KATEGORİLER

17 Mayıs 2016 Salı

YOĞUN BİR GÜN

16/05/2016 Pazartesi, Tire

Haftanın ilk günü yoğun başladı. Yakup Usta ile Kadir sabah erkenden ot biçmeye koyuldular. Herkes ilaç atın, uğraşmayın dese de ben buna razı olmuyorum. Otlar bizim zenginliğimiz.

İlhan aradı ilk olarak. Mutfak ekipmanlarını iki araca yüklüyorlarmış. Araçlar öğlen vakti çıkacakmış yola. Fatura adresini sordu, söyledim. Demirci Cumhur Usta da gelecekti bugün. O artık yayla yolunu öğrendi. Torbalı'dan erken çıkmış yola. Yaklaşırken beni arayıp yukarıda çalışan olup olmadığını sordu. Yaylaya vardığımda yanındaki ekibi ile birlikte çoktan başlamışlardı işe.

Yolda Sezai Usta'yı aradım.  Çarşamba gününe adamlarını gönderecek. Eksik kalan ufak tefek işlerin yanı sıra boya işlerini ve tuvalette tadilat nedeniyle kırılan seramikleri döşeyecekler.

Elektrikçi Ali ile konuştum. İşler ha bitti ha bitecek derken, sürekli bir şeyler çıkıyor. Telefonum susmadı bugün. Yolda giderken arayan arayana. Şehir içinde yaya geçidini geç fark ettim. Güzel bir uygulama var burada. Öğrencilerin gidiş geliş saatlerinde okul güzergahı üzerindeki bölgelere çok sayıda trafik polisi yerleştirip öğrencilerin emniyetli bir şekilde karşıya geçişlerini sağlıyorlar.  Sıkı bir fren yapmak zorunda kaldım çocukları görünce. Tehlikeli bir durum yoktu ama trafik polisi ile burun buruna geldiğimde hala elimdeki cep telefonuna laf yetiştiriyordum. Polis haklı olarak "Bu kadar da olmaz ki" türünden laf ederken kendisine tamamen hak verdiğimi söyledim. Bu örnek tavrımı görünce yol verip iyi yolculuk dileklerini bile sundu ayrılırken.

Tuvalet lavabo musluk girişleri yukarıdan bırakılmış, duvar seramikleri buna göre yapılmıştı. Lavabo ve muslukları alttan girişli alınca yeniden kırma işi çıktı. Eksik veya tadilat gerektiren işlerin ardı arkası kesilmiyor. Biraz yukarıda oyalandıktan sonra çarşıya indim. Elektrikçi Ali ile dükkanında konuştum. Mutfakta bulaşık makinesinin çalışabilmesi için bir hidrofor gerekli. Gıda çarşısında onu tedarik edebileceğimiz bir adres verdi. Su deposu ile bina arasına su hattı döşeyip hidrofor konulacak. Hidrofor sesinden uzaklaşmak için elektrik hattını deponun yanına kadar taşımak zorunda kalacağız.

Demirci, avlunun bir kenarı boyunca ferforje korkuluk montajına başladı. Veranda korkuluğunu bıraktığımız yerden başlatıp tuvalet duvarına bağlayacağız. Böylelikle veranda dahil otuz metreye yakın bir cephemiz olacak. Avlu tarafına dört aydınlatma direği dikilecek daha sonra. Veranda kapısına ferforje kapı istemiştik, korkuluktan sonra onun montajı da başlayacak.

Elektrikçi Ali, öğleden sonra Kamil'i yukarı göndereceğini söyledi. Onun yanından ayrıldıktan sonra Cumhur Usta'nın istediği matkap ucunu da alıp tekrar yukarı çıktım. Bilmem kaç sefer aradıktan sonra Elektrikçi Kamil geldiğinde demircilerin işi bitmek üzereydi. Tuvaletlerdeki mermer lavabo tezgahlarının altına konulacak profil demirlerin yüksekliğine karar verdik. İkili lavabolar için iki ayak profilini yetersiz görüp Cumhur Usta'dan birer tane daha profil hazırlamasını istedim. Terasa açılan kapının ölçülerini aldık bir kez daha. Buraya da bir ferforje kapı imalatı yapılmasını istedim. Hem kapının hem de tuvalet mermer tezgah ayaklarının montajı için haftaya tekrar gelecek. Kamil avlu aydınlatma direklerinin elektrik bağlantılarını yapmaya başladı. İlhan'a telefon ettim, adamları hala gelmedi diye.

Telefonum çaldı. Mutfak donanımını getiren ekip nihayet  gelmiş, Toptepe ayrımında adres soruyorlar. Gidip onları aldım yaylaya getirdim. İki araç dolusu ekipman indirilip montajı yapıldı. Çay semaverinin desenini beğenmedik. Üzerinde İzmir Saat Kulesinin resmi vardı. Sade mutfağımız içinde onu fazla allı güllü bulduk. İlhan'ı arayıp değiştirilmesini istedim. Neyse ki kabul etti, montaj sonrası araçlarına geri yüklediler semaveri...

Yakup Usta on gün kadar gelemeyeceğini söyledi. Zaten işi de kalmamıştı. Bugün hava kararana kadar çalışacak elektrikçiye nezaret ederken su deposunun içini iyice temizlemesi için Kadir'e mesai yapmasını söyledim.

Mutfak ekibi geldikten sonra oğlumu aradım. O da annesini alıp yukarı, yanıma geldiler. Dönüş yolunda arabanın birini eşime bırakıp oğlumu yanıma aldım. İki gündür yenişemediğimiz tavla oyununda finali yapalım dedim. Önce kırılacak seramiklerin yerine yenilerini alıp attık arabaya. Sonra bir kahvede oturup başladık oyunumuza. Kardeşi ile birlik olmuş, ikisi beni kumpasa mı getirdiler, yoksa şans mıdır anlayamadım ama sonuç benim için tam bir hezimet. 2-0 mağlup iken kızım aradı, telefonla konuşurken ne zar attım ne oynadım farkında değilim. Ne oynadığımı anladım ne konuştuğumu. Ama maçın sonunda, oğlum babasını 5-0 yenmenin gururunu taşıyordu. Mızıkçılık ettim, yemedi... Hesabı ödedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder