6 Ekim 2017 Cuma

PAKİZE

05/10/2017 Perşembe, Tire

Erken kalkıyorum sabah. Minicik bir yavru kuş, havuzun kenarında debeleniyor. Avucuma alıyorum, ayağının birinde problem var. Kırılmış mı acaba? Belki ilk uçuş denemesinde yere çakılmıştır. Pakize koyuyorum adını. Soğuktan üşümesin diye içeri alıp eşime gösteriyorum. "Bak sana Pakize'yi getirdim." Nereye koyacağımızı bilemiyoruz. Eşim üşümesin diye kağıt peçeteleri yorgan yapıyor, üzerini örtüyor. Çırpınırken bir daha düşecek diye korkuyoruz.  Çay tabağına biraz su koyup biraz da susam kırıntıları bırakıyorum önüne.

Eşimle sabah sohbetini yapıyoruz o hazırlık yaparken. Çok geçmeden Erdal arıyor, kendisini almamı istiyor. Daha personel servisine çok zaman var. Bu benim iki kez şehre inip dönmem demek. İnmişken kasap alışverişimi yapıyorum. 

Erdal işe koyuluyor hemen. Evin arkasındaki kütükleri şömine sobaya sığacak büyüklükte kesip istifliyor. Tek tük açılmaya başlayan kestaneleri de iki arkadaşı ile birlikte silkmeye karar vermiş. 

Tavukları besliyor, yumurtalarını topluyorum. Fifi ve Venüs'e mamalarını koyup sularını tazeliyorum. Elemanları almak üzere yeniden iniyorum şehre. 

Döndükten hemen sonra iki gün önce aynı saatlerde gelen misafirlerimiz teşrif ediyor. Damak tadının ne kadar önemli olduğunu anlıyorum bu gelişlerinde. Mantarlı bonfile sotede eşim Aşkın Şefi aratmıyor. Bir önceki aşçının kaybettirdiklerini yeniden kazanmak güzel. Nefis bir sote çıkarıyoruz. Alkol almak niyetinde değillerken birbirlerinin yüzüne bakıyor, daha sonra "Sen bize bir 35'lik getir." diyor en kabadayısı. Çay ocağı bir türlü ısınmak bilmiyor, sonunda su kaçırmaya başlayınca devre dışı bırakıyoruz. Bugün de bu aksilik. Çaydanlıkta hazırladığımız çayı ikram ediyoruz misafirlerimize. Bir kez daha memnun ayrılıyorlar. 

Eşime Pakize'yi soruyorum. "Canlandı, odada uçuyor." diyor. Çok seviniyorum. Bir süre sonra açık pencereden özgürlüğüne kavuşuyor. Akşam rezervasyonları yapılıyor. İzmir'den gelecek misafirlerinin biraz gecikebileceğinden söz ediyorlar. Bu demektir ki mesaiye kalacağız. Haberli olduktan sonra problem olmayacağını söylüyorum. 

Rezervasyon masasını hazırlıyoruz özenle. Hani misafirler geç kalırsa aç kalmasınlar diye mangalı canlı tutuyoruz. Söylenilen saati tam kırk beş dakika geçmesine rağmen gelen olmuyor. Diğer misafirlere onlar için ayırdığımız en güzel masayı veremiyoruz. Sonunda telefon etmeye karar veriyorum. Telefondaki ses gayet rahat, "Bölge Müdürümüz geldiği için yemeği iptal ettik." "Peki" diyorum, "Gelemeyeceğinizi söylemeniz gerekmez miydi?" Bunun gerektiğini belki ben bu soruyu sorduktan sonra düşünen beyefendi, "Bu konuda haklısınız." diyor. Hangi konuda haksız olduğumu düşünmeye başlıyorum. 

Kaderde mesai yapmak varmış bugün. Kapanış saatimize yakın çat kapı misafir geliyor. Uzak yoldan gelen misafirleri geri çevirmek olmaz. Onları elimizden geldiğince güzel ağırlamaya çalışıyoruz. Gecenin karanlığında bir baykuş günün bittiğini haber veriyor...

4 yorum:

  1. Pakize deyip geçmeyin, kanadı kırık bir kuştur demeyin. Onun da bir canı ve onun da bir kalbi var. O kalbini size bıraktı ad gitti. Sağlıklı bir kuş gibi uçuverdi. Sizin de birikmiş ne kadar ağırlık yapan yorgunluklarınız varsa sizi hafifletiverdi. İnsan olmanın vicdan sahibi olmanın erdemini anımsatıverdi.

    YanıtlaSil
  2. Biz hayvan dostlarımıza birer isim koyarız. Öyle Tanrı misafirlerine biraz matrak isimler koyuyoruz. Çok seneler önce evde büyüttüğümüz civcivin adı Sabahat'tı mesela. Biz ona "Sabayat" derdik. Yine pencereden oturma odamız girdikten sonra bizi bir hafta bırakmayan kuşumuza da bir isim takmıştık onu hatırlayamadım. Ha, bir de çekirgemiz vardı, adı Elizabeth, biz ona Pelin Batu'nun Amerikan aksanı ile "ilızıbıt" derdik:)
    Evet, savunmasız canlılara el uzatmak insanı rahatlatıyor.

    YanıtlaSil
  3. O bir baştankara. Küçük ve büyük cinsleri var.

    Bana MACİDE adlı gerçek öykümü anımsattı. MACİDE, kuşların aklının hem de nasıl olduğunu öğretmişti...

    YanıtlaSil
  4. Bu işin uzmanı olarak hemen tanıdınız elbette. Çok minikti, avucumda kayboldu. Kuş beyinli efsanesi yıkıldı desenize:)

    YanıtlaSil