9 Aralık 2023 Cumartesi

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 224

Sevgili  DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz devam ediyorÖnceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Ağaç Ev Sohbetlerinde bu haftanın konusu sevgili Sade ve Derin / DeepTone'dan.  

"Düzenli bir iş bulmak neden zorlaşıyor?"

Memleketimizin de içinde bulunduğu dünyanın geri kalmış diğer ülkelerinde gençlerin önemli bir kısmı, yaşadıkları topraklarda kendilerine düzenli bir iş bulamıyorlar. Bunun  pek çok nedeni var. Kontrolsüz nüfus artışı bu nedenlerin başında gelirken özellikle kırsal kesimde pek çok aile, sahip oldukları imkânlar dahilinde bakabilecekleri, sağlıklı birer birey olarak topluma kazandırabilecekleri çocuk sayılarını önemsemeksizin asrın liderinin "en az üç çocuk" hedefini tutturmaya çalışıyor. Artan nüfusu karşılayacak yeni iş sahaları açılamadığı için de genç nüfusun önemli bir kısmı işsizler ordusunda yerini almaya devam ediyor.

Mevcut hükümet, ülke yönetimin asli unsuru olan ve sosyo-ekonomik kalkınmayı hedefleyen plânlama gibi önemli bir uygulamayı gereksiz bularak, 2011 yılında, Devlet Plânlama Teşkilâtını (DPT) akıllara ziyan bir kararla kaldırdı. Yani, ülkemizin her yıl artan nüfusuna göre ihtiyacı olan tarım ve sanayi ürünlerinin cins ve miktarına karar veren, ne kadar sağlık görevlisine, öğretmene, mühendise ve diğer meslek mensuplarına ihtiyaç duyulduğunu araştıran, kaç hastane, hapishane, öğrenci yurdu, yaşlı bakım evi vs. tesise gerek olduğunu ortaya çıkaran bir kuruluşumuz yok artık. Seçim kazanılacak diye pıtrak gibi üniversiteler serpiştirildi ülke sathına. Bunların ne yeterli sayı ve kalitede hocaları, ne yeterli laboratuarları, kütüphaneleri var. Zaten bilimsel eğitimden yana pek dertleri de yok iktidarın. Mezunların her birinin elinde diploma dedikleri kâğıt parçaları var, pek çok dalda sayı bakımından ihtiyacın üzerindeler ve yeterli mesleki donanıma haiz değiller. Bu yüzden pek çoğu aç kalmamak için ellerinde sözde diplomalarla ancak marketlerde kasiyer olarak ya da kurye hizmetlerinde çalışabiliyorlar. İşin en acı tarafı, bu uyduruk üniversiteleri bitirip lâyık olmadıkları halde devletin en kritik makamlarına getirilen bu insanlardan iktidara yakın olan bir kısmının yanında gerçekten işinin uzmanı, yetenekli pek çok genç, mülâkat denilen saçma sapan bir sınav uygulaması marifetiyle eleniyor.

Diğer bir neden ise teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak bazı iş ve mesleklere eskisi kadar talep olmaması, bazılarının tamamen ortadan kalkması, yeni ortaya çıkan iş ve mesleklere ise yeterince eleman yetiştirilmemesi. Sözgelimi eskiden tarlalarda çalışmak için çok fazla insan gücüne ihtiyaç vardı fakat günümüzde tarım işleri genellikle makinelerle yapılıyor. Bu yüzden kırsal kesimlerde tarlada çalışmak üzere ihtiyaç duyulan insan sayısı azalmış ve kentler büyük göç almıştır. Bu durum kent nüfuslarında kontrolsüz artışa sebep olurken, toplumdaki işsizlik oranını da yükseltmiştir. Diğer taraftan yazılım, iletişim gibi dallarda yeni işler ve meslekler türemiştir. Memleketi idare edenler eğitimde bu konulara yeterince yer vermediği için gençlere istihdam sağlama hususunda acze düşülmüş ayrıca teknolojik bakımdan ülke dışa bağımlı kılınmıştır.

Görüldüğü gibi nüfusumuz artarken yeni iş sahalarının açılmaması, bilimden uzak eğitim ve ekonomi politikaları nedeniyle dünyadaki gelişmelere seyirci kalışımız ve hiçbir konuda geleceğe dair plânımızın olmaması işsizliğin artmasında başlıca nedenlerdir. İşsizliğin artmasına gerekçe olarak gençlerin iş beğenmemesi, fazla ücret istemesi gibi bir takım nedenler ileri sürülse de bunlar kesinlikle gerçeği yansıtmaktan uzaktır. Bilakis ülkemizde hem iş koşulları hem de emeğin karşılığı olarak verilen ücret ve sosyal haklar gelişmiş ülkelerin hayli gerisindedir. Avrupa ülkeleri, vatandaşlarının gelirlerini arttırıp refah düzeylerini yükseltmeye çalışırken bir yandan da çalışma gün ve saatlerini azaltmanın çabası içindeler. Özetle en büyük zenginliğimiz olan insan kaynaklarımızı fütursuzca tüketen yanlış politikalar yüzünden ülkemizde düzenli iş bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde durum tamamen farklı. Yönetimi elinde bulunduran iktidarlar orta ve uzun vadeli plânlar yaparak ülkenin gereksinimlerini belirliyorlar. Bilimsel ve kaliteli eğitim sistemi sayesinde her iş grubunda ihtiyaca göre uzman elemanlar yetiştiriyorlar. Vatandaşlarının kabiliyetine göre hangi seviyede ne iş yapabilecekleri henüz okul çağında tespit ediliyor. Her şeyden önce gelişmiş ülkelerde insanlar devletlerine güveniyorlar. Çünkü o ülkelerde devlet, bizdekinin aksine vatandaşına adil ve eşit olarak yaklaşıyor, mafyalara, rüşvetçi bürokratlara teslim olmuyor, vergiler adaletli bir şekilde toplanıp yine halka hizmet amaçlı kullanılıyor.   

11 yorum:

  1. Bence liyakata uygun yerleştirmeler yapılmadığı için düzenli iş bulmak zor olabilir. Herkes uygun işe yerleştirilse bu sonuç olmazdı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gençlerin liyakata göre uygun işlere yerleştirilmemesi, adam kayırmacılığı sorunlardan sadece biri bence. Üretimi bıraktık, her şeyi dışarıdan ithale diyoruz. Üretim olmayınca istihdam olmaz ve işsizlik artar. Fabrikalar açılmıyor, tarıma sanayiye gereken destek verilmiyor. Sınırlarımız kevgir gibi, memleket göçmen cennetine döndü. Ekonom politikaları rezil. İşsizliği yaratan o kadar çok neden var ki...

      Sil
  2. işimiz zor yani gelecek de zor olcak o zaman :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep, samimiyetle ifade edeyim, tek yol devrim. Bu görüşüm sadece düşünce suçuna girer değil mi?:)

      Sil
  3. Haklısınız, insanı düşünmeye iten güzel sorular üzerine hiçbir menfaat beklentisinin bulunmadığı böylesine özgür bir ortamda yaptığımız beyin fırtınalarından ben de çok hoşlanıyorum. Lâkin içinde bulunduğumuz kaos ortamında olumsuzlukların her birinde neden sonuç ilişkisini kurup çözümler üretsek de yaramıza çare olmuyor ne yazık ki. Ülkemiz göz göre göre bir batağın içine sürüklenirken umutlarımız tükeniyor. İyi haber duymak artık milli piyangodan en büyük ikramiye kazanmak kadar zor.

    Evet, nitelik nicelikten her zaman önde gelir. Ülke kaynaklarından yeterince yararlanamadğımız gibi kazandıklarımızı da toplum yararına kullanmıyoruz. Komplo teorilerine inanmam pek fakat bana öyle geliyor ki ülkeyi idare edenler menfaatleri için sanki hepimizi batırmayı kendilerine hedef tayin etmiş bilinmeyen bazı güçlerin emrine girmiş. Birçoklarının diline düşmüş dış güçlerden A.B.D'den bahsetmiyorum. Bence gücün sahibi, küresel kapitalist sistem. Parası olan yoksulu sömürüyor. Bu ülke bazında da bireysel bazda da hep aynı. Konu işsizlik olunca bu hiçbir zaman zenginin sorunu olmuyor. Çünkü zengin hiçbir şey üretmese bile rant gelirleri fevkalade bir yaşantı idame ettirmeye kâfi gelebiliyor. Eğitim deseniz, zengin, ister yurt içi, ister yurt dışında, her zaman en iyi okullardan, en iyi hocalardan faydalanabiliyor. Yoksul bunlara ulaşma imkânı yok.

    Dediğiniz gibi yoksul kesim, niceliklerle gözleri boyanarak, dini ve milli duyguları kaşınarak uyutuluyor ve sıkıntı çekmeye devam ediyor. Sınavda eksi net yapan öğrenci Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne girebiliyor. Adını bile yazamayan bu insanlar mezun olduktan sonra atanması için yıllarını veriyor. Atananlar kalitesiz öğretmenler olmayan bilgisiyle çocuklara ne öğretebilir? Bu durum kısır bir döngüye dönüşüyor.

    Dediğiniz gibi okulların yerine cami, fabrikaların yerine AVM inşa ederek ülke kalkınmasından bahsediyoruz. Yol, köprüi hastane yaptık diyorlar, yap işlet devret modeliyle fahiş fiyatlarla ihaleyi alan yandaş müteahhitler vatandaştan yüksek geçiş ücretleri alarak kârlarına kâr katıyorlar. Oysa vatandaş devlete ödediği vergilerle bu alt yapı hizmetlerinin yapıldığını zannediyor. Peki vergilerimiz nereye gidiyor? Ülke idaresine çöken bir avuç insan ve onları destekleyenleri zengin ediyor. Sistem o kadar bozuk ki, ne ordu, ne yargı ne meclis bir şey yapamıyor, hepsi tek kişinin emrinde. Bugün ülkeyi sattım dese, kimsenin gıkı çıkmayacak, nitekim parsel parsel satıyor da.

    Hocam o kadar çok şey var ki yazacak. İşsizlik sorunlarımızdan sadece biri. Yönetim sistemimiz böyle devam ettiği sürece gençlerin ahlâkı yüksek, çalışkan ve liyakatli olanları hak ettikleri işleri bulamayacaklar. Demokrasinin cılkını çıkardılar. Demokrasi bizim gibi ülkeler için uygun bir yönetim sistemi değil. Bugün bağımsız bir yargı olsa yöneticilerin büyük bölümü idam cezasını hak etmiş durumda. Ne diyebilirim başka!

    YanıtlaSil
  4. Artık gençlerin çoğu üniversite mezunu!! Ve okudukları alanda iş bulmaları gerektiğini düşünüyor. Ama çoğu tabela üniversitesi. Bu yıl üniversite sınavında Türkçe'den eksi alan edebiyat alanında bir bölüme girmiş mesela. Niteliksiz insan gücü çok fazla. Seçim yatırımı için üniversite açan bir hükümetimiz var. Ama bir taraftan da eğitimin altını oyup, iyi öğretim görevlilerini kaçıran bir hükümet. Çocuklar okuyorlar ama ne okuyorlar.
    Liseden itibaren çocuğun yeteneğine göre yönlendiren bir sistem olmalı. Her genç mühendislik okmak zorunda değil. Onca geçerli meslek var. İyi bir mesleki eğitim sistemi kurulsa gençler yeteneklerine göre iş sahibi olabilirler.
    Eh bir de göç var. Sermaye göçle gelenleri sigortasız ucuza çalıştırdığı için bizimkiler biraz da ondan işsiz malesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden iyi eğitim aldığında geleceğini kurtarabiliyordun. Artık ülkemizde en iyi üniversiteyi bitirsen dahi bir faydası yok. Eğitim sistemimiz çöktü maalesef. Günümüzde evlere giden elektrik ustası, temizlikçi kadın ortalama bir akademisyenden daha fazla kazanıyor.
      Bildiğim kadarıyla Almanya'da sözünü ettiğiniz bir sistem var. Çocuklar ilkokuldan itibaren yeteneğine ve zekâ seviyesine göre ülkenin ihtiyaçları da dikkate alınarak yönlendiriliyor.
      İş bulamayanlar karınlarını doyurmak için yasa dışı yollardan para kazanmaya başladı. Bazıları uyuşturucu şebekelerinin tuzağına düşüyor, bazıları mafya çetelerinin. Son zamanlarda tik tok fenomenleri suç şebekelerinin piyonu olmuş, kimi orasını burasını açıp geçinmenin yollarını arıyor. Ülkemiz hiç bu kadar rezil bir duruma düşmemişti. Daha ne kadar düşecek, göreceğiz.

      Sil
  5. Yönetim değişecek olsa ilk yapılacak iş aile planlaması olmalı. Ben çocukken sağlık ocaklarında aile planlaması, doğum kontrol yöntemleri anlatılırdı, köylerde evler tek tek gezilirdi. Şimdiyse tam tersi, Allah rızkını verir diyorlar ama Allah akıl vermiş, onu hep atlıyorlar :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski Türkiye'yi her bakımdan arıyoruz. Aile plânlaması sadece doğum kontrol yöntemlerini anlatmakla değil bence evlenecek ve çocuk yapacak kişilere ehliyet vererek gerekiyorsa sürücü kursunda olduğu gibi eğitildikten sonra izin vermek şeklinde olsa daha iyi olur. Bazı çiftlerin evlenmesi ve bilmem kaç tane çocuk yapması gerçekten problem yaratıyor.

      Sil
  6. Şu işsizlik sorunu hal olmadıkça bizim iş bulma sorunumuz devam eder. İş seçme gibi lükse de sahip değiliz. Zaten kendi istediğimi işi bulamıyoruz. Daha doğrusu uzmanlaşmak istediğimiz işte çalışma şansımız yok. Buda vasıfsız iş olayında artışa neden oluyor. Ne kadar sağlıklı tartışılır. Bana kalırsa her insan kendi işini yapmalı ve o noktada daha mutlu olur. O yüzden iş sorunu ortadan kalkmak zorundadır. Umarım bu olur. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Normal olan ülkede işssizliğin minimum seviyede tutulması ve vatandaşların iş bulma konusunda bir sorunu olmaması gerekir. Hükümetler bu düzeni sağlamaktan sorumludur. Çünkü vatandaştan topladığı vergileri uygun yerlere harcayarak ihtiyaca göre meslek edinecek gençleri çocuk yaşlarından itibaren eğitmeli ve yönlendirmelidir. Ayrıca uyguladığı ekonomik politikalarla gelir dağılımını makul sınırlarda tutmalı, liyakat sahibi kişileri hak ettiği makamlara getirmeli, ülke yönetiminde hak ve adaleti sağlamalıdır. Yani bir genç çalışıp meslek sahibi olduktan sonra ülkesinde iş bulamıyorsa bu tamamen iktidarın ülkeyi yönetmedeki acizliğindendir. İnsanın kendi işini yapabiecek alanlar sınırlıdır. Devlet, özel sektörü destekleyerek sanayi ve tarım alanlarının yanı sıra bilgi teknolojisi alanında üretime dönük iş imkânları yaratmalıdır. Fakat bütün bu anlattıklarım olması gereken ancak ütopik çözümler. İnsanın genlerinde yer alan bencillik ve diğer kötü karakter özellikleri yüzünden bazıları çalışıp sömürülecek, bazıları ise çalışmadan yan yatıp sömürecek:)

      Sil