14 Mart 2021 Pazar

SON DANS BÖLÜM 20

- İşte geldik, dedi Esther. Arabadan inip apartmanın girişine doğru yürüdüler. Selma,  binanın önündeki bakımlı bahçeye hayran kalmıştı, çimle kaplı toprağa özenle dikilen türlü çiçekler arasında, al renkli goncalar taşıyan bir fidana uzandı.

- Ne kadar güzel bir bahçe. Bak şu güllerin güzelliğine...

Doktorun tombul sekreteri, kapıda karşıladığı iki genç kadını içeri buyur etti. Esther, her zaman yaptığı gibi dosdoğru beyaz zambak saksısının yanına giderek sevinçle ellerini kavuşturdu.

- Muhteşem görünüyor değil mi?  Doktor Bey, bunun bir benzerini bana hediye edecek, dedi. Üzerindeki pardösüyü çıkarıp portmantoya asan Selma, arkadaşına yaklaştı.  

- Haklısın, zarif bir çiçek, dedi. Zambağın bu kadar güzel koktuğunu bilmiyordum. Bekleme salonunda sekreterin yanındaki koltuğa oturan Selma'dan müsaade isteyen Esther, makyajını tazelemek üzere lavaboya yöneldi.

Esther salona döndüğünde, sekreter doktorun kendilerini beklediğini söyledi. İki arkadaş doktorun odasına girdiler birlikte. Cevdet Bey'in daha önce Esther'e göstermiş olduğu sıcak tavırdan eser yoktu. Soğuk bir şekilde oturduğu yerden elini uzatarak iki kadının ellerini sıktı sırayla. Ciddiyetini bozmadan,

- Hoş geldiniz, buyurun oturun, diyerek masanın önündeki sarı koltukları gösterdi. Yüzüne yapıştırdığı yapmacık gülümsemeyle kısaca hal ve hatırlarını sorduktan sonra, Selma'ya döndü. 

- Evet, dedi. Arkadaşınızın durumu ciddi. Uzun zamandır tedaviye cevap vermediğini biliyoruz. Şimdi ona nasıl bir tedavi uygulayacağımıza karar vermeden önce hatırladıklarının dışında bilinçaltına attıklarını da öğrenmemiz gerekiyor. Bunun tek çözüm yolunun hipnoz tedavisinden geçtiğini söylemeliyim. Çok mecbur kalmadıkça önerdiğim bir yöntem değil bu aslında. Konusunda uzmanlık eğitimi almış hekimler tarafından yapılması lâzım. Yine de her operasyonda olduğu gibi bu yöntem de bazı riskler taşıyor. Esther Hanım, bana başından geçen her şeyi anlattı. Ancak eşinin dahi bilmesini istemediği bazı konular var. Doktoru olarak ben buna saygı duyuyorum elbette. Başka bir yakınınız var mı diye sorduğumda bana sizden bahsetti. 

Lâfını toparlamakta güçlük çekiyor, yüzü geriliyor ve yaşadığı gerginliği dışarı aksettirmemek için giriştiği mücadele her halinden belli oluyordu doktorun. Biraz zaman kazanmak için koltuğuna yaslandı. 

- Bu arada bir şeyler içmek ister misiniz? diye sordu.

Doktoru hiç bu şekilde görmeyen Esther tedirgin olmuştu. Selma'ya baktı ve onun başını salladığını görünce birer çay alabileceklerini söyledi. Doktor, telefonla sekretere üç çay getirmesini söyledi.

- Aslında hiç alışkın değil buna, dedi doktor. Yani, hastayı odama alıp kapıyı kapattıktan sonra rahatsız etmemesi gerektiğini bilir. Gülümsemeye çalıştı. Bazı kurallarım kesindir ama bugün doktor önlüğümü asıp sizleri bana yardımcı olmanız için çağırdım, bu yüzden bugün, burada, ikiniz de benim misafirim sayılırsınız. 

Kapıyı tıklatan sekreter, bir tepsi içinde getirdiği çayları ürkek bakışlarla servis ettikten sonra sessizce dışarı çıkıp kapıyı çekti.

- Evet, dedi doktor. Biraz rahatlamıştı sanki. Nerede kalmıştık? İşin doğrusu durumunuz beni epey zora sokuyor. Aslına bakarsanız, kolay kolay kimse böyle bir sorumluğu üzerine almaz. Alırım diyenler de zaten sakınılması gereken kişiler. Hipnoz konusunda sadece bir kişinin ismini verebilirim size. Doğal olarak olarak, o da, hastayla birlikte birinci derece yakınından yazılı izin almaksızın böyle bir işe asla kalkışmaz. Ona Esther Hanım’ın özel durumundan bahsettim biraz. Yani detaya girmeden, sadece özel bir durumunun olduğunu söyledim. Kendisi çok yakın arkadaşım olmasına rağmen, operasyona başlamak için, Esther Hanım’ın birinci derece yakını yoksa, bütün riskleri kendi üzerime almamı şart koştu, aksi halde bu işte yokum dedi. Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorum. Esasen ona hak vermiyor değilim. Bildiğiniz gibi her operasyon, az da olsa bir risk taşır, bu yüzden doktorlar, kendilerini garantiye almak zorundalar. Hekimler, tedaviye başlamadan önce yapacakları işlemlere ilişkin muhtemel komplikasyonları ve yan etkileri hastalarına detaylı bir şekilde anlatıp onları bilgilendirir ancak bütün bunlara rağmen en ufak bir aksilik çıkması durumunda büyük tazminatlar ödemek zorunda kalırlar.

Duydukları Selma'yı ürkütürken doktorun tedirginliğini yavaş yavaş anlamaya başlamıştı. Nasıl bir işin içine düştüğünü, nasıl davranması gerektiğini bilmez bir halde çayını yudumladıktan sonra başını çevirip odaya girdiği andan itibaren ağzını açmayan Esther'e dikti gözlerini. Canı iyice sıkılmıştı, doktora döndü.

- Anlıyorum Doktor Bey, anlıyorum ama siz de beni yanlış anlamazsanız, kafama takılan bir konu var.

- Buyurun, dedi doktor, ciddiyetini muhafaza ederek.

- Arkadaşım için elimden gelen her şeyi yaparım ama sizin böyle bir sorumluluğu üzerinize almanız bana hayli tuhaf geliyor.

Cevdet Bey, Selma'nın sorusunu gülerek cevapladı.

- Evet, haklısınız, işin doğrusu bu soruyu sizden bekliyordum, dedi. Öncelikle şunu söyleyeyim; yasal yönden sorumluluk yükleyecek bir şey istemiyorum sizden. Bu sorumluluğu sadece kendim üstleniyorum. Siz sadece Esther'in refakatçisi ve sırdaşı olacaksınız. Bana gelince; bunca yıllık meslek hayatımda karşılaştığım ilginç vakalardan biriyle karşı karşıyayım. Esther Hanım'ın yaşadıkları sıradan bir rahatsızlığın sonucu olsaydı, inanın bu kadar üstüne düşmezdim. Bu mesleği aşkla yapan hekimler, kendilerini geliştirebilecek bilgilerin, tecrübelerini arttıracak bu tür vakaların peşindedir. Buna siz bir nevi tatmin de diyebilirsiniz. Evet, tedavi beklediğim gibi sonuçlanırsa bu durum, toplum nazarında bana gösterilen saygı ve itibarı arttıracaktır. Sizler o zaman gönüllü olarak benim reklamımı yapacaksınız. Bir düşünün, onca hekim dururken çevrenizden duyduklarınızla benim kapımı çalmanızın nedeni bu değil mi? Hakkımda güzel şeyler duymuş olmalısınız ki yolunuz bana düşmüş.

Birden gülmeye başladı Doktor. Ha, benim de kulağıma gelen bazı şeyler var, benim için deli doktor diyormuş bazıları, gülüp geçiyorum bu söylenenlere. Sonuçta hastalarımı iyileştiriyor muyum, önemli olan bu. Neyse, şimdiki hedefimiz, arkadaşınızın sağlığına kavuşması elbette. Sonuç istediğim gibi olmazsa, ki bu durum ihtimallerden biridir, o zaman zaten yapılacak bir şey kalmamıştır. Maalesef, Esther Hanım’ın başka bir şansının olmadığını düşünüyorum. Eğer bir şey yapılmaz, bu şekilde devam ederse durumu çok daha kötü bir seyir izleyebilir. Bilmem anlatabildim mi?

İki arkadaş göz göze geldiler. Esther'in sessiz bir çaresizlik içinde kıvrandığını gören Selma’nın gözlerinden iki damla yaş süzüldü.

- Durumunun bu kadar vahim olduğunu bilmiyordum, dedi. Hıçkırıklarını tutamadı. Yerinden kalkıp arkadaşının boynuna sarıldı.

- Neden, neden, bütün bunların sebebi ne? diye söylendi, yaşlı gözlerle.

İki arkadaşın gözyaşları karıştı birbirine. Doktor girdi araya,

- Tamam, sizi anlıyorum ama üzülmenizin, ağlamanızın hiçbir yararı yok. Hemen paniğe kapılmayın, bu dertten kurtulmanın yolunu gösterdim size. Önerim doğrultusunda kararınızı verirseniz vakit geçirmeden işe başlamak zorundayız.

Selma, çantasından çıkardığı kağıt mendille gözyaşlarını silerken sessizce içini çeken arkadaşına yalvararak,

- Esther, bak bunu Kemal’e anlatmak, onun da fikrini almak zorundayız, dedi. Allah korusun başına bir hal gelirse neler olacağını düşünmek bile istemiyorum. Üzerime böyle bir sorumluluğu nasıl alabilirim, Kemal'in yüzüne nasıl bakarım?

- Sakın ola böyle bir işe kalkışma! Aklının ucundan bile geçirme, dedi Esther, gözlerini açarak çıldırmışçasına bağırdı arkadaşına. Beklemediği bu tepki ve sözlerindeki kararlılık ürkütmüştü Selma’yı.

Doktor ayağa kalkıp yanlarına geldi.

- İsterseniz biraz düşünün, dedi. Elindeki kartviziti Esther’e uzattı, Bu, sözünü ettiğim arkadaşım, Prof. Dr. Kenan Soykan, kendisi hipnoterapi konusunda uzmandır. Karar vermeniz durumunda ona benden bahsedin mutlaka. Kenan Bey, beni arayacaktır, ben de yanınızda olacağım, dedikten sonra Selma’ya döndü.

- Aileden kimse olmadığına göre sizin operasyon sırasında Esther Hanım’ın yanında bulunmanız çok önemli. Karar vermeniz durumunda en az on beş gün önce haberim olsun ki, programımı ona göre ayarlayabileyim. Yurt dışında katılmak zorunda olduğum bazı uluslararası kongreler var.

Cevdet Bey'in muayenehanesinden çıktıktan sonra bir süre konuşmadı iki arkadaş. Sessizliği bozan Selma oldu.

- Ne düşünüyorsun?

- Ben kararımı verdim, sen benim yanımda olacak mısın ondan haber ver.

Arabalarına binip hareket ettiler.

- Benden çok şey istiyorsun. Ya işler tersine giderse? diye sordu Selma.

Esther, biraz sakinleşmiş görünüyordu.

- Niye olumsuz düşünüyorsun? Senden başka bana  yardım edecek kimsem yok, biliyorsun.

- Tamam, biliyorum, her zaman yanında oldum ve yine de olurum ama bu seferki çok farklı, korkuyorum.

- Yine de yanımda olmanı istiyorum Selma, hayatım söz konusu, böyle yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim. Ölmemi istemezsin değil mi? 

Selma boynunu büküp sessiz kaldı. Esther heyecanla elini uzattı arkadaşına. 

- O zaman yarın sabah arıyorum ben, Cevdet Bey’i.

Selma'nın ağzını bıçak açmıyordu.

- İstersen bir yerde oturup bir şeyler atıştıralım, bak öğlen olmuş, dedi Esther.

- Yok, sağ ol, eğer başka işin yoksa sen beni eve bırak, biraz kafamı toplamam lazım. Timur’un yemeğini hazırlayacağım daha.

Selma’yı evinin önüne bırakırken yeniden doğmuş gibiydi Esther.

- Her şey için teşekkür ederim, canım arkadaşım. Yüzünü öyle asıp durma, Hasan’a da sakın bir şey hissettirme, diye sıkı sıkı tembihledi arkadaşını.

Devam edecek



6 yorum:

  1. Sanırım yakında sırrı öğreneceğiz....

    YanıtlaSil
  2. Gitgide daha da ilginçleşiyor. (bu arada esther doktorun ofisine selmayla giriyor ve beklerken çantasını selmaya bırakıp makyaj tazelemeye lavaboya gidiyor cümlesi garip geldi. Çünkü kadınlar tuvalete giderken mutlaka çantalarıyla giderler ki makyaj malzemeleri çantalarındadır.) :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte benim aradığım okur bu:))) Teşekkür ederim, düzelteceğim. Makyaj yapmadığım için bilemedim:)))

      Sil
  3. İyice ilgi çekici bir hal aldı. Selma'nın yerinde olsam ben de baskı altında hissederdim. Sonrasında neler olacak merak ediyorum. Esther' in gördükleri daha ne kadar devam edecek? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merak uyandırması güzel:) Elbette, Selma sıra dışı bir durumla karşı karşıya. Doktor Cevdet Bey Esther'in derdine derman olacağından emin görünüyor, bakalım:)

      Sil