12 Mayıs 2016 Perşembe

MOR ÇİÇEKLİ EV

11/05/2016 Çarşamba, İzmir

Gece geç yatınca sabah uykusu tatlı geliyor. Fakat bugün erken kalkmamız lazım. Oğlumuzun doktorla randevusu var. Lazerle çizdirip gözlerini atacak gözlükleri. Randevuyu kızım ayarlamıştı iki ay kadar önce katarakt ameliyatı olduğum doktordan.

Hiç ihtimal vermiyordum operasyonun bugün olacağına. Muayene olduktan sonra engel bir durumun olmadığı anlaşılınca ameliyat zamanı konuşulmaya başlandı. Oğlumun üç hafta kadar izninin olduğunu öğrendikten sonra doktorun bize dönüp "Hemen bugün mü ameliyat olsun istiyorsunuz?" sorusunu yöneltmesi sürpriz oldu. Şaşkın bir vaziyette "Neden olmasın?" deyince saat 17.00'de hazır olmamızı istedi. 

Hastaneden çıkıp Kıbrıs Şehitleri Caddesine doğru yürümeye başladık. Bir yerde oturup karnımızı doyurduktan sonra ara sokaklardan birine saptık. Cephesi mor çiçeklerle bezenmiş eski ve güzel bir Rum evi olan Must Gastropub'ın önünden geçerek Kordon'a doğru uzandık. Denizle arasında sadece faytonların dolaştığı bir caddenin bulunduğu sıra sıra dizilmiş balık lokantaları, birahaneler uzun zamandır yoklar. Dağlardan taşınan dolgularla denizi iyice uzaklaştırdılar lokantalardan. Bu bölge artık içinde "kahve" adı geçen ve serpme kahvaltı veren kafelerle dolmuş. Kahve Dünyası, Kahve Durağı, Kahve Molası... daha niceleri. Caz müziği çalan bir bara oturduk. Karşımızdaki tabelaya tam elli iki çeşit bira bulundurduklarını yazmışlar. Garson biralarımızı getirdi. Ancak henüz biralarınız masaya kavuşmadan tepsi kaydı elinden, biraların hepsi yerde... Utanıp özür dileyerek yenilerini almaya gitti. 

Randevu saatine kadar burada oyalandık. Daha sonra zamanı gelince kalkıp hastane yolunu tuttuk. Her şey yolunda gitti. İki saatten daha kısa bir süreyi hastanede geçirip evimize döndük. 3-4 saat gözler kapalı kalacakmış. Yarın sabah kontrol için uğrayıp oradan Tire'ye dönmeyi düşünüyoruz.

Güzel bir kitaba başladım. "Alaçatılı". Bizim buraları anlatıyor, Türklerle Rumların peş peşe gelen göçlerini, komşuluklarını, yoldaşlıklarını, aşklarını... O kadar sıcak bir dili var ki kitabın yazarı 1948 Çeşme doğumlu Mehmet Culum'un...     

6 yorum:

  1. Merhaba, öncelikle geçmiş olsun demek istiyorum. Ne güzel anlatmışsınız. İzmirlisiniz demek hemşeriyiz o zaman ben de İzmirliyim. Teşekkür etmek istedim size acımı paylaştığınız için :'(. Yüreğinizde hissettiğiniz için. Bloğunuzu takip etmediğimi farkettim geç kalmışım kusuruma bakmayın, ama bundan sonra takibimdesiniz. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Zehra Hanım. Kusura bakılacak ne var ki! Her şey gönlünüzce olsun.

    YanıtlaSil
  3. Begonviller şimdiden sonra iyice coşar, tutundukları her yeri sarmalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu işin uzmanı sizsiniz :) Görüntü çok hoştu, kaçırmak istemedim.

      Sil
  4. Aslında şu mor çiçekleri gördüm de geldim çünkü mor rengi çok severim her şeye de yakışır. Ameliyat olacağını okuyunca da üzüldüm. Geçmiş olsun Osman abi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş gelmişsin. Operasyon oğluma yapıldı. Gayet başarılı geçti. Teşekkür ederim. Mor çiçekler tam resimlikti, kaçırmadım:)

      Sil