KATEGORİLER

29 Mart 2023 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 188

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz devam ediyorÖnceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusu sevgili Sade ve Derin / DeepTone'dan.

"Avrupa'da artık babalar kariyerlerine ara verip evde kalıyor ve eşleri çalışırken çocuklarına bakıyorlar. Bu durum aynı anda iki ebeveynin tam zamanlı çalışmasından daha iyi. Katılıyor musunuz?"

Çağdaş toplumun kadın ve erkekleri, ezelden beri süregelen ataerkil aile yapısı içinde kendilerine biçilen görev ve sorumluluklara karşı çıkıyorlar ki, olması gereken de budur. Madem çocuk sahibi olmak kadın ve erkeğin ortak kararı, bakımı da ortaklaşa üstlenilmelidir. Eskiden kadına biçilen görev, kocasına ve çocuklarına bakmak, ev işleriyle uğraşmaktı. Kadın ekonomik özgürlüğünü elde etmek için çalışmaya başlayalı beri çocukların bakımı anneannelere, babaannelere ya da kreşlere kalmış görünüyor. 

Gençken içinde yaşadığımız toplumun da etkisiyle çocuk bakımında eşime fazla yardımcı olduğumu söyleyemem. Doğrusu işimin ağırlığı da buna imkân vermiyordu. Ayrıca geleneğimizin bir sonucu olarak çoğu kadın farkında olmadan çocukların bakımında esas sorumluluğu kendi üzerlerine alırlar. Erkek genellikle çocuk bakımında seyirci konumundadır. 

Doğal olarak çocuğun doğumundan itibaren ilk bir iki yılında kadının üzerine daha fazla yük biner. En azından erkekler emzirme kabiliyetinden mahrum olduğu için bu vazife tamamen kadına kalmaktadır. Bu durum, çok sayıda çocuk sahibi olmak isteyen ailelerde kadının kariyer yapmasına engel oluşturabilir. Kadın erkek arasında eşitliğe tamamen inanan bir insan olarak sorunun eşler arasında uygun bir şekilde çözülebileceği kanaatindeyim. Zira her ailenin yakın çevresiyle ilişkisi, çalışma koşulları, ekonomik durumu farklılık arz eder. 

Pek dile getirilmese de toplumumuzda erkeğin kadından daha fazla geliri olması beklenir. Erkek eşinden daha az kazanıyorsa hem kadın hem erkek tarafından pek hoş görülmez. Öncelikle bu durumun hazmedilmesi, aşılması lazım gelir. Eğer kadının geliri kocasından fazlaysa ve çocuklarını baktıracak başka çözüm yolları yoksa erkeğin evde oturup çocuklara bakması, yemek, temizlik ve diğer ev işlerini yapması mantıklıdır. Aksi durumda kadının evde kalması ve çocukların bakımını üstlenmesi normal karşılanabilir. 

Batı toplumlarında kültürel farklılıklardan dolayı aynı işe kadın erkek ayırmaksızın eşit ücret verilmektedir. Oysa ülkemizde Arap kültürünün etkisiyle kadının evde oturması, erkeğin çalışması, kadın çalışsa bile evi geçindirme görevi erkeğe verildiği için erkeğin kadından daha fazla para kazanması gerektiği inancı yaygındır. Dolayısıyla babanın daha fazla gelir elde etmesi, çocuk bakım işinin anneye kalması üzerinde önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde bu durumun kısa vadede kolay kolay değişmesini beklemiyorum.    

8 yorum:

  1. hımm bu konuda da umut yok yani :)

    YanıtlaSil
  2. Unuttuğumuz pek çok şey arasında yaşamın belli değerleri, sorumluluk bilinci, dayanışma da var. Hatırlarım; Nikah memuru kısa ve öz bir konuşma yapardı. "iyi günde, kötü günde..." diye başlayan ve devam eden. Hayat müşterektir derler. Toplumsal yargılar çocuklara da yansıyor, kuşaktan kuşağa iletiliyor.
    Kadınlara sadece annelik ve ev hizmetleri yakıştırıldığında erkekler de sorumluluk almaktan kaçınabiliyor. Her toplum belli kurallar içinde kadın ve erkeğin görevlerini sınırlasa da karşılıklı anlayış, sevgi. saygı, fedakarlıklar kişiseldir diye düşünüyorum. Zamana, duruma, zorunluluklara ve güce göre aile düzeni planlanabilir. Çocuklar da iyi örnekler görerek yetişirler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Toplumun değer yargıları aile içindeki görev ve sorumlulukları belirleyen birinci etken sanırım. Kırsal yerlerde bebeğini kucağına alan babaya dahi iyi gözle bakılmaz, kılıbık diye dalga geçerlerdi. Kadına ev işlerinde yardımcı olan erkeği aşağılama sözcüğüydü kılıbık. Neyse ki özellikle şehirlerde, eğitim görmüş kesim arasında biraz olsun bu önyargı aşılmış durumda. Dediğiniz gibi çoğu zaman kişilik yapıları aile içi görev ve sorumluluk paylaşımında etkili oluyor.

      Sil
  3. Her ailenin yapısı ve koşulları farklı. Bu işler en çok maddi koşullara bakıyor, çalışma politikalarına bakıyor. Benim eşim her iki çocuğumuzda da 2 ay babalık iznini kullandı. İlk 1 ay Allah razı olsun dedim malum 40’ı çıkmadan bebek zor ama sonrasında vallahi gün saydım gitse de bebekle başbaşa kalsam diye çünkü evde +1 çocuk kadrosuna dönmüştü iş :))) İlk 1 sene bence anne çocuk birarada olmalı ama babalar da yardım etsin destek olsun tabii ama ilk 1 sene bence önemli bağ için, bakım için, anne kokusu başka yaaa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Hem aile yapısı ve koşullarına hem de içinde bulunulan toplumun gelenek ve göreneklerine bağlı olarak babaların çocuk bakımındaki rolleri değişiyor. Biz uzun yıllardan sonra aramıza yeni katılan torunumuzla birlikte bu dönemi birebir yaşıyoruz. Çocuk ilk doğduğunda kedi kadar bir şey zaten. İnsan eline almaya korkuyor ilk anda. Altını değiştirmek, gazını almak uzmanlık işi gibi geliyor bir erkeğe önceleri. Elbette organizatör anneler ve büyükanneler, babalar dedeler hazır kuvvet olarak geri planda. Bebek yaşta derdini anlatamıyorlar ve sürekli ağlayarak bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Zaman içinde temas kurabiliyorsunuz. Sözgelimi ben elime alınca susuyor, onunla göz göze gelip konuşur, şarkılar söylerken o da dinlermiş gibi gözlerini dikiyor ve sakinleşiyor. Babayken bu kadar yakın ilişki içinde değildim işim gereği ama şimdi keyfini çıkarıyorum:))

      Sil
  4. Biz Arya olmadan önce oturup anlaştık Evrim'le: 3 yıl ben evde kalıp bebeğe bakacaktım, Evrim çalışacaktı. Bebeklikte ilk 3 yıl çok önemli olduğu için ve nasıl alışırsa öyle devam edeceği için kendim büyütmek istedim bebeğimizi. Önceleri her şey yolundaydı ama Arya'nın 1. yaş gününde Evrim işten çıkarıldı. Hayatımın en zor günlerinden biriydi. Akrabalarımız, arkadaşlarımız bizdeydi; Evrim'i şirkete çağırıp o gün işten çıkışını verdiler. Şirkete çağırdıklarında konuyu tahmin ettik ve o gün kızımızın doğum günü olduğunu, evde misafirlerimiz olduğunu söyleyip ertesi gün geleyim dedi Evrim telefonda ama "Yok yok, sandığınız gibi değil, kısa bir görüşme yapılacak sadece" diyerek ikna ettiler Evrim'i. Kısa görüşme işten çıkarma görüşmesiymiş. O acımasızlığı hiç unutamıyorum. Bir bekleseler kıyamet kopmazdı.

    Evrim işten çıkarılınca çevreden bana sen öğretmensin, İngilizcen var, tecrüben var, daha kolay iş bulursun diyerek baskı yapanlar oldu ama biz ilk kararımızda direttik. Bir süre zorlansak da Evrim sonunda işe girdi; ben evde Arya'yla ilgilenmeye devam ettim. Ama bu demek değil ki Evrim bana hiç yardım etmedi, Arya'ya hiç bakmadı. Aksine işten eve gelir gelmez "Arya nöbeti"ni o devralırdı hep. Altını da değiştirdi, yıkadı da, besledi de. Göğsünde uyuttu, ayağında salladı, yanına yatıp masal okudu. Her şeyi nöbetleşe yaptık. Arya 2 yaşına gelince ben de çalışmaya dönmek istedim. Arya kreşe başladı, ben öğretmenliğe. Belki 2 yaş sonrasında Evrim evde kalabilseydi Arya yarı zamanlı kreşe giderdi ve daha kolay olurdu işler ama maalesef Türkiye'de öyle kendi kafamıza göre annelik- babalık izni kullanamıyoruz.

    Şimdi yıllar sonra Evrim işinden kendi isteği ile ayrıldı ve artık evden çalışıyor. "Ev babası" oldu :D Şaka bir yana Dünya varmış Mr. Kaplan! Her gün koştur koştur eve gel, Arya'ya yemek hazırla, koşa koşa okula dön; okul çıkışı al, antrenmana bırak; hafta sonu kursuna götür getir derken tükenmiştim. Şimdi öğle yemeklerini hep Evrim hallediyor, antrenman/kurs işini de paylaşıyoruz :) Yaşı kaç olursa olsun çocukla ilgili sorumluluk paylaşılınca insanın omzundan büyük yük kalkıyor. Keşke bu mevzular ülkemizde daha planlı programlı olsa, ebeveynler de sorumluluk paylaşımında daha bilinçli olsa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arya, aynı şekilde şansı daim olsun, sizler gibi ebeveyne sahip, bilinçli bir ailenin çocuğu olmak konusunda çok şanslı Mrs. Kedi. Eşiniz de size elinden geldiğince yardımcı ve hayatı güzel paylaşıyorsunuz, bu harika bir şey. Özellikle özel sektörde çalışmak çok zor. Hele biraz karakter sahibi bir insansanız, her gün istifanız cebinizde işe başlarsınız. Ben bunu çalışma hayatım boyunca yaşadım. Hatırladığım kadarıyla hep ayrılan ben oldum çalıştığım yerlerden ama çalışma imkanı bırakmamaları, özellikle haksız yere laf yediğinizde gururlu bir insan olarak çalışma şartlarının kalmaması aynı şey.
      Size ailecek huzurlu günler diliyorum:)

      Sil