"Bugün erken çıkalım yaylaya." diyor eşim. Tire Süt Kooperatifi ürün tanıtımı fotoğraf çekimleri için Taş Ev'i uygun görmüş. Birkaç yere uğrayıp alışverişimizi tamamladıktan sonra yeni bir güne başlıyoruz. Görevli arkadaşlar bizden önce gelmiş. Salonda masalar çekime hazırlanmış, Tire Süt Kooperatifinin koli koli ürünleri bir köşeye istiflenmiş. Bir saat süreceği söylenen çekim tam beş saat sürüyor.
Ekip yorulunca mola veriyor, yemeklerini yiyor, çaylarını içiyorlar. Yurdun değişik köşelerinden gelen misafirlerimizi zevkle ağırlıyoruz. Ankara'da görev yapan subay ailesi verandada oturmayı tercih ediyor. Aslen Tire'li olan aile anneleriyle birlikte Şirince'yi gezdikten sonra Taş Ev'e konuk oluyor. Misafirlerimizin yemek tercihi meşhur Tire şiş köftesi. Üç genç geliyor arkasından, hiçbir ailevi bağ yok aralarında. Onları sıkı bir dostlukla birbirine bağlayan bisiklet tutkusu. Hanımefendi Eskişehir, beyefendiler İstanbul ve İzmir'den.
Çekim ekibini uğurladıktan sonra bize destek olmak üzere genç bir işletmeciyi misafir ediyoruz. Bizden hiçbir talebi yok. Eski dostluğun hatırına Taş Ev'i daha iyi tanıtmak için neler yapmalı, neleri değiştirmeli konularında önerilerde bulunacak. Yapılan yatırımın geri dönüşünün kaç yıl olarak planladığımızdan başlıyoruz. "Yok öyle bir şey." diyorum, şaşırıyor. "İlk aşamadaki hedefimi gerçekleştirdim." diyorum. "Nedir hedefiniz?" diye sorunca açıklıyorum. Keyif yapmak, keyif yapmaya gelenleri ağırlamak... Profesyonel birinin garibine gidiyor cevabım. "Aklından zoru mu var bu adamın?" diye düşünmüş bile olabilir. Bu konuda eşim dahil benim gibi düşüneni görmedim şimdiye kadar. Böyle bir işletmenin sahibi olmak, yurdun dört bir yanından kaliteli insanları ağırlamak benim için bir zevk. Ticari kaygım yok. İnsanların bunu anlaması çok zor. Genç arkadaşımız şaşırıyor, "Peki bu işten para da kazansanız daha iyi olmaz mı?" Bu soru biraz düşündürüyor beni. Kim istemez parayı. "Yok ben para kazanmak istemiyorum." demek o kadar gerçekçi gelmiyor insana. Gel gelelim önceliğim değil bu. Önceliğim ne? Eğer önceliğim para olsaydı kendi mesleğime devam eder hiçbir riske girmeden mevcut ciromun yarısından fazlasını elde edebilirdim. Zamanı geldiğine inandım, hayatımın geri kalanını eşimle birlikte farklı bir şekilde geçirmeye karar verdim. Hepsi bu (!)
Logo'dan, motto'dan devam ediyor söyleşimiz. Mevcut olan her ikisinden de hoşnutum. "En güzel anlarınızda..." motto'sunun "Doğayla lezzetin buluştuğu yer." le değiştirilmesi ne kazandıracak ki bana. Misafirlerimiz en güzel anlarını bizimle burada paylaşmıyorlar mı? Sayısız gencin evlilik teklifinde bulunduğu, evlilik yıl dönümünü, doğum günlerini kutladığı yer olmadık mı?
Fiyatlarımız yüksek, porsiyonlarımız büyükmüş. Fiyatlarımızı düşürüp porsiyonlarımızı küçültmemiz daha uygun olabilirmiş. Her şeye karşı olan ben, buna da karşı çıkıyorum. Taş Ev'i tercih eden misafir, en iyi mezeyi, en lezzetli eti olması gereken miktarlarda yiyecek, gereken ilgiyi, saygıyı bulacak karşısında. Halk pazarı olsun diye açmadım ki bu mekanı. Burası tabldot verilecek bir yer hiç değil. Taş Ev bir keyif mekanı. Yenilen yemeğin lezzeti, manzara, gösterilen ilgi yıllarca akıllarda kalsın istedim. "O halde siz -Fine Dining- konseptine yakınsınız." diyor sevgili arkadaşım. Evet, hedefim aynen odur. Fakat o hedefe henüz çok uzak olduğumu biliyorum.
"Havuzun kenarına şöyle hasırdan tabureler koysanız..." Yok, artık. "Güzel bir tanıtım filmi işe yarayabilir." Bu adımı attım zaten, hazırlık aşamasında. "Yemek tabaklarınız olması gerekenden çok büyük, porsiyonlar büyük tabakta az görünür." Size saygısızlık etmiş olmayayım ama ne porsiyonları ne de tabak boyutlarını küçültmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
Bu değerlendirmeler zihnimi yoruyor. Doğru bildiğim yolda ilerlemenin isabetli olacağını düşünüyorum, son misafirlerimizi uğurlarken...
İnsanın kendine güvenerek bir işi yürütmesi çok güzel. Ama sanırım fikir alışverişi de yararlı oluyor.
YanıtlaSilBeğeni grafiği yükseldikçe işiniz de zorlaşacak.
Kolaylıklar diliyorum.
Fikir alışverişi yararlıdır elbette. Sanırım sorun zevk ve beğenilerin değişken olması. Hayaller, hedefler farklı olunca başkasının ne kadar iyi niyetli olursa olsun farklı düşünceleri bazen ister istemez canını sıkıyor insanın. Fiyat/performans oranınız yüksek denirse anlamlıdır ama oranı fiyat düşürmek için kaliteden ödün vermek doğru değil. Kaliteyi belirleyen hususlar arasında mekan, çevre, lezzet, hijyen ve servisin yanı sıra porsiyon miktarları da önemli yer tutar.
SilTeşekkür ederim.
Bazen kulakları tıkamak işe yarar. Orası sizin işletmeniz ve önemli olan sizin yapmak istedikleriniz. En sinir olduğum şeydir, sormadan fikir yürütülmesi. Eve gelir mesela, "Şu dolabı şöyle koysadın" der. Bunlar çok gereksiz şeyler, kakafoni, yorucu... Bir de meyve veren ağaç taşlanır konusu da var. Sanmayın ki her fikir yürüten sizin iyiliğinizi düşünüyor. Kıskançlık bu toplumun karakteri olmuş neredeyse:)
YanıtlaSilDediğim gibi bence fikri sorulmadan konuşan insanların yorumlarının çoğu gereksizdir. Benim bloga da geliyordu pek çok yorum. Yok tema eskiymiş, yok renkler kötüymüş, yok font zor okunuyormuş... Oysa ben orada içerik üretiyorum, okuyan okuyor işte. Sizin de işletme anlayışınızı beğenen beğeniyor zaten :)
Ne çok konuştum böyle; ama gereksiz eleştirilere hassasım :)
Ne kadar kulak tıkasanız da duyuyor, canınız sıkılıyor. Son zamanlarda hemen hemen her gelen "Ayy ne güzel yermiş burası, şöyle bungalow tarzında bir şeyler olsaydı ne kadar iyi olurdu." O kadar iyi olmasını istemedim efendim. Bana bu kadar iyi olması kafi.
SilDediğiniz üzere beğenen beğeniyor zaten. Beğenmeyenle fikirlerimiz uymuyor demek. Onlar da hayallerinde nasıl bir yer varsa onu bulmaya çalışsınlar. Aslına bakarsanız bu tür insanlar her gittikleri yerde bir eksiklik ya da fazlalık bulur. Olanın tadını çıkaracağına kendini huzursuz eder:)
Bu arada ben bu yourumu işletmecinin fikirleri için değil, genel eleştirenler için yazdım, yanlış anlaşılmasın:)
YanıtlaSilMmmm. Demek ki doğru anlamışım:))
Silelinize sağlık. emeğinize biçtiğiniz fiyata kimse bir şey söyleyemez.
YanıtlaSilayrıca fotoğrafçılıktan anlayan biri olarak 1 saat i görünce nasıl yaa demiştim ki cümlenin devamında 5 saati görünce rahatladım. Aslında hızlı bile bitirmişler :)
Eyvallah:)
SilÜrün cinsleri oldukça fazla. Hepsine ayrı dekor yap, ışığı ayarla, Tire şiş köftesini, sucuğunu mutfakta pişir, servis tabağında çekim yapsınlar... Elbette zaman alıyor. Umarım güzel şeyler çıkmıştır ortaya.