5 Eylül 2016 Pazartesi

KABE SÜPÜRGESİ

05/09/2016 Pazartesi, Tire


Tuhaf bir hafta başı benim için. Sıkıntılı başladı, sinirlendim, kontrolümü kaybettiğim anlar oldu ama günün ikinci yarısında yolunda gitti işlerim. Sabah Senem'i almaya zoraki gittim. Dün takındığı tavırlardan dolayı aramızda kalma şansını kaybetmişti. İlk günlerde arka koltuğa oturup beni şoför pozisyonuna soktuğu anda rengini belli etmişti zaten.

Ekmek almaktan dönerken aldım arabaya. Yanıma oturdu. Dün yaptığı terbiyesizliklerden sonra ipinin çekileceğini tahmin ediyor olmalı. Artık onu yol bile tutmuyordu. Yol boyunca hiç konuşmadık. Eşim de araya mesafe koydu. Bizi ondan soğutan olaylar kısa zaman içinde üst üste geldi. İki lafından biri kendisinin ne kadar dürüst olduğunu anlatmaktı. Oysa bize turizm meslek lisesi mezunu olduğunu söylerken ortaokul mezunu çıkmıştı. Soğuktan sıcağa her şeyi o kadar güzel yaparmış ki onun gibisini bulamazmışız. Kızım birkaç meze yap dediğinde ilk yaptığı meze olan favaya sarımsak doldurdu. Diğer mezelerinin hiçbiri insan içine çıkmaz durumdaydı. Bunlar yetmezmiş gibi Hüseyin'e talimatlar vermeye başladı. Kendisine bulaşık makinesine tabakları koymayı yedirmediğini söyleyip durdu. Eşimi bana, beni eşime çekiştirmeye kalktı.

İşimi görmek için şehre yeni inmiştim. Eşim telefon etti. "Senem işi bıraktı, hemen gel parasını öde, kaldır başımdan şunu. Gördükçe sinirim tepeme çıkıyor." Gerisin geriye döndüm yaylaya. Yeni elemanımız Aşkın kapıda karşıladı beni. Sıcak ve ızgara yemeklerine bakacak olan Aşkın'ın bugün ilk günü. Kasaptan istediklerine dair bir liste verdi.

Avlunun bir köşesinde biriyle telefonla görüşen Senem'e sesleniyorum. "Senem Hanım, gidelim istersen." Kalkıp geliyor yanıma. Bu sefer arka koltuğa oturup beni yine şoför yapıyor. Anlıyorum ki özellikle yapılan bir davranış bu. Sabah yanımda oturan kişi bu sefer arka koltuğa geçiyor. Ağzımı açmamaya kararlıyım. Kapıyı hafifçe çekiyor. "Senem Hanım biraz daha sert çekerseniz kapanır." diyorum. Biraz sert çekip kapatıyor.

Aşağıda Çam Restoran'ın önünde inmek istiyor. Cebimde hazırladığım 4,5 günlük çalışmasının karşılığını ödüyorum. Arka kapıdan iniyor aşağı. Yine surat bir karış hafifçe kapıyı itiyor ve arkasını dönüp yürüyor. Yürürken çenesi hareketli ama ne dediği anlaşılmıyor. Ya küfür, ya beddua ediyor sanki. Arkasından sesleniyorum. "Kızım kapıyı doğru dürüst kapatsana, mecburuyum inip peşinden kapını kapatmaya. Yine ağzını kıpırdatarak yürümeye devam ediyor. Arabadan iniyorum Sesimin tonunu yükseltiyorum gayrı ihtiyari. "Kızım kapatır mısın şu kapıyı" diye bağırınca tırsıyor, dönüp kapıyı kapatıyor. Bir yandan ne olduğu anlaşılmaz bir şekilde ağzından sessizce bir şeyler döktürüyor yine.

Bir kez daha anlıyorum ki, ben her şeyi yaparım diyenlerden hayır gelmeyecektir.

Şehre indiğimde ilk olarak belediyeye uğruyorum. Başkan henüz ruhsatı imzalamamış. Saat bir buçukta gelin diyorlar. toplu konut pazarından alışverişimi yapıyorum. Oradan kasaba gidip et ürünlerini hazırlatıyorum. Dedikleri saatte arıyorlar. Hemen belediye gidip imzalanan ruhsatı alıyorum.

Bir maratondur başlıyor. İlk durak İlçe Tarım Müdürlüğü. TABDK denilen belge sahibi olmalıyım alkollü içki servisi yapabilmek için. İlgilenen çocuk acemi biraz. İnternetten bir form indirip doldurmamızı, vergi levhasını adli sicil kaydını istiyor yine. "Peki bugün belgeyi alabilecek miyim?" diye soruyorum. "Mümkün değil yarına kalır" diyor. "Bu arada gidin Ziraat Bankasına parayı yatırın" diyor görevli. "Ne kadar yatacak?" diye soruyorum. "Onu banka bilir" diyor. Bankadan sıra numarası alıp bekliyorum. Sıram gelince "Ne kadar yatacak?" diye soruyorlar. "Bunu siz biliyormuşsunuz."  Biz nereden bilelim diyorlar. Hemen muhasebeciye koşuyorum. O bir yerlere telefon edip beni bakkallar odasına gönderiyor. Artık zaman daralıyor. Elden takip etmeyi talep ediyorum. Birazcık yalandan kim ölmüş. "Kaymakam bey bu belgeyi bekliyor imzalamak için" diyorum. Hemen hazırlayıp veriyorlar elime. Koşturup hükümet binasına gidiyorum. Kaymakam tesadüfen yerinde. "Kaymakam bey, bekliyor bunu imzalamak için." yalanını özel kalem de yiyor. On beş dakika bekliyorum kaymakam beyin telefon görüşmesinin bitmesini. Sonunda imzalatıyorlar belgeyi kaymakama. İlçe Tarım Müdürlüğüne gidiyorum yine. TABDK belgesini veriyor artık. Üniversiteden diploma almış gibi seviniyorum.

Artık bayilerin ısrarla sordukları belge elimde. Yaylaya çıkıyorum. Aşkın et çeşidinde marifetlerini döktürüyor. Mutfağa yardımcı bayan olmasa bile bir bulaşıkçı yeterli olacak sanki.

Gidip gelirken Kaplan köy meydanında taşlar arasından çıkan bir bitki dikkatimi çekiyor. Köylülere soruyorum adını. "Kabe Süpürgesi" diyorlar. Anlamlı geliyor bu isim bana. Senem gibilerinin hayatımızdan süpürülmesini diliyorum.  

8 yorum:

  1. Verilmiş sadakanız varmış, erkenden çekip gitmiş ya kalsa ileride başınıza iş açardı iftira bile atar böyleleri.
    İşlerinizi halletmenize sevindim hayırlı olsun inşAllah.
    Aşkın'ada hayırlı olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha nelerini göreceğiz bakalım:) Teşekkür ederim. Sağ olun.

      Sil
  2. İş sahibi olmak zor. Başlarda böyle aksilikler çıkacaktır, ferah tutun içinizi, sonuçta sizinde bilmediğiniz yepyeni bir deneyim bu.
    Bende hep inanırım. Kendini çok övenden korkacaksın. Ya sakladığı bir şeyler vardır yada bazı kompleksleri. Bu kış bitince, yaza çok daha iyi gireceksiniz eminim.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saygıdeğer birisine sordum hangi iş kolay diye. Bana uyuşturucu ticareti dedi. En güzel para onda var. Hem o kadar da yorulmuyorsun. Ancak bize göre değil kolay yoldan kazanmak. Biz her zaman zor ama namuslu kazanç isteriz. Aksilikler elbette çıkacaktır. Zamanla hepsi unutulmaya mahkum şeyler.
      Eleman sorunu gerçekten sıkıntı. Kavun değil ki koklayıp alasın işe. Sonradan çıkıyor ne mal oldukları.
      Teşekkür ederim verdiğiniz moral için. Sevgiyle...

      Sil
  3. Geçmiş olsun, erken olması çok iyi olmuş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun. Bence de iyi oldu, fazla uzatmadan. Olmaması olmasından daha iyiymiş:)

      Sil
  4. Senem, dizilerin değişmez tiplerine benzemiş galiba çokça dizi izleye izleye. Geçmiş olsun. Yol yakınken.

    Kabe süpürgesi otu, güne anlam katmış.

    YanıtlaSil
  5. Sanırım onu hiç unutmayacağız. Teşekkür ederim.
    Evet Kâbe süpürgesi böyle durumlarda birebir:)

    YanıtlaSil