KATEGORİLER

31 Mayıs 2022 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 145

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz tüm heyecanıyla devam ediyorÖnceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın  isim listesini burada bulabilirsiniz. Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusunu sevgili  Yazarix / Blog Beyi belirledi:

"Dijital yaşamın artısı neler? Sizce dijital gerekli mi?"

Dijitalleşme hayatımızı pek çok yönden etkileyen, değiştiren bir olgu. İlk bakışta dijital yaşamın hayatı kolaylaştırdığını söylemek mümkün. İletişimde zaman kavramı ortadan kalktı neredeyse. Dijitalleşme sanayide üretim hızını arttırırken bilgilerin saklanması ve bilgiye ulaşım konusunda büyük kolaylıklar getirmiş, sağlık alanındaki gelişmelerle yaşam süresini uzatmıştır.

21. Yüzyıla adını veren dijital dönüşüm çağının öncesi ve sonrasındaki dönemi bizzat yaşayarak tanıklık eden bir kuşağın mensubu olarak, dijitalleşmenin yaşam düzeyini bu boyutta arttırıp onca icat ve yeniliğe imkân vereceğini hayal dahi edemezdim. Ne yazık ki ülke olarak böyle bir çağın gerisinde kaldığımızı söylemeden geçemeyeceğim. Dijital çağın mimarlarından biri olmak varken kötü eğitim sistemimizden dolayı ve araştırmalara yeterli destek vermediğimiz için gelişmiş ülkeler tarafından sömürülmeye devam ediyoruz.

Dijital yaşamın artı ve eksilerini anlatmadan önce dijital gerekli mi sorusundan başlayayım. Bu soruya verilecek cevabım son derece net, elbette gerekli. Artık onsuz bir yaşam düşünülebilir mi? Bugün hayatımıza yön veren pek çok uygulama, her türlü araç gereç, cihaz dijitalleşmenin ürünü. Dijitalleşmenin gereksizliğini savunan bir insan, kendini çağın getirdiği her türlü imkân ve kolaylıklardan soyutlayarak doğal yaşam sürmenin keyifli bir şey olduğu yanılgısına düşebilir. Bence binlerce yıl önce yerleşik hayata geçmiş günümüz toplumunda böyle bir yaşam sürmek olanaksız. Giydiğimiz don bile dijital makinalarda imal ediliyor. Ha ben koyun yetiştirip yününü kırkar, fengerede eğirdiğim ipliğinden tezgahımda kumaşını dokur ve o kumaştan kendime don yaparım, yahut dona da ne gerek var, incir yaprağı ne güne duruyor diyecek biri çıkarsa ona karşı boynum kıldan ince...

Bugün elektrikli ev aletlerinin tamamı dijital teknolojinin ürünü. Çocukluğumda annelerimiz çamaşırı leğende yıkar, ocakta su kaynatıp sırayla çocukları banyoya sokardı. Çalı süpürgelerle ev temizlenir, lambalı radyomuzu açınca dakikalarca ısınmasını beklerdik. Tel dolaplarda en fazla ertesi güne kalırdı yemeklerimiz. Tepsi tepsi börekler, yemekler, fırına pişmeye gönderilirdi. Bulaşıklar teker teker elde yıkanırdı saatlerce. Şimdi çamaşır makinası, elektrikli termosifon, robot süpürgeler, tv, internet, fırın ve buzdolabı hepsi dijital, evlerimizde bunların hepsi var. Hepsi dijital artılar. Her biri rahat etmemizi ve zaman kazanmamızı sağlıyor. Bu sayede kadınlarımız rahat rahat tv'den yemekteyiz, Müge Anlı, Zuhal Topal'ın programlarını izleyebiliyor artık! 

Gelelim en önemli mevzuya, dijitalleşmenin akıllı telefon ve sosyal medya boyutuna! Artı ve eksileriyle sonucu neredeyse sıfıra yaklaştıran sanal ortam... Dünyanın öncü teknoloji şirketlerinden birinin danışmanı, dijitalleşmenin sosyal medya ayağı için "Özgürleştirici ve köleleştirici. Görmezden gelmek çaba ister. İnsanlığımızın en iyi yanlarını unutup bütün gücümüzü ona verdik." diyor. Yine gelişme yıllarında internet topluluğunun yönetici direktörlüğünü yapmış bir isim, Anthony Michael Rutkowski, "Günlük hayatı ciddi oranda değiştirmiş olsa da, kuşkusuz, bu değişiklik iyi yönde değil" diyerek sosyal medyanın eksilerine dikkat çekmiş. Peki bırak bunları sen ne düşünüyorsun bakalım, diyecek olursanız, önce artılarını peşinden de olumsuz yanlarını anlatayım.

Akıllı telefon; faydalı bir alet. Dünyanın bir ucuna gitsen eşin dostunla berabersin, yeter ki kapsama alanında kal. Kalp krizi mi geçirdin, başına bir belâ mı geldi, hemen bas bir tuşa sevenlerin, ya da görevliler yanında bitsin. Artık saat taşımıyorum, sen de benim gibi bileğinde ağırlık yapmasını istemiyorsan, akıllı telefonun var ya, o yeter. Haritadan yer bulmaya, bakkala çakkala adres sormaya paydos, aç google navigasyonu amcan seni istediğin yere götürsün. Ya da diyelim kayboldun, at konumunu anında bulsunlar seni. Sabah erken mi kalkacaksın, saate ne hacet, kur alarmı akıllı telefonundan. Karnın mı acıktı, birine para mı göndereceksin, ödemelerin mi var, canın sıkıldı da, birkaç el oyun mu oynamak istiyorsun, tuşlar elinin altında. Daha sayamadığım birçok şey. Var mıydı eskiden bunlar? Eskiden gaz lambası vardı, aşklar kırk yıl sürerdi, şimdi öyle mi ya, hızlı yaşam; aşk dediğin artık elektrik alınca başlıyor, şartel atınca bitiyor! 

Sanırım şu sıralar tweeter sosyal medyanın parlayan yıldızı. Dünya liderleri bile birbirlerini bu mecradan kalaylıyor. Bakın bu iyi bir şey değil. Hep söylüyorum onlara, yarın yüz yüze bakacaksınız. Yapmayın karpuz gibi ortadan ikiye böldünüz milleti. Troller size de iki lâfım var, algı yaratmayın, dijital yaşamdan soğutmayın bizi. Şöyle bir düşünüyorum; Tweeter, Instagram, Facebook, Tiktok ve benzerleri olmasa neyimiz eksik kalır? Belki ticaret yapanlar tanıtım amacıyla faydasını görüyorlar ama sıradan bir vatandaşa ne faydası var bütün bunların. Falanca yere gittim, filan yerde yemek yedim, ay kızımın yaş günü, yeğenimin sünneti... Hayırlı cumalar, bayram tebrikleri... Bence faydadan çok zararı var bütün bunların. Bir de yaş günümde mesaj gönderenlere sinir olurum. Çok istiyorsan çıkar telefonunu ara. Gençler beni affetsin, Tiktok gibi mecralarda insanların ilgisini çekmek için akla gelmeyen bin bir türlü soytarılıklar, telefonun otomatik arkadaş önerileri, bize güya zaman kazandırıp işimizi kolaylaştıran, yazmayı külfet gören emojiler, kalpler, "like"lar bana göre, hepsi çağımızın dijital hastalıkları. Sonrası psikolojik bunalımlar. Dijital ona da çare bulmuş. Online psikolog ruhsal sorunlarınız için emrinizde. Artıları, eksileriyle bu işin sonu nereye varacak bilinmez. 

Bak Youtube için düşüncelerim farklı. Bloglar harika, zihin açıcı. Youtube yandaş medyanın karşısında partilerden daha iyi muhalefet yaparken iktidar tarafından dizginlenmeye çalışılıyor. Bu konuda tek eleştirim google amcanın yönlendirmeleri. Muhalefetten yanaysan muhalifleri çıkarıyor karşına, yok ampul yanmaya devam etsin diyorsan yandaşlar arz-ı endam ediyor ekrana. Yani şu algı yok mu şu algı, çağımızın en büyük sorunu. 

Şimdi toparlayacak olursak, dijital yaşam iyi ama kötü tarafları da var. Sosyal ilişkileri zayıflatıyormuş, çocuğun gelişimini etkiliyormuş, elbette bu tür etkileri önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Bununla birlikte yalnızlık, sosyal ilişkilerin bozulması, çocukların ve gençlerin gelişiminin olumsuz yönde etkilenmesi gibi negatif özellikleri sadece sosyal medyaya bağlamak doğru değil. Dijital çağın getirdiği en büyük olumsuzluk, gelirde artan adaletsizlik ve insanın düşünme kapasitesini azaltması bence. Dijital teknolojinin kazananı kapitalizm. Dijital teknolojide donanım ve yazılıma uzak kalan milletler her zaman sömürülmeye devam edecek.  

16 yorum:

  1. Mükemmel anlatım olmuş... Benim yazım bunun yanında minicik bişey gibi kalmış. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Rica ederim, hem seçtiğiniz konuyu hem de yazınızı beğendim ben de.

      Sil
  2. twitter olmasa dünyadan hiç haberim olmaz, ordan öğreniyom biraz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen yine her yazılana inanmazsın herhalde:) Çoğu sansasyonel, operasyonel ve magazinsel gündemdeki haberler. En fazla birkaç gün sonra yerini yenilerine bırakıyorlar:)

      Sil
    2. yani dolar arttı, deprem oldu, yeni yasaklar geldi gibi somut haberler :)

      Sil
    3. Gerçekleri saptırıp algı amaçlı çoğu. Genel gündemi değil de belki takip ettiğin bazı isimler vardır, onu bilemem. Ben iç ve dış gündemi, yeni gelen zamları, yasakları genellikle Nevşin Mengü'den takip ediyorum, bazen de Cüneyt Özdemir'e bakıyorum. Deprem olunca bir şekilde haberim oluyor zaten:)) Ne yandaş ne candaş kanalları izliyorum. Olaylara eleştirel gözle bakan ve doğru haber yapmaya çalışanlar tercihim:)

      Sil
    4. blog okumak daha faydalı ve keyifli :)

      Sil
  3. Blog Beyi'ne katılıyorum,benim yazım da minicik kalmış:) İnstagram,facebook vs neyse de o tiktok yok mu tiktok en olmaması gereken o gibi geliyor bana toplumumuzu bu denli yozlaştıran bir uygulama daha olmadı sanırım,niçin ev halini canlı yayınlarda teşhir eder bu insanlar.Tanımadığın yüzlerce insana neden mahremini açarsın,karını kızını gösterirsin,oradan gönderilen hediyeleri toplamak adına türlü ahlaksızlıklar etik dışı hareketler.Hele ülke olarak bir sürü sorunumuz varken, dekolte tartışmak yerine (o da ayrı komik ) bari bu tiktok arsızlığını çözsünler demiyor değilim içimden,bu kadar toplum ahlakını düşünüyorsak yani...

    Ziyaretiniz için ayrıca teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler:) Aslında konu çok geniş ama herkesin bildiği konuları tekrarlamak istemedim. Tiktok'u seven ve eğlenceli bulan genç bir kitle var. Bazıları sanırım para kazanmanın bir yolu olarak görüyor. Dediğiniz gibi Tiktok ortamında zekâ ürünü fazla bir şey yok ne yazık ki. İnsanlar zamanlarını bu tür boş şeylerle geçiriyor. Buna itiraz eden, denetleyen devlet ortada yok. Bazı gerçekleri unutturmak ve halkı oyalamak için izlenen bir yol bu. Tv programları da öyle. Hakim devletin ahlâk anlayışına katılmıyorum. Devleti yönetenler ise evrensel ahlâka sırtlarını dönmüş. Ben de size teşekkür ederim:)

      Sil
  4. Evet dijital dünya gerekli ve onu kullanmak da. Ama başka yerde de yazdım gerekli olanları kullanıyorum ve kullanımımı bazı yerlerde sınırlıyorum. Geçenlerde evdeki tüm sistemin de buna bağlı hale gelmesi konusunda yazmıştım. Kapının kilit beyni bozulup, evine giremeyen biri vardı filmlerden birinde. Anca kapı kırılması gerekiyordu sanırım :) Oysa bir çilingire muhtaç olabiliyor işte insan. :))
    Yine harika yazmışsınız.. elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bizim ülkemizdeki teknik kadrolar dijital konulara pek hakim değil. Bu işten anlayan az sayıda kişi olunca hem bulması zor oluyor hem de fahiş fiyatlar talep ediyorlar. Yıllar önce şantiyede bir greyderimiz vardı, son derece pratik ama tamamen elektronik donanıma sahip. Küçük bir arızada kilitleniyordu sistem. Bizim ustalarımız mekanik sistemlere hakim, dozeri parça parça söker, gerektiğinde uydur kaydır parçalarla makineyi ayağa kaldırırken greyderimiz haftalarca yatıyordu. Yazımda belirttiğim gibi yazılım ve donanım konularında çok geriyiz ülke olarak. Sanayimiz gelişse bile kullanılan yeni nesil ekipmanlara ve yedek parçalarına bağımlıyız. Üniversitelerimiz ezbercilikten başka bir şey öğretmiyorlar gençlere. Oysa gençler araştırmaya ve çağın yeniliklerine açık olmalı. Dijital teknoloji bunların en başında geliyor. Çok teşekkür ederim:)

      Sil
  5. Dijital gerekli mi bence de gerekli, ama bazen dijital olarak herşey elimizin altında olduğundan iş asla peşimizi bırakmıyor o zaman bir sinirlenmiyor değilim.

    Bir diğer nokta robot makinem olmadan asla. :)

    Sosyal medya konusunda ise ben daha çok yararlı yönlerinden faydalanıyorumm. Kullandığım tek sosyal medya instagram ve bunun bazı sevdiğim yönleri var. Uzakta oturan belki iki üç senede bir görebildiğim arkadaşlarım var ve onların paylaşımlarıyla onların günlük yaşamına daha yakın hissediyorum kendimi. Normalde yoğunluktan aklıma gelmeyecekken orda bir paylaşımını görünce arayıp konuşmak aklıma geliyor. Daha ilgilendiğim alanlarda hesaplar takip ediyorum. Seyahat, hobi işleri gibi hesaplar hem paylaşımlar mutlu ediyor hemde bilgi edinmiş oluyorum. Tanımadığım kimseyle etkileşim kurmak için kullanmadığımdan sanırım da kötü yanlarına pek maruz kalmıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üniversite yurdunda ilk kez gördüğüm çamaşır makinasını hatırlıyorum. Ortada bir sağa bir sola dönen kanatlı bir şaft ve üzerinde merdanesi. Düğmeye basıp suyu alıyor çamaşırları yoğuruyor daha sonra teker teker çıkardıktan sonra merdaneden geçirip sıkma işlemi gerçekleştiriyorduk. Şimdi dijital makinelerle hazneye atıp bitiyor işin. Ne zaman su alacak, suyunu boşaltacak, durulayıp sıkacak hepsi makine tarafından programlanıyor. Bunun gibi dijital dünya hem zamandan tasarruf etmemizi sağladı hem de daha az yorulmamızı. Eskiye göre işimiz kolaylaştı bence:) Robot süpürgeler evin en ücra köşelerini süpürüp siliyor, telefonun bir tuşuna basmanız yeterli.

      Eğer sosyal medyayı doğru kullanabiliyorsanız ne mutlu. Doğrusunu söylemem gerekirse tanıdığım insanlarla sanal iletişim bana ters geliyor. Blog ve Youtube dışında diğer sosyal medya araçlarına fazla zaman ayırmıyorum. Çünkü insanların orada gerçek yüzlerini göstermediğini düşünüyorum. Ayrıca gerçek dışı bir dünya sunuyorlar topluma. Benim de başıma olumsuz bir olay gelmedi ama gündemi takip etmek, akraba, dost ve yakınlarımla iletişimi bu ortamdan yürütmek bana anlamsız geliyor. Yıl boyunca birbirimize merhaba demediğimiz bir insan kendine ait olmayan sözlerle yaş günümü kutluyor! Bunu yapmayınca bir de vay bana bir mesaj bile göndermedi diye hayıflanıyoruz. Bilmiyorum, ya çağın gerisinde kaldım ya da olaya farklı pencereden bakıyorum. Fakat geldiğimiz noktada gerçek dostluk ve komşuluk ilişkilerindeki bozulma, insanların birbirine karşı güven sorunu yaşaması, ilişkilerin bir incir çekirdeği doldurmayacak basit nedenlerle sona ermesi, kutuplaşmamız, birbirimizin hakkına saygı göstermememiz bazı şeylerin ters gittiğini gösteriyor:)

      Sil
  6. Dijitalleşmenin acı yanı dün yaşandı. Galata'da bir adam kendini yakıyor, bir çift selfie çektiriyor görüntüyü arkasına almış. O kadar rahatlar bunu paylaşmak için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, bu bir tür çılgınlık. Selfie çekip paylaşmak için uçurumdan aşağı kendini atan da var. Akla gelen her şeyi yerinde, zamanında ve kararında kullanmak lâzım. Yoksa en faydalı şey zararlı hale gelebilir.

      Sil