KATEGORİLER

1 Haziran 2017 Perşembe

YAYLA CEVİZİ

01/06/2017 Perşembe, Tire

Ne biçim illet bu anlamıyorum. Sabah uyanır uyanmaz dinliyorum kendimi. Yine başım ağrıyor, burnum akıyor, vücudum kırık. Hava benim bu halime nazire yaparcasına güneşli ve canlı. Eşimle birlikte ekibi bekletmemek için doğrudan yayla yoluna vuruyoruz.

Hem Ramazan hem cuma akşamı gelen olmaz pek bugün diyerek şehre iniyorum. Henüz köye varmadan telefonum çalıyor. "Açık mısınız? Yoldayız geliyoruz." Eşimi arıyorum, ben olmadan da idare edebileceklerini söylüyor. Çarşıdan alışveriş işlerimi tamamlıyorum. Reklamcıya gidip bir dostumun (!) yerinden söküp üzerine pankart açtığı yönlendirme levhamız için yeni ayak ve çerçeve yaptırmasını istiyorum. Köy meydanına gelen misafirlerimiz yön levhası eksikliğinden bahsederek bizi bulmakta zorluk çektilerini söylüyorlardı son günlerde. Bir haftadan önce yapamayacağını söylüyor reklamcı. 

Torbalıya doğru yol alıyorum. Sanayide dürüst bir usta buldum sonunda. Yücel Usta sipariş ettiğim ızgaranın hazır olduğunu söylüyor. Dükkanı bir kaç kişiye sorduktan sonra kolaylıkla buluyorum. Yücel Usta yerinde yok. Telefon ettikten beş dakika sonra yanımda bitiyor. Izgaraya bir tutacak yaptıktan sonra arabanın bagajına yerleştiriyor özenle.

Hiç vakit kaybetmeden dönüyorum yaylaya. Gün boyunca terliyorum. Hava kapanır gibi olup sonra yine açıyor. Kiraz reçelleri terastan bir içeri bir dışarı taşınıyor. Venüs'ü serbest bırakıyor, tavukları beslemeye gidiyorum. Beş yumurta daha yapmış kara kızlar. Onlara karpuz ikram ediyorum. Gün boyunca misafirlerimiz geliyor bizi üzmeden, sıkıştırmadan. Günün son misafirleri genç doktorlarımız. Yeni bir operasyondan çıkmış, kafalarını dağıtmak istiyorlar. Taş Ev'in verandası onlar için biçilmiş kaftan. Ne var ki hanımefendi Venüs'ten çekiniyor. Bizim haylazın sonu yine kulübesinde bitiyor. 

Şefle bir fırsatını bulup alt bahçeye dolaşmaya çıkıyoruz. Her tarafı ot sarmış. Kadir askerden dönmüş olmalı. Bir an önce bir ot biçme makinesi alıp temizletmeliyim. Dönüşte her tarafımızı diken ve yapışkan otlar sarmış. Bize eşlik eden Venüs'ü de öyle. Sık tüylere sahip Fifi'de bir şey yok. Hep birlikte temizleniyoruz dikenlerimizden.

Akşam hava kararmaya başlıyor. Bahçedeki ceviz ağacı bu sene bayağı yüklü. Bugünün fotoğrafı olmaya aday. Akşamın rezerve konuklarını ağırlıyoruz. Onlar da evlilik yıldönümlerini kutluyorlar.  bitiriyoruz bugünü. 

2 yorum:

  1. Artık yaz geldi diyebiliriz. Bolluk bereketlilik olacak. Rahmetli babam tütün basardı; kalıpçılık da yapardı. Eğridere köyü'nde kalıpçılık yaharken oradan bize küçük kıldan yapılmış keselerde ceviz kestane getirirdi. Ne sevinirdik, ne sevinirdik!..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsettiğiniz aktivitelerin çoğu tarih oldu ne yazık ki. O verimli Tire ovalarında ne tütün ne pamuk dikiliyor artık. Bütün tarım arazileri silaj ekimine verildi. Kestanelerde bir hastalık var. Yevmiyeler arttı, kestane yevmiyeyi kurtarmıyor. Şimdi o eski günler, o eski bereket aranıyor. Yine buna da şükür...

      Sil