KATEGORİLER

12 Aralık 2022 Pazartesi

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 173

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz tüm heyecanıyla devam ediyorÖnceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusu, Sade ve Derin / DeepTone'dan geliyor:

"Okullarda öğretmenler öğrencilerin okuma ve yazma becerilerini geliştirmek için onları bilgisayardan uzak tutmalı mı?"

Sevgili Deep'in yazısını okumadan önce muhtemelen bu soruya gereken cevabı veremezdim. Bilgisayar ve internetin yaygınlaşmasından sonra öğrencilerin okuma ve yazma becerisi kazanmalarındaki yol ve yöntemlerin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bunun yasakçı bir zihniyetle sağlanacağını hiç sanmam. 

Geniş düşünmek lâzım bence. Gelişmelere ayak uydurmak gerek. Eskiden kullandığımız mektup, telgraf gibi iletişim araçları tarih olma yolunda. Zaman gelecek, belki yazma aracı olan kalem bile içi mürekkep dolu hokkalara daldırılan kuş tüyleri gibi ortadan kalkacak. Fakat bu geçiş dönemini kendi haline bırakmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Elbette insanın duygu ve düşüncelerini ya da bir dilekçeyi, e-maili, en basitinden başkasına iletmek istediği bir notu doğru şekilde yazması ve bu şekilde başkası tarafından yazılmış bir kitabı, bir notu ya da herhangi bir belgeyi tam olarak idrak edebilmesi son derece önemli. Bilgisayarda yazılan metinler de yazım ve imla kurallarına uygun, noktalama işaretleri doğru yerlere yerleştirilmiş olmalı. 

Artık öğrencilerin kitap, defter, kalem ve silgi gibi araçları taşımasına ne hacet. Bir dizüstü bilgisayar yeter. Hani imkân olsa da, çocuklar okula sadece bilgisayarlarıyla gidebilseler. Bizim zamanımızda Türkçe'nin yanı sıra yazı, kompozisyon gibi dersler vardı, el yazısı için kullandığımız çizgili defterleri hatırlıyorum. Şimdi okullarda el yazısı öğretiyorlar mı bilmiyorum fakat normal yaşamda bir zorunluluk olmadığı aşikâr. Güzel yazmak gerekli mi? Hattat olacaksan belki, fakat hangi meslekten olursan ol bence bundan böyle bu bir ihtiyaç değil. Eskiden reçeteler doktorların çarpık harfleriyle adeta sıradan insanlar anlayamasın diye son derece düzensiz yazılırdı. Öyle ki, kötü yazan birine, ne biçim o yazın, doktor yazısı gibi denildiğini biliyorum. Artık devlet kurumlarında çalışan doktorların internet üzerinden yazdıkları reçeteleri eczanelere sunulmak üzere hastalarına verdikleri bir kod numarasına indirgedikleri herkesin malumu. Bu uygulama özel sağlık merkezlerine ve özel muayenehanesi olan hekimlere de yaygınlaştırıldığında yarın reçete nedir diye soran torunlarınıza eskiden onunla alırdık ilâçlarımızı diye anlatırsınız. 

Yani okumayı artık bilgisayarla öğrenmeli çocuk. Kalem defter kullanımı belki on yıl sonra sadece geri kalmış toplumların eğitimi için gerekli olacak. Bu konuda uzman değilim, eğitimcilerin işi bu, fakat anlatmak istediğim sınıfların, öğretmenlerin kaldırılması değil. Sınıfta çocuklara okumayı bilgisayar yardımıyla öğretmenin zor bir yanı olduğunu düşünmüyorum. Yazma konusunda sınıfta öğretmen çocuğun bilgisayarında yazım hatalarını düzeltme özelliğini devreden çıkarttırarak doğru yazıp yazmadığını denetleyebilir. Kitap masrafına bile gerek yok aslında. Hangi kitaplar okunacaksa öğrencilerin bilgisayarlarına yüklenebilir. Bilgisayarın yapamayacağı şeyler öğretilmeli sınıflarda. Sözgelimi düzgün konuşmayı, başkalarına saygılı olmayı, ahlâklı olmayı, aklını kullanmayı, sanata ve spora severek ilgi duymayı...

Muhtemelen bu değişim bazı çevrelerin hoşuna gitmeyecek. Okullarda milli tarih, milli din, milli bilim öğreterek kendi ideolojileri doğrultusunda çocukların beyinlerini yıkamaya devam etmek isteyecekler. Evrim teorisini öğrenmesinler, Kur'anı Arapça okusunlar da içinde ne inciler olduğunu anlamasınlar, vatan millet edebiyatı yaparak genç dimağlara düşmanlık aşılasınlar diye ellerinden geldiğince amaçlarına hizmet etmesi için yazdırdıkları kitaplara sarılacaklar. Ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar sonunda çocuklar iyiyi ve kötüyü görme ve doğru olanı seçme özgürlüğüne kavuşacaklar. Bu elbette bilgisayar ve internet sayesinde olacak. Eskiden doğru olarak kendilerine dikte edilen bazı yanlış bilgilerin yanında doğru bilgilere de ulaşma imkanını bulacaklar. Şahsen bu konuda iyimserim. İnternet çağı dünyanın düzenini daha da değiştireceğe benziyor.     

19 yorum:

  1. Altına imzamı atsam intihale girer mi??

    Bence de eğitim yöntemimizi değiştirmemiz lazım. Teknoloji gelişti diyoruz sürekli ama nuh nebiden kalma yöntemler okullarda hala dayatılıyor. Evet bence de çocukların bilgisayarı olmalı hatta sırf bu amaçlara uygun bilgisayar üretsinler okul tipi pc diye nedir çok mu zor??
    İkincisi de çocuklar artık e-kitap okumaya yönlendirilmeli, bu çocuklar teknoloji seviyor. Tablet telefon seviyor. Kağıdı elinde tutmanın hazzı gibi birşey duyumsayamaz. Onlar teknolojiden haz alıyor. ekitap gibi kaynaklara yönlendirilip okumaktan haz almaları sağlanmalı. Okuma alışkanlığı olan bir çocuk zaten zaman içinde imla vs ne gerekiyorsa okuduğu kaynaklardan bunu beynine yerleştirecek.
    Teknoloji gelişti ama biz niye hala el yazısı yazmakta ısrar ediyoruz bilmem...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumlar bazen spama giriyor nedense. Bir önceki yorumunuz doğrudan yayına girmişken bunu spamdan kurtardım:)
      Hayır girmez, sadece fikir birliği içinde olduğumuzu gösterir ve bunu sonsuz bir memnuniyetle karşılarım:)
      Olayları belli bir kalıba sokmaksızın mümkün olduğunca empati yaparak değerlendirmeye çalışırım. Kitap okumayı seviyorum, o kâğıdın kokusu beni mutlu ediyor diyoruz. Bizim ve bizden önceki nesil hep aynı duygular içinde. Ancak bizden sonraki nesillerin öğrenme, eğlenme araçları çok farklı olacak. Eskiden kalma araçlar sadece nostaljik bir öneme sahip olacaklar. Sözgelimi transistörlü radyo kullanan bir genç görmüyorum artık. Gençler kulaklığını takıp akıllı telefonlarıyla her türlü bilgi ve eğlenceye ulaşabiliyorlar.

      Yaşadığımız yüzyıl insanlar için hem zor hem de şaşırtıcı oldu. Zorluk yanı teknolojinin dev adımlarla ilerlemesi karşısında sosyolojik, psikolojik ve ekonomik dengelerimizi kaybettik. Eğitim de buna pek ayak uyduramadı. Bir geçiş dönemi. İnternet, bilgisayar eğitimde sonuna kadar kullanılmalı. Çocuğa en ideal şekilde nasıl okuma yazma öğretilir, konforlu bir hayata nasıl hazırlanır gençler, neyi, nereden, nasıl öğrenmeli ve bütün bunlar için bilgisayar ve internet desteğinden nasıl yararlanılmalı konusu acilen masaya yatırılmalı. İnanıyorum ki bu sayede çocuklar çok daha kolay öğrenecekler, doğru bilgiye daha kolay ulaşacaklardır. Eskiden zamanı bilmek için kolumuzda saat taşırdık. Şimdi bilezik gibi bir takıdan farksız. Ben cep telefonu çıktıktan sonra koluma hiç saat takmadım. Bunun gibi not almak gerekse bile akıllı telefonlardan, kompozisyon yazmak ya da ders almak için bilgisayardan ve internetten sonuna kadar yararlanmak gerek. Belki bizim nesil değil fakat gelecek nesiller defter, kitap ve kalem gibi araçları muhtemelen etnografya müzelerinde görecekler:)

      Sil
  2. Bizim gibi ülkelerde bilgisayarla eğitim hala zor ama. Bir kesim ne bilgisayara ne de nete doğru dürüst ulaşamıyor. Bunun en byük etkileri pandemide görüldü. Hatta haberlere de çıkmıştı. Bazı yerlerdeki çocuklar nete giremedikleri için dersleri takip edemedi, bazıları nasıl olsa okul yok denip çalışmaya yönlendirildi. Bir de o bilgisayarı alabileceklerin sorunu. Evdeki çocuk sayısı kadar bilgisayar ihtiyacı doğdu. Çünkü çocukların aynı saatlerde dersleri vardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün için geçerli değil yazdıklarım. İlk çıktığında TV ye de ulaşamıyor zengin evlerde yaşayan komşularımızın pencerelerinden izliyorduk olimpiyatları. Zaman içinde vazgeçilmez oldu, en yoksul evlerde dahi baş köşede yerini aldı. Bilgisayar ve internetin er ya da geç toplumun her kesiminin ulaşabileceği bir seviyeye geleceğine inanıyorum. Ayrıca pandemi döneminde olduğu gibi zorunlu olarak uzaktan eğitimden bahsetmiyorum. Bilgisayarın ileride defter, kitap ve kalemin yerini alacağını öngörmekteyim. Okullar ve öğretmenler sosyalleşme ve birebir iletişim kurmada öğrencilere danışma hizmeti verilmesinde vazgeçilmez olacaktır. Ne bileyim, belki her okulun sanal bir kütüphanesi olabilir. Gerektiğinde internet üzerinden grup çalışması yapabilirler. Ezberci eğitimi bırakıp öğrencileri araştıran, soruşturan bireyler olarak yetişmesinde bilgisayar ve internet çığır açacaktır. Bir zamanlar eski sofular evlerine gavur icadı diye TV sokmazlardı. Zamane sofuları internete aynı tepkiyi göstermiyor. Onlar beyinleri uyuşturmak için interneti kullanırken aynı ortamda alternatif kaynakların olması muhteşem bir gelişme.

      Sil
  3. Şimdi sizi güldüreceğim :) Alemanya sizi kıskanıyor çünkü biz burada bilgisayar ve telefon tablet olmadan çocuk yetiştiriyoruz. El yazısı var ve evet kurşun bile değil dolmakalemle yazmak zorundalar okulda ;) Çünkü bu bir kültür, kaybetmemeliyiz diyorlar. Çocuklar türk çocuklarına göre daha zayıf ve kaslılar, daha hareketli, kendi işini gören ve daha az mızmızlar.. Bunlar da kültür işte ve maalesef ekranla geçen zamanla çok ilişkili olduğunu gözlemliyorum.
    Teknoloji kullanmak her zaman modernlik değil bence.. Nasılsa öğrenecekler ama ilkokulda değil.. Ama tabii herkesin fikri kendine :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ha pandemide de online sisteme geçmedik, pazartesi sabah okula yüründü ödev dosyası alındı, önceki haftanın dosyası bırakıldı.. :))

      Sil
    2. Demek doğruymuş dedikleri! Biz bu kesimi cahil sanıyorduk, esas cahil bizmişiz. Alemanya bizi kıskanıyor he... Vay vay vay...:)))
      Şu kültür, anane, gelenek, görenek lâfları bana tuhaf geliyor. Hatta nefret ediyorum dememek için tutuyorum kendimi. Değişim esastır. Kültür bir toplumun aynası, bakar incelersin, a ne güzel şeyler yapmışlar, ne güzel adetleri varmış dersiniz fakat kültürümüz, geleneğimiz diyerek değişime karşı duvar öremezsiniz. Bunu yapmaya çalışsanız bile değişim sizi ezer geçer. Zamana, değişen dünyaya, insanın işini kolaylaştıran yeniliklere karşı çıkarsanız geride kalırsınız. Değişime ayak uyduranlar sizi sömürmeye başlar.
      Alemanya bile olsa değişime ayak uydurmadığı eski alışkanlıklara bağlı kaldığı sürece gerilemeye mahkumdur. Günümüzde, iletişim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte bilim, sanat ve kültür anonim oldu. Bunları en iyi değerlendiren uluslar diğerleri tarafından kıskanılmaya mahkumdur:)
      Bu arada "sevmek" temalı yazılarınızın tümünü ilgiyle okudum. Katıldığım ve katılmadığım yönleri vardı. Doğal olarak katılmadığım özellikle 2. bölümde anlattıklarınız. "Sevmek bir alışveriş ilişkisi değil, önce onu bir belirleyelim. Sevmek senin içinde ve tek yönlü, etken bir his." diyorsunuz. Sizin sevmek sözcüğünüzü "aşk" olarak anlamlandırabilirsem belki anlaşabiliriz:))

      Sil
    3. Ama Almanya teknolojide dünya lideri ;) Sadece çocuklarını teknolojiyle bu kadar erken yaşta tanıştırmak istemiyorlar.. Hani kimisi bebeğine tableti verir yemek yedirir, kimisi 10 yaşından önce eline telefon vermez, bunlar bence kültür işi demek istemişimdir. Yani kültürlü kültürsüz anlamında değil, herkesin kültürü farklı anlamında..
      Aman yine başlamayalım :))) Yok ben aşkı özellikle o yazıların dışında tutmak istedim, yani sevgisiz aşk oluyormuş, ben de haberdar değildim ama varmış yani. Bunu kabul edebilmem zor oldu ama şükür diyelim, oldu.. Aşk tanımında "anlık bir duygusal çılgınlık"ta anlaşalım sevgili Tyrha :))) Aslolan sevgi gerçekten.. Onun da tamamen bireysel olduğunu düşünüyorum artık.. Baya radikalleştim galiba hahahaha. Çok sevgiler.

      Sil
    4. Eğitim konusunda teknolojinin nimetlerinden ne şekilde faydalanmak gerektiğini eğitimciler bilir. Elbette çocuğun eline tableti verip bırakmak önerilecek bir yol değil. Fakat ben çocukların okuma yazma öğreniminde bilgisayardan yararlanmayı önemsiyorum. Bildiğiniz üzere klasik eğitim sistemi özellikle ülkemizde yaz boz tahtasına dönmüş, üstelik tamamen ezberciliğe dayanıyor. Yeni bir sistem oluştururken bilgisayar ve internet göz ardı edilmeyecektir sanırım. Ben de yazımda bir toplumda kültürün zamanla değişebileceğini geçmişe saplanıp kalmanın doğru olmadığını dile getirmek istemiştim.

      Başlasak da bitiremeyiz zaten:))) Aşk duygusal bir çılgınlık sözünüze katılırım. Fakat anlık dersek biraz kısa bir süre olur bu sanırım. Aşk bazen yıllarca, hatta ömür boyu sürebilir. Bu ömür boyu hali kavuşamama ya da karşılıksız, platonik aşklarda olur. Çoğu zaman aşk karşı tarafı tanıyıp o hayal ettiği kişi olmadığını anlayınca sona erer. Benden de sevgiler Alemanya'ya:)

      Sil
  4. evdeki öğretmene sordun muuu acaba okuma yazma konusunda ne düşünüyor, şimdiki çocuklar için yani :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, sormadım ama yanımda:) Hemen sorup döneyim, bekle:))

      Sil
    2. Ağırlıklı olarak sana hak veriyor. Yine içinizde en Z- kuşağı benim:)))

      Sil
    3. Sormam hataydı, taktik hatası. Eşimle anlaştığımız tek konu Atatürkçülük. Bunun dışında her konuda farklı düşünüyoruz zaten:)

      Sil
  5. Milli eğitim politikası ülkenin başına her gelen iktidar tarafından kendi ideolojilerine uygun bir şekilde adeta bir yap boz tahtası gibi değiştirilip durdu. Şahsen eğitimin başındaki "milli" sözcüğünü bile gereksiz görüyorum. Eğitim evrensel olmalı, aynı müzik gibi. Her ülkenin kendine özgü müzikleri olduğu halde siz hiç "milli müzik" denildiğini duydunuz mu? Eğitim bilgi sahibi olmanın yoludur, bunu ülke sınırlarına hapsetmek ne kadar yanlış!

    Bilgisayar ve özellikle internet hem iyiliğin hem de kötülüğün aracı olmuş durumda. Dediğiniz gibi iyi yönlerini kullanarak öğrencilerin okuma yazma becerilerini geliştirme konusunda nasıl bir yol izlemeli, hangi yöntemleri geliştirmeli konuları işin uzmanları tarafından yapılması gereken bir iş. Elbette önce bilgisayar ve internetin bütün çocuklar tarafından ulaşılabilir olmalı, eğer bu çocuklar için bir eğitim aracı olarak kullanılacaksa devlet tarafından bedelsiz olarak onlara verilmeli. Yeni gelen nesillere bizim zamanımızın eğitim araçlarını kullanın demek, onları yeniliklerden mahrum etmek doğru olmadığı gibi istesek de yapamayacağımız bir eylemdir. Teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  6. Teknolojin gelişim ve yayılım hızı çok arttı. Kaçınılmaz bir durum buna maruz kalmamak. Olabildiğince kontrollü olabilirsek iyi bence de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, önemli olan teknolojiyi insanın gelişmesine, sağlığına ve refah düzeyinin arttırılmasına araç etmek. Bunlar bir tarafa bırakılıp sadece sömürü aracı ve ayrımcılık yaratmak için kullanılırsa elbette zarar verecektir.

      Sil
  7. Öncelikle ifade edeyim ki Mrs. Kedi, siz eğitimciler dururken bu konuda ahkâm kesmem doğru değil. Ancak ben teknolojinin, özellikle bilgisayar ve internetin eğitime nasıl dahil edileceği konusuna özellikle girmedim, sadece geçmiş yıllara bakıp geleceğe dair bir projeksiyon yapmak istedim. Zira benim çocukluğumda, değil internet, bilgisayar, tv bile yoktu. Konu hakkında yazdıklarım belki bir ütopya belki de distopya, bunu zaman gösterecek. Fakat emin olduğum bir şey var ki, o da klasik eğitim sisteminin gelecekte tamamen bilgisayar ve internet teknolojisinden yararlanacağı. ABD Başkanı Rutherford B. Hayes 1877 yılında telefon için "Şaşırtıcı bir buluş ama kim niye kullansın ki?" diye sormuştu. Ünlü sinema yapımcısı Darryl F. Zanuck televizyon icat edildiğinde "Televizyon altı ay gündemde kaldıktan sonra modası geçer. İnsanlar her gece tahta bir kutuya bakmaktan sıkılacaklardır." dedikten sonra o aptal kutusu dedikleri aletin sinema salonlarının yerini aldığına şahit olduk.
    Bugün hemen herkesin kabul ettiği klasik ders araçlarının ve kitabın çocukların eğitiminde internete ve bilgisayara kıyasla daha etkili olduğu. Gelecek ne gösterecek bilmiyorum:)

    YanıtlaSil
  8. Çok teşekkür ederim. Hayata farklı pencerelerden bakmak, doğru yolu bulmak için aklımızı kullanmak çok önemli. Herşeyi bilmek bir insan için mümkün değil ancak araştırıp sorgulayarak doğrusuna karar vermek insanı diğer canlılardan farklılaştıran bir meziyet. Muhakeme gücü...:)

    YanıtlaSil