28/04/2016 Perşembe, Tire
Sabah telefonumun sesiyle uyandım. Arayan Cumhur Usta'ymış. "Hemen yola çıkayım mı?" diye soruyor. Torbalı'dan buraya yarım saat bile sürmez. Kahvaltı etmek için zamanım yok. Hemen hazırlanmaya başlıyorum.
Saate bakınca zamanın epey ilerlemiş olduğunu fark ediyorum. Eşim her zamanki gibi erkenden kalkmış akşamdan yarım bıraktığım incirleri soyuyor. Elim tahriş olduğu için hepsini bitirememiştim.
Herkes bu duyguyu yaşar mı? Bazen zaman daha hızlı yol alırmış gibi gelir, haftanın günlerini yakalamakta zorlanırım. Daha bir hafta var demeye fırsat bulamadan bir bakmışım cuma, cumartesi gelmiş. Eskiden zevkli anlar çabuk geçer deyip bu hisse kapıldığım durumlarda hayattan zevk aldığımı düşünür kendimi avuturdum. Yaşam uzun ve karışık bir yol ise, gaz pedalını sonuna kadar köklediğim hiç virajı olmayan dümdüz bir yol kesiminden geçiyorum sanki. Bundan önce ne virajlar, ne yokuşlar gördüm... Bundan sonraki yolumun fiziki koşulları kaderimde çizilmiş. Bütün yaşamım otoban gibi dümdüz olsa, virajı, yokuşu olmayan. Daha hızlı mı geçerdi zaman? Dünyanın beni kaç gün misafir edeceği belliyse eğer, daha mı az yaşardım?
Bu düşüncelere dalmış evden çıkmaya hazırlanırken ikinci telefon geldi. Cumhur Usta geçen seferki yerinde beni bekliyor. Buluşma yerine giderken Ünal Usta'yı arıyor, yaylaya doğru yola çıktığımı haber veriyorum. Kısa bir yolculuktan sonra bahçe kapısının önünde park ediyoruz. Bahçe içinde araba sayısı artmış. Elektrikçi, seramikçi, Yakup Usta'nın arabalarına bir de Fevzi Usta'nın arabası eklenmiş. Bahçede taş eve doğru ilerlerken Fevzi Usta'yı görüyorum. Onun ekibi su deposu temelinin demirlerini büküyorlar. Yakup Usta taş evin önündeki kayrak taşı döşeme işinin sonuna gelmiş artık. Sezai Usta'nın adamları tuvalet duvar seramiklerinin fugalarını tamamladıktan sonra yerin tesviye betonuna başlamışlar. Elektrikçi Kamil binanın anahtar ve prizlerini, apliklerini yerlerine takıyor.
Bu düşüncelere dalmış evden çıkmaya hazırlanırken ikinci telefon geldi. Cumhur Usta geçen seferki yerinde beni bekliyor. Buluşma yerine giderken Ünal Usta'yı arıyor, yaylaya doğru yola çıktığımı haber veriyorum. Kısa bir yolculuktan sonra bahçe kapısının önünde park ediyoruz. Bahçe içinde araba sayısı artmış. Elektrikçi, seramikçi, Yakup Usta'nın arabalarına bir de Fevzi Usta'nın arabası eklenmiş. Bahçede taş eve doğru ilerlerken Fevzi Usta'yı görüyorum. Onun ekibi su deposu temelinin demirlerini büküyorlar. Yakup Usta taş evin önündeki kayrak taşı döşeme işinin sonuna gelmiş artık. Sezai Usta'nın adamları tuvalet duvar seramiklerinin fugalarını tamamladıktan sonra yerin tesviye betonuna başlamışlar. Elektrikçi Kamil binanın anahtar ve prizlerini, apliklerini yerlerine takıyor.
Cumhur Usta'dan istediğim işleri sıralıyorum. Tuvaletlerde mermer altı tezgahlarını taşıyacak demir profil imalatları, avlunun kenarına daha önce yaptığı modelden ferforje korkuluk, aydınlatma direkleri, verandaya açılan ahşap kapının önüne korkuluklarla aynı desende ferforje demir kapı, terasa açılan ahşap kapının önüne onun bir benzeri... Sadece teras kapısında sol tarafta yer olmadığı için katlanır kapı yapılamayacağını söylüyor. Onun yerine önerdiği akordeon kapı. Biz bunları konuşurken bir araba daha giriyor bahçeye. Gelen Ünal Usta'nın ortağı Selim Usta. Ahşap işleri ondan sorulur. Cumhur Usta ile işimiz bitmek üzereydi. O ölçüleri alırken Selim Usta'ya anlattım gördüğüm eksiklikleri, ahşap kapıları, pencereleri ve düzeltilecek diğer yerleri.
Terasa açılan kapıdan yağmur suyu giriyor. Eşikteki mermer sökülüp iki kat mermerle değişecek. Alttaki mermerin oyuğunda toplanan sular dışarı doğru başka bir oyukla yönlendirilip tahliye edilecek. Üzerine yapıştırılacak ikinci bir mermer tabakası alttaki oyukları gizleyecek. Ahşap kapı kanatlarının çarpmaması için başka önlem alınacak. Daha önce çıkan fırtınada kanatları tutan kancaların bir kısmı eğilmiş bir kısmı kopmuş.
Elektrikçi lamba fenerleri bulamamış. "Hepsi orada, paketlerin içinde." diyorum. Cumhur Usta artık dönmek için sabırsızlanıyor. Belli ki onu aşağıya bırakıp tekrar geri geleceğim. Dün, evvelsi gün de iki sefer çıkmıştım yaylaya. İşler yoğunlaşınca bir sefer çıkmak yetmiyor artık.
Akşama doğru gitmeye karar veriyorum. Böylece kapıların kapatıldığından da emin olurum. Önce telefon ediyorum Kamil'e. Akşam hava kararana kadar çalışacağını söylüyor. Yanına vardığımda verandadaki ahşap kolonların üzerine fener aplikleri yerleştirdiğini gördüm. Daha on dört aplik var. Diğerlerinin nerelere monte edileceğini soruyor. Teker teker yerlerini gösteriyorum. Yanımda getirdiğim avizeyi gösterip içerideki odaya bırakıyorum.
O işine devam ederken, hiç canım çekmese de kümese doğru yürüdüm. Oysa ne kadar zevk alırdım iki gün öncesine kadar bu yürüyüşten. On yedi tavuktan geriye sadece ikisi kalmış. Kadir gitmeden sularını tazelemiş. İçim burkularak ayrılıyorum yanlarından. Yakup Usta ve Kadir çoktan gitmişler. Kümesin etrafına beton dökeceklerini söylediler bugün. Baştan yapsalardı ya bunu. Öyle olsa giremezdi köpekler kümesten içeri.