Bayramın ilk günü bugün. Can Yücel, "Bayram" adlı şiirinin bir mısraında "Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır." demiş. Bugün bizim bayramımız. Oğlumuz ve kızımızla birlikte Taş Ev'de giriyoruz bayrama. Güzel bir kahvaltıdan sonra kızım hamak keyfinde. Oğlumla tavlaya tutuşuyoruz. Çetin bir maç olmuyor bu. Hiç şansım tutmuyor bu genç adama. Bana sadece bir el veriyor. Sonunda tavlayı sıkıştırıyor koltuğumun altına.
Kızımı yenip moral bulayım diyorum. İyi de başlıyorum aslında. İlk oyunda onu mars ediyorum. Sonra abisi geliyor yanına. Görüp göreceğim sadece o mars oluyor. Maçı yine 5-2 veriyorum kızıma.
Çalışanlar izinli bugün. Ama biz misafirlerimize açtık kapımızı. Bugün ızgara olmayıversin desem de dün ızgara işini öğrenmiş kızım Aşkın Usta'dan. Öğleden sonra yoğunluk başlıyor. Arabaları açık olduğumuzu göstermek amacıyla demir kapı dışında bırakmıştık. Gelen misafirlerden bazıları bizim arabalarımız görüp onlar da arabalarını dışarıda park ediyor ve Taş Ev'e kadar yürüyorlar. Güzel bir performans sergiledik. Gelen misafirlerimizin hepsi oturup kalkmasını bilen insanlar. Lakin yine müzik krizi yaşadık.
Misafirlerimizden bir çift yukarıdaki salonda oturmayı tercih ediyor. Buradan Tire manzarası daha da güzel. Hanımefendi mezeleri inceledikten sonra hepsinin tadına bakmak istediklerini söylüyor. "Biz birer orduevi tabağı alalım, hepsinden azar azar." deyince gayri ihtiyari şaşırıyorum. Ama daha önce Aşkın Usta'nın ağzından da aynısını duyduğum için şaşkınlığım kısa sürüyor. Ekşi sözlükte "Bazı yörelerimizde ordövr tabağı yerine geçen terim." diye yazıyor orduevi tabağını. Ben bunu ilk kez duydum. Fransızca Hors-d'œuvre kelimesinden Türkçemize geçen ordövrün kelimenin anlamı "esas yemeğin dışında" anlamına geliyor. Halkımız bunu anladığı şekilde yorumlayıp orduevi tabağına çevirmiş.
Benzer şekilde yurt dışında bir baraj inşaatında çalışırken işçilerin batardo yerine "batardolgu" kelimesini kullandıklarını fark etmiştim. Aslında "batardolgu" batardo kelimesinin karşılığı olarak önerilebilirdi TDK tarafından. Zira baraj inşaatında akarsuyun önünü kesmeye yarayan bir seddeden ibaret olan batardo, görevini tamamladıktan sonra baraj gölünün içinde kalır, yani bir bakıma göle batmış gibi olur. İşçinin bulduğu terim o kadar hoşumuza gitmişti ki. Zaman içinde bizim ağzımıza yapışmış, batardoya batar dolgu demeye başlamıştık.
Müzik krizine gelince. Salonda oturan hanımefendi fonda çalışan klasik müzikten rahatsız olduğunu söylemiş kızıma. "İrem Derici çalamaz mısınız mesela" demiş. Eşim ayıp olur şimdi deyip değiştirtmiş müziği. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, "Hanımefendi bu müzik Taş Ev'i bozar" da diyecek kadar güçlü değiliz. İrem Derici ile yüzünde güller açmaya başlayan genç çift her perşembe akşamı buradayız diyerek son derece memnun bir şekilde ayrılıyor. Belki bu alanda da mücadele etmemiz gerekecek zaman içinde.
Benzer şekilde yurt dışında bir baraj inşaatında çalışırken işçilerin batardo yerine "batardolgu" kelimesini kullandıklarını fark etmiştim. Aslında "batardolgu" batardo kelimesinin karşılığı olarak önerilebilirdi TDK tarafından. Zira baraj inşaatında akarsuyun önünü kesmeye yarayan bir seddeden ibaret olan batardo, görevini tamamladıktan sonra baraj gölünün içinde kalır, yani bir bakıma göle batmış gibi olur. İşçinin bulduğu terim o kadar hoşumuza gitmişti ki. Zaman içinde bizim ağzımıza yapışmış, batardoya batar dolgu demeye başlamıştık.
Müzik krizine gelince. Salonda oturan hanımefendi fonda çalışan klasik müzikten rahatsız olduğunu söylemiş kızıma. "İrem Derici çalamaz mısınız mesela" demiş. Eşim ayıp olur şimdi deyip değiştirtmiş müziği. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, "Hanımefendi bu müzik Taş Ev'i bozar" da diyecek kadar güçlü değiliz. İrem Derici ile yüzünde güller açmaya başlayan genç çift her perşembe akşamı buradayız diyerek son derece memnun bir şekilde ayrılıyor. Belki bu alanda da mücadele etmemiz gerekecek zaman içinde.
Yoğun bir gün geçirdik. Ama asıl güzel olan misafirlerimizin Taş Ev'den memnun bir şekilde ayrılması.