Yazar: DORIS LESSING
Çeviren: Pınar Güncan
Sayfa Sayısı: 326
Yayınevi: Çitlembik Yayınları
Doris Lessing (1919-2013) babasının görevi nedeniyle bulunduğu İran'da doğan Nobel Edebiyat ödüllü feminist bir yazar. Daha önce yazarın hayatını anlatan Tenimin Altında adlı, kitabını beğenerek okuduğumu hatırlıyorum fakat ne yazık ki blogumda izlenimlerimi paylaşmayı ihmal etmişim. Üretken bir yazar olan Lessing, yazdığı elliden fazla romanında toplumların kültürel kısıtlamalarına baş kaldıran, küresel fırsat eşitsizliğine dikkat çeken temaları işlemiş.
Yazarın Büyükanneler isimli kitabında dört adet kısa roman bulunuyor. Yazım dilinin sadeliği, birbiri ardına çok sayıda konu üretmedeki ustalığı yazarın altını çizmem gereken en belirgin özellikleri. Çeviri fena değildi ancak baskı hatası nedeniyle üçüncü romanın sonu ile dördüncü romanın ilk kısmında toplam sekiz sayfanın boş çıkması can sıkıcıydı. Kitapta son sırada yer alan Aşk Çocuğu, benim en çok sevdiğim roman oldu.
İlk roman kitaba adını veren Büyükanneler 58 sayfadan oluşuyor. Yakın arkadaş olan iki kadın birbirlerinin oğullarına aşık olup onlarla gizli saklı bir ilişki yaşarlar. Toplumda hoş görülmeyen bu durum çocukların kendi yollarını çizmesiyle birlikte sekteye uğrar ve kadınlar ilişkilerinin bitmesine karar verirler. Romanın anlatım tarzı güzeldi ama konuyu biraz zorlama buldum.
İkinci romanın adı Victoria ve Staveney Ailesi. Yazar 76 sayfalık bu romanında fakir siyahlar ve zengin beyazlar arasındaki ilişkiye değiniyor. Fakir siyah bir kadının beyaz bir adamla evlilik dışı ilişkisinden doğan Victoria, daha iyi koşullara sahip olması için babasının yanında kalması teşvik edilir annesi tarafından. Ancak bu durum kızın köklerini unutup başka bir dünyayı tercih etme tehlikesini barındırdığı için annesini tedirgin eder. Sevdiğim ikinci roman bu oldu.
Üçüncü roman, Bunun Nedeni, bana biraz fantastik geldi. 60 sayfa uzunluğundaki romanda yıkılmaya yüz tutmuş farazi bir uygarlığın on iki yöneticisinden hayatta kalan sonuncusunun ağzından yeni nesillerin yapmış olduğu hatalar ve çöküşün nedenleri anlatılıyor. Bu romanın -eksik sayfalar nedeniyle- sonunu görme imkânımın ortadan kalkması bir yana konusu itibarıyla hoşuma gitmediğini söyleyebilirim.
Ve kitabın sonuncu romanı, Aşk Çocuğu, 127 sayfayla en uzun olanı. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz askerlerinin bulunduğu gemi Hindistan'a doğru zor şartlar altında yol alırken Güney Afrika'nın başşehri Cape Town'da birkaç günlüğüne mola verir. Misafir edildiği evin sahibesi evli bir kadına aşık olan bir asker yaşadığı tek gecelik birlikteliğin sonucunda bir oğlunun olduğunu öğrenir ve hem aşık olduğu kadının hem çocuğun peşine düşer. İkinci Dünya Savaşının İngiltere ve sömürgesi altındaki toprakları nasıl etkilediğini gözler önüne seren bu roman kitabın adı olmayı Büyükanneler'den çok daha fazla hak etmişti bence. Gerek konu ve kurgu, gerekse üslûp bakımından Aşk Çocuğu isimli romana bayıldım.
Yazarı biliyorum ama kitabı okumadım. İlk öykünün benzeri bir film izlemiştim. Buradan esinlenmiş olabilir mi diye düşündüm.
YanıtlaSilYazarına bakıp son aldığımız kitaplardan biriydi. Filmin adını hatırlıyorsanız izlemek isterim. Teşekkürler:)
SilKitabı ilk kez sizden duydum. :)
YanıtlaSilÇok bilinen bir kitap değil aslında. Kadıncağız ellinin üzerinde kitap yazmış, halen dilimize kazandırılmayan eserleri var. Aşk Çocuğu önerebileceğim bir kısa roman ama diğerleri hakkında pek bir şey diyemeyeceğim:)
SilMerak ettim 🌷
YanıtlaSilMerak ettirdiğime sevindim:)
SilMr. Kaplan, net hatırlayamıyorum ama roman sayılması için belli bir sözcük/sayfa sayısına ulaşmış olması gerekiyordu sanki bir eserin. Altında kalanlara hikaye/anlatı gibi farklı isimler veriliyordu. Aklımda böyle kalmış okul yıllarımdan ama yanılıyor da olabilirim 😅 Tabi yazar eserlerini roman olarak nitelendirmiş de olabilir :)
YanıtlaSil"Büyükanneler"i merak ettim :) Tahminimce ilk duyuşta akla gelen beyaz saçlı tonton nineler değillerdir 😁 Tam tersi ilişkiler dünyada çok yaygın aslında. Yani erkeğin yaşlı, kadının genç olduğu ilişkiler. Nedense o ilişkiler nispeten daha kolay kabul görüyorken kadının yaşı büyük olunca işler değişiyor. Çifte standarta karşı bir kurgusu olduğunu düşünüyorum yazarın feminist olması sebebiyle.
Bildiğim kadarıyla Mrs. Kedi, romanda karakter sayısı fazla, daha geniş zaman diliminde daha fazla olaya yer veriliyor. Kısa roman olabilir, onlar novella olarak adlandırılıyor.
YanıtlaSilYok canım, nine değiller tabii:) İlginç olan iki yakın arkadaşın birbirlerinin çocuklarıyla eş zamanlı ilişkiye girmeleri. Aslında her ikisinin de bundan haberi var ama yokmuş gibi davranıyorlar.
Mrs. Kedi, Kuşadası'nda yazlığa geçtik. İnternet ayın 28'inde bağlanacak. Bu nedenle bloga biraz uzak kalabilirim. Zira telefondan yazmayı sevmiyorum.
Yazarı hiç duymamıştım. Kitabın kapağını sevdim ama içindeki konular nedeniyle pek ilgimi çekmedi. Belki başka kitapları daha ilgimi çeker, bir bakayım. Eksik sayfalar çıkması çok kötüymüş, bu tarz bir soruna hiç denk gelmedim sanırım. Tanıtım için teşekkürler. :)
YanıtlaSilKitabın üçüncü romanı, "Bunun Nedeni" tam sizin seveceğiniz türden ama diğerleri ilginizi çekmeyebilir. Maalesef sadece onun için size önereceğim bir kitap değil.. Ben teşekkür ederim:)
Sillessing edebiyat efsanelerinden, bu kitabını bilmiyorum, novellalar demekki, diğer birçok kitabını okudum :) ursula k le guin gibi o da :) lessing türü genelde sana uygun düşmez sanırım :)
YanıtlaSilLessing türü neden bana uygun düşmez hissi uyandırdı sende bilmiyorum. Novella'larından sadece fantastik bulduğum bir tanesi hoşuma gitmedi. Şimdi yeni bitirdiğim diğer bir Lessing romanı hakkında yazacağım. Okuması biraz uzun sürdü fakat kafa yapısını sevdim kadının. Cesur ve maceraperest:)
Silfantastik tarzı ile tanınıyor yani asıl önemli serisi sirius, fantastik :)
SilBirçok kitap yazmış. Çoğu ilgimi çekecek kitapları var, mücadeleci bir yazar. Fantastik türde yazdığı kitaplara pek ilişmek istemem. Bu söylediğin aklımın ucunda bir dursun:)
Sil