KATEGORİLER

7 Şubat 2024 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 233

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz devam ediyorÖnceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Ağaç Ev Sohbetlerinde bu haftanın konusu sevgili Sade ve Derin / DeepTone'dan.  

"Alışveriş merkezlerine alışverişe mi gidiyoruz, zaman geçirmeye mi?"

Kendimi bildim bileli alışveriş merkezlerini sevmiyorum. Acil bir şeye ihtiyacım olduğunda ve aradığım şey sadece orada bulunuyorsa uğrarım. Hani gidip bir kolaçan edeyim, ucuz ya da beğendiğim bir şey var mıdır diyerek bütün günümü harcamam o devasa alışveriş mekânlarında. Klostrofobik değilim ama büyük AVM lerde biraz fazla kalınca ruhum daralır, nefes alamaz hale gelirim, tansiyonum düşer. Yıllar önce Ankara'daki IKEA mağazasına gitmiştik eşimle birlikte. Bildiğiniz gibi mağazanın sinir bozucu bir özelliği var. İçeri adım atar atmaz ziyaretçilerin oklarla yönlendirildiği ve tüm ürünleri gösterebilmek için adeta açık bir tüneli andıran yılankavi güzergâh boyunca uzun bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Sıkıldım döneyim deseniz trafik tek yönlü olduğu için geriye dönmek yok. Metazori tüm ürünleri görmeden çıkış izni alamıyorsunuz. Yolun sonunda bir kafeterya var, İsveç Köftesi güzel. Ama köfte yemek için zorlu parkuru başarıyla tamamlamanız şart. Yaşadığım o anı hiç unutamam, yolun yarısında hafakanlar basmış ve çıkarın beni buradan diye bas bas bağırasım gelmişti. O gün bugündür IKEA'yı her gördüğümde yolumu değiştiririm. 

Alışveriş konusunda insanlar ikiye ayrılır. Birinci grup aklında hiçbir şey olmasa da AVM, çarşı, pazar dolaşır. İhtiyacı olup olmadığına aldırmaksızın canının çektiği ya da piyasa şartlarına göre ucuz gördüğü ne varsa satın alıp evine kucak dolusu eşya ile döner. Hele bir de karnı açken çıkarsa alışverişe, durum daha vahim bir hal alır.  Bu gruba dahil insanların bir kısmı evlerine döndüğünde cazibesine kapılıp yüksek bedeller ödeyip satın aldığı bazı eşyaları gereksiz olduğu fark edip kendi kendine kızar. Benim de içinde bulunduğum ikinci grup insan türü ise alışverişten pek hoşlanmaz. Bir şeye ihtiyacı mı var, bekler bekler, ihtiyaç kaçınılmaz boyuta geldiği zaman en kısa yoldan bir dükkân bulup sorununu giderir. Bu yerin AVM, çarşı ya da cadde üzerinde bir mekân olmasının önemi yoktur. Hedefe odaklı bir yol izleyerek genellikle ilk gördüğü yerden süratle ihtiyacını karşılar ve evine döner.

Anlayacağınız üzere AVM'ler benim uğrak mekânım olamaz. Mecbur kalmadıkça (yani eşimden dolayı maruz kaldığım haller dışında), ne kafesi, ne kahvesi cezbetmez beni. Bazen alışveriş için eşimin peşine takılıp gittiğimde mağaza mağaza dolaştıktan sonra fast food katına uğramamız züğürt tesellisi olur benim için. Bunun yanı sıra AVM'ler piyasanın çok üzerinde pahalı yerlerdir. Aynı ürünü başka bir yerden çok daha ucuza temin etmek varken binanın güzelliğine aldanıp para saçmak sabit gelirliler için akılla bağdaşmaz. AVM'ler müthiş bir rant kapısıdır. Dükkân kiraları aşırı derecede yüksektir. AVM'den alışveriş yapanlar yüksek kira bedellerini satın aldıkları ürüne ekstra bedel ödeyerek karşılamış olurlar. 

Zaman geçirmek için AVM'ye gitmeyi düşünenleri hep merak ederim. Bunların başka işleri ya da zamanlarını harcayacak başka aktiviteleri yok mudur? Bir de işin felsefi boyutu var zamanın. Zaman geçirmek bizim elimizde mi? Zaman dediğin isteseniz de istemeseniz de geçer gider zaten. Zaman bir türlü geçmek bilmiyor deyip şikayet edenleri, boş vakti olduğunu dile getirenleri anlayamıyorum. Tam aksine, zaman bana göre ışık hızında geçiyor. Hiçbir şey yapamıyorum diye bir his kaplıyor içimi bu hız karşısında. Sonra kısacık ömürleriyle gerilerinde büyük eserler bırakmış besteciler, bilim insanları, yazarlar geliyor gözümün önüne. Yaşamın anlamını düşünüp bir garip hüzün çöküyor üstüme. 

16 yorum:

  1. Çocukluğumda AVMlere ailecek satılanlara bakmaya gittiğimizi hatırlıyorum. Bir sergiye gider gibi günümüzde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim çocukluğumda günümüzdeki gibi AVM ler yoktu. Hatta süpermarketler bile yoktu. Çarşı, pazar ve bakkal dükkaları vardı. Bazı bölgelerde bakkalların da alışveriş ettiği toptancılar yer alırdı. Eski zamanların o atmosferini daha huzur verici buluyorum.

      Sil
  2. Ben seviyorum şahsen. Bazen çok bunaldığımda nedendir bilmem gezmeyi de AVM'de varsa durumum alışveriş yapmayı da severim ve daha iyi de hissettirir, yalan yok :D Ama sizin ilk paragrafta bahsettiğiniz IKEA olayı sinir bozucuymuş. Yani insanlara her şeyi göstermeye çalışmaları, zoraki hissettirir, benim de hoşuma gitmezdi sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Normal olan sizinki Zeynep Hanım. Benim gibi olan sadece sevgili C. çıktı. Bizler sıra dışı insanlarız. Zira AVM'ler hıncahınç dolu:) IKEA sinir bozucuydu gerçeketen. O zamanlar bazı şeyler duymuştum, birileri sinir krizi geçirmiş diyorlardı:)

      Sil
  3. Avmlerin iyi tarafı pek çok şeyi bir arada bulabilmek. Benim yaşadığım şehir küçük, AVM yok,büyük sehirlere gittiğimizde yılda bir iki kez Avmye uğrarız,bünye istiyor:) fazlası zarar.kalabaligi, havası insanı yoruyor, zaman gecirmek çok akıl işi değil:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ankara'dan memlekete döndüğümüzde önce bir ilçesine yerleşmiştik. Yeni bir AVM açılmış ve reklâmını yapıyorlardı. "Dev AVM açıldı" diye. Ankara'daki AVM lerden sonra bir gülesim gelmişti ki sormayın. Şakasını hâlâ yaparım. Dev AVM dedikleri üstü daire, giriş katı süpermarket ve sayısı beş onu geçmeyen dükkân, bir üst katı ise kafeterya ve oyun salonlarından mürekkep bir yerdi. Elbette dışarıdan büyük şehre gelince uğrak yerlerden biri de AVM oluyor. Yıllar önce Dubai'ye gitmiştik, inanır mısınız, o kadar büyük bir AVM'ydi ki gezmek için tam günümüzü yemişti. Evet, zaman geçirilecek bir yer değil bence de. Belki biraz alışveriş, çocuklar için biraz eğlencesinden yararlanılabilir:)

      Sil
  4. ha haa köfte için tünelden geçmek bilimkurgu gibi olmuş. ikea öyle değil şimdi :) direk gidip köfteyi yiyebilirsiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi değişmiş o zaman:) Sanırım çıkış tarafından girip köfteciye ilk sırada erişiyorsunuz:)

      Sil
  5. Şaşırmadım desem yalan olur:) Çünkü bildiğim kadarıyla kadınların en sevdiği şeydir alışveriş. Özellikle AVM lerde bütün günü geçirmekten zevk alırlar. Eşimden dolayı ara sıra AVM lere gitmek zorunda kalıyorum. Fakat sıkıldığım için o da huzursuz oluyor. Bazen git bir kafede otur diyor kızımla birlikte doyasıya geziyorlar. Ben yine de onların yolunu gözlerken sıkıntıdan patlıyorum. Tel başıma kafede ne işim olabilir?
    Evet, bence de bir kadın olarak ilginç huylar. Eğer bir şey alacaksam ilk bulamadıysam ikinci dükkandan alırım, eğer o da olmazsa almaktan vazgeçerim. Eşim bir yandan kızım bir yandan dükkânların içine doğru çekiştirirler beni ben adeta yırtınır kaçarım. Bir nevi fobi gibi. Benim gibisi yoktur herhalde:)
    Yaşamın anlamını düşünmek iyi değil haklısınız. Yaşamın içinde anlam aramak nafile olabilir. Çünkü olmayan bir şeyi arıyoruzdur belki. Fakat yine de zaman ve sonsuzluk kavramları üzerinde çok duruyorum. Hadi hayırlısı:)

    YanıtlaSil
  6. Haklısınız. Önce ihtiyaçları aciliyet sırasına göre belirlemeli daha sonra alışverişe çıkmalı. Bununla birlikte kervan yolda düzülür şeklinde düşünüp alışveriş yapanlar da az değil. Bu insanların da haklı sebepleri olabilir kendilerine göre. Sözgelimi ihtiyaçları olmasa da ucuz buldukları bir şeyi alıp bir kenara koyabilirler. Eşim öyledir meselâ. Ben bunun doğru olduğunu düşünenlerden değilim. Çünkü kafam o kadar çalışmaz. Lâzım olduğunda daha önce aldığım unutur, gider yine alırım:)
    Ben de eski çarşıları, bakkal dükkânlarını özlüyorum. Esnaflık o zaman vardı. Bilirdiniz ki mahalle esnafı sizi kazıklamayacak.

    YanıtlaSil
  7. Ben de tahmin edeceğiniz üzere AVM'lerden hiç ama hiç hoşlanmam :) Kapitalizmin kalelerini sevmiyorum. En son en zaman gittim gerçekten anımsamıyorum. Hele ki oralarda sosyalleşmek benim için olası değil :) Aslında mümkünse hiç gitmeyeyim alışverişe :) Sadece yiyecek alışverişi yapmayı severim, o da hep aynı yerlerden. Esnafla şakalaşarak tek tek elma seçmek keyiflidir. Balık ise Kadıköy çarşıdan alınmalıdır, gitmişken çarşıdaki aktardan iğde almadan dönmek de olmaz. Balıkçılar Çarşısı her zaman renklidir, balıkçıların şov yaparak hamsi tartmalarını izlemeye doyum olmaz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farkında mısınız bizler halkımızdan ayrı düştük. Çünkü bu soruya samimi cevap verildiği kabul edilse özellikle kadınlarda bizler gibi düşünenlerin oranı yüzde onu geçmez. Elbette bu durumun sosyolojik analizini yapmak lâzım. Bence bunun bir nedeni eğitim düzeyi, ikincisi sosyo-ekonomik durum ve nihayet karakter özelliği. AVM'lere karşı duruşunuzda temel neden olarak onları kapitalizmin kalesi olarak görmeniz hayata bakış açınızın bir diğer göstergesi. Sırf hava olsun diye gidip oralardan alışveriş edenleri, aldıkları ürüne karşılığının iki katını ödeyenleri gerçekten anlayamıyorum. İki katı olmak zorunda, zira kiralar inanılmaz derecede yüksek. Mağaza sahibi illâ ki bir yerden karşılayacak bunu.
      Alışveriş tarzınız şiir gibi ama sanırım yine de eski tadı bulamıyoruz. Şimdiki esnaflar da, komşular da eskisi gibi değil:)

      Sil
  8. Aynı düşünüyorum. Kesinlikle bir aktivite olamaz AVM'ler. Sıkıcı, boğucu, kalabalık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklın yolu bir mi desek, yoksa zevkler ve renkler tartışılmaz mı?:)

      Sil
  9. Arada serinlemeye ya da ısınmaya desek doğru olur. 😊 Artık kullanım alanı dışında kullanılır oldular. Bir de insanların aktivite anlayışı değişti ve zamanı değerlendirme konusunda kötü olduğundan olsa gerek. Yoksa zamanı oraya harcamaya bende kıyamam. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhtemelen çoğu insan alışverişten ziyade serinlemek ve ısınmak için AVM lerde vakit geçiriyorlar. Zira çoğu zaman kalabalık oluyor ama dükkânların içi boş. Zamanı çok olanlar için bir alternatif olabilir ama bana zaman yetmiyor:)

      Sil