10 Kasım 2019 Pazar

MİM - NOTALARLA YOLCULUK

Sevdiğim Günlük "Notalarla Yolculuk" adında hoş bir mim başlatmış. Mimin konusunu çok güzel anlatmış sayfasında. Gönül tellerini titreten iki şarkı seçmiş ve duygularını paylaşmış bizlerle. Daha sonra beni mimlemiş. Kendisine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Konumuz şu:

Şarkılar konuşan duygularımız gibi... Dinlediğimiz veya dinlemeyi en çok sevdiğimiz şarkıları bize hatırlattıkları anılarla ve hissettirdikleriyle birlikte paylaşmanın çok güzel olabileceğini düşündüm. Hadi gelin, hislerinizin en çok yoğunlaştığı 2 şarkınızı seçin ve bize her bir şarkıda gittiğiniz o anı, o hatırayı veya o hissi anlatın!

Beni etkisi altına alan şarkılardan ilki şüphesiz Cezayir asıllı Fransız şarkıcı İndila'nın seslendirdiği "Derniére Danse - Son Dans" olurdu. Şarkıya dair elle tutulur bir anım olmasa da bu şarkıyı her dinlediğimde kendimi yoğun bir duygu girdabının içinde bulurum. Kaç kez dinlediğimi bilmiyorum ama her seferinde hem müzik hem de sözleriyle bütünleşirim. Fransızca bir aşk şarkısı "Derniére Danse", hem müziği hem sözleri içime işliyor. Hiçbir dilde çeviri ne kadar güzel yapılırsa yapılsın tam karşılığını bulmuyor. Şarkının Türkçe'ye çevrilen sözlerinin aslından ne kadar uzak kaldığını fark ettim. "Oh ma douce souffrance" diye başlayan şarkı sözleri, muhtelif çevirmenler tarafından Ah benim tatlı eziyetim, elemim, işkencem, ıstırabım, çilem gibi farklı şekillerde çevrilmiş dilimize . Hiç biri doğru değil bunların, çünkü anlatılmak istenen o duygunun karşılığı yok dilimizde. Bizim dillendirdiğimiz bazı duyguların da başka dillere çevrilemeyeceği gibi. Gel şimdi bir Fransız'a gönül telini anlat. Mümkün değil elbette.

Aklıma düştüğünde bazı geceler kulaklığımı takıp defalarca dinlerim. Bazen şarkıya takılı kalır, günlerce sözlerini mırıldanır, İndila'nın hislerine ortak olurum. Nedir benim bu şarkıya olan tutkum, izahı yok. "Oh ma douce souffrance" şeklinde başlayan ilk sözleri şarkının özeti gibi. Aşkın iki yüzünü görmek mümkün bu ifadede. Hiç acı biber reçeli yediniz mi? Acı biber reçeline benzetirim aşkı biraz. Bir kaşık alırsınız, yediğiniz diğer reçellere benzer hoş bir tatlılık yayılır ağzınıza. Bir müddet sonra yanmaya başlarsınız. O kadar hoşlanırsınız ki bu farklı lezzetten. Bir kaşık, bir kaşık daha istersiniz. Yanmak zevkli bir hal alır.

Ayrıca bu şarkının içinde yer aldığı bir roman yazdım, adı "Son Dans". Sırası geldiğinde bölümler halinde onu da yayınlamayı düşünüyorum. İşte beni dinledikçe sarhoş eden o şarkı. İndila söylüyor,  "Derniére Danse". Umarım siz de seversiniz.

İkinci şarkım gençlik yıllarıma dayanır. Emperyalizme, adaletsizliğe, yoksulluğa karşı mücadele eden bir kahramanın öyküsü. Sonraki yıllarda Nathalie Cardone, tüylerimi diken diken eden bir klip çekmiş.. Şarkının girişindeki makineli tüfek seslerinden sonra gitarın yaylı çalgılarla buluşan ezgisi yürekleri parçalıyor. Özellikle gençlik yıllarımda, bir zamanlar (hala öyle) hayranlık duyduğum Che Guevera adına yazılmış bir kahramanlık şarkısı. Klip, onun 1967 yılında ABD özel kuvvetleri tarafından Bolivya'da infaz edilmesini dramatize ediyor. 1968 kuşağı, gençliğin bir şahlanışıydı, kalbi vatan ve insan sevgisi için atan nice zeki insan heba oldu. Che Guevera, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, yitirilen fidanlar. Hepsi emperyalizme karşı mücadele ettiler, iz bıraktılar. Şimdi neyin mücadelesini yapıyoruz, neyin uğruna canlarını veriyor gençler. İşte böyle beni derinden etkileyen, yaşadığı topraklarda sosyal adaleti getirmekten başka bir amacı bulunmayan Che Guevera'nın gözlerimi yaşartan hazin öyküsü, Hasta Siempre - Sonsuza Dek, Nathalie Cardone seslendiriyor. 

Yapmayacaktın bunu bana şimdi Sevdiğim Günlük, bir kez dinledim, bir kez daha, bir kez daha... Ağladım, ağlıyorum...Offf. 

Üç kişiyi mi mimleyeceğim şimdi, 
Deep olsun,
Arzu eden herkes yapsın, şarkıları duygulara, duyguları yazılara dökün efendim, saygılar...

12 yorum:

  1. İnanır mısınız yıllardır çevirinin çaresizliğini anlatır tek bir kelime bana: "Sorrow". Hiçbir kelime yanına yaklaşamaz bende uyandırdığı hissiyatın. Aciz kalır bu kelime karşısında canım Türkçe. Neden öyle bilmiyorum. Sizin kelime ile aynı anlamı: tasa, keder, elem, ıstırap... Ama işte tüm bunları ve fazlasını çağrıştırıyor bana "Sorrow" kelimesi. Bir de "feel blue" phrase.i karşısında aynı eksikliği hissederim. "Hüzünlü hissetmek" yetmez bana koskoca "mavi hissetmek" ifadesi anlatmak için. Tam "Sizin şarkılar beni de vurdu." yazacakken mim.de adımı görmek... Çok teşekkürler :) Hemen yazacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kelime kelime çeviri olmaz zaten. Bazen gayet iyi anlıyor ama anladığımı şeyi ifade edecek kelime bulmakta zorlanıyorum. Merakla şarkıları ve öykülerini bekliyorum o zaman:)

      Sil
  2. İkisini de çok severim. Gerçekten de yürekten vuruyorlar insanı. Sözleri bilmeye bile gerek yok, müzik bambaşka bir şey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu müziklerin ruhunu taşıyacak Türkçe sözler ne yakışır. Çevirilerle konuya girseniz bile aynı ruh halini yansıtamıyorsunuz. Bunu yapmak için orijinal dile hakim olmak gerek:)

      Sil
  3. Yaptım bilee iyiki yapmışım:D Yine harika iki şarkı ve sayısız duygu seli... Hiç acı biber reçeli yemediğim halde demek istediklerini anladığımı hissediyorum. Indila'nın bu şarkısını ben de çok severim, unutmuştum hemen yeniden ekliyorum listeme. İnsana farklı bir enerji veriyor ne olduğunu çözemediğim.
    İkinci şarkıyı da dinlediğimi anımsıyorum ama klibiyle ve senin duygularınla özdeşleşince her zaman dinlemek istediğim şarkıya dönüştü. Müzik listem de duygularım da arttı bu mimle.
    Asıl ben çok teşekkür ederim cevapladığın için :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir etkinlik oldu gerçekten. Fakat bu kadar sarsılacağımı düşünmemiştim açıkçası. Ara sıra gelir ben de duygu selinde boğulurum. Tekrar teşekkürler:)

      Sil
  4. hıms ikisi de güzel şarkı ivit. che sevilir tabii, kitaplarını okudum filmlerini izledim. bizim che de hıhım deniz gezmiş :) son dans romanı hıms pikuuu :) ah benim tatliş acılarım :) sözleri demek yani seni tatlı acılara sokuyor hihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili deep, evet son dans bir romanı:) Şu tatliş acı konusu ilginç. Bu konuyu burada tartışmayacak, bununla ilgili bir yazı yazmam lazım şimdi en kısa zamanda:)) Zira ben de o karşılığı düşündüm ama acı / tatlı deyince Türk insanının ilk aklına gelen yemek:)))

      Sil
  5. Kaleminizden dökülenleri okumaktan büyük keyif alıyorum. Duygularınızı, içinizdekini o kadar güzel aktarıyorsunuz ki...şarkı seçimlerinize ise zözüm yok. İkisi de insanın içini titreten parçalar.

    YanıtlaSil
  6. İki mükemmel şarkı daha.. biraz önce Kuyruksuz Kedi' nin yayınında da başka dilde şölendeydim.

    Müzik bambaşka bir şey! Başka bir dünya. Bir nota; acının dibini, sevincin yıldızlı göğünü yaşatır insana. Bir gün söz biterse eğer, içimden çeşitli melodilerin çıkacağına inancım sonsuz. Hasta Siempre çok dokunaklı bir şarkı.. benim de dinlerken duygularım ağırlaştı. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel ifade etmişsiniz. Ben se size teşekkür ederim:)

      Sil