"Gelişmiş ülkelerde doğum oranının önümüzdeki 50 yılda düşeceği tahmin ediliyor ve ayrıca 2030 yılında gelişmiş ülkelerdeki nüfusun üçte birinin 65 yaş üstü olacağı öngörülüyor. Bu tahminlerin gerçekleşmesinin gelişmiş ülkelere ne etkileri olabilir? Bu durumu çözmek için bu ülkeler şimdi ne yapabilir?"
Gelişmiş ülke vatandaşlarına gelişmemiş ülke vatandaşları tarafından yol göstermek, tavsiyelerde bulunmak her ne kadar ironik görünse de bizler gibi her konuda fikir sahibi Türk vatandaşları için yadırganacak bir durum değil. Gelişmiş ülkelerin her türlü yolu deneyip ekonomimizi çökerttiği bu günlerde insanlığımızı gösterip onlar için elimizden gelen yardımı esirgemeyelim yine de.
Sorunun girizgâh kısmında belirtildiği üzere gelişmiş ülkelerdeki toplam nüfus azalırken yaşlı nüfusun artış gösterdiği bir gerçek. Bu durum bence gelişmişliğin bir göstergesi. Önemli olan nicelik değil niteliktir. Teknolojik ilerlemenin sonucunda insanın beden gücüne olan ihtiyacı azalırken beyin gücüne ihtiyacı artıyor, batının gelişmiş devletleri, gelişmemiş ülkelerdeki zeki insanları cazip koşullarla bağırlarına basmakta.
Artan yaşlı nüfus, sağlıktaki gelişmelerin ve hijyen koşullarının iyileştirilmesinin bir sonucudur. Gelişmiş ülkeler yaşlı insanlarına her türlü hizmeti sunarken gençliklerinde ülke yararına yaptıkları çalışmaları karşılığında takdir edilesi bir vefa örneği göstermekte. Sadece yaşlıları için değil, gelişmiş ülkeler, çalışma saatlerini düşürmek suretiyle vatandaşlarına aileleriyle ilgilenebilmeleri, insanca yaşayabilmeleri, kendilerini geliştirmeleri, spor ve sanatla ilgilenmeleri ve refah düzeylerini arttırmaları için yeterli zamanı ayırmak hususunda çaba sarf ettiklerini görüyoruz.
Gelişmiş ülkelerde genç nüfusun azalması bazıları için büyük sorun olarak değerlendirilmesine karşın şahsen aynı fikirde olmadığımı söylemek isterim. Zira günümüzde makineleşme, teknolojik yenilikler, robotların ve yapay zekânın gelişmesi beden gücüyle çalışan insana olan ihtiyacı gittikçe azaltmakta. Gelişmiş ülkeler gerekmesi halinde, özellikle hizmet sektöründe ihtiyaçları olan işgücünü az gelişmiş ülkelerden tedarik edebilirler.
Çağımız değişiyor. Eskiden güç deyince kafa sayısı gelirdi akıllara. Bizim gibi ülkelerde aşiretler, cemaatler, tarikatlar kendilerine tabi olan nüfuslarıyla gösterirler güçlerini. Gelgelelim bu güçler, insanlık yararına ne yapmış, yandaşlarına, müritlerine ne fayda sağlamış? Savaşlarda, iç çatışmalarda kolaylıkla harcanmaktan, sömürülmekten başka ne işe yarıyor sayıları?
Önemli olan eğitimli, sorgulayan insan yetiştirmek. Batının gelişmiş toplumları bunu başarıyor. Bizim gibi geri kalmış toplumlar, reislerinin en az üç çocuk istemeleri, savaşların ve iç çatışmaların sonucunda meydana gelen büyük göçler yüzünden cehalete kucak açmakta. Sonuçta açlık, sefalet, gözyaşı, şehitler, cinayetler, intiharlar...
Gelişmiş ülkelerin içi rahat olsun derim. Onlar için tek sorun nüfuslarının azalması. Bence nüfuslarını arttıramıyorlarsa sabit tutsunlar. Benim tavsiyem bu yönde. Eskiden ortalama yaşam süresi 60-70 yıl iken artık 90 küsurlara gelmiş. Bu durum zamanla yerine oturacaktır. Ölenle doğan sayısı eşitlenirse mesele hallolmuş demektir. Bunu cazip hale getirmek medeni bir ülke için çocuk oyuncağı. Diğer bir husus da kontrolsüz göçlere karşı önlem alınması. Bu gelişmiş ülkeler için daha büyük bir sorun. Zira bunun en önemli sebebi kendileri. Gelişmiş ülkeler geri kalmış ülkeleri yıllardır iliğine kadar sömürmeye devam ederken kendi kuyularını kazdıklarının farkında değiller. Ne oluyor, sömürülen ülkeler aç kalıyor, iç çatışmalar, savaşlar çıkıyor ve bu durum büyük göçlere neden oluyor. Doğrusu bu durum gelişmiş ülkelerin medeniyetlerine sürülmüş kara bir leke. Neticede insan, fıtratında var egoizm. Gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkelerin insafa gelmelerinden medet ummamalı ve kendi insanlarının köle haline getirilmesine izin vermemeli. Bunun olamayacağını biliyorum elbette!
Özetle, gelişmiş ülkeler için yaşlı nüfusun artmasını sorun olarak görmüyorum. Bununla birlikte aynı durum bizim gibi az gelişmiş, geleceğe dair hiçbir konuda plânlaması olmayan, otokrat yönetime sahip ülkelerde ciddi bir problem. Bu sorunun ülkemiz üzerindeki etkileri ve bizim bunu nasıl aşabileceğimize dair çözüm önerileri konunun kapsamı dışında kaldığı için burada yazıma son veriyorum.
Bu da üzerine hiç düşünmediğim farklı bir bakış açısıydı. :)
YanıtlaSilÖnemli olan konulara farklı pencerelerden bakmak. Bu şekilde ufkumuz daha çok genişleyebilir:)
Silyani bizim ülkede insanlar emekli olup ölsünler gibi bişi var o zamansa :) istatistiklere göre, erken emekli olanlar geç ölüyor, geç emekli olanlar erken ölüyor ülkemizde :)
YanıtlaSilKesinlikle! Medeniyetten süratle uzaklaşıyoruz. Sonumuzu hayır görmüyorum:(
SilDünyada tüm kaynaklar hızla tükeniyor ayrıyetten yaşam güvencesini alt üst eden bir sürü gruplar ortaya çıkıyor komşularımızı bile tanımadığımız bir dünyada yaşarken hangi gelişmiş medeniyetin evladı çocuk yapmak ister ki. Bir büyüğüme madem çok fakirdiniz neden bu kadar çok çocuk yaptınız yazık değil mi diye serzenişte bulunduğumda bana gülerek ''fakirler çocuk yapmakla zenginler paralarını saymakla meşgul olurlarmış'' demişti. Şunu anlıyorum ki kendini geliştirmemiş ilgi alanlarının farkına varamayan varsa bile maddi yetersizliklerden dolayı yapacak bişey bulamayan herkesin çok çocuğu var. Nerede kendini geliştirmiş insan varsa az çocukla yada hiç çocukla hayatlarına devam ediyorlar. Bu dünya ilginç bir yer. İnsanlar için var olan bu dünya elbette insansız kalamaz. Ama az insan çok huzur.
YanıtlaSilMaalesef durum anlattığınız gibi. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki fark kapanacağı yerde açılıyor gittikçe. Kalkınma plânımız yok, günü geçirmeye birilerini zengin etmeye çalışıyoruz sadece. Yaşlı nüfusun artması bizim gibi geliştirilememiş ülkelerde ciddi bir sorun. Yaşamak için iktidar partisine yakın olmaktan başka bir çare bırakmıyorlar insanda. Adaletin ve fırsat eşitliğinin olmadığı bir ülkede sorunlar bitmez. Yakın gelecek için endişeliyiz. Özellikle gençler çok şanssız. Ülke kaynakları yerli yerine kullanılabilse, haksızlıkların önüne geçilebilse kolaylıkla çözülebilecek sorunlar dağ gibi yükseliyor önümüzde.
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum. Kontrolsüzce çoğalmak, sistemlerin içi boş bir hal alması, niteliksiz nicelikler yeri demektir bu, genç nüfusun fazlalığı daha büyük problem..
YanıtlaSilAklın yolu bir. Her dürüst insan bu şekilde düşünür. Eğer insan dürüst değil ama akıllı ise arkasında sürü gibi kendisine biat edecek vasıfsız kalabalıklar ister sömürebilmek için. Teşekkürler:)
SilNe zamandır uğrayamadım bloğunuza. Konu çok katmanlı. Genç nüfusu olmayan bir devlet kendini yürütemez gibi geliyor ancak kontrolsüz çoğalma daha da zorlu bir iş. Diğer yazılarınıza da en kısa sürede bakacağım. Şu anda İst' dan selam gönderiyorum. :)
YanıtlaSilSormayın, benim de üzerimde blog okuma konusunda bir tembellik var ki demeyin gitsin. Bizi ülke gündemi fazla meşgul ediyor olmalı. Gelişmiş ülkeler bir yolunu bulur sanırım. Nüfus artışının gelişmemiş ülkeler için hem iyi hem kötü tarafları var. Taşları kırmak için konkasör yerine Pakistan'da işçilerin eline birer balyoz verip mıcır hazırlattıklarını gözlerimle görmüştüm. Ben de size İzmir'den iyi dileklerimi gönderirken huzurlu bir yıl geçirmenizi dilerim:)
Sil