Bugün sabah bir vesile ile Fırat'ın küçük kızını gördüm. Çok şirin bir şey. Babasını görünce gözlerinin içi gülüyor. Üşümesin diye eve kömür bıraktık. Yaylaya çıkıp bahçeden içeri girer girmez bir tuhaflık sezdim. Şefin tavukları kümesin dışında dolaşıyordu. Taş Ev'in kapısını açmadan oraya yöneldik. Dışarıda dolaşan tavuklardan biri eksik. Hemen dünkü köpekler geldi aklıma. Aç köpekler yine tavuğun birini parçalamış. Neyse ki diğerleri kurtarmış canını. Kümesin köşesindeki teli aralayıp içeri girmiş olmalı köpekler. Bahçeyi çevreleyen tel çitte de açılmalar var. İlk işimiz onları kapatmak olmalı.
Öğlen bir bankanın müdürü misafir getireceğini söylemişti. Çok geçmeden geldiler. Onların kalkmalarının ardından Aşkın Şef işini bitirir bitirmez bahçenin alt tarafına iniyoruz. Fırat gelen misafir olursa haber verecek bize. Büyük bir gediği kapatmak için rüzgardan devrilen bir ağacın gövdesinden yararlanıyoruz. Yanımda götürdüğüm ağaç motoru ile dalları kesiyorum. Güzelce kapatıyoruz boşlukları. İkincisine geçmeden Fırat arıyor, misafir geldiğini haber veriyor. İşi bırakıp çıkıyoruz yukarı. Akşam rezervasyonları geliyor. Arnavut ciğeri çok rağbet görüyor bu aralar. Şef ciğer alınacağını söylemeyi unuttuğu için bir kez daha şehre inmem gerekiyor.
Şehirden çabuk dönüyorum. Kızım dört haftalık bir golden retriever almış biraz büyüdükten sonra bize bırakacak. Whatsapp tan resimlerini gönderiyor, şirin mi şirin.
Taş Ev'in misafir portföyü tam istediğim gibi gelişiyor. Bu akşam bir düğün yemeği, bir evlilik yıl dönümü ve bir de doğum günü kutlama yemeği. Özel günler için tercih edilen mekan oldu Taş Ev.
Esnaf piyasada kriz yaşandığına işaret ederken işlerin eskisi kadar iyi olmadığını söylüyor. Bundan biz ne kadar etkileniyoruz? Etkileniyor muyuz? Anlamamız mümkün değil. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Kızım whatsapp tan ufaklığın resimlerini göndermeye devam ediyor. Ona güzel bir isim bulmalıyız. Anneannesi onu biberonla beslediğinden süt annesi oluyormuş.
Gelen misafirler havalar ısınınca tesisi genişletmek, kapasiteyi artırmak zorunda kalacağımıza işaret ediyor. Ben ise ısrarla buna karşı olduğumu söylüyorum.
Haberlerden izlediğime göre Türkiye'nin en büyük sorunu çözülmüş. Bu konuda yıllardır mücadele eden hükümetimizi kutlamak gerek. Türk Silahlı Kuvvetlerinde bundan böyle kadın subay ve astsubaylar baş örtüsü takabilecek. Ülkemizde demokrasi adım adım gelişiyor (!) Ümit ediyorum ki bazı komutlar da en kısa zamanda değiştirilir ve ülkemizin bir ayıbı daha temizlenmiş olur. Mesela komutan ya da önemli bir misafir birliği ziyaret sırasında ne diyor askere hitaben? "Merhaba Asker." Ne kadar gerici bir söylem, bakar mısınız? Hükümetimizden beklentimiz bu tür komutlardan dilimizi arındırması. İnsanın içinden kabaran iman duygusu yansımalı bu tür diyaloglarda. "Selamün Aleyküm Asker." diye seslenmeli ziyaretçi büyüğümüz. Askerimiz avazı çıktığı kadar bağırmalı "Aleyküm Selam" derken. Bak işte o zaman göreceksiniz. Ne şehit cenazesi gelecek, ne de kadına şiddet uygulanacak. Kişi başına düşen milli gelirimiz tavan yapmazsa ne olayım?
Taş Ev'in misafir portföyü tam istediğim gibi gelişiyor. Bu akşam bir düğün yemeği, bir evlilik yıl dönümü ve bir de doğum günü kutlama yemeği. Özel günler için tercih edilen mekan oldu Taş Ev.
Esnaf piyasada kriz yaşandığına işaret ederken işlerin eskisi kadar iyi olmadığını söylüyor. Bundan biz ne kadar etkileniyoruz? Etkileniyor muyuz? Anlamamız mümkün değil. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Kızım whatsapp tan ufaklığın resimlerini göndermeye devam ediyor. Ona güzel bir isim bulmalıyız. Anneannesi onu biberonla beslediğinden süt annesi oluyormuş.
Gelen misafirler havalar ısınınca tesisi genişletmek, kapasiteyi artırmak zorunda kalacağımıza işaret ediyor. Ben ise ısrarla buna karşı olduğumu söylüyorum.
Haberlerden izlediğime göre Türkiye'nin en büyük sorunu çözülmüş. Bu konuda yıllardır mücadele eden hükümetimizi kutlamak gerek. Türk Silahlı Kuvvetlerinde bundan böyle kadın subay ve astsubaylar baş örtüsü takabilecek. Ülkemizde demokrasi adım adım gelişiyor (!) Ümit ediyorum ki bazı komutlar da en kısa zamanda değiştirilir ve ülkemizin bir ayıbı daha temizlenmiş olur. Mesela komutan ya da önemli bir misafir birliği ziyaret sırasında ne diyor askere hitaben? "Merhaba Asker." Ne kadar gerici bir söylem, bakar mısınız? Hükümetimizden beklentimiz bu tür komutlardan dilimizi arındırması. İnsanın içinden kabaran iman duygusu yansımalı bu tür diyaloglarda. "Selamün Aleyküm Asker." diye seslenmeli ziyaretçi büyüğümüz. Askerimiz avazı çıktığı kadar bağırmalı "Aleyküm Selam" derken. Bak işte o zaman göreceksiniz. Ne şehit cenazesi gelecek, ne de kadına şiddet uygulanacak. Kişi başına düşen milli gelirimiz tavan yapmazsa ne olayım?
Biz kadın askerin başını örtebileceğine dair devrim niteliğinde karar çıkartırken elin uğraştığı şeye bakın. NASA, galaksimiz dışında insan yaşamı için uygun olabilecek yedi gezegen keşfetmiş. Bu tür ıvır zıvır şeylerle uğraşacaklarına gitsinler önce ordularına biraz iman aşılasınlar.
Keten helva yandıkça yanıyor. Güzel yurdum her geçen gün milli şuurunu kaybederken Araplaşıyor. Atatürk bu ülkeye fazlaymış meğer.