Aylar sonra gördü onu. Son görüşmelerinde, "Anlatacağım çok şeyler var." demişti. "Gidelim bir yerlerde oturalım, yiyelim, içelim hem de sana her şeyi anlatayım."
"Pandemi var,
sonra" demişti, Sahra Çalısı.
2 Temmuz'un
ertesi günü yazdığı mesajda "İçimdeki kangreni attım, beni zehirleyen
sudan kurtuldum." demişti. Sahra Sulh Hukuk Mahkemesinin güzel hakimi tek
celsede bitirmişti işi. Sahra Çalısı merak ediyordu, gerçekten bitti mi diye.
Çölün yavan
suyunun aklı başına geç gelmiş, o zalim başını duvarlara vuruyordu. Yine rahat
durmadı, çölün yasasını bilmesine rağmen Çöl Çiçeğini aramaya
devam etti. Çöl Çiçeğinin "Ne istiyorsun benden? Her şey bitti, sen karar verdin, kendi
yolunu seçtin artık." demeleri, sakinleştirmeye yetmemişti suyu. Bir daha
aradı, bir daha, bir daha...
Bilseydi
bunları Sahra Çalısı, birkaç sözü olurdu elbette Çöl Çiçeğine. Anlam veremedi
bir türlü olanlara. Çölün yavan suyu bir deli. Ya Çöl Çiçeğine ne demeli. Niye
çıkarsın telefonlarına, onca yaşanandan sonra? Hem bunun böyle olmasını sen mi
istedin?
Telefon
konuşmalarıyla kalsa iyi. Kapısına dayandı yavan su, Çöl Çiçeği'nin. Çöl Çiçeği
bir içim su. "Bu kadar açılıp saçılmazdın sen, ne oldu sana. Git, üzerine
düzgün bir şeyler giy." dedi, çölün yavan suyu.
"Bana
karışmaya ne hakkın var, söyle. Ben kuşlar gibi hürüm, artık." dedi, Çöl
Çiçeği. Onun bütün yalvarışlarına, yakarışlarına aldırış etmedi. Pişmanlık sözlerini hiç
umursamadı. Tuhaf bir zevk alıyordu. Hatta hızını alamayıp bir tokat patlattı
suyun yüzüne. Su dalgalandı.
"Demedim mi ben
sana Sahra Çalısı," dedi, "O bana gelecek, yalvaracak, ayaklarıma
kapanacak." Dediği çıkmıştı ve bu durum onu huzura erdirmişti.
Sahra Çalısı,
"Niçin telefonlarına cevap veriyorsun hala, niçin kalkıp
görüşüyorsun?" diye sordu. "Onun yalvarıp yakarması, onu aşağılamam
hoşuma gidiyor." diye cevap verdi, Çöl Çiçeği. Son bir aydır aramaları
kesilmişti, suyun. Sahra Çalısı'na öyle dedi. Sahra Çalısı inanır göründü,
buna.
Ancak Çöl
Çiçeğini çok rahatlamış görmüştü bu kez Sahra Çalısı, kendine güveni gelmişti.
"Kendime yeni sular bulacağım, hayatımı yaşayacağım." diyordu.
"Ne idim, ne oldum." dedi. Telefonuna kaydettiği birkaç şiir çıkarıp Sahra Çalısı'na okudu.
Ben cellâdıma âşık
olmuşum...
İnsan
hiç cellâdını sever mi?
Göğsümdeki
ağrı her geçen gün şiddetini arttırıyor.
Kıvranmalarım,
gizli ağlayışlarım, haykırışlarım, sessiz çığlıklarım...
Bitiyorum
galiba, bu defa sessizce ölüyorum...
İçimdeki o
tarifsiz duygu canımı öylesine yakıyor ki,
Nefesim
kesiliyor ama bu durumu kimseye açamıyorum.
Güçlü gibi
gözükürken bir yerlerde, bitiyorum.
Kimsenin fark
etmesi umurumda değil...
Cellâdım
görse, bir o fark etse...
Sanki bir o
kurtarabilir beni, bir tek o.
Sahra Çalısı
şaşırdı, gözlerini açtı. "Sen ne zaman yazdın bunları?" diye sordu. Bilmesine imkân yoktu Çöl Çiçeği'nin, bunun bir "Stockholm Sendromu" olduğunu.
"Mahkemeden
önceydi," dedi, "hani benim ateşler içinde yandığım, seninle
acılarımı paylaştığım yaz günlerinde yazmıştım bunları." Sahra Çalısı,
rahat bir nefes aldı.
Tutku... Bir itiyor, bir çekiyor. Ben yanıyorum, o da yansın; ben ondan başka şey görmüyorum, o da benden başka görmesin. Olmayacaksa da giden ben olayım, o değil; batılacaksa dibe batan o olsun, ben değil! Bu itiş kakış öyle sarıyor ki ruhu, benliği... Mantık devre dışı kalıyor demek ki sonunda.
YanıtlaSilKorkarım ki bu hikaye hiç bitmeyecek. Aramalar kesildiyse o yavan su toparlanıyordur yeni çiçekler bulmak için. O toparlanıp yola devam edince Çöl Çiçeği huzursuzlanacak yine, neden aramıyor, nasıl aramıyor, beni nasıl unutuyor demeye başlayacak. Biri yükselirken diğeri düşecek maalesef. Dilerim ki yanılırım, ikisi de tutkunun tahterevallisinden inip hayatlarına devam ederler.
Sıra dışı bir durum Mrs. Kedi. Ben hâlâ olayı çözmüş değilim. Evet, nihayetinde bir öç alma duygusu var ama sadece o kadar değil. Çöl Çiçeği, çektiği acıların bedelini ödetmek istiyor suya ve ona acı çektirdikçe teselli buluyor. Oysa kapanması gereken bir defter bu.
SilEvet, görünürde bir üçüncü kişi yok henüz. Belki üçüncü kişi çıkarsa hikâyenin sonunu görebileceğiz. Yoksa dediğiniz gibi bu iş sürer bence de, Sahra Mahkemesinin kararına rağmen...
Sevgili Kaystros, aylar oldu bu hesabıma girmeyeli fakat Çöl Çiçeği'ne bu kimliğimle hitab etmek istiyorum çünkü biz onunla birbirimize baktık ve gördük. Ona - okumuyorsa - lütfen iletiniz.
YanıtlaSilÇöl çiçeği şunu görsün; su onu sevdiyse, çok sevilecek biri olduğu için sevdi. Ve tamamen bu nedenle, yani çok sevilecek bir kadın olduğu için, onu su kadar hatta sudan çok daha fazla, ve de layıkıyla sevebilecek başkası da olacaktır. Ben inanıyorum çöl çiçeğinin bunu bildiğine ve tamamen bu nedenle devam etmek için güç bulduğuna. Bu iş bitmiştir. Bundan sonraki kısmı bence çöl çiçeği yazacak, su değil ve bu kısım çok güzel olacak... İnanıyorum ben buna. Zaman değil de, bazı şeyleri anlamak için bir sürecin tamamlanması gerekiyor.
Bu hikaye burda bitmeyecek ama daha güçlü ve yeni bir hikayeye açık artık çöl çiçeği. Sevgilerimle..
DBE'in şu mavi logosu içimi açtı:) Elbette okuyacak yorumunuzu, muhtemelen okumuştur bile:)
SilBen de sizin dediğiniz gibi olmasını çok istiyorum. Çöl Çiçeği kendine uygun suyu bulacaktır mutlaka. Ancak o zamana kadar sanıyor ki çölün yavan suyunun yerini hiçbir şey tutmaz. Ne kadar yanıldığını bir anlayabilse...
Evet, bu günler yaşanması gerekiyordu, yaşandı da. Kendisi de aynı şeyi söylüyor. Buna gerçekten inanıyor mu hâlâ emin değilim.
İlişkileri tamamen bitti, çoluk çocuk yok, birbirlerini bağlayan hiçbir şey yok ama yine de kavga devam ediyor. Ne zaman ki Çöl Çiçeği yeni suyunu bulacak, işte o zaman bu öykünün sonu gelir. Teşekkürler:)
çöl çiçeği ve yeni bir hayat bekliyordum zaten :) çöl çiçeği çok acılı gidiyo. türkiyede gerçekleşen birçok olaya benziyor. boşandığı eşlerini sürekli rahatsız eden, kıskanan, öldüren erkekler ünlü bizde. twitter bu olaylarla dolu hatta twitter şimdi adalet bakanlığı gibi oldu. bu durumdaki kızlara yardım eden bir araç oldu :) bu şiiri sen mi yazdın yoksaaa :)
YanıtlaSilÇöl Çiçeği'ni yeni bir hayat kurtarır ancak. O bir aşk çiçeği:) Suyla yolları ayrıldı ama hikaye devam ediyor. Enteresan bir durum, rahatsızlık var, cinayet gündem dışı. Gündeme gelse sanırım Çöl Çiçeği katil olurdu:)
SilŞiir Çöl Çiçeğinin aşık hallerinden kalma, ben sadece düzenlemesini yaptım azıcık:) Böyle şiirler yazmak için ya aşık olmak lazım, ya da deli:))