"Etik" kavramının kökeni, Yunanca birbirinden oldukça farklı anlamlar barındıran "ethos" sözcüğüne dayanmaktadır. Genellikle bir kişinin yeri, yurdu, ikamet ettiği ev, ya da memleket anlamlarının yanında alışkanlıklar, geçmişten gelen birikimler, insan davranışlarının bilinen tarzları, töreleri ve adetleri anlamlarını da kapsar. Etimolojik açıdan "Ahlak" ise Arapça "hulk" kelimesinden türetilen yaratılış (fıtrat) ve insanın yaratılış ve ruh özelliklerinin tümünün çoğulu olarak huylar, seciyeler, mizaçlar, adetler, karakterler, alışkanlıklar ile "hılk" kelimesinden türetilen yaratılmış (halk) ve yaratıklar (toplum) anlamındadır.
"Ahlak" ve "Etik" kavramları toplum tarafından çoğu zaman eş anlamlı olarak düşünülür. Oysa ikisinin arasında benzerlikler olduğu kadar önemli farklar da mevcuttur. İnsanlık tarihi boyunca ahlak, toplumsal ilişkileri düzenleyici bir rol oynamasına karşılık bazen çatışmaların kaynağı olagelmiştir. Dinlerin doğuşu ile birlikte ahlak kuralları dini öğelerle kaynaşmıştır. Öte yandan dinler henüz ortada yokken her toplumun kendine göre belli ahlak anlayışının olduğu da bilinen bir gerçek.
Nereden kafama taktıysam, Ahlak nasıl doğdu? Kim icat etti? Topluma, yere ve zamana göre değişir mi? nev'inden sorular kafamı kurcalamaya başlamıştı son günlerde... Biraz eşeleyince "Etik" kavramı çıktı karşıma. Yaptığım kısa bir araştırmadan sonra felsefenin bir alt disiplini olan "Etik" 'in ahlak kurallarını bilimsel verilere dayalı olarak incelediğini ve buradan bazı sonuçlar çıkarttığını öğrendim. Ancak elde ettiği her sonuçtan mutlak doğru çıkartacak diye bir iddiası yok etiğin.
Ahlak kurallarının yere, zamana ve farklı kültürlere dayalı değişkenlik göstermesi, değişikliğe açık bilim tarafından incelenmesini mümkün kılıyor. Diğer taraftan din ve ahlakın değişim temelinde örtüşmeleri mümkün değil. Genel olarak ahlaki kuralları dini kurallar tarafından baskı altına alınmaktadır. Dinin değişime kapalı oluşu kaçınılmaz olarak toplumsal yaşamda çatlamalara sebebiyet verir. Tam tersine kültürel ahlakın baskın olması halinde sosyal yaşamda dine bağlılık zayıflayacaktır.
Etik, ilke ve kurallar zinciri içinde ahlaki düşüncenin teorisini oluşturur. Neyin iyi, neyin doğru olduğunu analiz ederek bunun nedenlerini araştırır. Etik, kurallara dayalı davranışları belirlerken, ahlak kavramının boyutunda, bireylerin günlük yaşamı içerisinde nasıl yaşamaları gerektiği vardır. Her şeyden önce ahlak duygusaldır.
Ahlak anlayışında sorgulamaya pek rastlanmaz. Etik ahlak kuralları üzerinde sistemli bir düşünce irdeleme, araştırma, soruşturma yapar ve tartışma ortamı hazırlar. Etik kurallar daha soyut ahlaki kurallar ise somuttur. Ahlak kurallarında doğrular ve yanlışlar vardır. Bir başka deyişle etik usul veya biçim, ahlak ise esas ve içerik ile ilgilenmektedir. Etik insanı ahlaklı yapmaz, iyi ya da kötü insan olacağına insanın kendisi karar verir.
Etik topluma hizmet eder. Ahlak ise bireyseldir. Etik insanca yaşamak için toplumun bizden istedikleridir. Ahlak inandığımız doğru ve yanlışlardır. Etik belli yer ve zamanda bilimsel olarak belirlenen yasal rehberlerdir. Ahlak toplumsal kültürün ağır bastığı kurallar zinciridir.
Verilen sözlerin tutulması bir ahlak prensibidir. Etik, verilen sözlerin neden tutulması gerektiği konusunu ele alır. İhtiyacı olana yardım etmek yine ahlak kuralları arasındadır. Bunun nedenini araştırmak ve sağlam temele oturtmak etiğin alanına girer. Bu yönden bakarsak ahlak maneviyatçı, etik materyalisttir.
Bilimsel manada sorgulayan ve araştıran etik, değişik kültürlerin ahlak anlayışını filtreden geçirir. Çünkü ahlak değişik toplumlar arasında farklılaşabilir. Hırsızlık toplumun genelinde ahlak dışı olarak değerlendirilirken bazı toplumlarda yakalanmadan yapılan hırsızlık övgüye mazhar olur ve bunu yapanlar toplum tarafından saygı görür.
Kaynakça:
1. Abdülkadir Mahmutoğlu Etik ve Ahlak; Benzerlikler, Farklılıklar ve İlişkiler - Türk İdare Dergisi
2. Etimoloji Sözlüğü
3. Diffen.com