Sevgili Manxcat-Kuyruksuz Kedi'ye mimlettim kendimi. Kendisine huzurunuzda çok teşekkür ederim. O da bu mim sorularını içtenlikle cevaplamış. Mimi başlatan arkadaşımız ise İnci. İşte sorular ve cevaplarım.
1. Blog dünyasına nasıl adım attın? Hadi anlat bize.
Blog dünyasına ışınladığım ilk yazım "Kaystros Kaplan Tyrha" adındaki blogumda 05 Mart 2015, Perşembe günü yayınladığım "Tyrha" başlığını taşıyordu. Daha sonra yayına giren "Kaplan Diary" blogumda bir mimden yola çıkıp uzun soluklu bir yazıya evrilen "YENİ BİR HAYAT" dizisinden dolayı bir süredir beklemede olan önceki blogumu yayından kaldırma kararı aldım. Diziden haberi olanlar bilir, anlatılan olaylar gerçek bir hayat öyküsünden kesitler, bazen kahramanların gerçek isimlerini kullandım, bazen de baş harfleri aynı kalmak üzere farklı isimlendirdim. Yayından kaldırdığım blogta gerçek kimliğim yer alıyordu. Dün bir şey denedim. Google amcada YENİ BİR HAYAT dizisinde yer alan gerçek bir karakteri tırnak içinde arattım. İlk sayfada "Kaplan Diary" adlı blogumda ondan bahsettiğim yazı bölümü çıktı. Herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmamak adına kimliğimi gizlemeyi tercih ettim. Önceki blogumu yayından kaldırmamın diğer bir nedeni ise atıl durumdaki bloguma yapılan yorumları cevapsız bıraktığımı fark etmem oldu. Orada acemice yazdığım gezi yazıları, fotoğrafların ayrı yeri var bende elbette. Fırsat bulduğumda onlardan bazılarını "Kaplan Diary" bloguma taşımayı düşünüyorum.
Blogta yazı yazma kararım ticariydi önce. Sosyal medyanın öneminin inkar edilemez yaşadığımız dünyada. Hayallerimi gerçekleştirerek İzmir Tire Kaplan Köyündeki dede yadigarı arazi üzerindeki eski bir Rum evini ayağa kaldırarak restore ettiğimiz taş evde restoran işletmeciliğine soyunduk. Bütün sosyal medyada Taş Ev Restaurant'ı tanıtmaya çalıştım. Bu mecraların birinin de Blog olabileceğini düşünüyordum. "Kaplan Diary"'de önce inşaat aşamasından başlayarak hayatımda ilk kez tanıştığım ziraat işleriyle ilgili daha sonra restoranın işletme aşamasında günlük tarzda yazılar yazdım. İki yılı aşkın bir süre devam eden bu yazılar, iki saatlik uyku uyuyamadığım günlerde dahi gün atlamadan devam etti. Facebook'ta bin beş yüze yakın takipçim doğrudan blog yazılarıma ulaşabiliyordu. O esnada blog dünyasında dostlarım oldu. Güzel yazılarını severek okuduğum Evde Yazar, Deeptone, Buzlu Kalem, Bir gibi blogger dostlarının yazılarıma yaptığı yorumlar ve teşvik edici sözler gururumu okşadı. Restoranımızı kapatmak zorunda kaldıktan sonra yazılarıma bir süre ara verdim. Bunu neden yaptım bilmiyorum açıkçası. Bir süre sonra yeniden geri döndüm. Günlük yazılarım sona erdikten sonra serbest tarzda düşüncelerimi aktardığım yazılar yazdım, anı, gezi yazısı ve öykü gibi denemelerim oldu.
2. Blogunu kısaca tanıt desem neler söylemek istersin?
Sevinçlerim, üzüntülerim, hüzünlerim, mutluluğum, acılarım, anılarım, duygularım, yaşantım, hayallerim, karalama defterim, öykülerim, denemelerim velhasılı hayatım, yazma tutkum her şeyim.
3. Yazarken olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Internet, Bilgisayar, o da olmazsa akıllı telefonum yeter. Diğerleri olmasa da yazarım. Günün hangi saatinde olursa olsun. Fakat gece saat on ikiden başlayıp sabaha kadar olan süre yazarken en sevdiğim zaman dilimi.
4. Ne sıklıkta yayın giriyorsunuz?
Daha önce bir süreliğine ara vermiştim. Onun dışında ilham gelirse günde iki üç yazı da yazabilirim. Bir takvimi yok. Günlük tarzında yazdığım sıralar her gün düzenli olarak yayın girerdim. Onun dışında ilhamın gelmesini beklerim. Bir hafta gelmezse canım sıkılır, zorlarım, aramaya çıkarım onu. Bulursam yazarım yine.
5. Değiştirme imkanın olsaydı Blogger'da neyi değiştirirdin?
Henüz değişiklik önerecek kadar yeterli görmüyorum bu konuda kendimi. Benim için önemli olan yazılarımı yazmak ve onları paylaşabilmek.
6. Yazıların içinde en fayda sağlayan yazın ya da yazıların nelerdir?
Eşimin bir dönem yaşamış olduğu rahatsızlık nedeniyle araştırdığım ve tedavi sürecinde tecrübelerimizi paylaştığım "Fibromiyalji: Artık Seni Yeneceğiz" başlıklı yazımın aynı sıkıntıyı çekenler için faydalı bir yazı olduğunu düşünüyorum.
7. Senin sevdiğin blog türleri nelerdir?
Yaşamdan kesitler sunan serbest yazılar, kitap yorumları, sanatsal faaliyetleri konu eden yazılar, günlük, anı, öykü, deneme türlerindeki yazılar, edebiyat, felsefe, mitoloji, sosyoloji, psikoloji ve diğer bilim dallarındaki yazılar, tasavvuf ve inanç dünyasında sorgulayıcı yazılar ilgimi çeker. Bu konularda düzgün Türkçe kullanan blogları büyük bir zevkle takip ederim.
8. Blogunla ilgili içine sinmeyen ya da değiştirmek istediğin bir şeyler var mı?
Sayfa düzeninde bazı değişiklikler yapabilirim. Çok fazla kurcalamak da istemiyorum açıkçası.
9. Blogunla ilgili hedefin nedir?
Sevdiğim için yazıyorum. Açıkçası fazla bir beklentim yok. Fakat yine de kendimi geliştirerek değişik konularda yazacağım yazılarla insanların daha çok ilgisini çekebilmek isterim. Fırsat bulabilirsem şu SEO olayına biraz girebilirsem iyi olur. Yarıştığım bir başka "Kaplan Diary" var. Varşova'da Naziler tarafından zulme uğrayan ve yaşadıklarını tuttuğu günlüğe aktaran bir Yahudi olan Chaim Kaplan (1880-1942) hakkında kitaplar yazılmış, vakıflar kurulmuş. Uzun süredir arama sayfasında beşinci sıradan yukarı çıkamıyordum onun yüzünden. Daha sonra dördüncü sıraya çıktım. Bir süre ikinci ile dördüncülük arasında dolaştım. Bu aralar ilk sıraya yükseldiğim için çocuklar gibi seviniyorum.