KATEGORİLER

11 Nisan 2022 Pazartesi

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 138

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz tüm heyecanıyla devam ediyorÖnceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusu benden:

"Sizce mutluluk nedir? Mutlu olmak için ne yapmak gerekir? Mutluluk, peşinden koşulması gereken bir hedef midir?"  

"Genç çifte bir ömür boyu mutluluk dileriz.", "Mutlu yıllar." gibi klişeleşmiş cümleler bana anlamsız gelir. Mutlu olmanın sırrını açıkladığını iddia eden düzenbazlar çaresiz insanları kandırıp onların sırtından para kazanmaya devam ediyor. Şimdiye kadar sayısız tanımı yapılan "Mutluluk", kişisine göre farklı anlamlar barındıran göreceli bir kavram. Benim burada anlatacaklarım, "mutluluk" üzerine bazı düşünceler ve bunların hakkında kişisel değerlendirmelerim. Şimdi, TDK mutluluğa nasıl bir anlam yüklemiş, dilerseniz önce ona bakalım. 

"Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik"  

Esasen sizi altını çizdiğim, tartışmanın odak noktasına, mutluluğun, "sürekli olarak ulaşılabilecek bir durum" olup olmadığı konusuna çekmek istiyorum. Mutluluğu bir histen çok yaşam tarzı olarak belirleyen Aristoteles, mutluluğa giden yolun akıl, erdem ve tefekkürden geçtiğini söyler. Psikolojide mutluluk bilinenin aksine bir duygu değil, oluş halidir. Çünkü duygular geçicidir, mutluluk ise her zaman var olan, bir devinim halindedir. Karşılaştırmak gerekirse insan her zaman hüzünlü, kıskanç, neşeli olamaz. Duygular belli bir duruma karşılık gelir ama mutluluk için insanın bir duruma ihtiyacı yoktur. Diğer taraftan uzun süreli mutluluğu "ideal tembellik" olarak tanımlayan Nietzsche'ye göre ise mutluluk, anlık ya da kısa süreli bir durumdur. 

Mutluluğun öğrenilebilir olduğu ya da genetik faktörlere bağlı olduğu gibi değişik konularda daha pek çok argüman mevcut ancak bütün bunlarla sizi sıkmak niyetinde değilim. Öyleyse benim için mutluluk nedir sorusuna cevap verirken yukarıdaki görüşlerin hangilerine katılıp hangilerine takıldığımı anlatamaya çalışayım dilim döndüğünce.

Bana göre mutluluk süreklilik arz etmeyen, anlık bir duygudur. Dışarıya mutlu görünüp devamlı gülümseyen kişilerin endişelerini, içinde kopan fırtınaları en yakınları bile bilmez çoğu zaman. Yaşam boyunca her insan değişik acılara ve hazlara muhatap olur. İstekleri, bazen kendilerinden kaynaklanan, bazen de elinde olmayan nedenlerden ötürü gerçekleşmez. Sürekli bir mutluluktan söz edemeyiz. Bunun yerine durağan ya da mutlu anların daha çok, acılı ve endişeli anların daha az olduğu huzurlu bir yaşam ararız. Mutluluk, birkaç dakika ile birkaç gün süren ve kontrolümüz dahilinde ya da kontrolümüz dışında karşımıza çıkan birçok olayın sonucunda yaşadığımız, büyük keyif ve haz aldığımız duygusal durumlardır. Mutluluğun genetik faktörlerle ilgisine ya da öğrenilebilir olduğuna inandığımı pek söyleyemem. Basit birkaç örnekle duruma biraz açıklık getirmeye çalışayım.

Bugün yaklaşık iki yüz kilo eşyayı üç kat aşağı ve ardından iki kat yukarıya merdivenlerden taşıdım. Eşim son bir aydır bu taşıma olayını gözünde büyütürken ısrarla dışarından yardım almamı istemişti ancak ben bu işin üstesinden gelebileceğime inandığım için aldırış etmedim. Yorucu bir işti tabii. Ancak son parçayı taşıyıp kendimi koltuğa attığımda bendeki mutluluğu görmeliydiniz. Zor bir işi başarmanın verdiği haz. Birkaç dakika sonra terim soğumaya başladığında o mutlu anım da sessiz sedasız buharlaşmıştı. Kızım, çok sevindiği bir sonuç elde ettiğinde; bir sınav sonucu, beğenip aldığı bir elbiseyi üzerinde denediğinde ya da güzel bir haber alması durumunda, ışıldayan gözleriyle "Ayy çok mutlu oldum." der Onun bu mutluluğu beni de etkiler ve mutlu kılar. Bu bana mutluluğun bulaşıcı olduğunu da öğretmiştir. Birkaç dakika sonra günlük hayatımıza döneriz.

Düşüncelerinden çok etkilendiğim Schopenhauer, "Acının yokluğu mutluluğun ölçütü ise, o zaman mutluluk ve zevkin kendi başına varlığı yoktur. Daha çok mutlu olmak için çabalamak yerine daha az acı çekmeye bakmalı insan. İşte bu yüzden çok mutsuz olmamanın en güvenli yolu çok mutlu olmayı istememektir. Yani mutlu olmak için zevk, mal, mülk peşinde koşmak isteğini en aza indirgerseniz daha az acı çekip daha çok mutlu olabilirsiniz." diyor.

O halde mutlu olmak için acılarımızın geçici ve hayatımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul ederek sabretmemiz ve ulaşabileceğimiz hedeflere yönelmemiz gerekir. Bu bir teslimiyetten ziyade bir kabullenmedir. Elimizden geleni yaparak isteklerimize ulaşmaya çalışsak bile her şey kontrolümüzde olmadığı için mutlu sona ulaşmak mümkün olmayabilir. 

Acılar ve mutluluklar hayatın içinde döngüsel kavramlar. Bu bakımdan mutluluğun peşinde koşmak bana anlamsız geliyor. Bizi sevindirip heyecanlandıran, küçük şeyler illâ ki karşımıza çıkacaktır. Önemli olan bunun farkına varıp tadını çıkarmak, acı çekmediğimiz her anın kıymetini bilmektir.

31 yorum:

  1. birkaç dakika sonra gündelik hayatımıza döndüğümüzde de kişi ya genelde belli bir ölçüde sürekli olarak mutludur veya huzurludur ya da sürekli olarak mutsuz veya huzursuzdur diye düşünüyorum. galiba mutlu olma hali huzurlu olma hali doğuştan geliyor, mutsuzluk da doğuştan geliyor. ya da insan seçiyor, sürekli bir mutluluk huzur halini, olumlu düşünme, olumlu aşama halini seçiyor veya mutsuzluğu ki çok kişiye mutsuzluk daha çekici geliyor niyeyse. mutlu olmak için, olumlu düşünmeyi insan öğrenebilir diyorum ayrıca. sanıyorum belli bir seviyede insan daimi bir mutlulukla yaşar sadece işte ölüm gibi kayıplarda haliyle bir dönem kesintiye uğrasa da bu mutsuzluk getirmez, düzenli olarak mutsuz huzursuz olan bir kişi de ise bazen belki mutluluk yaşayabilir ama bunun nasıl yaşancağını da bilmeyebilir. belki mutluluk yerine düzenli bir huzur da diyebiliriz. sanırım bu da hiçbir duruma bağlı değil, gündelik yaşam etkilemez yani. buna iç huzur da denilebilir. iç huzuru dış olaylar etkileyemez. iç huzur beklentisiz zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutluluğun derecesi var mı acaba? Bir de "Mutluyum" derken kastettiğin hangi zaman? Şimdiki zaman mı yoksa geniş zaman mı? Şu an kişisel ve toplumsal dertlerimi tamamen unutmuş, kulaklığımdan en sevdiğim müziği dinliyorum meselâ. Şu an mutluyum. Fakat şarkı bitmeden bir telefon geliyor, telefondaki ses yakınlarımdan birini kaybettiğimi söylüyor. Yani mutluluk geniş zamanda kullanılan bir sözcük, bir kavram değil bana göre. Ya da, Müslüman birisiniz, iftar sofrasında manda yoğurdundan kuş sütüne kadar her şey mevcut. Açlığın verdiği tahammülsüzlükle ezanın sesini duyar duymaz ilk lokmayı ağzınıza atıyorsunuz. Ne büyük mutluluk değil mi? Hem dünya nimetleri önünüze dizilmiş, keyifle yemenizi bekliyor hem de inancınız gereği büyük bir huzur içindesiniz. Tam o esnada aklınıza yoksul bir komşunuz geliyor. Onun ekmek almaya dahi parası yok. Keyfiniz kaçıyor, eğer varsa vicdanınız sızlıyor. Mutluluğunuz sizinle alâkası olmasa bile dışarıdan bir nedenle sizi terk ediyor.

      Sürekli huzursuz, içinde bulunduğu durum nedeniyle sürekli mutsuz olan insanlar vardır elbette. Fakat onların bile nadir de olsa mutlu anları vardır. Yoksul biri komşusundan çocuğuna vereceği bir şişe sütü eline aldığında mutlu olur. Ne var ki, sürekli mutluluk, ömür boyu mutlu olma halinin mümkün olmadığına inanıyorum. Çünkü insan daima bir şeyler diler, hep daha fazlasını, daha başkasını ister. İstek ve dilekleri sınırsızdır insanın. Her şeyi elde edebilen bir insanın bile mutsuz anları çoktur.

      Mutsuzluğun doğuştan gelmesi şans işidir ancak. Hani doğduğun ev kaderindir denir ya. Elbette varlıklı bir ailede doğan insan ile yoksul bir evde doğan insanın mutluluk halleri kıyaslanamaz. Ancak zenginlik her zaman mutluluğun anahtarı olmadığı gibi fakirler hiçbir zaman mutlu olamaz gibi bir cümle kuramayız.

      İnsan olumlu düşünmeyi öğrenebilir. Sözgelimi doğuştan mı yoksa birisi mi öğretti bilmiyorum, ben her zaman olumlu düşünen bir insanım. Herhangi bir işin sonucu beklediğim gibi olursa mutlu olurum. Olmazsa sorun değil, ben elimden geleni yaptım der yoluma devam ederim. Genel anlamda mutlulukla ilişkilendirmem bu özelliğimi. Sonuç beklediğim şekilde olumlu ise elbette sevinir, belki gururlanır, haz alır ve mutlu olurum. Sadece sonucu aldığımda olup biter bu mutluluk süreci. Arkasından bir sürü yeni olay, yeni işle boğuşmaya hazırımdır.

      Huzur, huzurdur. Düzenlisi düzensizi nasıl olur bilemem. Ama güzel bir hayat yaşamak için huzur önemlidir. Bu huzuru sağlamak adına pek çok şey elimizdedir. Huzurlu bir yaşantımız olsa da illâ ki huzurumuzu kaçıracak, bize acı verecek ve bizi mutsuz edecek anlarımız olacaktır:)

      Sil
  2. Orta halli bir ailenin ikinci çocuğuydum, doğuştan neşeli, ilgili, sosyal ve oyunbaz bir çocuktum. Buna, annemin her sabah radyoyu açıp, şarkılı türkülü uyandırması da vesile oluyordu. Ben hala o anları hatırlayıp mutlu oluyorum. Aslında hayatta her duygu geçici. Birbirini peşi sıra takip eden bir sürü olay yaşıyoruz gün içinde, o ruh hali senin, bu ruh hali benim misali. Sanırım bu ruh hallerinden birinin kalıcı olması depresif bir durumu işaret ediyor. O yüzden hepimize akışı bol ruh halleri diliyorum. :)
    Elinize sağlık iyi yazmışsınız ama bence bir daha taşıma işini tek başınıza yapmayın derim :))) Güle güle oturun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Aslında hayatta her duygu geçici. Birbirini peşi sıra takip eden bir sürü olay yaşıyoruz gün içinde, o ruh hali senin, bu ruh hali benim misali." bu sözlerinize tamamen katılıyorum. Gün içerisinde farkında bile olmadan pek çok an yaşıyoruz. Bunlardan bazıları bizi mutlu ediyor bazıları ise canımızı sıkıyor. Bunlar çoğu zaman küçük küçük şeyler. Sözgelimi yazımı okuyup yorum yazmanız beni mutlu etti. Sevdiğiniz bir insanın gülümsemesi, burnunuza gelen bir koku, güzel bir haber... Size binlercesini sayabilirim. Fakat bunlar sürekli değil. Yıldız parlaması gibi yanıp sönüyor. İster mutluluk ister mutsuzluk hali süreğen hale geldiğinde dediğiniz gibi bir sorun var demektir. Sürekli mutlu olan biri ancak delirmiş olabilir. Sürekli mutsuz olan biri depresyondadır.

      Çevremize baktığımızda insan yüzleri genellikle asık. Ülkenin ekonomik durumu ve kötü yönetimin bunda etkisi büyük. Bir insanın bu ortamda mutlu olabilmesi için çevresinde olan biteni aklından atması gerek. Teşekkürler:)

      Sil
  3. Yazmakta zorlandığım bir konu oldu. Kafamdakileri kelimelere dökmek...Bazı insanların mutlu olmayı doğalarında barındırdığını düşünüyorum. Evet bir elbisenin üstünde duruşuna sevinmek kısa süreli belki ama bunu becerebilmek de önemli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutluluk göreceli kavramlardan biri. Filozoflar mutluluğu elde etmenin farklı yolları üzerinde kafa yormuşlar. Benim kabullenemediğim yaşam boyu mutluluk... Bazı insanların yüz ifadeleri, devamlı gülümseyen, sempatik ve sıcak. Bu tip insanlar doğuştan şanslı, yüzlerine bakınca mutlu ediyorlar insanı. Bazıları ise tam tersi, asık suratlı, doğuştan şanssız:) Bununla birlikte ortamları ne olursa olsun her insanın sürekli mutlu olma olasılığı yok. Belki de bu iyi bir şey. Zira acılar, üzüntüler olmasa mutluluğu bilemezdik. Dediğiniz gibi, mutlu anlarımızın farkına varmak da önemli. Çoğu kez yaşadığımız o küçük mutlu anların farkında bile olamıyoruz ne yazık ki.

      Sil
  4. Bu konu 2009 yılında blog dünyasında dolaşırken nasibimi almıştım mimlenerek, çok severek yazdığım yazıda, şöyle bir bölüm vardı izninizle şöylece bırakıyorum: Mutluluk hem çok kolay hem de çok zor elde edilebilir bir olgudur. Tıpkı tek gerçeğin, algıdaki gerçek olduğu kuramsal doğrusu gibi... Tıpkı aynı somut halin farklı algılarda farklı anlamlar bulan gerçeklikler olarak dile dökülmesi gibi... Mutluluk her günün içinde saklanmış ve gün boyu öncü ve artçılarıyla devam eden bir devrim halidir, hem de sürekli bir devrim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutluluk çalışarak ya da öğrenilerek elde edilebilen bir olgu mudur? Gerçeğin algıdaki gerçek olduğunu kabul etmekle beraber mutluluğun bir anda ortaya çıkan, plânsız, neşe, öfke gibi bir duygu olduğunu düşünüyorum. Hazzın doruğa ulaştığı nokta bir anlamda. Fakat yükseldiği zirvede fazla barınmayan bir özelliğe sahip. Diğer taraftan son cümlenize aynen katılıyorum. Gün boyu, hatta yaşam boyunca birbiri ardına devam eden ve kısa süreli heyecan yaratan iç huzuru. Süreklilik halini ancak bu şekilde anlayabilirim. Değişken aralıklarla, kesik kesik ama ömür boyu karşılaştığımız ve bize sevinç, huzur veren anlar dizisi:)

      Sil
  5. Bana göre mutluluk her şeyin kontrolümüzde olamayacağı, bazı şeyleri oluruna bırakmayı ve anı yaşamayı öğrenmektir. Birçoğumuz için oldukça zor ama, olsundu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şey kontrolümüzde değil elbette. Bu yüzden istediğimiz zaman mutlu olamayız zaten. Benim savunduğum düşünce, büyük ölçüde Latin edebiyatının ünlü ozanı Horatius'un bir dizesinde geçen "Carpe diem" e, yani "anı yaşa" ilkesine çıkıyor sanırım. Buna ne derece riayet ediyorsun derseniz, işte bunu cevaplamak hayli zor:)

      Sil
  6. Ne güzel konu seçmiş ve yazmışsınız, epey düşündürdü beni bu yazı :) Herkesin mutluluktan beklentileri ve mutlu olma tanımları farklı olduğu için ortak noktaya varmak çok zor bu konuda ama öncelikle barınma, beslenme gibi birtakım temel ihtiyaçların karşılanmış olması gerekiyor bence ki bir mutluluk beklentimiz olabilsin. Bunlar olmadan umut da olmuyor. Ortada umut yoksa mutluluktan bahsetmek çok zor ki bu ekonomisi her geçen gün dibe vuran bir ülkede olarak insanımıza çok yansıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Zaten amacımız ortak bir noktaya varmak değil, birbirimizin neler düşündüğünü öğrenip bilgilerimizi gözden geçirmek. Ortak düşüncelerimiz, katılmadığımız görüşlerin olması gayet doğal. Evet, güvenlik, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılayabildiğimiz ölçüde daha mutlu bir hayat sürebiliriz. Umudun olmadığı durumlarda mutluluk olmaz mı? Bir idam mahkumunu düşünelim, bir hafta sonra infaz edilmesi bekleniyor. Derken bir haber geliyor, devlet başkanı yetkisini kullanıp onu affediyor. Bu adam hiç umudu yokken aldığı bu sürpriz haberden nasıl mutlu olur tahmin edebilirsiniz. Ama yine genelleme yapmıyorum. Aynı adam işlediği suçtan dolayı vicdan azabı çekiyor. Ölümü kendisi için bir kurtuluş görüyor. Af kararına o kadar sevinmez muhtemelen. Ya da çaresiz bir hastalığa yakalanmış biri. Bir ay ömrünüz kaldı diyorlar. Hastane çalışanları bir hata yapmış, sonuçlar başka bir hastanınmış. Ölecek dedikleri hasta turp gibi. Bu haberi alan hastanın mutluluğu ölçülemez.

      Çevrenin, yani bireyin dış dünyasının mutlulukla çok yakın bir ilişkisi var elbette. Dediğiniz gibi ülkedeki adaletsizlik, eğitimin günden güne bozulması, sağlık, ekonomi ve diğer alanlarda yaşanmakta olan olumsuzluklar karşısında vicdan sahibi bir insan nasıl mutlu olabilir? Benim işlerim yolunda, karnım doyuyor deyip çevresindeki aç insanlara gözlerini kapatan, gençlerin geleceğinin karartılmasını kendine dert etmeyen bir insan mutluyum diyebiliyorsa ben onun insanlığından şüphe ederim.

      Sil
  7. mutluluk gerçekten de bulaşıcı bence

    YanıtlaSil
  8. O kadar açık ve bir yazı olmuş ki okurken sonuna gelmek istemedim. Ağaç evi sohbetlerine biraz sonradan dahil oldum ve elimden geldiğince tüm bloglara ulaşmaya çalışıyorum. Bu konuya bende bloğumda yer vereceğim. Mutluluk için kısa bir kaç cümle de ben söylemek istiyorum. Mutlu olmak aslında çok zor değil. İçimizdeki fırtınayı dindirmek bizim elimizde ama yinede her ne olursa olsun mutsuzluk kapımızın önünde hep var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, beni mutlu ettiniz:) Sohbetlerimize katılmanıza memnun oldum. Herkese açık bir sohbet ortamı burası. Birbirimize karşı saygılı ve farklı konularda özgürce fikirlerimizi paylaşıyoruz. Sohbetin moderatörü uzun zamandır sevgili Deeptone. 3. seneye doğru yol alıyoruz. Sizin de merak ettiğiniz, tartışmak istediğiniz konular olursa çekinmeden Deeptone'a yazabilirsiniz. Daha fazla katılım bu ortamı şenlendirecektir.

      Bence de zor değil mutluluk. Yeter ki küçük şeylerden mutlu olmasını bilelim. Bugün en değer verdiğimiz iki şey sağlık ve paraysa yeri geldiğinde bunlara sahip olmak bile mutlu olmamıza yetmiyor. Mutluyum, çünkü sağlığım yerinde diyen kaç kişi var? Ne zaman hasta olduk, o zaman anlıyoruz sağlığın kıymetini. En varlıklı kişilerin ne kadar mutlu oldukları tartışılır. Mutsuzluk ve mutluluk hayatın içinde birbiri ardına devam eden bir döngü. Bunların her ikisi de bir süreklilik arz etmez. Biri biter, diğeri başlar. Yine de kabul etmek gerekir ki bazı insanlar daha mutlu, bazıları daha mutsuzdur. Genel anlamda küçük şeylerden mutlu olan yaşamdan daha keyif alır. Teşekkür ederim:)

      Sil
    2. yazarix, kayıp fısıltıdan sonraki hafta için sıraya girdi :)

      Sil
    3. OK. Allah arttırsın, ne diyim?:)

      Sil
    4. Teşekkürler ederim ama hala bu konuda yazı paylaşamadım. :/ İşler yoğunlaştığı için yazamadm. En kısa zamanda yazacağım. :)

      Sil
    5. Elbette önce iş gelir. Ne zaman isterseniz yazabilirsiniz:)

      Sil
  9. bu konuyu önerdiğinde bunu ikinci kez önerdiğini fark etmiştim, her hafta kontrol ediyorum sohbet önerilerini. görmüştüm yani de güldüm bakalım fark etcek mi demiştim :) ilkay bak hatırladı sonra da sen hatırladın, mutluluk ve huzur hakkında konuştuğumuzu hatırlarsın diye tahmin etmiştim yani, hoşluk olsun diye demedimdi sana bunu yaptık diye :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaş ilerleyince beyin sulanmaya başlıyor:)) Ancak İlkay'a yazdığım gibi aynı konu üzerinde farklı zamanlarda düşüncemiz ne kadar değişiyor görmek için bir fırsat verdi bu hatam:) Sonuçta gördüm ki hatırlama konusunda problem yaşasam da şükürler olsun aklım yerinde:)) Sende durum nasıl, sana göre ilk verdiğin cevaplarla ikincisinde düşündüklerin uyumlu mu? Gerçi sen pek çok konuda geniş düşünüyorsun. Benimki gibi keskin fikirlere pek yer vermiyorsun. Evet, hoşluk oldu bence:))) Bu arada aferini hak etti İlkay:)

      Sil
    2. ilk cevapta huzuru anlatmışım, huzurlu olunur ama mutlu olunmayabilir, filan işte :)

      Sil
    3. Huzur tek başına mutluluk kaynağıdır bence:)

      Sil
  10. Huzurla mutluluk doğru orantılı mıdır? Bence değil, her şey yolunda olunca da huysuzluk eden insanlar vardır hatta "Rahat batıyor!" derler öyle olunca. Her şeyin yolunda gittiği, süt liman, çok huzurlu zamanlar var hayatımda ama mutlu muydum o anlarda? Hayır. Evet huzur ve mutluluğun aynı anda vuku bulduğu zamanlar da var ama işte direk doğru orantılı değil bence. Huzur, Mutluluk kaynağı olabilir mi? Olabilir ama her daim illa ki öyle diyemem.

    Mutluluğun anlık oluşu konusunda size tamamen katılıyorum Mr. Kaplan. Mutlu olduğumuz anlar çok olunca genel olarak mutluymuşuz gibi geliyor ama mutluluk 7/24 devam eden bir şey değil. Olamaz. İnsan her an mutlu olamaz. Olsa olsa "nötr" olabilir belki. Mutluluk bir çeşit sarhoşluk bence insan illa ki ayrılıyor alkolün (kişiyi mutlu eden şeyin) etkisi geçince :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkinci paragrafta yazdıklarınızla fikirlerimiz tamamen örtüşüyor Mrs. Kedi. Kolay olduğu için buradan başladım:)

      İlk paragrafta ele aldığınız huzur-mutluluk ilişkisini yeniden değerlendirmem gerekiyor sanırım. Bu benim Deep'e verdiğim cevaba yani "Huzur tek başına mutluluk kaynağıdır" cümlesi üzerine başlattığınız bir tartışma. Bu arada tartışmalara bayılırım. Şimdi ben beynimi resetledikten sonra, yukarıda belirttiğiniz düşünceden yola çıkıp yeniden değerlendirmeye çalışayım.

      Şimdi, huzursuz bir insan mutlu olabilir mi? sorusuna net bir cevap verebilirim. Diyelim ki, eşiniz ufak bir konuda sorun çıkarıyor, komşunuz ya da iş arkadaşınız gereksiz yere işinize engel oluyor. Kafanızda buna benzer sorunlar varken aman ne güzel bahar geldi, çiçekler açtı, çok mutluyum diyecek kadar gamsız olamazsınız. Hayır, Aristo mantığıyla "Huzurlu bir insan mutludur." ya da genelleme yapıp "Huzur İslam'dadır" deme kolaycılığına kaçmayacağım:)

      Esas soru huzurlu bir insan her daim mutlu olur mu? Sanırım huzur deyince aklımıza ne geldiği önemli burada. Sözlük, huzuru, rahatlık duygusu, gönül rahatlığı olarak açıklıyor. Ben bunu kafamızı meşgul edecek herhangi bir sorunun olmadığı, işlerimizim yolunda gittiği zamanlardaki dinginlik olarak açıklıyorum. Bu durum tek başına mutlu olmamız için yeterli bir sebep değil sanırım. Lakin böyle durumlarda sanki daha kolay mutlu olabiliriz gibi geliyor yine de. Sizin belirttiğiniz üzere huzur ve mutluluk aynı anda vuku bulmayabilir. Her şeye ulaşma imkanınız var ama mutlu olmayabilirsiniz. Aynı zamanda huzurlu da olmayabilirsiniz. Eski patronlarım geldi aklıma. Yedi sülalesine yetecek paraları, gelirleri var. Ya bırak, git hayatın tadını çıkar, zevk aldığın, seni mutlu edecek şeyler yap. Yok, insanın bitmek bilmez istekleri, hırsı onda huzur bırakmaz. Bir ihaleyi kazandığında mutlu olur, diğerini kaybettiğinde mutsuz. Kafasında ne kazandım, ne kaybettim hesabı vardır sürekli. Bu tür insanlar huzurlu değildir, bana göre genellikle mutsuzdurlar da aynı zamanda.

      "Rahat batıyor" yukarıdaki insan tipine uygun bir söz. Her şeyi var, gider kumar oynar, olmadık işlerin peşinden koşup hem kendi başını hem de çevresindekilerin başını belaya sokar. Huzurlu bir ortam yalnız başına mutluluk getirmez. Bu konuda hemfikiriz sanırım. Mutluluğu tetikleyici, ateşleyici bir şeyler olması lazım yine de. En basitinden bir çiçek koklamanız, bir hayvanı okşamanız, alacağınız mutlu bir haber ve burada sayamayacağım sonsuz sayıda enstantane. Yine de altını çizeyim huzur mutlu olmak için güzel bir ortam sağlar. Mutluluğun kaynağıdır derken anlatmak istediğim sanırım buydu.

      "Her şeyin yolunda gittiği, süt liman, çok huzurlu zamanlar var hayatımda ama mutlu muydum o anlarda? Hayır." Bu cümlelerinize biraz şaşırdığımı, anlamakta güçlük çektiğimi açık yüreklilikle ifade edeyim Mrs. Kedi. Eğer her şey yolundaysa ve huzurluysanız mutlu anlarınız nasıl olmaz? Bunun tam aksi mümkün. İşler yolunda gitmiyor, huzurum yok diyelim, ne çiçeğin kokusu, ne müziğin sesi, ne de başka bir şey mutlu eder beni. Bu ortamda beni mutlu edecek tek şey işlerimin düzene gireceğine dair umutlu bir haber, yeniden huzura kavuşma ihtimalinden başka ne olabilir?:)

      Sil
    2. "Huzurlu bir ortam yalnız başına mutluluk getirmez. Bu konuda hemfikiriz sanırım. Mutluluğu tetikleyici, ateşleyici bir şeyler olması lazım yine de." Bu cümle ile uzlaştık diyebiliriz bence :)

      "Her şeyin yolunda olduğu, süt liman zamanlar var hayatımda yine de mutlu olmadığım" yazmıştım, gelelim o kısma :D Evim var, işim var, arabam var, ailem var, sağlığımız yerinde ama işte bir şeyler eksik dediğim zamanlar var. Eksik olan nedir? deyince belli bir cevabım yoktu. Heyecan eksik, hareket eksik, aksiyon yok :))) Dert eksikti belki de :p Bilemiyorum :) Sadece iyi değildim işte ama o günler geride kaldı :) Şimdi geriye dönüp bakınca eksik olan benmişim gibi geliyor. Anda kalmayı başaramadığım için mutlu olmamışım sanırım. Şimdi her fırsatta mutlu olacağım güzel anlar oluşturup sonuna kadar hakkını vermeye çalışıyorum hayatın :)

      Sil
    3. Kesinlikle:) Anladığımı sanıyorum. Eksik bir şey yok ama bir şeyler eksik! Hadi gel şimdi anlat birine bu durumu. Zaman zaman insanda bu tür duygular olabilir. Bir şeylerin olmasını istiyoruz ama istediğimizin ne olduğunu bilemiyoruz. Bazen bir anda akşam olur, gün geçer, hafta geçer ve geçen bu sürede ne iş yaptığımızı sorarız kendimize. Somut bir şey bulamayınca zamanı boşa geçirdiğimizi düşünür dertleniriz. Tam aksine dolu dolu geçen günler bizi mutlu eder. Bakın mutlu anlar oluşturup hayatın hakkını veriyorum cümlenize de takıldım. İnsan kendini zorlayıp mutlu olmak için çabalayamaz sanırım. Doğru olan kendimizde ve çevremizde oluşan güzel şeylerin farkına varmamız bence. Aslında bu tür şeyler o kadar çok ki. Ne yazık ki onların pek çoğunu ıskalıyoruz. Böyle olunca dertlerimiz, canımızı sıkan şeyler daha görünür hale geliyor. Bardağın dolu kısmı mutluluk ise boş olan kısmı bizi üzen şeyler. Daima bardağın dolu tarafını görmek Polyannacılık olur ve bu durum realist yapıma uygun düşmez. Hayatı yarım dolu bardağa benzetirim. Yarısı dolu, yarısı boş. Boş tarafını unutmadan dolu tarafını görmek en iyisi sanırım:)

      Sil
    4. İnsan kendini zorlayıp mutlu olamaz elbet ama mutlu olacağı şeyler yapabilir. Mesela koşmak çok iyi geliyor bana, sonra bisiklete binmek, yüzmek, kitap okumak, seyahat etmek, ailecek sahile inip piknik yapmak, güneşlenmek... ve daha bir sürü ufak tefek şey. Bunları severek yapıyorum - zorla değil - yapınca da mutlu oluyorum :) Yerimde durup bi'şeyler eksik diyerek somurtmak, mızmızlanmak yerine harekete geçip mutlu olmayı seçiyorum Mr. Kaplan :) Zorla değil, severek, sevdiğim şeyleri yaparak, sevdiklerimle paylaştığım anların kıymetini bilerek :) Bardağın bi' yarısı boşsa diğer yarısı da dolu diyorum mutsuz olacak gibi hissettiğimde :D Ama tabi ki biliyorum bazı anlar var mutsuz olmak kaçınılmaz ve o anlarda el mahkum mutsuz olacağım ama eninde sonunda geçecek o anlar da. Çünkü her şey gelip geçici :)

      Sil
    5. Haz almak, sevmek, hoşlanmak ile mutluluk aynı şey olabilir mi? Başka bir deyişle mutluluğun bir derecesi var mı? O yazdıklarınızın çoğundan ben de hoşlanıyorum. Yüzmek pek hoşuma gitmese bile kitap okumayı severim vs. Fakat mutluluk sanki bana bunlardan farklı bir kategoride ele alınması gereken bir kavram gibi geliyor. Belirttiğiniz fiiller bir süreç fakat mutluluk bir anlık duygu. Ankara'dan çok sevdiğiniz abiniz gelir, onu ilk gördüğünüz an mutlu olursunuz. Birkaç gün yanınızda kaldıktan sonra onun varlığı rutin bir hal alır, o ilk andaki heyecanı duymazsınız. Evlilikte genellikle balayı mutlu bir süreçtir. Daha sonra ilişki yaşam mücadelesi içinde zorlaşır ve küçük sorunlar mutsuzluk yaratır. Son cümleleriniz Mrs. Kedi, çok doğru. İnsanın sevdiği şeyleri yapması mutluluğun kapısını aralar. Bir de her şeyi dert etmeyeceksiniz kendinize, dert başa gelince de başa çıkma yollarını bilecek, dünyada her şeyin geçici olduğunun farkına varacaksınız aynen dediğiniz gibi:)

      Sil
  11. Yazdıklarınızın büyük kısmına katılıyorum. Sadece hayalleri küçültme olayı üzerinde biraz düşünmek gerekir bence. İstediğimiz bir şeyin hayalini kurmanın bir zararı yok tabii. Ancak bunu yaparken aklımızı bir kenara koyup olmayacak hayallerin peşinde koşarsak sonu hüsran olabilir. Erişemeyeceğimiz hayaller çoğu zaman bir çöküşe neden olabilir, mutsuzluk getirebilir. Sonuçta küçük şeylerden mutlu olmanın en doğru yol olduğunu düşünüyorum. Mutsuzluğunu yaymaktan mutlu olan insanların psikolojik bir sorunu olmalı:) Son iki cümlenize de katılıyorum. Dengeyi bulmak önemli tabii.

    YanıtlaSil