KATEGORİLER

14 Temmuz 2021 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 99

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimizin 99. Haftasına girmiş bulunuyoruz. Daha önceki haftaların sohbet konularını ve konuları öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusunu sevgili DeepTone / Sade ve Derin belirledi

"Magnum mu, damla sakızlı pastane dondurması mı?"

Eskiden sadece yaz mevsimine has bir gıda olan dondurma artık her mevsim tüketilebiliyor. Belki de bu yüzden eskisi kadar keyif aldığım bir tutku değil benim için. Haftanın sorusuna verilecek cevaplar kişiden kişiye değişebilir ama benim tercihim eskiden sokak satıcılarının sattığı gerçek sütten ve dövülerek yapılan dondurma. Evet, böğürtlenli, ahududulu, cevizli, tahinli, naneli vs. gibi onlarca çeşidi yoktu, sadece sade ve kakaoluydu ama işte o zamankiler harbi dondurmaydı. Çocukluk yıllarımda üç tekerlekli arabasıyla her gün belli saatte (genellikle öğle yemek vaktinden hemen sonra) sokağımızdan geçen beyaz önlüklü amcamızdan 25 ya da 50 kuruşa aldığımız bir külâh dondurmanın o süt tadı hâlâ damağımda.

Bildiğiniz üzere daha sonraki yıllarda cicili bicili ambalajları ve türlü kampanyalarıyla bir sürü firmanın çeşit çeşit dondurma türevleri yaşamımıza girdi. Pastane dondurması deyince aklıma Çeşme'deki Osman Efendi geliyor. Sakızlı dondurmayı sevenler onu denemeli. Bir de Tire'de şimdi ismi aklıma gelmeyen yaşlı bir amca var. Salebi bizzat kendi satın alıp ayıklıyor ve kurutup Kemeraltı'nda bir değirmende özel olarak öğütüyor. O da nefis bir dondurma. 

Magnum, cornetto ve diğer çubuğa sarılmış dondurma cinslerini sevemedim.  İllâ dondurma yemem gerekiyorsa kâsede kaşıkla yemeyi tercih ederim. Hangi cins olursa oldun, dondurmanın şeker oranı fazlaysa bu pek hoşuma gitmez. Ben burada hani süt tozuyla yapılıyor, zararlı katkı maddeleri ilave ediliyor konusuna girmeyeceğim. Çünkü dışarıdan aldığımız neredeyse her gıdada hormonu, katkısı ne ararsan var. Garip bir şekilde Algida'nın Keyif kâse dondurması içlerinde en fazla sevdiğim. Garip derken, kaliteli bir dondurma değil, krem şanti, kremanın dondurulmuşu gibi. Bir zamanlar bir oturuşta kâseyi tek başıma bitirirdim. Şimdi de yaparım aynısını tabii. Ama o kadar fazlası zararlı işte. Bu yüzden frene basıyorum. 

Yaz olsun kış olsun her zaman serinlememe yardımcı olan kötü bir alışkanlığım da Cola Light ya da Zero. Su içmeyi sevmediğim için bütün su ihtiyacımı yıllarca bu yaramaz içkiden karşılıyorum. Donmaya yakın buz gibi olacak elbette. Bir de öyle bardaktan falan değil. Tercihen teneke kutudan. Çünkü teneke soğuğu sıvıya daha iyi geçiriyor. Yaz kış iyice soğuk içerim. Zararlı olduğunu söylüyorlar, özellikle aspartam içeriği bakımından. Ben şimdilik bir zararını görmedim ama yüz yaşını görürsem bu teorinin yanlış olduğunu kendi çapımda ispat etmiş olacağım. 

14 yorum:

  1. Karaburun’da da yedi kardeşler vardır ama ben çocukken haftada bir tozlu yoldan düdüğünü öttüre öttüre gelen ve dediğiniz gibi sadece iki çeşit satılan şekliyle…… Şimdi 20 çeşit yapıyorlar ama o tat hala damağımda. Bazen diyorum hakikaten tat mıydı yoksa tadı alan sinirlerin körpeliği mi (nöropsikolog olduğumu belli etmesem olmsaz) yoksa o deneyimin biricikliği mi….

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O 7 Kardeşler'dir. Rakamla yani:)) Evet sanırım geniş bir sülale. Kocaman karavan şeklinde bir araçları vardı. Sadece dondurma değil, İzmir sandviçi, köfte falan da satarlardı. Ancak ben onların dondurmasını hiç yemedim şimdiye kadar. Bir de 7 Kardeşler adında Urla yolunda bir kahvaltı salonları var. Muhtemelen hepsi aynı sülâle. Çok haklısınız, bizim damak tadımız mı değişti yoksa dondurmalar mı belli değil. Sanırım her ikisi de var:)

      Sil
  2. Küçükken sokağa gelen dondırmacıdan alırdık biz de. :) Kışın hiç yiyemem zaten, yazın bile dondurma yediğimde boğazım ağrıyor hemen, yine de yiyorum işte. :) Keçi sütlü dondurmayı da hiç sevmem mesela.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukken domates, salatalık gibi dondurma mevsimi de biterdi. Sebze ve meyve yazın ilk çıktığında turfanda derdik. Dondurma da öyle yazın habercisiydi sanki. O yılın ilk dondurmasını yediğimizde bir başka güzel gelirdi. Şimdi her şey, her zaman var ama aynı tadı alamıyoruz. Keçi sütünden yapılan dondurma, peynir vs. ben de sevmem. Alışkanlık işte:)

      Sil
  3. Aslında yaşım epey var ama sokak dondurmacısından dondurma tecrübem hiç olmadı. Çarşıda dondurmacılar olurdu, onlardan alırdık genelde. Halen Eskişehir'de böyle bir yerimiz var tadını hiçbir yerde bulamadım desem yeridir:-) Kola konusunda farklı değiliz:-))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl olur, rahmetli Turan Özdemir'in "Dondurmam Gaymak" filmindekine benzer seyyar dondurmacılar vardı eskiden. Demek sizin o taraflara denk gelmemiş. Kola konusu berbat bir şey. Benim kadar bağımlı bir başkası olmaz diyordum bana arkadaş çıktınız:)

      Sil
  4. Dondurma deyince aklıma "aşk" geliyor :)))) Küçükken Manisa'da yazları dondurmacıda çalışan bir çocuğa aşık olmuştum :D Kışları da aynı dondurmacıda kestane şekeri satılırdı ama çocuk kışın çalışmazdı, malum okul var :) Dondurma, aşk, kestane şekeri, çocukluğum, gençliğim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vayy, çok ilginç Mrs. Kedi:)) Dondurmacı da size aşık olduysa bol bol dondurma yemişsinizdir:) Evet, eski günler, güzel günlerdi:)

      Sil
    2. Bedava değil ama çoğu kez ekstradan dondurma yedim Mr. Kaplan :)) Bir yaz kısa bir deniz tatili dönüşünde babamın bir arkadaşının hediye ettiği mavi mini elbisemle dondurma yemeğe gittiğimde çocuk tüm küllahları yerlere saçmıştı ağzı açık bana bakarken :))))) O an çok sevdiğim hatıralarımdan biri hâlâ :) Gençlik ne güzel şeydi :)

      Sil
    3. Afiyet olsun:))) Dondurma ne anıları canlandırdı bak:))

      Sil
  5. Kesinlikle damla sakızlı pastahane dondurması <3 <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ustasının elinden hepsi güzel ama ustasını bulmak lâzım işte:)

      Sil
  6. karpuz, dondurma, limonata ile geçiyor yaz :)

    YanıtlaSil