kadının üreme organından, yani "rahim" den bahsediyor, doğru.

      Fatiha 3 (2 değil), ayetinde geçen "Er Rahim" (الرَّح۪يمِۙ) sözcüğü ise yine aynı kökten gelen bir sözcük olup esirgeyen, bağışlayan anlamında kullanılmıştır. Yaratıcı sıfatının ise sadece Allah'a mahsus bir sözcük olan "Rahman" (الرحمن) sözcüğüyle özdeş olduğunu düşünüyorum.

      Allah Google Amcadan razı olsun buna da şükür:))

      Sil
    2. Karıştırmış olmam mümkün :) ki siz de belirtmişsiniz zaten :) ama ben kullanım olarak aynı harfleri Türkçe'de kullanıyor olsak bile , aynı manalar ve sesler ile okumadığımız üzerinde( bir şapka neler neler yapıyor öyle :) ) vurgu yapmaya çalıştım. Buradan yola çıkarak "Bu durumda Rahman, yaratıcının iradesi, Rahim ise dişinin üreme organı ise," cümleye ithafen ,aynı kökten gelmiş olmalarına rağmen, Yaradanın Rahim isminin eşiti,karşılığı,,denkliği vs. bu değildir mana ve hakikatteki yeri demeye getirdim ama getirememiş olmam benim eksikliğim :)

      google amcaya kendi adıma ben pek bi müteşekkirim, kendisinden fazlasıyla faydalanıyorum .

      Besmelenin ayet olarak geçtiği bir yer var (neml suresi).Alimlerin bir kısmı her surenin başında okunana besmeleyi ayet diye kabul etmez.Bazı alimler de , onlarda ayettir demiş ve sıralamayı öyle yapmış.Ben genel ekseriyete uygun olarak ,baştaki besmeleyi ayet olarak almadığım için Fatiha 2 'dir :)

      Sil
    3. Estağfurullah:)
      Ben de öyle:)
      Besmelenin ayet olup olmadığı konusunda ne tartışmalar varmış meğer:) İnsanların işi yokmuş diye düşünmüyor değilim bazen:)

      Sil
  7. Ben de şunu diyecektim; rahim aslında herşeyin yeşermesi için uygun ortam, rahman ise ona "ol" diyen niyet (destek) gibi gelirdi bana. Fakat olduran, elçi, bu tanımda yok haklısınız. Bu nedenle belki hıristiyanlarda "kutsal ruh"a, bizde ise meleklere atfedilmiştir bu elçilik görevi. Yine rahim (ortam) / sperm ve yumurta (iki eşit güçteki elçi) konusunda da bunu düşünüyorum ama rahman o yumurta ve spermin birleşmesi "şansı"dır, niyettir, üflenen ruhtur yani.. Ama tamamen kişisel düşünce bunlar, Arapça kelime kökenlerinden çok fazla anlamıyorum.. Malesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amaç aklımızı kullanarak doğruyu gerçeği ortaya çıkarmak ise her türlü inanç felsefesi üzerine tartışmaya açık olduğumu belirtmek isterim. Ancak yazıyı kaleme alırken asıl niyetim bu değildi. Sadece linguistik üzerine yoğunlaşmak, konuşulanı, okunanı doğru anlamanın önemine dikkat çekmek istiyordum. Tesadüfen seçtiğim "rahmet" sözcüğünün Arapça kökenli olması ister istemez dini bir tartışmanın içine çekti beni. Bu bakımdan rahim, rahman ve kutsal ruh söylemlerine akıl filtresinden geçirmek suretiyle yaklaşmaya çalışıyorum. Bu çerçevede ilk cümleniz İslam inancında genel olarak karşılığını buluyor olsa da bana pek yakın mevzular değil. Zira varoluş konusunda hala kafam karışık. Maalesef:)

      Sil
    2. Doğrudur, ben de tartışacak insan arıyorum herhangi bir konuda işte :) Sağlıkla kalın..

      Sil
  8. bu konu beni çok aştı hocam :) koronanın toprağı bol olsun en kısa zamanda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Koronaya en kısa zamanda Allah "rahmet" eylesin diyelim o zaman:)

      Sil
  9. Allah rahmet veriyor da bazen hak ediyormuyuz diye düşünmüyor değilim gerçi hak edenler vardır.Gerçi inanmayan da epeyce var. Allah merhamet etsin ne diyelim.Teşekkürler güzel açıklama ve fikir yürütme olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koronavirüs inanan ve inanmayan ayrımı yapmıyor izlediğim kadarıyla. Hak etme konusuna gelince; en azından yaşadığımız dünyada hak edenin karşılığını bulduğunu sanmıyorum. Teşekkür ederim:)

      Sil