Kitabın Adı: Ruhumu Öpmeyi Unuttun
Yazar: İnci ARAL
Sayfa Sayısı: 189
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
İnci Aral'ın on öyküsünün yer aldığı Ruhumu Öpmeyi Unuttun adlı kitabında yer yer fantastik boyuta geçen ölüm ve yalnızlık temaları işleniyor. Basit bir dille yazılan öykülerin okunması kolay. 1944 doğumlu Aral, henüz ilkokul yıllarında önce babasını, iki yıl sonra da annesini kaybettikten sonra halasının yanında yaşamaya başlamış. Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş bölümü mezunu. Okulu bitirdikten sonra değişik yerlerde öğretmenlik yapan yazar, küçük bir şehirde mesleğini yaparken evli bir erkek öğretmen arkadaşıyla bir dostluk başlıyor aralarında. Küçük yerlerde bu durum dedikodu çıkarmaya hayli müsait. Oysa onların dostluğu aşk meşk ilişkisi değil, normal bir arkadaşlık. Yanlış anlaşılmaları önlemek için hemen hergün birbirlerini gördükleri halde düşünce ve duygularını mektuplaşarak aktarırlar birbirlerine. Bir süre sonra arkadaşı, mektuplarında kalemini çok beğendiği Aral'ın, yazdığı öyküleri edebiyat dergilerine göndermesini tavsiye eder. Yayınevlerinden olumlu yanıt gecikmez ve yazar böylelikle edebiyat dünyasına adımını atar.
Bir dönem yazmış olduğu öykü ve romanlarla popüler olan Aral, kitabının başında hayal gücünün soyutlamayla kurmacaya dönüştüğüne ve gerçeğin görme ve algılama biçimimizi genişletme gücü olan sözcüklerle yeniden yaratılabileceğine inanmasam, bu öyküleri yazamayacağını söylüyor. Hayal gücünün soyutlamayla kurmacaya dönüşmesi nasıl bir şey acaba? Yani cümledeki (bana göre gereksiz ve de anlamsız) "soyutlama" sözcüğünü hiç kullanmasa daha iyi olmaz mıydı? Hadi bu neyse de, "ruhumu öpmeyi unutma" nasıl bir mesaj veriyor okura, hangi hisleri uyandırıyor? Hani evin hanımı kocasını kapıdan uğurlarken arkasından seslenip "Aşkitom bir şey unutmadın mı?" diye sorar sözgelimi. Adam elindeki bond çantasını savurarak ani bir dönüşle, ceplerini yoklar, cüzdanını telefonunu kontrol ettikten sonra karşısında muzipçe gülümseyen karısının gözlerine bakar ve "Yoo, unuttuğum bir şey yok." der ya. Bunun üzerine kadın gücenmiş bir ifade takınarak, küt küt atan kalbini ellerinin arasına alıp kocasına gösterirken şuh bir ses tonuyla, "ruhumu öpmeyi unuttun" der. Adam sonra ne der, artık onu da siz tahmin edin.
Yok, haksızlık etmeyeyim, kötü bir kitap değil. Fakat blog dünyasında okuduğum, bazı öyküler, doğrusunu söylemek gerekirse Aral'ın öykülerinden aşağı kalmaz. Cümle içinde kullanılan bazı yanlış sözcük seçimleri dışında öykülerin çoğu bilinen sorunlardan yola çıkılarak kurgulanmış, fazla kafa yormayı gerektirmeyen türden. Ancak edebi açıdan ve yazım tekniği bakımından öne çıkan bir özellik göremediğimi söylemek zorundayım. Kurgusal açıdan on öyküden üç bilemedim dört tanesini beğendim. Özellikle "Gelecek" diğer öyküler arasında en fazla hoşuma gideni oldu.
Son okuduğum iki öykü kitapta ortak konunun ölüm olması tesadüften başka bir şey değil. Edgar Allan Poe'dan sonra İnci Aral'ın öyküleri bana çerez gibi geldi. On yıldır kitabı çıkmayan yazarın romanlarına ve diğer öykülerine bir şans daha vermeyi düşünüyorum.