4 Ocak 2022 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 124

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz tüm canlılığıyla devam ediyor. Önceki haftaların sohbet konularını ve konuları öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusunu sevgili DeepTone/Sade ve Derin belirledi. Değerli arkadaşımız, her zamanki gibi, ülke gündemini işgal eden pandemi, ekonomi, siyaset gibi ağır sorunlardan uzaklaşıp konuyu dünya ve doğa olarak seçmiş. Dünya ve doğanın en büyük sorunu insandan başkası değil bence. Gerçekten de sorun olarak gördüğümüz her şeyin altında insanı görüyoruz. Pandemi olsun, ekonomi ya da siyaset olsun boğuştuğumuz bütün bu dertlere karşı Afrika fillerini sorumlu tutmak pek doğru olmasa gerek.   Neyse, girizgâhı fazla uzatmadan haftanın konusunu verelim:

"Bazılarımız insanın dünyayı olumsuz yönde etkilediğini, diğerlerimiz ise insanın dünyayı olumlu yönde etkilediğini  düşünüyor. Siz ne dersiniz?"

Doğrusunu söylemek gerekirse, şimdiye kadar insanların dünyayı olumlu yönde etkiledikleri görüşünü savunan bir kişiye henüz rastlamadım. Aksine, çevre kirliliğine yol açmaları ve doğanın dengesini bozmalarından dolayı, gelecek nesilleri olumsuz yönde etkileyeceği bilimsel olarak kanıtlanan tek canlı türünün insan olduğu tartışılmaz bir gerçek. Bununla birlikte bazı insanların tamamen "bireysel" gayretleriyle  gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakma mücadelelerini takdirle karşılamaktayım. Sözgelimi geçen gün tesadüfen rastladığım Amerikalı bilim kadını, Dian Fossey, konforlu hayatını bırakıp Ruanda'nın dağ ormanlarında on sekiz yıl boyunca gorillerle birlikte yaşamış, onların sevgisini ve dostluklarını kazanırken aynı zamanda bu hayvanlara karşı girişilen katliama engel olmaya çalışmış. Fossey'in hayatı, 1988 yılında "Sisteki Goriller" adıyla beyaz perdeye aktarılmış bulunuyor. Dian Fossey'in yaşamı, bir kadının yaşamak için bir yandan doğayla diğer yandan doğaya zarar veren insanlarla yaptığı mücadelenin öyküsü. Ne yazık ki sayıları zaten az olan bu değerli insanların yaşamları hazin bir şekilde son bulmakta. Fossey de, 28 Aralık 1985 tarihinde gorillerin el ve ayaklarını pazarlamak için ormanda büyük katliam yapan çeteler tarafından kulübesinde silâhla vurularak öldürülmüş.

Dünyayı yaşanılır hale getirmek için Dian Fossey gibi kendisini bu işe adayıp benzer çabalar gösteren kaç kişi sayabiliriz. Evet, eskiye oranla daha rahat yaşıyor olabiliriz. Çamaşır makinemiz, bulaşık makinemiz arabalarımız, gemilerimiz, uçaklarımız var, doğru. Daha kısa sürede daha temiz yıkanıyor giysilerimiz, bulaşıklarımız. Daha konforlu ve tez vakitte ulaşıyoruz gideceğimiz yere. Fakat suları deterjanla kirletiyoruz, hava kirliliğini önemsemiyoruz pek. Evet, rahatımız yerinde, düne göre çok memnunuz halimizden. Ancak bunların hepsi doğayı tahrip etmekte, çevreyi kirletip gelecek yaşamı tehlikeye sokmakta.  

Yaşamın doğal bir hızı, her şeyin bir zamanı var. Dünya turunu ne zaman tamamlayacağını, erik ne zaman çiçek açacağını, buğday, baş vereceği zamanı bilir. Gel gelelim doyumsuz insan, beklemeye ve kanaat etmeye karşı tahammülsüzdür. Doğal hızını geçmeye çalışır yaşamın, yarışır adeta doğayla. Bu tahammülsüzlük farkında olmadan hem kendisine hem diğer canlılara zarar verir. Bununla kalmaz, kendinden sonraki nesillerin geleceğini de karartır. 

İsrafı önlemenin, gereksiz tüketime son vererek yaşam tempomuzu düşürerek sağlıklı bir çevrede daha güzel bir dünyanın, daha güzel bir geleceğin kapısını aralayabilirdik belki. Lâkin dünyanın böyle bir düzeni yok. Kaos hüküm sürecek. Hiç şüpheniz olmasın, bir türlü önüne geçemediğimiz egomuz ve gemleyemediğimiz hırsımız yüzünden hem kendi türümüzün hem de diğer canlı türlerinin kuyusunu kazmaya devam edeceğiz. Hayır, hayır olağanüstü bir durum değil bu, moral bozmaya gerek yok. Sonumuzu kendi ellerimizle hazırlayacak olmamız şaşırtmamalı hiçbirimizi. Hiçbir din bu dünyada cenneti vaat etmiyor zira.     

10 yorum:

  1. Aynı fikirdeyim! İnsan tüketen ve çevresini pisleten bir canlı. En yakın örneğini yılbaşı akşamı Alsancak'a gittiğimde gördüm. Etraf insan kalabalığı ile doluyken aynı zamanda uçurulan dilek balonlarının naylonları, yenilen içilen şeylerin çöpleri her yerdeydi. Resmen bir enkaz vardır orda herkes gittikten sonra eminim. :(
    Son cümleniz şahane.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi? Üstelik diğer canlı türlerinin tamamından daha üstün görüyoruz kendimizi. Çünkü güya akıllıyız. Herhangi bir hayvan yapsa, aklı yok garibin der mazur görürüz. Yoksa biz insanların birbirimize, çevreye ve dünyanın geleceğine verdiği zararın sebebi şu pek de övündüğümüz aklımız mı? Teşekkür ederim:)

      Sil
  2. Sizin gibi düşünüyorum ben de. İnsanlar dünyanın en büyük düşmanı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, bizden başka bir canlı kendi türüne ne kadar zarar verebilir? Kesinlikle...

      Sil
  3. İnsanların çoğu kendi konforları için dünyayı yok ediyor, kendi türünden olmayanların başına getirdiklerini umursamıyor hatta kendi türlerini de yok ediyor, dediğiniz gibi bireysel olarak bir şeyler yapmaya çalışanlar da olmasa çok daha kötü olurdu her şey

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece konforları için onca kötülük yapsalar yine iyi. İnsanlar hırs, nefret ve nice kötü duygunun sahibidirler. Yıllar boyunca bölgeye büyük zararlar veren atom bombası nasıl atılabilir? Hangi nefret hiç tanımadığı insanları gaz odalarında topluca öldürebilir? Kendini gelecek nesillerin refahı için feda eden büyük insanlara ne kadar teşekkür etsek az gerçekten.

      Sil
    2. Çok doğru söylediniz, bazı şeylerin izahı yok gerçekten insan elinden çıkan

      Sil
    3. Ben bunu yaradılışla açıklıyorum, çaresi yok:)

      Sil
  4. olsun yaaa bizim yaşadığımız bu dönemde dünya, doğa, her şey güzel, insan birbirine karşı belki acımasız, dünyaya karşı da acımasız ama dünya büyük, bişey olmaz ona daha yüzyıllarca, bişey olunca da zaten o zaman aya marsa gitmiş oluruz, bizim bu yaşadığımız 21. yüzyıl yani, dünyanın doğası harikalarla dolu, yolculuk yapmak güzel, ilerisini bilemeyiz de şimdi güzel bu dünya, her sabah uyanınca kuş sesleri halen duyuluyor, çevremizde ağaç park var, yarım saat gitsen sahil filan var, valla bencesi karamsar olmak çok zor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Deep, biz insanlar imalat hatalı:) Güzel diyorsun, evet, her şey güzel, dünya güzel, hayat güzel. İnsanlarda bu egoizm, bu hırs olmasa daha güzel olmaz mıydı? Biz Mars'a gitsek Mars'ı da batırırız, cennete gitsek cehenneme çeviririz evvel Allah:) Kuş sesleri, parkla, ağaçlar çok güzel. Sahil desen yarım saat değil yaya olarak en fazla üç dakika sürer. Fakat gençlerin geleceği yok, İskandinav ülkelerinin birinde yaşasaydım senin gibi düşünürdüm ama burası Türkiye...

      Sil