10 Eylül 2021 Cuma

BENİ ASIL HAYAT ALDATTI - CEZMİ ERSÖZ

 

Kitabın Adı: Beni Asıl Hayat Aldattı

Yazar: Cezmi ERSÖZ

Sayfa Sayısı: 199

Yayınevi: Tekin Yayınevi

Türü: Deneme

"Beni Asıl Hayat Aldattı", Cezmi Ersöz'ün okuduğum ilk kitabı.  Doğrusunu söylemek gerekirse bir hafta kadar önce bitirdiğim bu kitap hakkında nasıl bir değerlendirme yapacağıma karar veremiyordum. Bana değişik geldi. Bir şeyler yazmadan önce okuduğum kitapla birlikte yazarın otuza yakın diğer kitapları hakkında başkaları tarafından yapılan yorumlara göz attım. Yazarı çok seven ve ona övgüler düzen geniş bir kitlenin yanı sıra yazar hakkında olumsuz, sert eleştiriler yapan pek çok kişiye ait yorumlar okudum.    

Aslen Urfalı bir aileye mensup yazarın kendine özgü bir yazım şekli var. 1990'lı yıllarda ergen genç kızların kitaplarına hayran olduğu, özellikle Leman dergisinde yazdığı yazılarla kendini tanıtan yazar, "Beni Asıl Hayat Aldattı" kitabını yazarken içinde bulunduğu ruh halini verdiği bir röportajda şöyle anlatıyor:

"Özellikle son yıllarda gerçeklere çok hızlı çarptığımı düşünüyorum. Sevdiğim kimi insanların aslında başkaları olduğunu yeni yeni anlamış durumdayım. Artık paramparçayım... Ancak ben parçalarımı toplamasını bilirim. Hayat da aslında başka bir yermiş. Sandığım gibi değilmiş birçok şey. Bunu geç de olsa anladım. Artık bir başka yolun yolcusuyum. Daha yalnız ve daha sahici. Ve kendi hikayemin peşinden gidiyorum... Kendimi bulmam için kaybolmam gerekiyormuş. Aslında kimseyi suçlamaya da gerek yok. Asıl suçlu benmişim."

Kitabı okurken yazarın yukarıdaki ruh hali açık bir şekilde göze çarpıyor. Birinci tekil şahıs tarafından anlatılan öyküde somut üç beş olayın dışında hastalıklı bir aşk konusu yer yer iç çözümleme tekniği kullanılarak işlenmiş. Bazen aşırıya kaçan şiirsel bir dil kullanarak yalnızlık, özlem, ölüm, aşk konularının sürekli olarak tekrarladığı eserin bölüm sonlarına da birer şiir eklemiş yazar. Uzakken birbirine deliler gibi özlem duyan, bir araya gelince boşlukta boğulan sorunlu bir çiftin garip aşk hikayesi...  

"Küçüktü, kesikti, avuçlarımızdı,

sonsuzluğa bakardı

o kırık penceremizdi.

Gövdemiz tutsak

evimiz uçurumda

hayallerimiz kendine çarpardı

Sadece parmaklarımız hazırdı hayata,

onlar da kalplerimizdeki

yaraya bakıyorlardı durmadan...

Duru bir sesi özlüyordu

yarım kalmış rüyalarımız.

Aslında birbirimize çoktan hazırdık,

ama aramızdan hayat akıyordu..."

Cezmi Ersöz'e başlamak için iyi bir kitap seçimi değildi belki. Kitabı ve şiirleri beğendiğimi söyleyemem. Bana sıkıcı ve anlamsız geldi tümüyle. Tek kazancım yazarı tanımak oldu. Muhtemelen iki hafta sonra hafızamda hiçbir iz bırakmadan kaybolacak kitabı maalesef önermiyorum.      

14 yorum:

  1. Valla siz Leman demeseniz ben hatırlamayacaktım, şöyle bir araştırdım, bir dolu kitap yazmış kendisi ve ben bir tane bile okumamışım. Dediğiniz gibi, belki de okuduğunuz kitap yanlış seçimdir. Bazen Eşref saatine denk gelmiyor, en iyi yazarın bile kötü yazdığı bir şeyler oluyor. Ben de bulursam bir tane okuyayım, sonra yazarım sevip sevmediğimi. Çok selamlar bay Kaplan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevda Hanım, kitabı sevmediğim gibi yazarından da elektrik! alamadım:)) Dediğim gibi ilginç düşünceleri olan tuhaf bir adam Ersöz. Solcu olup da bana bu kadar itici gelen (çakmalar hariç) başka bir yazar bilmiyorum. Belki kitabından daha fazla yazarı tanımakla harcadım vaktimi. Bir kere uçkuruna düşkün! Şimdi kimse yüzüne bakmaz muhtemelen ama gençliğinde liselere gidip yazarlığı sayesinde kızlara kur yaparmış! Yedi yıl evli kaldığı eşiyle de bir imza gününde tanışmış! Evliliğe karşı ve eşlerin ayrı evlerde yaşamasının doğru olduğunu düşünüyor. Eşler canları istediğinde birbirlerinin bilgisi dahilinde başka ilişkiler yaşayabilir. Hatta swinger olayını yüceltiyor diyebilirim. 1960 darbesinde görevli emekli albay bir babası var, Suadiye'de rahat bir hayat sürerlerken, daha sonra büyük bir ekonomik çöküş yaşıyorlar. Düşünceleri uçuşuyor, kafası karışık, intihara meyilli sanki. Evet, özellikle Kürt sorununa eğilmiş, yer yer ezilen halklara dikkat çekmiş ama şiirlerini anlayabilmek için okurların da ergenlik ya da ona benzer bir psikoloji içinde olması gerek gibi. Pek çok kişi edebiyat parçalamasına rağmen yazılarının edebi bir değerden yoksun olduğunu düşünüyor. Örneğin birkaç yer dışında okuduğum "Beni Asıl Hayat Aldattı" romanı hakkında yeteri sayıda eleştiri bulamadım. Sanırım edebiyat eleştirmenlerinin pek de dikkati cezbetmeyen bir kitap. Yanlış seçim olabilir, daha iyi kitapları olabilir ve yazarın kimliğini ortaya koyduğu eserden bağımsız düşünmeye çalışırım. Evet siz de başka bir kitabını okuyun, eğer beğenirseniz ona bir şans daha vermek isterim. Teşekkürler:)

      Sil
    2. Size bir şey diyeyim mi bay Kaplan; yazarın fotoğraflarını görünce tamamen yukarıda betimlediğiniz kişiyi okudum o görsellerden. Gençken bayağı bir ‘gideri’ varmış, o da bunun ekmeğini çok yemiştir diye düşündüm. Biraz kaba oldu ama en güzel böyle ifade edebilirim. Ayrıca sanırım kendisi ajitasyon yaratıp bunun üstünden pirim sağlayan da biri ama yine de bulursam bir kitabını okuyayım, ön yargılı olmayayım, aksi durumda kendimle çelişirim 🤗😂😂. ( Vallahi fotolarını görünce tüylerim dikildi ama işte önyargılı olmak istemiyorum ). Çok selamlar 😀

      Sil
    3. Aynı fikirdeyim:)) Dediğim gibi kendine özgü bir karakter. Elbette yazdıklarını kişilik özellikleri dışında değerlendiriyorum. Güzel ve etkili sözleri, iyi yazdığı kitapları olabilir. Yine de okuduğuma pişman değilim, zat-ı alilerini biraz daha iyi tanıma fırsatı buldum:)

      Rastgele diğer bir kitabından, Şizofren Aşka Mektup'tan bir alıntı yapayım.
      "İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa, diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda, çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum."

      Buradaki cümleleri alıp okuduğun "Beni Asıl Hayat Aldattı" ya koy. Hep aynı şeyler. Adamın ruhuna şeytan kaçmış:))

      Sil
  2. Yazarı hiç okumadım. Röportajı ilginçmiş ama kitabı sanırım sıkıcı. "Uzakken birbirine deliler gibi özlem duyan, bir araya gelince boşlukta boğulan sorunlu bir çiftin garip aşk hikayesi..." Bu tarz konuları sevemiyorum ben. Belki başka kitapları daha güzeldir. Tanıtım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, kitap sıkıcı ve akılda kalıcı değil. Başka kitaplarını denemek gerek. Bazı insanlar bütün yazdığı kitapların müdavimi olmuş, özellikle Kürtlere 40'lı ve 50'li yıllarda yapılan baskılardan bahsederken göz yaşlarını tutamıyorlarmış.

      Sil
  3. Cezmi Ersöz' ün kitaplarını okumadım. Leman' da bazı yazılarını okumuştum. Tarzını pek beğenmemiştim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız Turgay Bey, farklı bir tarzı var. En azından okuduğum kitap için ben de beğenmediğimi söyleyebilirim. Belki daha iyi kitapları vardır.

      Sil
  4. Sanırım bana uygun bir deneme değil.. Cezmi Ersöz'ün kitaplarını hiç okumadım belki diğer kitaplarını severim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlgi alanları farklı olabilir. Bana pek uymadı. Okuduğum kitapların bende bıraktığı izleri aktarmaya çalışıyorum. Cezmi Ersöz'ün okuduğum bu ilk kitabı benim hoşuma gitmedi. Belki bir şans daha verebilirim ama yazarı yeterince anladığımı sanıyorum:)

      Sil
  5. Cezmi Ersöz' ü ben şair olarak tanıdım ve zamanında çok şiirini seslendirdim dinletilerde. Düz yazılarına meyletmedim, o yüzden bilemiyorum. Şiirinin daha önce olduğunu düşündüm siz bu kitap anlatımı hakkında yazınca.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiirden pek anladığımı söyleyemem. Doğrusunu söylememi isterseniz sevgili Momentos, Cezmi Ersöz'ün şiirlerinden hiçbir şey anlamadım. Çok sevdiğim bende derin duygular uyandıran iyi şairler var elbette. Ama onlara haksızlık etmek istemem. Bu konuda benim gibi düşünmeyenlerden özür diliyorum:)

      Sil
  6. cezmi ersöz. istanbul ankara izmir deki büyük tüyap kitap fuarlarının as yazarlarından, hepsine katılır. ben de bu fuarlarda gördüm, imza atarken, kuyrukları görünce ben de okuyum dedim, hep yaptığım gibi ilk kitabından başladım, yaklaşık 10-12 kitabını okudum, bu yazıdakini okumamışım. yaklaşık 20 yaş civarı onun okur kitlesi. ilk dört beş kitabı çok çok iyi. etkileyici, genelde ilişkiler, aşk, yalnızlık, kaybedenler gibi konularda yazıyor, şiirleri değil de düzyazıları yani denemeleri çok iyi, ancak ilk on kitaptan sonra kendini tekrarlıyor, bu kitap da daha yenilerden olmalı, bazı yazarlar bunun gibi, elif şafak, grange, gibi,, bu ikisi de örneğin, ilk beş kitaptan sonra zayıfladı, tekrara düştüler, ama düşmeyenler de var, kafka, stephen king, hermann hesse gibi. ersöz, bu üstte sölediğim konularda çok çarpıcı kelimelerle atmosfer yaratan yazarlardan, ama dediğim gibi, teenager lara yazıyor o. ortalama yazarlardan, ahmet ümit, canan tan, ayşe kulin gibilerden. ama eski yazar cezmi ersöz, şimdi tabii onu kimse tanımıyor. yani yazarlığı eskiden iyi şimdi ortalama. bunun dışında ama evet çapkınlığı da ünlü. ama zaten, istanbulda sanatçılar hep öyle, özellikle tiyatrocular, müzisyenler, hepsi kız peşinde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, ergen kızlar müptelasıymış bir zamanlar. Muhtemelen ilk eserleri daha iyiydi. Şimdi çaptan düşmüş görünüyor:) Diğer kitap özetlerine baktığımda tekrara düştüğünü ben de fark ettim. Bir de edebiyat yapacağım diye biraz saçmaladığını fark ettim. Ahmet Ümit'i eşim sever ama o da son kitabını okurken eski romanlarına göre daha basit ve sıradan yazdığını söyledi. Çapkın olabilir ben yazdığına bakarım. Neyse, bana bu kitap pek uymadı. Sevenler de olabilir tabii:)

      Sil