Bugün 23 Nisan, neş'e doluyor insan. Özellikle kesme işareti kullanıyorum. Kulaklarımda çınlıyor çocukluğumun neş'esi çünkü. Çocukluğumuz neş'eliydi. Birileri çıktı kesmeyi kaldırdı. Neş'emiz kalmadı. Neş'e Arapça kökenli bir kelime. Sözlük anlamı mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, hafif sarhoşluk, çakırkeyif olma hali. Birileri çıkıyor neş'emizin içine ediyor. Her işe siyaset karıştı. Muhafazakar gelir kesme işaretleri koyar, devrimci gelir kaldırır. Madem "neş'e" Arapça bir kelime, ne diye garip bir şekilde Türkçeye çevirmeye çalışıyoruz? Muhafazakar değilim ama dşlde yapılan zorlamalar ve uydurmalar da benim için fazlasıyla rahatsız edici. Şanlı Türk Bayrağımızı terastan aşağı sarkıtıyoruz. Taş Ev daha da güzelleşiyor.
Yılbaşında, ya da milli günlerimizde alternatif programlar servis ediliyor artık. Mesela kutlu doğum haftaları. Yapılan şaibeli referandum sonucunda millet olarak diktatörlüğü tercih etmiş olsak da kağıt üzerinde yönetim sistemimiz hala cumhuriyet. Kullanılan takvim farkından dolayı bazen bugün olduğu gibi dini günler ve milli günler çakışıyor. Egemenliğin millete geçtiği günün yıl dönümü olan 23 Nisan bu yıl Miraç Kandiline denk düştü. Miraç kandili Müslümanların önem verdiği bir gün aslında. Peygamberin göğe yükseldiği gün olduğu rivayet edilir. Kabe'deki Mescid-i Haram'dan başlayıp Burak adındaki deve üzerinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya doğru devam eden yolculuk göğün en üst katında Allah ile aracısız yapılan görüşme ile son bulmuş. Bir inanışa göre görüşme esnasında kendisine sunulan şarap, bal ve süt dolu bardaklardan içinde süt olanı tercih etmiş İslam peygamberi. Bir başka inanış da şöyle: Miraç'tan önce elli vakit olarak bildirilen namaz, Peygamber Muhammed'in göğün katlarında yükselmesi esnasında Musa peygamberin bunun insanlara ağır geleceği şeklindeki ikazları üzerine bir kaç kez Allah'ın huzuruna geri dönüp bu şartı hafifletmesini istemesinden sonra beş vakite indirilmiş. Beş vakit namaz, farzı ve sünnetiyle kırk rekat üzerinden hakkını vererek kılınmaya kalksa 1,5 saati bulacağına göre bunun on katı yani elli vakit namaz için 15 saat zaman harcanması gerekir. Uyku, yemek ve zorunlu ihtiyaçları düşünüldüğünde normal bir Müslüman Musa peygamberin ikazı olmasa çalışmaya fırsat bulamayacaktı. Belki de Musa Peygamber araya girerek insanların boş kalmasına yol açıp dolaylı yoldan huzurumuzu bozdu ne dersiniz?
Akşam üzeri gün batımında eşimle birlikte terasta kahvelerimizi yudumluyoruz. Misafirlerimizle yaptığımız sıcak sohbetler bizleri illa ki ortak noktalarımızdan biri ile buluşturuyor. Tesadüfen levhamızı gören bir konuğumuz eşiyle birlikte geldiği Taş Ev'de büyük bir suçluluk duygusuna kapılıyor. "Nasıl burayı keşfetmedim, şimdiye kadar? Burayı dostlarıma tanıtmak başlıca görevim artık." diyor. Çalıştığı firmalardan birisi benim eski işverenlerimin akrabalarından. Hemen çeviriyor numarayı. Belki de hiç bir araya gelemeyeceğimiz bir dostun sesi doluyor kulaklarıma. Emeklilik yaşıma daha zaman olduğunu belki de mesleğime geri döndürmek için ilk fırsatta gelip ziyaret edeceğini söylüyor.