2 Ekim 2016 Pazar

RESTORAN KARDEŞLİĞİ

01/10/2016 Cumartesi, Tire

İyi bir uyku çekmişim dün gece. Gözümü açtığımda saat dokuz buçuğu gösteriyordu. Eşim her zamandaki gibi ayakta. Saat beşte kalkmış yine. Bugün ve yarın kahvaltı günümüz. Reçeller küçük porselen tabaklara konuyor. Ballar, tereyağları, börekler, okmalar, domates soslu biber kızartmaları, karadutlu lorlar daha neler neler. Hepsi hazırlanıp tepsilere dizilmiş bile. Her zaman gürültüden uyanırdım ama bu sefer en ufak tıkırtı dahi duymadım. Giyinip hemen koşturuyorum kapıya. Hüseyin geldi gelecek. Yine onu kapının önünde bekletmek istemiyorum. Neyse ki o gelmeden demir kapıyı açıyorum.

Çok geçmeden geliyor Hüseyin. Gelir gelmez temizliğe girişiyor. Artık yapacaklarını biliyor. "Yukarıdaki masaları sildin mi Hüseyin?"  türünden sorulara "Silmez olur muyum, ayıp ettin amca." havalarında cevaplar alıyorum artık.

Açılış saati ile birlikte hareket başlıyor. Hava çok güzel. Veranda yine revaçta. Avludaki masaları kalabalık gruplar tercih ediyor. Birkaç parça malzeme eksiliyor. Ekmek de yetmeyecek. Gidip almam gerek. Hesabı eşime devredip iniyorum şehre.

Oğlumu arıyorum. Daha iyiymiş. Yaylaya çıkalım teklifimi geri çeviriyor. Dinlenmek istiyormuş.  
Kaplan'ın iki yıldızı vardı bizden önce. Dağ ve Çam restoranlar. Biz üçüncü olabilirsek ne ala.  Her ikisini de rakibimiz olarak asla görmedik. Sahipleri bizden büyük, onlardan öğreneceğimiz çok şey var daha. Biz onlara nasıl seviyor sayıyorsak, onlar da eminim bizi aynı gözle görüyorlar. Mesela Aşkın Şefi bize yönlendiren Çam Restoran'ın sahibi. Bugün İzmir'den gelen misafirlerimiz Dağ Restorana gitmişler, yer bulamayınca sormuşlar şefe "Bize tavsiye edebileceğiniz başka yer var mı yakınlarda?" diye. "Yukarıda yeni bir yer açıldı Taş Ev adında, size orayı tavsiye ederiz." demişler. Gelenler bu ilişkiye bir yandan şaşırmışlar, bir yandan takdir etmişler. "İzmir'de bir esnaf rakibi olan başkasını tavsiye etmez" diyorlar. Yaşasın restoran kardeşliği...

Misafirlerimizden bazıları Taş Ev'in gediklisi oldu artık. İlk kez gelenler de hayran olup gidiyorlar. Tesadüfen buldukları böyle bir yeri herkesin görmesini arzuluyorlar. Bol bol reklam yapın diyor gelenler.

Öğlene doğru Haber Tire'nin iki sportmen gazetecisi geliyor. Bize hazırladıkları web-sitesi için fotoğraf çekimlerini yapacaklar. Hava fotoğraf çekimi için ideal. Günlüğümde bahsettiğim konuları açıyor Ergün Bey, takip ettiğini anlatmak istercesine. Oradan konu başka bir yere sıçrıyor. "Size abi diyebilir miyim?" diye soruyor. Babasından büyük olduğuma göre amca bile diyebilir aslında. Anlıyorum ki ona Ergün Bey diye hitap etmem kimyasını bozmuş. "İster bey de, ister abi, ister amca nasıl rahat ediyorsan öyle hitap et ama ben sana Ergün Bey diyeceğim." diyorum.  

Şule Ablamız İzmir'den misafir getirmiş. Dört zarif hanımefendi. Ne içerler? Elbette şarap. Geçen Almanya'da yaşayan doktor ailenin hanımları gibi onların tercihi de antik beyaz. Aynı şekilde bu şarap ikinci kez büyük övgüler alıyor. Dondurmalı dondurmalı irmik tatlısı ve trileçe satışları patlıyor. Bir ara Aşkın Usta bana da dondurmalı irmik helvası hazırlıyor. Allah kahretsin işte, geri çeviremiyorum böylesine teklifleri.

Akşamın ilerleyen saatlerinde meze çeşitlerinden bir şeyler atıştırabilirdim ama yine İtalyan pastası yani makarna krizim tutuyor. Aşkın Şef iki dakikada hazırlayayım istersen diyor. Hemen atlıyorum bu teklifin üzerine. Yassı spagetti makarnadan mantarlı biberli krema soslu bir tabak sunuyor önüme. Son lokmamda rezervasyonlu bir misafir geliyor. Gelenler üç arkadaş. Kaplan günlüğünde "Taş Ev'imizi iki güzel hanımefendi ve bir de yakışıklı beyefendi ziyaret etti diye bahsedeceğim sizden" diyorum. Esmer güzeli olanın yaş günü kutlaması var. Pasta soruyorlar. Hazırda pasta yok ama Kaystros Taş Ev'de çare çok. Hemen atladığım gibi arabaya güzel bir pasta alıyorum şehrin en ünlü pastanesinden, mumuyla, ateş çıkaran çubuklarıyla birlikte. Mumlar, ateşler yakılıyor. Elektrikleri ana şalterden kapatınca birden ortalık kararıyor. Aşkın Şef elinde mumları yanan pastayı getiriyor masaya. Güzel bir sürpriz oluyor bu. Bir misafir grubumuz daha mutlu ayrılıyor Taş Ev'den. Yarını, yeni misafirleri bekliyoruz.  

 

4 yorum:

  1. Yine harika bir yazı, yine içinde biraz ben... Osman abi hem Taş Ev hem de burada yazdıkların bir harika. Siz ve hanimefendi gibi kıymetli insanları tanımaktan kıvanç duyuyorum. Yazılarınızı merak ve heyecanla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ergün Bey:) teşekkür ederim. Biz de sizi tanımaktan çok memnunuz kardeşim. Başarılarının daim olmasını dilerim.

      Sil
  2. Size abi diyebilir miyim ?:)
    Her şey zamanla daha da iyi olacak öyle hissediyorum. Sizi önermeleri çok büyük incelik rekabet başka insanlık başka bence. Onlar insancıl yönlerini konuşturmuşlar bu omlara müşteri kaybettirmez aksine müşteri kazandırır sizde dolu olduğunuzda onları önereceksiniz eminim. Açılış gününü heyecanla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  3. Yaşınızı bilmiyorum ama sanırım kızım olacak yaşlardasınız :) O zaman bana ister abi, ister amca diyebilirsiniz:)) Çok doğru, bu davranışta olumlu puan alan başta kendileri. Hem gelen müşterinin kalbini hem de bizim kalbimizi kazandılar. Ben de:)))

    YanıtlaSil