KATEGORİLER

24 Şubat 2020 Pazartesi

AĞAÇ EV SOHBETLERİ #26

Ağaç Ev Sohbetleri 26. Hafta konusu sevgili "Deep" ten geldi. Güzel bir konu seçmiş arkadaşımız. Bu haftaki konumuz şöyle:




"Sıradan olmak, farklı olmak. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sıradan olmak gibi bir korkunuz var mı?"


Sıradanlık... Herkes gibi olmak, diğerlerinin arasında kaybolmak. Ayırdedici bir özelliğinin ya da bir fikrinin olmaması. Bir sürünün içindeki koyunlardan herhangi biri olmak. Sanki bana itici, hoş olmayan bir tanımmış gibi geliyor "sıradan olma" durumu. Farkını gösterebilmek için olağanüstü bir çaba göstermek gerekmiyor, en önde yer almayı, insanların dikkatini çekmeyi de arzulamıyorum fakat herhangi biri olmak da incitiyor beni sanki. Hayır, bir korku değil bu. Bir tür iç huzursuzluğu diyelim.

Sadece ben mi böyle düşünürüm? Sanmam. İnsanların pek çoğu herhangi bir yönüyle farklı olmak ister sanırım. Bunun nedeni kendini çevreye farklı yönleriyle gösterip ilgi çekmek olabileceği gibi insanın iç dünyasında oluşan bir gereksinimden de kaynaklanabilir. Çünkü yaşadığımız dünyada rağbet az olanadır. Bir ülke düşünün ki, orada toplum adil yönetiliyor, eğitim ve kültür seviyesi yüksek, geçim kaygısı yok, kısaca çoğunluğun keyfi tıkırında. O zaman kim der ki ben diğerlerinden farklı olayım! Örneğin herkesin istediği ve kabiliyetli olduğu işi yaptığı, haftada çalışma saati makul düzeye indirilmiş, kendine ve ailesine rahatlıkla zaman ayırabilen, gelirde ve alınan hizmette adaletin sağlandığı bir ülkede sıradan vatandaş bunların hepsinden yararlanabiliyorsa başka ne ister farklı olmak ya da kendini farklı göstermek için? Adam gibi sıradan konforlu bir hayat sürmesi mümkün iken gidip kim banka soyar, kim kendini riske sokup vergi kaçırır, kim amirinin ya da patronunun gözüne girmek için daha fazla çalışır? 

Bizim ülkemiz gibi geri kalmış ülkelerde durum tamamen farklı elbette. Memleketin küçük bir azınlığı ekonomik bakımdan sorunsuz fakat onlar bile çetin piyasa koşullarında sıradışı bir şeyler yapma telâşı içinde. Kalan büyük çoğunluk ise sıradanlıktan kurtulmak için büyük mücadele veriyor. Çünkü yaşamak için bunu yapmaya mahkûmlar. Sıradanlık bu memlekette cehalet,  aç kalmak, acı çekmektir. Cahil insan, düşünemeyen insan kabul eder sıradanlığı. Meselâ hergün şehit cenazeleri geliyor, devlet erkânı televizyonlara çıkıp onların kanlarının yerde kalmayacağını söyleyip şehit olmanın faziletlerini anlatıyor. Cahil halk bu söylevlere inanıyor, ya da inanmak zorunda bırakılıyor. Ne alâkası var demeyin. İşte size sıradan, sıradanlaştırılmış bir örnek. Ancak gelişmiş ülkede vatandaşın kıymeti vardır. Orada sıradan olan, insana değer verilmesidir.

Sıradışı olmak bir başkaldırıdır aynı zamanda. Tepki vermektir. Tüketim toplumuna bir isyandır yerine göre. Herkesin yaptığını yapmamak, giydiğini giymemek, yediğini yememek, inandığına inanmamaktır. Sessiz bir haykırıştır çoğu zaman içten gelen. Bu yüzden saçını maviye yeşile boyatır, modayı kendi yaratır bazı insanlar.

Sıradanlıktan kurtulmak o kadar kolay bir şey değildir, cesaret ister çoğu zaman. Toplumun kuralları, adet, örf ve gelenekler var, mahalle baskısı var. Sıradan insanları yönetmek kolaydır, diğerlerinden ne farkın var senin diye sorar yönetenler, kendi farklılıklarını görmezden gelip. Bu yüzden pek çok konuda mahkûmuz sıradan olmaya. Belki de mutsuzluğumuzun nedeni  de bu zaten.

Sıradan olmak benim için yok olmaktır. Beni ben yapan diğerlerinden olan farkım. Dikkat çekmek değil amacım, sadece var olmaya çalışmak!

63 yorum:

  1. Başkası olma kendin ol. Eğer böyle davranırsak otomatik olarak sıradanlığımız ortadan kalkacak. İşte o kendin olma durumu da kolay değil maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız anahtar cümle bu. Ancak bunu başarmak ne kadar mümkün? Hiç de kolay bir şey değil.

      Sil
  2. Ve kendimizi var etmeyi sadece kendimiz için istemeliyiz, başkaları için değil.

    YanıtlaSil
  3. Benim bu konu hakkında yazmama gerek kalmadı, konuyla ilgili aynı düşüncelerim burada:D

    YanıtlaSil
  4. ooooo sıradanlığa fena vurmuşsun yaaaa :) pekiiiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vayy, bombardımana tutmuşsun. Güzelll:) Senin gibi orta yolculuk tarzım değil, dermişim:))

      Sil
  5. tabiii bu düşüncelere katılmıyooom :) ama ne güzel işte farklı düşüncelerde olmanın sıradanlığı hihi :) sıradanlıkla cahillik farklı şeyler tabii, herkes eğitimli kültürlü ve sıradan olabiliiir :) sıradanları yönetmek kolay değil elbette. cahilleri, eğitimsizleri yönetmek kolay. eğitimli olmak ve cahil olmamak da sırdan bir durum. burdaa, sıradanlığa farklı yönlerden bakıyoz anlaşıldııı. senin sölediğin farklı olmak değil ki, kendine özgü olmak. kendine özgü insanlar olsun herkes. herkes kendine özgü olunca da yine sıradandır yanii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yine çektin kendine bak:) Farklı düşüncelere sahip olmanın neresi sıradanlık. Yoksa azınlıkta kaldığını teslim mi edersin? Sıradan olanların hepsi cahil bana göre. Sen de sıradan biri değilsin ama pek farkında değilsin aslında. Bir o yana bir bu yana savruluyorsun:) Eskiden karşına bir profesör çıkınca sahip olduğu bilgiye şapka çıkartır önünde eğilirdik. Şimdi kimler profesör oluyor şaşırıyoruz. Burhan Kuzu gibi "Anayasayı biraz delsek bir şey olmaz" diyen Burhan Kuzu gibi anayasa profesörlerini eğitimli kültürlü sınıfına sokmuyorum elbette. Ha eğitimli olmak illa bir üniversite bitirmekle olmuyor. Ne okumamışlar var ki onlardan alacağımız nice dersler var. Burada anlatmak istediğim kafasının içinde beyin olanlar, düşünce erbapları.
      Sıradanları yönetmenin neresi zor. Ne dersen inanır onlar. Azıcık hatip ol yeter, anasını bile satarlar aşka gelip. Evet, galiba bakış açılarımız farklı sıradanlığa. Kuzum sen hangi açıdan bakıyon? Açılarımızı mı değişsek?
      Senin yolun da hep sıradanlığa çıkıyor be yaa:) Kendine özgü olmanın, özgün olmanın neresi sıradan şimdi?
      Her şey bir tarafa, bu kadar tartışabiliyorsak konu güzel seçilmiş demektir. Sıra dışı bir iş becerdin deep'çiğim:) Bak buna da sıradan deme sakın:)

      Sil
  6. sıradan olmakla koyun olmak birbirine hiç yakın olmayan iki kavraam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence sürüden ayrılmak sıra dışı. Fakat kurt kapma tehlikesini göze almak lazım. Cesareti olmayanlar başlarını öne eğip sürünün içinde kaybolurlar. Ne mutlu sürüden ayrılan o kara koyuna:)

      Sil
  7. heey bak bu yazına dört arkadaşımızı çağırdııım. görüşlerini paylaşmaları içiin. sıradanlık ve farklılık konusundaaa kafam karıştı çünkülüüm. bir psikolog (yurdagül çelik), bir felsefe hocası (mavilale), bir sosyolog (sosyologana) ve bir edebiyatçı (dert anası gülhan) çağırdıım. bilimsel düşünceleri içiin. iyi öğrenelim şu konuyuu, gelebilirlerse tabeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yukarıdaki yorumlarımdan sonra eminim kafan biraz daha karışacaktır:) Muhteşem bir fikir. Bahsettiğin arkadaşların hepsi takip ettiğim düşüncelerine değer verdiğim arkadaşlar. Yine sıra dışı bir iş çıkarttın deep. İnşallah olayı tüm yönleri ile ele alır cehaletten kurtarırız bu konuda kendimizi:)

      Sil
    2. Pardon aralarında bilmediğim sadece sosyologana! Bulamadım da blogunu:)

      Sil
    3. https://sosyologana.blogspot.com/

      yenilerdeeen :)

      Sil
    4. bak yurdagül çelik de yorum daptıı yazıma. bu konuda bi yazı yazcakmış. sıradışının sıradanlığı kikiriki :)

      Sil
    5. Okudum deep:) Sanırım sıradanlığın tanımını farklı yapıyoruz ya da bu sözcüğü değişik algılıyoruz seninle. Yoksa bu kadar ayrı düşmemiz sıradan değil:))

      Sil
    6. Merhaba arkadaşlar. Deep söyledi geldim. :) Burada konu biraz karışmış galiba. Aslında karışmamış. Kaystros Tyrha konunun önemli bir noktasına değinmiş ve konuyu daha derin boyutuyla ele almış. George Orwell'ın distopyasından örnek gösterelim. Orada politikacıların hedefi, insanları aynılaştırmak. Düşünmeyen, okumayan, sorgulamayan bir toplum yaratmak. Böyle olacak ki, çarklar dönebilsin. Bu kimselerin arasından her kim çıkıp da sistemi bozacak bir şey yapar, en ağır şekilde ceza görür. Bu tabii bir kurgu ama gerçek dünyaya bakarsak, benzer örneklerini görebiliriz. Sıradan olmanın anlamı, tam olarak koyun olmak demek değil tabii. Deep buna biraz karşı çıkmış galiba. O da sanırım koyun benzetmesini belki hoş bulmamasından kaynaklanmıştır. :) Amma velakin, Deep'in yazısında da belirttiğim üzere sıradanlık toplumun genel olarak kabul ettiği değerlerdir. Bunların dışına çıkmak, illa politik bir konu vs değil herhangi bir konu da olabilir, hoş karşılanmaz. Sıradanlık, insanların alışageldiği şeylerdir. Çoğunluğun kabul ettiği değerlerin toplumda bulduğu karşılıktır. Valla aklıma bunlar geliyor arkadaşlar. Hiç sıradan bir yorum olmadı bu mesela. :)

      Sil
    7. Deeptone;
      I'm so sorry! Elimde olmayan nedenlerle gecikmek zorunda kaldım meclis toplantısına. Şimdi bütün yorumlara cevap yetiştirmeye çalışacağım:) Öncelikle, sosyologana'nın adresini verdiğin için teşekkürler:)

      Sil
    8. Dert Anası Gülhan;
      Merhabalar, hoş geldiniz:) Evet, çarşıda durum karıştı biraz:)
      Konuyu çok güzel özetlemişsiniz. George Orwell'in 1984 kitabını uzun zaman önce okumuştum. Yazımı yazarken aklıma gelseydi muhtemelen değinirdim ona da. Bunca yazı ve yorumu "sıradan" sözcüğünün kafamda yer ettiği anlam dahilinde okudum, yazdım. Deep'le bu üzerinde bu kadar farklı düşünmemiz oldukça şaşırtıcıydı benim için. Şaşırtıcıydı çünkü, onu yazılarından dolayı nasıl bir düşünceye sahip olduğunu, zeka ve kültür seviyesini artık iyice öğrendiğimi düşünüyordum. Öyle sanıyorum ki "sıradan olma" tabirini birbirimizden farklı algılamamızdaydı sorun. Şimdi sözlük anlamına baktım ilk kez:
      "Sıradan" Sıfat: hiçbir özelliği ve değeri olmayan, sıra işi, bayağı, değersiz, niteliksiz.
      Bu tanım tam da benim algıladığım anlamı doğrular nitelikteydi. Eskiden çok kullanılan bir kelime vardı "banal". Öyle ki bunun aslında İngilizce bir kelime olduğunu bilmezdik o zamanlar. Özellikle kendini farklı görmeye/göstermeye çalışan küçük hanımlar için genellikle burun kıvırıp saçlarını havayla arkaya atarken söyledikleri bir küçümseme sözcüğüydü bu, sıradan, alelade anlamında.
      Aşağıda ve diğer blog sayfalarında arkadaşlar konuyu farklı yönleriyle ele almışlar. Bir kısmını yüzeysel okudum fakat cevaplarken ayrıntısıyla yorumlayacağım. Bu fikirler birbirimizi mutlaka etkiliyor. Sıradan olma konusuna genel bakış açımda önemli bir değişiklik olmadı şu ana kadar. Fakat zihnimde yeni pencereler açıldığını söyleyebilirim:

      Mesela konuyu bireysel ve toplum bazında değerlendirmek mümkün. Ayrıca sıradan olma durumunun karşıtı farklı olmak ise bunun da hem iyi hem kötü halleri var. Örneğin doğum olayı üzerinde duralım. Ülkemizde her dakika 150 bebek doğuyor. Kendi yakınlarımız dışında bunların hiçbirini tanımıyoruz. Yani bizim için sıradan bir olay. Oysa ailemize katılacak bir bebek farklı, sıra dışı. Ölüm de buna benzer. Fakat doğum iyi, ölüm kötü sonuç getiriyor. Aynı olay toplumda sıradan, bireysel anlamda farklı olabiliyor. Deprem, sel ve benzeri afetler sıra dışı toplumsal ve bireysel kötü sonuçlara yol açan örnekler.
      Koyun benzetmesi kimsenin hoşuna gitmez elbette. Yine bu benzetmeden ne anladığımıza bağlı. Bence aklını kullanan kişi sıradan olmayı asla kabullenmez. Ha bu onun iyi ya da kötü bir kişi olduğunu da göstermez. Aklını iyiye ya da kötüye kullanmasına bağlı sonuçta. Sıradanlık dediğiniz gibi toplumun kabul ettiği, hatta ben biraz daha ağır konuşayım "yapılmasını zorladığı" şeylerdir. İnsanlar bu şeylere bazen alışırlar, bazen bu şeylerden korkarlar, bazen aksini yapmaktan utanırlar, bazen de farklı bir şeyler yapmaya (kültür/sanat/bilim) imkan ya da kabiliyetleri yoktur. Çoğunluk böyledir. Konuya dahil olup kıymetli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim:)

      Sil
    9. Yorumların hepsini tek tek okudum.Hepimizin sıradanlık ve farklılık algısı bembaşka.Bana perspektif kattı :) Güzel oldu velhasıl :)

      Sil
    10. İletişimin önemi burada yatıyor işte. Herkes olayı aynı şekilde algılasaydı belki tartışacak bir şey olmazdı fakat kendimizi de geliştiremezdik. Bu yüzden seviyorum tartışmayı, özellikle de karşı fikirleri. Evet çok güzel oldu, teşekkürler:)

      Sil
  8. iki musluk tamircisi olsun.Biri işinden memnun değil,sevmiyor sürekli hep aynı sıradan şeyleri yapıyorum diye dert yanıyor.Diğeri de işini seviyor,aşkla yapıyor.Hep aynı sıradan şeyleri yapmayı bir değer olarak görüyor zira severek yapmanın hazzını alıyor.Farklı olmak ya da sıradan olmak mevzusundan öte,insanların kovaladığı şey başka bence.Sürekli etkileşim içinde olduğu dünya onun önüne binbir çeşit metaryal seriyor.Kovaladığı şeye tam anlamıyla erişmeyen,ulaşamayan kişi de ,o metaryellerin büyüsüne kapılıp, farklı etiketlerin sahibi olmaya çalışıyor.Böylece o aradığı şeye ulaşacağını ve farklı olacağını düşlüyor.Sanki o farklı olmak sahiden farklıymış gibi:) Oysa tüm o farklılıklar yine dönüp dolaşıp benzer sıradanlığa evriliyor. Sadece bunu görmezden gelmek ,içinde taşıdığı nefis ve istek yumağının işine gelmiyor:) bencesi tabi tüm bunlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Örneklemeniz konuyu daha anlaşılır hale getirmekle birlikte sanırım düşünceniz deep'e daha yakın:) Aynı örnekten yola çıkıp şöyle düşünelim. İki musluk tamircisi var. Birincisi diğer meslektaşlarının yaptığı gibi geliyor musluğu söküyor, tamirini yapıyor, parasını alıyor ve gidiyor. İkincisi diğerlerinden daha çabuk geliyor, ortalığı diğerleri gibi batırmadan tamirini yapıyor, daha kaliteli parça kullanıyor ve daha az ücret istiyor. İlki sıradan bir iş yapıyor, diğeri yaptığı işte farkını koyuyor ortaya. Elbette ikincisi yaptığı işi aşkla yapıyor, kendini işine vermiş. Diğerinin yaptığı sıradan ve sıkıcı. Bu dünya görüşü, karakter, kişilik, düşünce yapısı vs. ne derseniz deyin işte. Bu davranışlar için kendini zorlama söz konusu değil bence. Farklılığın sıradanlığa dönüşmesi geçici bir durum olabilir belki. Ancak sıradan olmayan, farklı yapıya sahip bireyler içine düştükleri sıradanlıktan kendilerini kurtaracaklardır bir müddet sonra. Nefislerimizden uzaklaşmak inanç dünyasında bir değer olarak görülse de bu dünyanın vazgeçilmez bir ögesidir bana göre. Kadercilik sıradanlıktır bir bakıma. Elbette sonuçta yaşama farklı pencerelerden bakmamızdır işin özü:) Değerli görüşleriniz için teşekkür ederim:)

      Sil
    2. Sanırım öyle..zira genel olarak tüm bu fikir alış verişinden çıkardığım sonuç kavramlar üzerinde ortak fikirde olmayışımızdan kaynaklanıyor:) Sizin verdiğiniz örnekten yola çıkarsak ,ücret meselesini bir kenara koyup,ikinci kişinin yaptığı farkını ortaya koymak mıdır? yoksa Doğru olan mıdır? Ben farklı ve doğru kavramlarının aynı olmadığı kanaatindeyim.Misal haberlerde olur ya,büyük bir miktar para bulunur ve bulan kişi onu teslim eder.Sonra bu kişi kahraman olarak ilan edilir ama işin arka planında enayi yaftası ile etiketlenir.Oysa bu kişi her sıradan olan kişinin yapması gerekeni yapmıştır. Farklı,ayrıcalıklı biri değildir.Kahraman da değildir..Şimdi doğru olan kavramı üzerinden meseleye yaklaşsak ,bir nokta da işin içine "herkesin doğrusu kendine" gibi alengirli bir yaklaşım çıkar,muhakkak çıkar :) O yüzden burada bırakmak en iyisi. Ama bu sıradan olan hadise bunca yüceleştiriliyorsa toplumu sorgulamak gerekir.Sizin tüm eleştirileriniz de ve yorumlarınızda da aslında bu var.Bunlara itiraz edilecek bir husus olduğu görüşünde de değilim. Bir veri olarak sıradanlaşan toplumda ki çürüme üzerine durulabilir ama toplumda ki çürüme ve yozlaşma sıradan bir hadise değildir.Keza haberlerde şehit haberlerinin geliyor olması yine bir veri olarak sıradan ,toplumun duyarsızlığının da sıradanlaşan bir hadise olarak ortaya konması mümkün iken,duyarsızlaşma halinin bizatihi kendisi asla ve asla sıradan bir hadise değildir.

      Farklılık hususunu bir yere oturtmak sanırım sanatsal faaliyetler üzerinden daha anlaşılır .Misal ressam richter uncle rudi tablosunda zamana dokunma isteğini , eline aldığı kuru fırçayı,resmin ıslak yüzeyinde yatay hareketler yaparak bütün detayları aynı derecede önemli hale getirmiş.Bu onun farklı oluşunun bir işareti.Başka bir ressam bu duyguyu ve isteği kendi eserinde farklı bir yöntem ile sererse ortaya bu da onu richter'den ayıran farklılığı olur..gibi,gibi :)

      Ben de sıradanlık hususunda yer yer şiakyetçi tavırlar sergiliyorum ama fark ettiğim bu halimi daha ziyade mutsuzluğumun arttığı zamanlara denk geliyor oluşu:) İşte bu yüzden sadelik ve farklılıktan ziyade peşinde olduğumuz şeyin başka bir şey olduğunu düşünüyorum.

      Son kez diyeceğim , güneşin her sabah doğudan doğup batıdan batması,güneşin kendi döngüsünde sıradandır ama Güneşin kendisi ve bizatihi bu döngüsü muhteşem bir farklılıktır.

      Keyifli ve değerli bir paylaşımdı bu ağaç ev sohbeti konusu ve yazılan tüm fikirler.Gerek sizden gerek diğer bloglardan konuya dair yazıları ve yorumları okumak kıymetliydi..Bu yüzden elimin ayarının düşmesini hoş göreceğinizi umuyorum:)



      Sil
    3. Yazımda belirttiğim üzere az olan, nadir olan farklıdır. Farklı olmak her zaman doğru olmak değildir. Mamafih farklı olan toplumun doğruladıklarının değil kendi doğrusunun peşindedir. Belirttiğiniz üzere ne yazık ki toplum çürüme ve yozlaşma içindedir. Fakat ben yaratılan algının pek çok yanlışı sıradanlaştırdığını düşünüyorum. Elbette bu bir kültür meselesidir bir taraftan, toplumdan topluma değişir. Örneğin bizim ülkemizde vergi kaçırmak yeni moda terimiyle vergiden kaçınmak bir uyanıklık, zekâ ürünü iken ABD de ve gelişmiş birçok ülkede utanılacak bir durumdur. Bu yüzden ülkemizde ücretliler dışında herkes vergiden kaçmanın yolunu arar. Vergisini tam olarak ödeyen bir kişi ülkemizde farklı statüsünde iken gelişmiş ülkelerde bu davranış sıradandır. Bakın doğrusu şudur, budur demiyorum. Aslında aynı şeyleri söylüyoruz belki ama ayrıştığımız nokta "... duyarsızlaşma halinin bizatihi kendisi asla ve asla sıradan bir hadise değildir." cümlenizde yatıyor. Bence toplumumuzun ekseriyeti duyarsız pek çok konuda. Duyarsızlaşma iyi bir şey değil. Bu sözcüğü sıradan ya da farklı kalıbına sokamayız. Söz konusu kelimeye iliştirilebilecek sözcükler başka. Duyarsızlaşma kötü bir şey diyebiliriz meselâ. Yukarıda belirttiğim üzere sıradanlık ya da farklılık herkes için doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü olmayı gerektiren bir olgu değildir.
      Resim ya da herhangi bir sanat dalı özgünlüğü esas aldığı sürece farklılık yaratır şüphesiz. Bir eseri orkestranın notalarına göre seslendirmesi sıradan fakat ona bir yorum getirmesi farklılık getirir.
      Güneşe gelince;
      Onu diğer yıldızlardan farklı kılan birşeyler olmalı! Ucu bucağı olmayan kâinatta milyarlarca yıldızdan biri işte. Onun etrafında dönen dünya mı onu farklı kılan? Belki bilemediğimiz başka bir yıldızların etrafında başka muhteşem dünyalar var. Ve bizim yaşam kaynağımız olan güneş onlardan sadece bir tanesi. Kim bilir?
      Uzun yorumları en az yazılar kadar seviyorum, rahat olun, teşekkurler.

      Sil
  9. Bu konuda fikir ayrılığınız olduğu için Deep bir görüş sordu,ben de yazdım blogumda :) Sıradan olmak da farklı olmak da bize bir şekilde hizmet eden bir durum aslında...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, sanırım aynı sözcükleri farklı algılıyoruz:) Yazınızı okudum. Yazdıklarınızı sayfanızda değerlendireceğim kendimce. Bu nedenle burada keseyim:) Katılımınız için teşekkürler:)

      Sil
  10. "...var olmaya çalışmak." ne güzel bitirmişsiniz, anlamlı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Bizi biz yapan farklarımız, bu sayede varız, değil mi?:)

      Sil
  11. Sıradanlık ve farklılığa başka açılardan temas etmişsiniz deeple .Ben sizin baktığınız pencereden baktığımda fikirlerinize kesinlikle katılıyorum.İçinde yaşamış olduğumuz toplumda yönetiliş biçimimizden de belli olduğu üzere insanlara değer verilmediği aşikar.İnsanların çoğu mutsuz ve kendini değersiz buluyor.En basiti farklı şekillerde dikkat çekmeye çalıştıklarını tv programlarında da gözlemleyebiliriz.Ülkede kendini gösterebilmek,var olabilmek için şart tabii.Koyun olma kısmı da çok doğru bu ülkede sorgulayan insanlar yetişsin istenmiyor malesef.Felsefe derslerinin haftalık ders saati malum amaaan sorgulamayı,düşünmeyi falan öğreniriz de 1 dk yaa noluyor deriz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldiniz:) Aynı fikirde olduğumuz için söylenecek fazla bir söz bırakmadınız bana:) Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, düşünmek/düşünebilmek bile sıra dışı:) Toplum (toplum da bir yanılsama, aslında toplum yerine egemen güçler demek lazım) sıradanlığa yani düşünmemeye zorluyor. Çok teşekkürler, değerli görüşlerinizi paylaştığınız için:)

      Sil
    2. Ben teşekkür ederim :)

      Sil
  12. hımm, baksanaa, sana gelen yorumlarla ve bana gelen yorumlarla ve sevgili danışmanımızın yazısına bakıncaaaa, senin bakışın daha sık rastlanan sanırımsam :) herhalde genel bakış senin söylediklerin. bi de zaten senin görüşlerin daha siyah beyaz yaa :) biraz da sanırım daha sosyo politik görüşlerin vaar :) bi de belki yönetici olmandan kaynaklanan daha net kararlar verme durumu gibi bişi olmalı buu :) şimdi, senin görüşlerine zaten katılıyorum ki ben. belki bu görüşler bu ülkede yaşamamızdan kaynaklanıyor. avrupada kanadada filan bu tür görüşler yok sanıyorum. bizler daha sınıflandırmaya yatkınız gibi. ya, benim sıradan ve farklı düşüncem sanıyorum başka bir açıdan yaklaşmak gibi herhalde. yani elbette herkes benzersiz belki herkes farklı. eğitimli kültürlü olup öncü olanlar belki daha da farklı olabilirler. herkes farklı zaten. herkes farklı olduğu için bu sıradan bir durum gibi diyorum. sıradanlar belki muhalif olmayabiliyor mu bilmiyorum, o zaman cesurlar farklı belki de. ama bütün cesurlar o zaman kendi içinde sıradan :) yani diyorum ki, bütün farklılıklar bu farkları da sıradanlaştırıyor. falan filan işte. anlatmak zor belki de bunu. ama ne güzel oldu bu konu. belki biz blogcular sıradan diilizdir. heey blogçular farklı ha ha haaa :) ya böyle sıradan ve farklı deyince sanki ayrımcılık gibi oluyo yaa :) güzel tartışma olduuuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayrımcılıktan korkma bu kadar deep:) Konu ırkçılık değil biliyorsun. Ama farklı düşünceleri çarpıştırmak ve sonunda doğruya ulaşmak güzel. Sen çok farklısın ve asla sıradan değilsin. Benim bu tartışmada en çok zoruma giden de senin başta kendine haksızlık etmen. Evet, nefis bir tartışma oldu. Sahi, Mrs. Kedi niye bu tartışmaya uzak kaldı ki. Umarım her şey yolundadır. Bir ara kapısını vurayım bari:)

      Sil
    2. baak şimdi şöylee, kendimi farklı görürsem o zaman insanlarla çatışabiliyorum, eğer kendimi sıradan görürsem rahat ediyorum, ya ben tartışmacı değilim, kolaya kaçıyom hihihi :)

      Sil
    3. Herkesin tuttugu yol farklı tabi. Eğer öyle mutlu oluyorsan devam et. Söylemek istediğim, ben çatışarak bir şeyler öğreniyorum. Her konuda uzlaşmak ya da uzlaşır görünerek çatışmadan kaçmak insana daha az şey öğretir. Şimdi seni daha iyi anlıyorum:) Bu yolu tercih ederken farkı daha çok kitap okuyarak kapatıyorsun sen. Ben ise sana göre belki biraz fazlaca zaman harcıyorum kısır tartışmalara. Belli ki ikimizin de beslendiği ırmaklar farklı. Hangisi kolaycılık, bilemedim:)

      Sil
  13. Ooooooooooo, epeyce derin sularda yüzüyorsunuz ya, ben yüzmede o kadar iyi değilim. :) Birey olarak bir insan üç farklı pozisyonun birinde olabilir diye okuduğumu anımsıyorum gençliğimde ve felsefe olarak kendime üç halden birini, uygun bulurdum ama duruma göre de değişirdi tabii; bunlar ya sürünün önünde koç olmaktır, diğeri sürüde bir koyun olmaktır, üçüncüsü de sürüden kopup yalnızlığı seçmektir. Denilir ki, yalnız olan ya gökte Tanrıdır ya da ormanda aslan. Fakat bilginin bir insanı yalınlaştırdığını düşünüyorum -hazmedilmiş bilgi-. kendimce daima kötüye karşı durmayı yeğledim, yumruk çakmadıysam da suratına, elini de sıkmadım hiçbir zaman. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok canım, kendinize haksızlık etmeyin:) Sürü olayındaki sınıflamanız kafamı karıştırdı biraz:) Burcum koç olsa da, sürünün önünde koç olmak tehlikeli ve iddialı benim için:) Sürüde koyun olmayı asla tercih etmem. Sürüden kopup yalnızlığı seçmenin gökteki Tanrı ya da ormandaki aslanla ilişkisini kuramadım:( Fakat toplumsal baskılar bir çoban gibi başımızda sürü içinde toplanmamızı zorunlu kılıyor. Bilginin insanın daha mütevazı, daha yalın kıldığı hususuna katılıyorum:) Teşekkürler:)

      Sil
  14. kuzu kuzu meeeeee kikiriki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sürüden ayrılmaya başladın, dikkat et kurtlara kaptırma kendini:)))

      Sil
  15. we are theeee distinct peopleeee however we are the orinaryyyyy :) we are the champiooons :) we are the people of different worlds :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. We are the distinct people yesss. But not ordinary, banal:) We are the champions of different worlds/words:)

      Sil
  16. ah tamaam, sıradanı türkçe sözlükteki anlamıyla düşünmedim been. bayağı, özelliksiz anlamı gelmiyor benim aklımaa, sıradan deyincee :) ingilizce düşünmekten sanırım buu. ben sıradanı normal, alışıldık, yalın, sade, common gibi anlamlarda düşünüyoruum :) bizler, sen ben buradaki arkadaşlar zaten eğitimliyiz, senin de düşündüğün gibi veya türkçe sözlükteki anlamıyla zaten sıradan değiliz. belki bizlere rafine denebilir. refined. bu konuda değil benim söylediğim. bizlerin eğitimli veya özellikli, veya toplumun az çok önünde giden kişiler olmamız bizi farklı kılmıyor diyorum. bu da sıradan bir durum bencesi. ama senin anladığın sıradanlık değil benim anladığım sıradanlık buu. bizler de veya birçok insan da çeşitli özelliklerimize rağmen sıradanız diyorum. yani, bizler de typical, alışıldık, normaliz gibi yani. farklı özelliklerrimizle bizler de common bir grubuz. ortak kültürün sıradanlığı. bayağı, cahil diye düşünmedim hiç zateen sıradanı ben :) belki şimdi biraz daha açık olduu. yani baksana yukarda dedim zaten. senin düşüncen doğruuu. benim sıradan sözcüğüne yaklaşımım farklı olmuş belkii. yine dee benim düşündüğüm sıradanlık anlamında hepimiz sıradanız diyorum işte :) bayağılık, özelliksizlilik anlamında düşünmediğim için benim karşı çıkmam zaten yanlış olmuş. bu bağlamda benim düşüncem yanlış yanii. yani aslında seninle görüş ayrılığımız yok. sıradan sözcüğünü belki yanlış kullanmışım ben :) ay anlatabildim mi kiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam, tamam:) Her birimizin birer kalbi var, iki gözü, iki ayağı... Ama çoğunluktan ayrıldığımız/ayrıştığımız yönlerimiz de var. Par exemple, senin kadar çok kitap okuyanı, film ve dizi seyredeni görmedim. Bu seni normal bir insanın üzerine çıkarıp farklılaştırıyor. Mütevazılığını anlıyorum ama farklı olmak güzel ve sen çok farklısın. En önemli özelliğimiz de düşünmemiz. Şu memlekete dönüp bir bak düşünen insan sayısının toplam nüfusa oranı yüzde kaç görürsün. Anlatabildin, teşekkürler:)

      Sil
  17. heey hadiiii bak herkese uzun uzun cevap verip de çok yorma kendini yaa. kısa cevaplar da verebilirsin kiii. yanii bu yorumlarda çok farklı çok ters görüşler yok zaten. genelde birbirimize yakınız yanii. sadece benim sıradan sözcüğünü yanlış anlamlandırmamdan gelen kontur görüşüm vardııı. sen çook uzun yanıtlar veriyon yaaa ondan sabahlama şimdi yaniiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyaz bayrak mı teslim bayrağımı bu?:))) Gevezelik benim karakterim, hahaha:)))

      Sil
    2. eveet pes ettim beeen :) baksanaa sana düşüncek bişiler de çıkartayım yanii. bunu çevirmen olaraktan sölüyom şimdii :) ordinary ile banal farklı kavramlar. banal bayağı tamam :) ordinary ise bayağı değil common veya alışıldık anlamında :) bi dee, toplum veya devlet ya da sistem bizi uniformlaştırır, birörnek yapar, bu tam da ordinary durumu değil ama. birrnek ile farklılık bak zıt olabilir :) sistem farklılıklarımızı törpüleyip bizi birörnek yapar, yabancılaştırarak, alienation yoluyla. belki buna sıradanlaştırmak denilebilir de. ama bu benzerleştirmek anlamında olur. bayağılaştırmak diyemeyiz. ahanda iyice karıştırdııım :)

      Sil
    3. Evet banal sıkıcı, biraz daha aşağılayıcı tarafı var. Ordinary ise sıradan fazla özelliği olmayan. Örneğin her gün su içmek ordinary/usual. Benim gibi su içmesini sevmemek weird/unusual. Türk dizilerini çok banal buluyorum. Evet, sıradanlık için ordinary karşılığı daha uygun geliyor bana. Yine de dil üstadı sensin. Bak bu konuda seninle yarışamam:)

      Sil
  18. ay eveeet baak, manxcati dahil et bu tartışmayaaaa :) siz ikiniz bunu fena irdelersiniz ha ha haaa :) onu da çok sevdiğim için böyle diyom :) az kafası karışık değil onun kikiriki :) siz ikinizin yorumlaşmalarınızı hep okuyom. dbe ile de :) münazara gold team :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi gidicem ona biraz geç oldu ama sabah bakar ancak:)

      Sil
  19. ilkaaaay eveeet çok doğruu, kendinle barışık olmanı sevmezler bizim ülkedeee, çünkü çoğu insan sıkıntılı, barışıkım dersen inanmazlar. amaan boşveer. sen iştee, en farklı sıradansııın, kaytros da ben dee :) oleeey annaştık ha ha haaaa :)

    YanıtlaSil
  20. Uuuuu.. Burası baya karışmış Mr. Kaplan :) ama güzel bu karışıklık! Demek ki kimse sıradan değil işte! Herkesin farklı bir bakış açısı, farklı bir fikri ve ve bunu savunacak öz güveni var! Bu kadarı bile sıradanlıktan çıkarıyor bence insanı :) Uzun uzun okuyup uzun uzun yazacağım. Bu giriş olsun ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep'i farklı olduğuna inandırmaya çalışıyoruz:)))

      Sil
    2. uzun uzun dedi manxcat oyyyyy :) şol cennetin ırmakları akar Allah deyu deyu :) uzun ince bir yoldayııım hihihhi :) baksanaaa, felsefe hocamız mavilale yazdı, bu konuyu, okuuu :) yandın yandın seeen :) bir tartışmacı olarak yaniii ha ha haaa :)

      Sil
    3. Evet işim zor deep:)) Hele bu sayfayı bitireyim, sonra sırayla diğerlerini ziyaret edeceğim. Tam da sevdiğim ortam oldu bu, yaşasın:)) Fikrin sahibi, yorumcular, anlatıcılar, dinleyiciler sağ olsun:))

      Sil
    4. ha haa, okudum hemen, tam ters düşeceğinizi biliyodum ha haaa :) sen kaosdan besleniyon ha haaa allam ne güldüm yaaa yorumunu okuyuncaaa :) şimdi de hindistandaaa dürümler karışık :)

      Sil
    5. hindistanda hindular müslümanları öldürüyoo.

      Sil
    6. Hindu mu olduk şimdi:)) Belki ehven-şer bir durum:))

      Sil
  21. İlkay Özgür;
    Soyadınız kimliğinizi ele veriyor:) Geçenlerde bir iletişim uzmanını izlemiştim tv'de. Önünüzdeki masayı zihniniz kabul edin demişti. Bu masanın üzerinde her türlü duygu ve düşünceler konumlanmış. Öfke, huzur, sevinç, hatıralar, hüzün... Aklınıza ne gelirse yani. Bir köşede de ışık saçan nurlu bir küre var. Bu nur küresi hangi tarafa yönelirse o tarafı aydınlatıyor ve o yönümüzü ortaya çıkarıyor. Peki küre kimin elinde? Uzmanın cevabı ilginç. Çevrenin. Evet çevre bizim davranışlarımızı, ruh halimizi ve düşüncelerimizi etkileyen dominant bir faktör. Ne yapmak lâzım? Çevrenin elinden bu nur küresini alıp kendi isteklerimiz doğrultusunda duygu ve düşüncelerimizi aydınlatmamız lâzım. Bunu tam olarak yapamazsak bile bunun farkında olmak bizleri sıradanlıktan kurtaracak ve mutlu olmamızı sağlayacajktır. Sen iyisi mi birilerini boş ver nur küreni al eline. Zaten karar vermişsin buna:)

    YanıtlaSil
  22. Deeptone;
    Sözlüğe yeni bir terim eklemişsin:) "Farklı sıradanlık" İkisi de olsun aynı yerde diyorsun yani, hem öyle hem böyle:) Başkasının sevmesinden daha önemli olan, insanın kendini sevmesi. Bir başka deyişle kendisiyle barışık olması. Gerisi boş. Kim takar Yalova kaymakamını:))

    YanıtlaSil
  23. okudum galiba farklı bakış

    YanıtlaSil