Yazar: Ercüment Cengiz
Yayınevi: Everest
Sayfa Sayısı: 342
Türü: Tarih
Aslen kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bir doktor olan Ercüment Cengiz, yazmış olduğu bu ilk romanında Everest Yayınlarının 2012 yılındaki ilk roman ödülünü hakkıyla kazanmış. Gerçekten de son okuduğum kitaplar arasında en güzel romanlardan biri. Gerek konusu, gerek kurgusu ve edebi değere sahip ifade tarzıyla çok severek okuduğumu söylemek isterim. Türüne tarih demiş olsam da aslında pek çok türü içinde barındırıyor Gırnatacı. Psikolojiden aşka hatta romanın baş kahramanı ağzından felsefeye ulaşan geniş bir spektruma sahip.
Daha ilk sayfalarından itibaren can alıcı betimlemeleriyle okuru içine çeken kitap 19. YY sonları ile 20. YY ilk yarısını kapsayan bir dönemde geçen sıra dışı bir arkadaşlık ve aşk öyküsünü son derece etkili bir tarzda ele alıyor. Dostluk, vefa, vefasızlık, özlem, aşk, arkadaşlık ve genel olarak insan ilişkilerinin anlatıldığı yaşam hiķâyeleri, Amerika'nın Chicago kentiyle Osmanlı'nın son dönemlerindeki İstanbul arasında farklı zamanlar ekseninde gidip geliyor.
En başarılı bulduğum yönü kurgusu oldu romanın. Kitabın ilerleyen sayfalarında karşılaştığım sürprizler, zaman zaman insanın içini eriten duygusal anlatımlar etkileyiciydi.
Biri Ermeni üç arkadaşın kadim dostluğundan başlayan öykü, Gırnatacı Osman ile Ermeni arkadaşının aynı kıza sevdalanmalarıyla değişik bir hal alıyor. Osman'ın aniden Amerika'daki 400. Yıl kutlamaları çerçevesinde Sultan II. Abdülhamit'in emriyle ülke temsil heyetine alınmasından sonra gelişen olaylar, tesadüfler birbirini izliyor. ABD' de melez bir şarkıcıya gönlünü kaptırdıktan sonra hem eski arkadaşını hem de İstanbul'da onu hasretle bekleyen sevgilisini hayatı boyunca unutamıyor Gırnatacı. Melez dilberin onu terk etmesinden sonra ülkesine dönemeyen Osman, kalan günlerini Amerika'daki caz orkestralarında sürdürmeye devam ederken gırnata dediği klarnetinde arıyor eski arkadaşlarının ve biricik sevgilisinin yoğun özlemini.
Şiddetle tavsiye olunan bu kitap gerçek değerine henüz ulaşmamış. Kitapçılarda da pek bulunmuyor. İnternet üzerinden temin edip okuma fırsatını yakaladığım için mutluyum.
Ilginc bir konusu varmis gercekten de. ABD'de Osmanli doneminden kalma Turk asilli Amerikalilar ile tanisiyorum zaman zaman. Hayret verici hikayeleri var, kitap yazilasi...
YanıtlaSilHem konusu hem de kurgusu çok güzel. Oldukça iyi bir ön araştırma da yapılmış. Yazarın kitabı dört yılda tamamladığı belirtiliyor. Bu kitaptan sonra iki roman daha yazmış yazar fakat bu düzeyi yakalayamamış.
SilSanırım PR'ı yeterince yapılmamış ya da yazar tarafından bu konu önemsenmemiş olmalı. Oysa popüler pek çok romandan daha iyi. Internet üzerinden satış yapan pek çok yer var. Biz de oradan temin ettik. Kitapçılarda aramıştık epey uzun bir süre.
YanıtlaSilKitapları elime alıp alıp bıraktığım şu günlerde listeme bir değil, ikinci bir kitap eklediniz. Teşekkürler Mr. Kaplan :) Umarım en kısa sürede başlayacağım tekrar okumaya.
YanıtlaSilBeğeneceğinizden eminim Mrs. Kedi. Bence bu kitabı liste başı yapabilirsiniz. Okumanızdan sonra teşekküre hak kazanacağımı düşünüyorum:) Yazar, eşimin doktoruydu Ankara'da. Bir doktor ilk denemesinde nasıl böyle bir roman yazabilir. Hala şaşkınlık içindeyim. Adeta o cümleler vahiy yoluyla gökten inmiş.
SilDaha önce de bahsetmiştim, kolektif bir bilinç alanından geldiğini düşünüyorum tüm hikayelerin. Kulağını açıp dinleyen, bekleyen, önemseyen duyup yazabiliyor :) Bir çeşit vahiy gibi bence de :)
SilKesinlikle. Pek çok duyguyu yaşıyorsunuz kitabı okurken. Özellikle sonuna doğru elimden bırakamadım. Müthiş bir final ve akılda uçuşan bir çok sorular...
SilDoktorlar çok iyi kurgu yazıyor kesin, başka hiçbir meslekte böyle bir eşleşme yok. Bir ara ben ısrarla doktor yazarları arıyordum:) Bu kitabı görmüştüm ama Amerika konunun içinde olduğundan ilgimi çekmemişti (uzak durmuştum). Yazarının doktor olduğunu bilmiyordum, hala konusu için tereddütlüyüm ama belki bir gün denk gelirim. Elinize sağlık:)
YanıtlaSilEvet burada mesleki birikiminden yararlanmış yazar. Ayrıca tahminim müzikle de yakından ilgili ve muhtemelen nefesli bir enstrüman icra ediyor. Kapsamlı bir araştırmaya dayanıyor aynı zamanda. Öykü iki yerde geçiyor. Birisi Chicago, diğeri İstanbul. 1893 yılının Chicago ve İstanbul'u ve 19. YY ortalarının Chicago'su. Olay örgüsü oldukça başarılı. Kusur olarak tek söyleyeceğim, ufak tefek editoryal hatalar ve cümle dizilişinde kullanılan birkaç sözcük. Ancak bu kusurlar romanın değerini düşürecek boyutta değil. Teşekkürler.
SilMerak ettim ben de. Okumak isterim. Çokkkkk teşekkürler 😊🌷🤚
YanıtlaSilOkuyunca kesinlikle pişman olmayacağınızdan eminim:) Ben teşekkür ederim.
SilEtkileyici bir romana benziyor,not aldım hemen👍
YanıtlaSilPaylaşım için teşekkürler🤗
Rica ederim, iyi okumalar:)
Silhımms tarihsel romanlarda çok sıkılırım ama fena değil gibi konusu yanii :) gırnatacı müzisyen yaa abe çingene müziki :)
YanıtlaSilTarihi roman değil tam olarak, içinde her aradığını buluyor insan. Tarihi dememden kastım, romanın bir bölümü 1800'lü yılların sonunda geçiyor. O yılların hem Amerika'sı hem de İstanbul'u hakkında fikir sahibi olmak, sosyal yaşantıyı görmek de ayrı bir tat veriyor. Yoksa Yavuz Selim ata bindi, dıgıdık dıgıdık gidip düşmanı yendi havasında hiç değil:))
SilBu kitabı çok zor okumuştum ben, ilk bölümleri sürüklememişti beni...
YanıtlaSilAma yarıdan sonrası aldı götürdü....
Evet, yarıyı geçtikten sonra elimden bırakamamıştım ben de:)
Sil