Bugün hız kesmeden devam edelim dedik. Kahvaltı keyfini biraz uzatınca salı pazarı tehlikeye girdi. Bu yetmezmiş gibi bir de beklenmedik bankaya uğramak mecburiyeti çıktı. Salı günü kalabalığında bankanın sırası ne zaman gelir? Bu gidişle yola çıkmamız öğleyi bulacak... Yarına mı ertelesek şu İzmir işini? Bu durumda sabah yola çıkmadan önce yaylada çalışacak seramik ve boya ustalarına kapıları açmak gerekecek! Yok, ne yapıp yapıp bugün İzmir'e gitmemiz lazım!
Kafamı meşgul eden bu düşünceler içinde çarşıya geldik. Bankaya girdiğimizde pazarın kalabalığına rağmen içeride neredeyse hiç kimse yoktu. Sıra fişini elimize almamızla vezneye çağrılmamız aynı anda oldu! Bankadaki işimizin jet hızıyla gerçekleşmesi geç kalma telaşımızı bir nebze olsun azalttı. Hazır buraya kadar gelmişken acil pazar ihtiyaçlarımızı da karşıladık. Saat 10.00'a doğru oğluma telefon ettim. Bizi hükümet binasının önünden aldı. Eve uğrayıp pazardan aldıklarımızı bıraktık ve İzmir'e doğru yola çıktık.
İstikamet Gıda Çarşısı. Eksik gelen bazı elektrik malzemelerinin yanı sıra Kadir'in eşya taşırken yanlışlıkla kırdığı lamba apliğin şişesi ile giriş holündeki iki adet sarkıtma avizeyi alacağız. Devamlı yolların yönünü değiştiriyorlar. Daha önce sola döndüğümüz kavşak iptal edilince yolu epey uzattık. En sonunda elektrik malzemelerini aldığımız mağazaya ulaştık. Nurten Hanımı beklerken yeni gelen avizelere baktık. Bir müddet orada oyalandıktan sonra sipariş verdiğimiz avizelerle birlikte diğer elektrik malzemelerini alıp çıktık.
Su deposundan sonra şebeke basıncını yakalamak için bir hidrofora ihtiyacımız olacaktı. Genel adıyla Gıda Çarşısı olarak anılan bölgede dalgıç pompa ve motorların satıldığı yerlere gelince fiyat araştırması yaptık önce. Daha sonra elektrikçi Ali'nin önerdiği adrese gittik. İstediğimiz özellikteki hidroforu bütün aksamıyla birlikte alıp arabaya yükledik. Oradan çıkıp geçen sefer sıhhi tesisat malzemelerini aldığımız dükkana gittik. Aşırı bir trafik yoğunluğunun yanı sıra yollar yine delik deşik bugün yine. Zaman zaman diğer araçlarla aramızda bir santim mesafe kalacak şekilde sokak aralarından geçerken kendimize zor yol bulduk. Park yeri bulmak ise neredeyse imkansız gibi bir şey. Çıkmaz bir sokağa koyduğumuz arabanın arkasına bir kamyon girmiş, mal boşaltıyor. Yarım saate yakın bize yol vermesini bekledik Mutfak ve taş evimizdeki odamız için gerekli musluk, lavabo, klozet ve diğer aksam için malzeme seçtik fiyatları belirledik. Arabanın arkasına bir de çay ocağı gireceği için seçtiğimiz sıhhi tesisat malzemelerini bir sonraki gelişimizde almaya karar verdik.
Yemeğimizi geç de olsa yedikten sonra Karabağlar 'da masa sandalye satan mağazaları gezdik. Salon ve terasta kullanmayı düşündüğümüz oturma grupları için araştırmaya devam ettik. Bugün gördüklerimiz sağlamlık, model ve fiyat olarak düşündüğümüze en yakın olanlardı. Üzerinde düşünüp karar vermek üzere ayrıldık.
Son olarak mutfak malzemeleri aldığımız yere uğradık. Çay ocağının değiştirilmesini talep etmiştik. İyi ki de öyle yapmışız. Yeni çay ocağı eskisinden çok daha iyi geldi gözümüze...