11 Mayıs 2021 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 90

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimizin 90. Haftasına girmiş bulunuyoruz. Daha önceki haftaların sohbet konularını ve konuları öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusunu sevgili DeepTone / Sade ve Derin belirledi. Güzel bir konu. Bakalım neler dökülecek kalemimizden. Sorular şöyle: 

"Anılarımıza güvenebilir miyiz? Anılarımız gerçek midir?" 

Anılar deyince ilk önce Coşkun Sabah'ın "Anılar" şarkısı geldi aklıma. Ne diyordu bir zamanların popüler şarkıcısı; Anılar, anılar, şimdi gözümde canlandılar. Anılar beni bu akşam ağlattılar...

Bizi ağlatan anılardan bahsetmek istemiyorum bu kez. Güzel ve hoş anılar gelsin aklımıza. Böyle bir pozitif ayrımcılık yapmaya çalışsak bile, en güzel, en hoş, zamanında bizi en fazla mutlu eden anılarımız, dudaklarımızın hafifçe kıvrıldığı hüzünle karışık mutlu bir gülümseme sağlamaktan öte bir şey vermiyor bize. Öyle değil mi? Mesela ilk çocuğumuzun doğduğu o gün ne kadar mutluyduk değil mi? Şimdi aklımıza gelince zil takıp oynamıyoruz. O an yaşadığımız duygu ve heyecandan eser yok. Evet, bugün o gün değil çünkü. 

İlk olarak yaşadıklarımız hafızamızda daha derin izler bırakıyor. İlk okula gittiğimiz gün, üniversite sınavını kazandığımız gün, ilk aşkımız, ilk kez anne ya da baba oluşumuz vs. Hepsi güzel anlar ve anılardır genelde. Genelde diyorum, bir de ilk çocuğu sakat doğan insanları düşünüyorum çünkü. Diğer taraftan anılarımıza güvenebilir miyiz sorusunun bana biraz tuhaf geldiğini kabul etmeliyim. Anılarıma güvenip yola çıkmam mesela. Yani nasıl bir şey anıya güvenmek. Konu gerçek ve hayal arayışı ise. Anılar ilk bakışta hayaldir elbette, güvenilmez. Ancak her anı insanda tecrübe denilen bir tortu bırakır ki, işte bu gerçektir. 

Böylelikle ikinci sorunun cevabını da vermiş oldum bir bakıma. Yaşamımız boyunca milyonlarca an ve anı yaşıyoruz. Pek çoğu unutuluyor doğal olarak. Bana göre unutulanlar hayal, aklımızda kalanlar ise gerçektir. Gerçek olanlar, yani aklımızda kalan anılarımız, ayrıntısı kaybolsa da, şekil değiştirse ya da başka anılarla birleşse de paha biçilmez bir değerde ömrümüzün sonuna kadar bizimledir. Bunlar karakterimizle, huyumuzla, tecrübemizle ve bilgimizle kendini bize hissettirir. 

Bu bakımdan iyi insanlarla anlarını paylaşanların karakteri düzgün, neşeli insanlarla anlarını paylaşanlar mutlu, bilgili ve kültürlü insanlarla anlarını paylaşanlar alim olurlar. 

19 yorum:

  1. Sanırım anılar ile (gerçek olanlar) ile geleceğimize yön verebilir yada onlardan ders çıkabiliriz:-) Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ders çıkarmak meziyettir. Bu yüzden anılarımızı biraz daha ciddiye almalıyız sanırım. Teşekkürler:)

      Sil
  2. Güzel bir yazı olmuş. Anılar bazen silikleşse de etkileri kalır. Tecrübe kazanmamızda da önemli yeri var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Dediğiniz gibi anılar hepimizin tecrübe kazanmamızı sağlamakta.

      Sil
  3. Anıların ne kadarını geride bırakmayı bilip ne kadarını ve ne şekilde bugüne taşımalıyız sorusunu da sormak lazım anılara güvenebilir miyiz dediğimizde belki de.

    İlginç konu olmuş..sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki kötü anılardan ders çıkarıp unutmak en iyisi. Onları hafızamıza kazıyıp bir intikam ya da nefret duygusuna dönüşmesine izin vermemeliyiz. Teşekkürler:)

      Sil
  4. Bence anılarımız o an için gerçek yani tam o anı yaşarken gerçek ama üzerinden zaman geçince sadece zihnimizde kalan imgelerden ibaret. Mesela çocukken misafirlikte yediğimiz bir börek hayatımızda yediğimiz en güzel şey gibi kalmıştır aklımızda, yıllar sonra aynı böreği yesek çok sıradan gelebilir. İlk yediğimizde çok aç olabiliriz, o an ortam çok güzel olduğu için böreğin tadı da çok güzel gelmiş olabilir ya da yıllar içinde damak zevkimiz değişmiş olabilir. Aslında hangisi olduğundan emin de olamayız. Belki de ilk yediğimizde hissettiğimiz o an için gerçektir ama şu an için değildir. Bir zamanlar gidip çok sevdiğimiz cafe/park/mekana bugün tekrar gitsek aynı zevki alamayabiliriz. Ama anılarımıza baksak orası en güzel yerdir belki de. Yıllar sonra çocukluk arkadaşlarımızla aynı olaydan bahsederken hepimiz farklı anlatabiliriz aynı olayı Örnekleri çoğaltabiliriz ama bence anılarımız çok da güvenilir şeyler değil :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En çok şu anılarımıza güvenebilir miyiz sorusuna takılmıştım:)) Siz bir sonuca varmış ve anıların güvenilmez olduğunda karar kılmışsınız:) Fakat bu farklı bir sözcükle daha doğru izah edilebilir gibi geliyor bana. Sözgelimi tanıdığımız biri güvenimizi sarsmış olabilir, ona güvenmeyip sırtımızı dönebiliriz. Oysa anılarımıza aynı muameleyi yapmamız zor. İster güvenelim isterse güvenmeyelim, aklımızda nasıl kalırlarsa kalsınlar bir şekilde yakamızı bırakmaz anılarımız:)
      Bu arada bloglardan biraz uzaklaştığımın farkındayım. Garip bir şekilde memleket meselelerine yoğunlaşıp bir an ülkeyi kurtaracakmış hissine kapıldım. Gece gündüz güncel siyasi haberlere yoğunlaştım. Özellikle youtube haber kanallarına, yapılan yorumlara. Bu arada sizin ve takip ettiğim diğer değerli blogger dostların birçok yazı yazdığını biliyorum, bazılarını da okudum. Yorumlamaya geleceğim, az sonra...:)))

      Sil
    2. Bloglardan uzak kalma sebebinizi açıklama inceliğinde bulunduğunuz için çok teşekkürler Mr.Kaplan :) Sizden ses çıkmayınca merak ediyoruz. İyi olmanıza sevindim :)

      Ben çok uzun zamandır haber izlemiyor, dinlemiyorum. Sadece bazı köşe yazarlarını ve yabancı haber sitelerini takip ediyorum ve halimden fazlasıyla memnunum. Laf anlatamayacağım insanların elinde oyuncak olan ülke ve ülke gündemi ile ne kadar az haşır neşir olursam o kadar iyi diye bakıyorum.

      Sil
    3. Ne demek, ben teşekkür ederim:) Sağ olun.
      Bilemiyorum, ben gündemden uzaklaşmayı beceremiyorum. O kadar tuhaf şeyler yaşıyoruz ki. İçimden gelen memlekette yapılan siyasetten hiç hoşlanmadığım halde ayrı bir başlık altında siyasi gündemini tartışmak. Hiçbir siyasi görüşe bağlı olduğumu düşünmüyorum. Ama öyle kötü yönetiliyoruz ki, hem içte hem dışta hem de ekonomide büyük bir çöküş içindeyiz. Daha bugün Manisa'da bir imam bilmem ne kasidesini mahalle hoparlörlerinden bağırta bağırta "Oruç tutmayanların başı ağrısın" diye beddua edebiliyor. Yakınımızdaki camiden gün boyunca Arapça dualar okunuyor ki kapı açıkken TV nin sesini duyamıyorum. Migros'ta bir hanıma yasak diye çakmak satmadıklarına şahit oldum. Neyse, geçer inşallah:)

      Sil
    4. Geçmez Mr.Kaplan maalesef. Ben ne zaman vazgeçtim biliyor musunuz? Yapılan her yolsuzluğu, kanunsuzluğu, aldatmacayı kanıtlarıyla tek tek anlattığım biri aynen şöyle dedi: "Olabilir yapmıştır, yapmışlardır. Ama mutlak vardır bir bildikleri. Bizim aklımız ermez, onlar zeki adamlar, yaptıklarının bir izahı vardır elbet." Bunun üzerine ne diyebilirim ki? Bu zihniyetle neyi, nasıl tartışacağız? Sonuç olarak İlber Ortaylı'yo dinleyip cahille sohbeti kestim. Ne bir şey dinliyorum, ne de boşa nefes tüketiyorum. Aynı fikirde olduklarımla da bu konuları konuşmanın zaten faydası yok, zaten biz görüyoruz olup biteni.

      Sil
    5. Bildiğiniz gibi değil Mrs. Kedi. Bir kuyuya düştüm, içinden çıkmak için debelenip duruyorum. Youtube kanallarının birinden birine geçiyorum. Ülke batmış, öyle batmış ki az buçuk bu işleri bilen ya da tahmin edebilen bir kişi olarak karşılaştığım vahamet karşısında ne kadar az bildiğimi, öğrendikçe bilgimin ne kadar küçüldüğünü gördüm. Ülke hepimizin, bu topraklarda yaşıyoruz, ister istemez gördüklerim keyfimi kaçırıyor, huzurumu bozuyor. Bu girdabın içinden nasıl çıkacağımı bilemiyorum:(

      Sil
  5. Günümüzde hakikat ile gerçeğin farklı şeyler olduğu tartışılıyor. Her sözcüğe farklı anlamlar yüklüyoruz. Bu bakımdan yazdıklarıma katılmamanız son derece doğal. Sizin gerçeğiniz nedir, benim gerçeğim ne bu konuda fikir birliğine varmadan ikinci aşamaya geçmek mümkün değil. Size şu kadarını söylemek isterim. Aynı soruları bir sene sonra cevaplamaya kalksam belki farklı hatta burada yazdıklarıma ters gelen şeyler yazabilirim. Ağaç Ev Sohbetlerinde tartıştığımız bütün konular mevcut bilgi ve tecrübelerimizin yanında belki de daha da önemli olarak içinde bulunduğumuz ruh halimize göre biçimlendiğini düşünüyorum. Teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  6. Anılara güvenmek meselesi ben de bir şey canlandırmadı. Ne denebilir ki bunun için. Anılar güven ya da güvensizlik değil de güzel ya da acıdır sanırım. Bir de yaşananlardan ders alabilmek belki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adadenizi size katılıyorum ben de, anılar geçmiş gitmiş, değiştirmek mümkün olmaz ki:)

      Sil
    2. Adadenizi, Gülten;
      Her ikiniz de katılıyorum. Anılar tecrübe kazanmamızı sağlayan acı ya da tatlı yaşadığımız anlardır. Geçmişte yaşanılan o anlardan geriye buruk bir tebessüm, sevinç ya da hüzünlü bir tortu kalır çoğu zaman. Güven meselesi bana da garip geldi, pek ilişki kuramadım:)

      Sil
  7. iyi ve neşeli olanlarla paylaşmak iyimiş :)

    YanıtlaSil